Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1166 E. 2023/1166 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1166
KARAR NO: 2023/1166
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2023
NUMARASI: 2020/742 Esas, 2023/196 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının, Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen 24.856,23 TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine vekili vasıtasıyla itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlu şirketin müvekkiline 22.09.2014 tarih ve … nolu faturada belirtildiği şekilde Orbitel Kaynak işi yaptırdığını, davaya konu faturanın 22.09.2014 tarihinde yurtiçi kargoya verildiğini, 23.09.2014 tarihinde şirket çalışanı …ya teslim edildiğini, müvekkilinin sık sık mutabakat formu göndererek davalı ile aralarında bir sorun çıkmaması için gayret sarf ettiğini, davalıya 28.10.2014 tarihinde davaya konu fatura ile birlikte toplam 89.799,25 TL borcu olduğuna dair mutabakat belgesi ve ekinde cari hesap bakiyesi gönderdiğini, mutabakat formuna itiraz olması halinde TTK 94. maddesi gereğince itirazda bulunulması ihtarına da yer verildiğini, ancak davalı itiraz etmediğini, itiraz edilmeyen mutabakat belgesinin kabul edilmiş sayılacağını, ayrıca Lüleburgaz … Noterliği’nin 01.12.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davalı şirkete 28.10.2014 tarihi itibariyle 89.799,25 TL bakiye borcu bulunduğu ve bu borcun 7 gün içinde ödenmesi hususunda ihtarname çekildiğini, davalının ihtarnameye bir itirazı olmadığı gibi cevap da verilmediğini, davalının takibe konu fatura müvekkiline ulaşmadığını, bu nedenle müvekkilinin böyle bir borcu yoktur iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve borçtan kurtulmaya yönelik bir tutum olduğunu belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının, müvekkili şirketi tarafından davacıdan söz konusu faturaya konu hizmetin alınmadığını, bu sebeple müvekkilinin davacıya böyle bir borcu olmadığını, takip konusu faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bahsi geçen kargonun içinde ne olduğunun belirli olmadığı gibi, müvekkili şirketin … adında bir çalışanı olmadığını, söz konusu kargo evrakının içinde davaya konu faturanın olduğunu davacının ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirkete TTK anlamında usulüne uygun herhangi bir mutabakat mektubu gönderilmediğini, bu sebeple de itiraz edilmediğini iddia etmenin mümkün olmadığını, kaldı ki davacının zikrettiği tarihler itibariyle her iki tarafın defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde bahsedildiği gibi 89.799,25 TL gibi bir alacak borç ilişkisi olmadığının anlaşılacağını, davacı tarafından takip talebi ile talep edilmiş olan faize, borç olmadığı gibi temerrüt olgusu da gerçekleşmediğinden itiraz edilmiş olduğunu belirterek, davanın reddine, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 22/02/2018 tarihli kararı ile, davaya konu faturanın davalıya tebliğ edildiğinin ispatlanamadığı, davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, vergi dairesine de beyan edilmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının reddine, davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin şartları bulunmadığından reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuş, Dairemizin 22/09/2020 tarih ve 2018/756 Esas, 2020/893 Karar sayılı kararı ile, dosya kapsamına göre taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı tarafça taraflar arasında eser sözleşmesi mahiyetinde bir ticari ilişki olduğunun, bir kısım işlerin yapıldığının, ancak davacının dava konusu işi yapmadığının, yaptığı işin bedelinin ödenmiş olduğununun savunulduğu, buna göre, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin uyuşmazlık konusu olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davaya konu faturada belirtilen işin davacı tarafından yapılıp yapılmadığı, bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, taraflar arasında iş bedeline ilişkin yazılı sözleşme bulunmadığından TBK’nın 481. Maddesi gereğince iş bedelinin işin yapıldığı yıl ve yerdeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiği, mahkemece bu hususun araştırılmadığı, yalnızca faturanın tebliğ edilip edilmediği, defterlerde kaydının bulunup bulunmadığı araştırılarak karar verildiği, oysa taraflar