Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1267 E. 2023/969 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1267
KARAR NO: 2023/969
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2023
NUMARASI: 2023/362 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 06/05/2019 tarihli Muğla İli, Milas İlçesinde bulunan … Termal elektrik Santrali rehabilistasyonu işlerini yapımı konusunda sözleşme imzaladıklarını, davacı şirket sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirdiğini, ancak iş bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, davalının temerrüde düştüğünü, 2021 yılında davacının birikmiş alacak miktarının 377.605,97 Euro ve 2.419 USD olduğunu, alacaklarının ödenmesi için Kadıköy ….Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya gönderildiğini, ancak ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/235 D.iş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı aldıklarını, icra takibine başladıklarını, takibe itiraz edilmesi sebebiyle durduğunu, davalı tarafın akdedilen sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı olarak feshettiklerini, davacı yüklenicinin uzun yıllar boyunca edimin kabul ve hesap kat işlemlerinin tamamlanmasını beklediğini, davalı şirketten alacaklarının vadesi geldiği gibi muaccel olduğunu, davalı şirketin işlem ve eylemleri ile yan edim yükümlülüklerini yerine getirmemesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, işlerin geldiği aşama ve hükmen kabul nedeni ile nakit teminat kesintilerinin iadesinin gerektiğini, davacı şirketin toplam alacağının dava konusu edilen miktarın çok üstünde olduğunu belirterek, ihtiyati haciz talebinin kabulüne ile davanın kabulü ile İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı şirket aleyhine açılan haksız ve dayanaksız davanın reddine, davacı taraf aleyhine alacaklı olduğunu iddia ettiği meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 30/05/2023 tarihli ara kararı ile, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesinin haksız şekilde fesih edilip edilmediği, davacının varsa alacak miktarının yapılacak yargılama sonucu belirleneceği, davacı tarafından sunulan delillerin bu aşamada yaklaşık ispat koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, taraflar arası sözleşme gereğince yapılacak işin 3 fazdan oluştuğunu, 2.faz işlemleri sonrasında davacı yüklenici şirketin işten el çektirildiğini, davacı şirket ahde vefa ilkelerini ve teminat kesintilerini de gözeterek toplamda 400.000 Euro üzerindeki alacaklarına istinaden vadesi gelen alacakları itibariyle ; 1.faz işlerden doğan 177.600 Euro alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. dosyası üzerinden takip başlattıklarını, takibin itiraza uğraması üzerine İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/547 E. dosyası üzerinden itiraz iptali davası açıldığını, bu yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporunda davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olduğunun tespit edildiğini, taraf ticari defterleri itibariyle yaklaşık 320.000 Euro civarında bir alacak kayıtlı bulunduğunun tespit edildiğini, taraf defter kayıtları arasındaki bulunan farkın; davalı tarafından iade, ceza vb. faturalar düzenlenmiş olması olduğunu, oysa ki (2.faz işlere dair ilk alacak kalemi olan 75.358 Euro için) İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyası üzerinden başlatıldığını, icra takibine vaki itiraza yönelik iptal davasının görüldüğü İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/41 E. sayılı dosyası üzerinden seçilen teknik bilirkişi heyetinin sözleşme konusu işlerin görüldüğü santral tesisine giderek, yerinde incelemelerde bulunduğunu ve sözleşme konusu işlerde gelinen aşamalara, tamamlanma seviyelerine dair ölçüm ve tespitler gerçekleştirdiğini, netice olarak 2.faz işlerin usulüne uygun bir ayıp bildirimi bulunmaksızın tamamlanmış olduğunun tespit edildiğini, tamamlanmış işlerin davalı/borçlu şirket yetkililerinin imzalarıyla onayladıklarını, davacının yapılan işlere dair hakkedişlerin tamamı yönünden alacaklı olduğununun açıkça anlaşıldığını, yine bu bilirkişi raporunda tüm işlerin tamamlandığı (2.fazın çalışır durumda olduğu) belirtilerek iade, ceza vb. faturasını gerektirecek bir hususun bulunmadığını, aradan geçen oldukça uzun (3 yılı aşkın) bir süredir davacı şirket alacaklarını tahsil edemediğini, TTK md.1530 hükümleri çerçevesinde kabul işlemlerinin tamamlandığı varsayılarak teminatların da çözülmesinin gerektiğini, vadesi gelmiş bir alacak bulunduğunu ve yaklaşık ispatın sağlandığını, ödeme vadelerini içerir şekilde düzenlendiğini, tarafların müşterek mutabakatlarını ortaya koyan yazılı ve imzalı bir sözleşme ve karşı taraf yetkililerinin imzalarını havi pek çok hakkediş evrakı, 1.faz işlere dair teşekkür mektubu ve cari hesap mutabakatları gibi sair evrakın mevcut olduğunu, sadece tek taraflı düzenlenmiş fatura alacağına dayalı bir talebin söz konusu olmadığını, taraflar arasında daha önce görülen davalarda taraf cari hesap mutabakatının dava konusu edildiğini ve borçları dahi ödememiş olduğundan ihtiyati haciz kararları bulunduğunu, bu durumun dahi bizatihi davalı borçlu tarafından borç ödemelerinin istikrarlı bir şekilde vadesinde yapmadığının ispatı olduğunu, yaklaşık ispata yönelik yeterli kanaate dayanak teşkil edebilecek olguların somut olayda ziyadesi ile mevcut olduğunu, keza önceki ihtiyati haciz kararlarından da anlaşılabileceği üzere davalı tarafın borçlarını ödemediğini, davacı şirket alacağın vadesinin uzun süre önce dolduğunu ve rehinle temin edilmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve ihtiyati hacize karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, davacı taraf 06.09.2019 tarihli sözleşme gereğince işten el çektirinceye kadar 1. Faz işlerin tamamı, 2. Faz işlerin büyük kısmını tamamlandığını, davalı tarafından haksız şekilde sözleşmenin feshedildiğini, iş bedelinin ödenmediğini, iş bedelinin tahsili için icra takibi başlattıklarını ancak davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali talep edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme davalı tarafından fesih edilmiş olup, davacı taraf sözleşme gereğince bakiye alacakları için icra takibinde bulunmuştur. Davacı alacağının varlığı ve miktarı yargılama ile belirlenecek olup, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin haksız fesih edilip edilmediğinin belirlenmesi ve alacak miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği ve davacının alacağını yaklaşık olarak ispata ilişkin dosyaya delil sunmamış olması dikkate alınarak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2023 tarih ve 2023/362 Esas sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan .179,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 90,05 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.