Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1269 E. 2023/880 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1269
KARAR NO: 2023/880
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2023
NUMARASI: 2022/373 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu iptali ve tescil, Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili firmanın, … vergi kimlik numaralı … San. ve Tic. A.Ş. ile birleşmesi sonucu devrolan … San. ve Tic. A.Ş.’nin hukuki varlığının sona erdiğini ve üçüncü kişilerde doğmuş veya doğabilecek her türlü ihtilaflarda müvekkili şirket … San. Tic. A.Ş.’nin halef tayin edildiğini, birleşme sözleşmesinin akdedilmesinden önce, devrolunan … San. ve Tic. A.Ş.nin “İstanbul İli, … İlçesi, İkitelli … mevkiinde kain, … ada, yevmiye nolu ihtarnamelerinin …-…-…-…-…-…-…-…-… parsel numaralarında kayıtlı” gayrimenkul için Üsküdar …Noterliğinin … yevmiye numaralı, 07.03.2014 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, akabinde, … San. ve Tic. A.Ş. ile … San. ve Tic. A.Ş. arasında da 31.07.2015 tarihli inşaat yapım taahhüt sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre yapılacak inşaatın taşeron olarak … San. ve Tic. A.Ş. tarafından üstenildiğini, bu şirketin yönetim kurulu başkanının da … olduğunu, ve şirketi münferiden temsile yetkili olup aynı zamanda 31.07.2015 tarihli inşaat yapım sözleşmesinin imzalandığı tarihte yüklenici şirketin de yetkilisi olduğunu, sözleşmede gayrimenkulün devri taahhüt edilmiş olmasına rağmen noterde düzenleme şeklinde yapılmaması nedeni ile şekle aykırılıktan hükümsüz olduğunu, bu sözleşmeye dayanarak yapılan gayrimenkul devirlerinin yok hükmünde olduğunu, iki firma arasında yapılan inşaat yapım taahhüdüne ilişkin sözleşme ile hakedilen 13 gayrimenkulün alt yükleniciye devredildiğini, alt yüklenicinin hak ediş faturaları ile gayrimenkullerin değerleri arasında ciddi bir fark bulunduğunu, devirlerin gerçeği yansıtmadığını, 13 adet gayrimenkulün oldu bitti ile devredildiğini, davalı tarafa Beyoğlu …/ Noterliğinin 14/02/2022 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile yine Kadıköy … noterliğinin 18/02/2022 tarih … yevmiye nolu ihtarmalerinin gönderildiğini, davalı tarafın hiç bir iddialarını inkar etmediğini, tam tersine tüm iş ve işlemlerin resmi olarak firmanın nakdi sermayesi ile karşılandığının beyan edildiğini, firmanın sermayesinin 1.000.000,00 TL olup söz konusu inşaatı yerine getirme olasılığının bulunmadığını belirterek, birleşen şirketin yetkilisi diğer davalı …’nin imzası ile yapılan devirlerin yok hükmünde olduğundan öncelikle … ada …-…-…-…-…-…-…-…-… parsellerdeki davalı adına kayıtlı gayrimenkullerin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde dava tarihi itibarı ile rayiç değerlerinin tescil tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ve söz konusu taşınmazlar üzerine üçüncü kişilere devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi konulmasına karar verilmesi talepli dava etmiştir. Davalılar vekili, öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, ibra edilmiş yönetim kurulu üyesi aleyhine dava açılamayacağı gibi 6 aylık hak düşürücü sürenin dolduğunu, aynı zamanda davanın dayanağı 31/07/2015 tarihli sözleşmeye göre dava tarihi olan 18/04/2022 tarihinde 5 yıllık dava zamanaşımı süresinin de dolduğunu, şirket yetkilisi …”nin … San. Ve Tic. A.Ş.’de 15/03/2018- 28/11/2018 tarihleri arasında görev yaptığını, davacının bizzat devrettiği ve hissedarı olduğu taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir talep ettiği, …”nin tapu devirlerini yapan kişi olmadığını, arsa sahibi … ile davacı şirketin tüm bağımsız bölümleri ile birlikte malik olduklarını, yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre … San. Ve Tic. A.