Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1360 E. 2023/905 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1360
KARAR NO: 2023/905
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/07/2023
NUMARASI: 2021/423 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Birleşen Yalova 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/1633 Esas Sayılı Dosyası:
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacılar vekili, müvekkili … San. ve Tic. A.Ş.’nin … isimli geminin maliki olduğunu, diğer müvekkili şirketin ise borca katılan ve aynı zamanda ödeme yasağı uygulanan çeklerin keşidecisi olduğunu, Şubat 2018 ayı içerisinde geminin ana makinesinde oluşan arıza nedeniyle geminin 14.03.2018 tarihinde davalının Tuzla’daki tersanesine yalnızca ana makine tamiri için götürüldüğünü, tersane tarafından gemide yapılan tamir bedelleri karşılığında davalıya 25.04.2018 tarihinde 50.000 USD ve 29.06.2018 tarihinde 45.000 USD olmak üzere toplam 95.000 USD ödeme yapıldığını, “Krankshaft” bedeli olan 240.000 USD’nin doğrudan tedarikçiye ödendiğini, söz konusu ödemelere ek olarak Mart-Nisan 2019 aylarında 256.200 USD daha ödeme yapıldığını, yapılan ödemelere rağmen geminin müvekkiline teslim edilmemesi ve davalı tarafın tehditkâr mailleri karşısında tüm haklarının saklı kalması kaydı ile gemiyi kurtarabilmek adına 350.000 USD tutarında 3 adet teminat niteliğinde çek keşide edilmek suretiyle geminin olduğu haliyle ve ayıpların tamamının sorumluluğu davalıya ait olması kaydıyla 10.04.2019 tarihinde teslim alındığını belirterek, tazminin öngörülen süre içinde tamamlanmadığını, kabul edilemeyecek oranda ayıplı ifanın söz konusu olduğunu, 45 günlük tamir süresinin aradan 161 gün geçmesine rağmen tamamlanmadığını, geminin denize, yüke, yola elverişli olmadığının tespit edildiğini, 787.000 USD’lik fahiş tamir bedeli istendiğini, 695.000 USD’lik borcun davacı tarafça kabul edilmek zorunda kalındığını, 350.000 USD’lik teminat çeki verilerek geminin teslimi konusunda tarafların anlaştığını, toplam 350.000 TL bedelli üç çek verdiklerini belirterek, öncelikle ön yüzünde ciro edilemez kaydı bulunan ve 08/04/2019 tarihli sözleşmede teminat olduğu kabul edilen nama yazılı … Avcılar Şubesine ait … nolu 50.000 USD, 2360 nolu 100.000 USD ve 2361 nolu 200.000 USD bedelli çeklerin muhatap banka tarafından ödenmemesi ve takibe konu edilmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava haklarının saklı kalması kaydı ile, taraflar arasındaki 08.04.2019 tarihli sözleşme gereğince söz konusu çeklerin bedelsiz kaldığının tespiti ile bu çekler nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 14/05/2019 tarihli tensip ara kararı ile, davanın tarafları ile sınırlı olmak üzere 2.100.000,00 TL üzerinden %15 (315.000,00 TL) teminat ile İİK’nın 72/2.maddesi uyarınca davaya konu edilen çeklerin takibe konu edilmemesine, dava ve tedbir kararından sonra açılan takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir. Taraf vekillerinin itiraz ve talepleri üzerine mahkemenin 25/07/2019 tarihli ara kararı ile, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/726 D.İş sayılı dosyasında verilen 03/05/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, ihtiyati tedbirin devamı ile %15 teminatın olması nedeniyle talep konusu çekler üzerine ödeme yasağı konulmasına, bu suretle ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 24/12/2019 tarih ve 2019/2249 Esas, 2019/1569 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili birleşen dava dilekçesinde, dava konusu geminin tacir işlerini yaptıklarını, taraflar arasında 08/04/2019 tarihli borca katılma ve ibra sözleşmesini düzenlendiğini, bununla davalıların 350.000 TL borcu ikrar ettiğini, buna rağmen bu borcun ödenmesi için verilen çeklerin bedelsiz kaldığının iddia edildiğini, açılan menfi tespit davasının usulden reddedildiğini, geminin zamanında teslim edildiğini, Tuzla Liman Başkanlığının geminin sefere çıkmasına onay verdiğini belirterek, muaccel olan 350.000 USD alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, bilahare Yalova 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2023 tarih ve 2022/1633 Esas, 2023/589 Karar sayılı kararı ile dosyanın İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/423 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2019 tarihli 2019/218 Esas 2019/757 Karar sayılı kararına karşı asıl davada davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunmuş, Dairemizin 02/06/2020 tarih ve 2020/619 Esas 2020/535 Karar sayılı kararı ile, davadan önce arabuluculuğa başvurulmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiş; davacı vekilinin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 27/04/2021 tarih ve 2020/2105 Esas 2021/1981 Karar sayılı kararı ile menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemenin 27/12/2021 tarihi ara kararı ile, davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. Vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 05/04/2022 tarih 2022/917 Esas 2022/660 Karar sayılı kararı ile yerel mahkemece ihtiyati tedbir kararını değiştirecek bir bilgi ve belgenin dosyaya yansımadığından çekler üzerindeki tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle, istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin 21/07/2023 tarihli ara kararı ile, asıl davada davalı vekilinin ihtiyati tedbirin HMK’nın 396 .maddesinde düzenlene durum ve koşullar nedeniyle tedbirin kaldırılması olup, ihtiyati tedbir kararını değiştirecek yeni bir bilgi ve belgenin dosyaya yansımadığı gerekçesiyle, talebin reddi karar verilmiştir. Asıl davada davalı vekili istinafında, çeklerin geminin onarım ve bakım işlerine dair mahsuben davalıya teslim edildiğini, teminat çeki niteliğinde olmadığını, dosyaya sunulan 02/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda çeklerin muhasebe defterinde tahsilat olarak kayıtlı olduğunu, teminat olduğuna dair bir kayıt olmadığını, uzman görüşünde de çeklerin teminat çeki olmadığının belirlendiğini, geminin tersaneye ait kusur sebebiyle geç teslim edilmediğini, uzman görüşü ve bilirkişi raporunun dikkate alınarak mahkeme ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesidir. Davacılar iş sahibi, davalılar ise yüklenicidir. Dosyada bulunan ve taraflar arasında imzelenen 08/04/2019 tarihli “Borca Katılma ve İbra Sözleşmesi” başlıklı belgenin 2.3. nolu maddesinde donatan … Holding ile borca katılan … Mühendislik Şirketinin gemi bakım ve onarım işi sebebiyle davalıya bakiye 350.000,00 USD borçlu oldukları hususunda mutabakat sağlandığı, 2.4. nolu maddede; bakiye borç tutarının teminatı olarak borca katılan … Mühendisilik Şirketi tarafından keşide edilecek … Bankası Avcılar Şubesi’ne ait dava ve tedbir konusu …, … ve … seri numaralı 3 adet çek ile ödeneceği, sözleşmenin imzalanması ile birlikte çeklerin davalı şirkete teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, 2.5. nolu maddede de; davalı tersanenin çekleri tahsil etmesinin ardından diğer tarafı ibra edeceği hususları düzenlenmiştir. Her ne kadar dosya kapsamında 02/03/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporu alınmış ise de, taraf vekillerince rapora itirazlarda bulunulduğu ve henüz ek rapor alınmadığı anlaşıldığından ve tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebin her aşamada değerlendirilmesi mümkün olduğundan bu aşamada istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/07/2023 tarih ve 2021/423 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 13/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.