Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1316 E. 2023/896 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1316
KARAR NO: 2023/896
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2023
NUMARASI: 2023/323 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin feshi ve zarar talebine ilişkin olup; mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında mimarlık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirketin davacı müvekkiline ait İstanbul, Arnavutköy, … Mahallesi, … parsel, … Blok, mesken niteliğindeki 1 numaralı bağımsız bölümün sözleşmede belirlenen şartlarla tadilat, dekorasyon ve mimarlık hizmetlerini üstlendiğini, yüklenicinin sözleşmenin imzalanmasını takip eden 90 iş günü içerisinde sözleşme konusu edimleri eksiksiz olarak ifa edeceği hususunda anlaşıldığını, sözleşme kapsamında belirlenen tüm ödemelerin yükleniciye yapıldığını, müvekkili şirket tarafından davalıya toplamda 950.000,00 TL ödendiğini, sözleşme ile üstlenilen edimlerin en geç 20/02/2022 tarihinde tamamlanması gerekirken tamamlanmadığını, aksine hatalı uygulamalar ile taşınmaza zarar verildiğini, yerine getirilen edimlerin de sözleşmede belirlenen malzemelerden farklı, düşük kalitede ve ayıplı olduğunun görüldüğünü, sözleşme kapsamında belirlenen edimlerin derhal yerine getirilerek; eksik edimlerin tamamlanması, ayıplı edimlerin sözleşmeye uygun hale getirilmesi için taraflarınc aynen ifa ve gecikme zararının ödenmesine ilişkin Üsküdar … Noterliği’nin 21/07/2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamenin davalıya 25/07/2022 tarihinde teslim edildiğini, davalının verilen sürede de üstlendiği edimleri yerine getirmediğini, bu nedenle temerrüt nedeniyle aynen ifa taleplerinden vazgeçtikleri ve sözleşmeden döndükleri bildirimi ile yapılan ödemelerin faizi ile birlikte iadesi ve sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi talebiyle Üsküdar … Noterliği’nin 22/11/2022 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, Gaziosmanpaşa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/98 D.iş sayılı delil tespiti dosyası ile sözleşme konusu adreste keşif yapılarak bilirkişi heyeti tarafından rapor düzenlendiğini, bilirkişi raporu ile davalı şirketin sözleşme konusu edimlerini yerine getirmediğinin ve yapılan işlemlerin usule aykırı olduğunun, taşınmaza zarar verildiğinin ispatlandığını, davalı şirket ve yetkilisi sıfatıyla hareket eden kendisini mimar olarak tanıtan şirket yetkilisi … ve babası …’in mesleki unvanlarına olan güveni kötüye kullanarak yüklü miktarda ödemeler aldığını ve hiçbir işlem yapmadan adreslerini de terk ederek bir çok kişiyi zarara uğrattıklarını, müvekkili şirket tarafından davalıya toplamda 950.000,00 TL ödeme yapıldığını, buna ilişkin makbuzların dosyaya ibraz edildiğini, sözleşme kapsamında belirlenen edimlerin derhal yerine getirilerek; eksik edimlerin tamamlanması, ayıplı edimlerin sözleşmeye uygun hale getirilmesi için taraflarınca aynen ifa ve gecikme zararının ödenmesine ilişkin Üsküdar … Noterliği’nin 21/07/2022 tarihli ve … yevmiye numaralı ve Üsküdar … Noterliği’nin 22/11/2022 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerinin gönderildiğini, halihazırda müvekkilinin yeni yapacağı sözleşmenin mevcut ekonomik şartlarda hem hizmet bedeli hem de malzeme, işçilik, harç, vergi ve sair tüm giderler bakımından çok daha yüksek olacağını, nitekim sözleşmeden dönüldükten sonra dava konusu taşınmazın tadilat, dekorasyon ve mimarlık işlemlerinin devam ettiğini, şimdilik müvekkilinin ödeyeceği tutarın 6.090.318,00 TL olduğunu, davalının sözleşmede kararlaştırılan edimleri yerine getirmediği gibi hiçbir zararlının da karşılanmadığını, davalının şirketin malvarlıklarını kaçırmakta olduğunu, piyasaya yüklü miktarda borçlu bulunduğunu, müvekkili gibi bir çok kişiden baskı ve ısrarla yüksek miktarda para tahsil edildiğini, ancak hiçbir işlem yapılmadığnın öğrenildiğini, ayrıca davalı şirketin ticaret sicil gazetesinde yer alan adresini de terk ettiğini ileri sürerek müvekkilinin alacağının tahsilini teminen davalının menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine, müvekkilinin sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı tüm zararın tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, sözleşme kapsamında davalıya yapılan ödemelerin iadesine , bu kapsamda bilirkişi marifetiyle hesaplandıktan sonra artırılmak üzere fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkilin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 18/05/2023 tarihli ara karar ile, somut olay bakımından yapılan kontrolde taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme kapsamında davalının ne kadar edimi ifa ettiği hususunda davadan önce her ne kadar Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığı ile keşif ile birlikte tespit yapılmış ise de, yapılan ve yapılmayan işlerin bedeline ilişkin olarak bir belirleme yapılmadığı, davalının edimlerini yerine getirmemesinin kimin kusurundan kaynaklandığı, yapılan edimlerin karşılığının ne kadar olacağı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirecek olması ve bu aşamada yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, ihtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediğinin ve yaklaşık ispatın yeterli olduğunun kanun ve yerleşik içtihatlarda açıkça belirtildiğini, müvekkilinin yaptığı ödemelerin makbuzlar ile ve davalının edimlerini yerine getirmediğinin bilirkişi heyet raporu ile sabit olduğunu, müvekkilinin yerine getirilmeyen sözleşme nedeniyle büyük zarara uğradığını, yaptığı 950.000,00 TL ödeme ve mevcut ekonomik koşullar nedeniyle maddi olarak zor durumda kaldığını belirterek yerle mahkeme ara kararının kaldırılması ve müvekkilinin teminatı karşılama gücünün kalmaması ve daha fazla zarara uğramaması adına teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.. Dosya kapsamından taraflar arasında mimarlık sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirketin davacıya ait İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Deliyunus Mahallesi, … parsel, … Blok, mesken niteliğindeki 1 numaralı bağımsız bölümün sözleşmede belirlenen şartlarla tadilat, dekorasyon ve mimarlık işlerini yapmayı üstlendiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 258. Maddesinde de; ihtiyati haciz talep eden tarafın, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ve yasal delillerle ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda, iddia ve savunma ile dosyanın geldiği aşama itibariyle mahkemece HMK’nın 258.maddesi kapsamında alacağın varlığı, miktarının tespiti ve muacceliyet hususlarında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle bu aşamada davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2023 tarih ve 2023/323 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 13/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.