Ş. ile arsa sahibi …’ın % 50’şer hisse sahibi olduklarını, devir işlemini yapanın halen davacı şirket yetkilileri olan … ve … olduğunu, mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddi ile verilen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 19/04/2022 tarihli tensip zaptının 11 nolu ara kararı ile, “davacının ihtiyati tedbir talebinin taşınmazların davalılar adına kayıtlı olması halinde %15 oranında teminat mukabilinde kabulü ile; Küçükçekmece Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, İkitelli … mevkiinde kain, tapunun … pafta, … ada, …-…-…-…-…-…-…-…-… parsel numaralarında davalılar adına kayıtlı bağımsız bölüm sayılı taşınmazların 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davalılar vekili ihtiyati tedbir talebinin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece 10/05/2023 tarihli ara karar ile, davanın taşınmazın aynına ilişkin olup, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, ihtiyati tedbirin kaldırılması koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davacı tarafın 31.07.2015 tarihli inşaat yapım sözleşmesine göre müvekkili şirketin tüm işçilik malzeme ve sermaye ile yaptığı işten dolayı müvekkilinin 12.6.2018 tarihinde yapmış olduğu hak edişe bağlı olarak yine davacı tarafından 30/12/2019 tarihinde bizzat hisse devir işleminin yapıldığını, hisse devir işleminin davalı tarafından yapıldığı iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil ve tazminat talepli davada müvekkili şirketin sermayesinin bu işi yapmaya yeterli olmadığını iddia ettiğini, şirket sermayesi ve işgücünün 2015 yılında başladığını ve 2018 yılında tamamlandığını dosyada alınan bilirkişi raporu ile bu hususların tespit edileceğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporunun da da bu durumun tespit edildiğini, mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararının hatalı olduğu gibi dava değeri ve teminat miktarının da düşük olduğunu, taşınmazların dava tarihindeki değerinin 147.500.000-TL.’ olduğunu, iş bu bedelin %15’i ise 22.500.000-TL olup 1.500.000 TL teminatın düşük kaldığını, tapu devir işlemlerinin davacı şirketin şimdiki yetkilisi …”nin vekaleti ile 30/12/2019 tarihinde yapıldığını belirtmiş ve hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarını da tekrar ederek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı şirket yüklenici, davalılardan … devrolan … AŞ’nin yetkilisi, diğer davalı şirket ise alt yüklenicidir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir. … Geliştirme San Ve Tic AŞ şirketini temsilen … ile dava dışı arsa maliki … arasında Üsküdar noterliğinin 07/03/2014 tarih … yevmiye sayılı düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Yüklenici … San Ve Tic AŞ ile davalı … San Ve Tic Ltd Şti arasında da inşaat yapım taahhüt sözleşmesi imzalanmıştır. … San Ve Tic AŞ şirketi ile davacı …San Tic AŞ arasında birleşme sözleşmesi düzenlenmiş ve buna göre davacı şirket yüklenici şirketi devralmıştır. Davacı şirket devraldığı yüklenici şirketin diğer davalı … San ve Tic AŞ ile yaptığı inşaat yapım sözleşmesinin usulüne uygun olmadığını, sözleşmenin yok hükmünde olduğunu şirket yetkilisi…”nin kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yaptığı tapudaki devir işlemlerinin hükümsüz olduğunu iddia ederek tapu iptali tescil ve bedel talebinde bulunmuştur. Davalı şirket ise inşaat yapım yükümlülüğünü yerine getirdiklerini, tapudaki devir işlemlerinin bizzat davacı şirket yetkilisi …’nin verdiği vekaleti ile davacı şirket tarafından yapıldığını verilen tedbir kararının yerinde olmadığını ayrıca dosyada alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu edilen taşınmazlarının dava tarihindeki değerlerinin yüksek olduğunu teminatın düşük olduğunu, ayrıca davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddi ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ve teminatın arttırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, ihtiyati tedbir dava konusu ve uyuşmazlığa konu taşınmazlar üzerine konulmuş olup, mahkemenin davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair verdiği karar isabetli olmuştur. Davalıların teminat miktarının arttırılmasına ilişkin talepleri ise mahkemece taşınmazların değeri belirlendikten sonra talep halinde yeniden değerlendirilebileceğinden bu aşamada teminat miktarının arttırılmasına ilişkin talebin reddine dair verilen kararda da herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2023 tarih ve 2022/373 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.