arasındaki ihtilafa göre, mahkemece, mahallinde keşif yapılarak, fatura konusu işlerin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne miktar iş yapıldığı, yapılan işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre bedelinin belirlenip, varsa ödemeler mahsup edildikten sonra bakiye alacağının tespiti ile sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2018 tarih, 2016/306 esas, 2018/202 karar sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemece, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporunda davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalara konu işlerin dava konusu yerde yapılan incelemesinde hepsinin yapıldığının, dava konusu olan 22/09/2014 tarihli faturaya konu işinde davacı tarafından yapıldığının, söz konusu iş bedelinin yapıldığı yıl ve yerdeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre bedelinin KDV dahil 23.009,34 TL olduğunun tespit edildiği, alınan bilirkişi raporu dosya kapsamı ve istinaf ilamı ile uyumlu, usul ve yasaya uygun olduğundan mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek hükme esas alındığı, davalı vekili tarafından bilirkişi kök ve ek raporuna itiraz edildiği, ancak itirazında dava konusu olmayan fatura yönünden itiraz edildiği, bilirkişi tarafından söz konusu iş bedeli yapıldığı yıl ve yerdeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre işin yapılmaya başlandığı tarihteki kur dikkate alınarak tespit edildiği, bilirkişi tarafından dava konusu fatura tarihindeki kurun dikkate alınmadığı, ancak bu hususa aleyhine olan davacı vekili tarafından itiraz edilmediğinden kesinleştiği, dolayısıyla davalı vekilinin rapora itirazlarının dayanaktan yoksun olduğu, davacı tarafından dava ve icra takibine konu faturaya konu işin yapıldığının ve fatura bedelinin rayice uygun olduğunun bilirkişi tarafından yerinde yapılan incelemede tespit edildiği ve davacı tarafından işin yapıldığı hususunun ispat edildiği, davalı tarafından fatura bedelinin ödendiğine ilişkin herhangi bir geçerli delil sunulmadığı gerekçeleriyle, açılan davanın kısmen kabulü ile; davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 23.009,34 TL asıl alacak ve 1.184,82 TL işlemiş faiz üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine, hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, bilirkişi … orbital kaynak işinden anlıyor olması sebebiyle bilirkişi olarak seçildiğini, ancak yapılan işe ilişkin fatura ve cari hesap bilgileri üzerinden ve davacı yanın beyanlarını esas alarak hesaplama yaparak söz konusu bakiye bilgilerine ulaştığını, alacak-borç bakiyesini bir mali müşavir edasıyla hesaplayıp; huzura getirdiğini, bu yönüyle denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek bir rapor ihdas edilmediğini, öncelikle orbital kaynak işine ilişkin işin yapıldığı tarihteki piyasa koşullarına ilişkin resmi bir veri ortaya koymaksızın; davacı vekilinin önermesi neticesinde bilirkişi … dosyada rapor düzenlemiş olup; bu raporun hükme esas alınabilecek bir yanı olmadığını, bilirkişinin dosyaya sunduğu birim fiyatların hangi zaman dilimine ilişkin olduğu da tekliflerden anlaşılmadığı gibi dava konusu olaya ilişkin birim fiyatın neye göre belirlendiğine ilişkin itirazının dikkate alınmaksızın karar verildiğini, çünkü … Makine ve … isimli firmalardan alınan birim fiyatlarının istinaf ilamında yer alan işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre yapılıp yapılmadığına ilişkin bir belirleme bulunmadığını, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan tekliflerdeki rakamların dava konusu faturadan fazla olduğu düşüncesiyle söz konusu raporu düzenlediğini, ancak istinaf ilamına uygun bir piyasa araştırması yapılmadığını, bilirkişi raporunda yapılan işlerin fiziki oranına göre değil bedeline göre hesaplama yapılarak hataya düşüldüğünü, müvekkili şirket tarafından yapılan kontrollerde davalı yan tarafından yapılan orbital saat ve fatura belgelerinin kıyaslaması yapılarak; bir excel tablosu halinde dökümü çıkarıldığını, dosyada mübrez davalı tarafından düzenlenen faturalar, faturalara istinaden işyerine işbu işlemin yapımının sağlanması için gelen işçilerin giriş-çıkış kayıtlarının incelenerek tekrardan bir rapor alınması gerektiğini, söz konusu işin davacı tarafından yarım bırakıldığı için … Sanayii/… isimli şirket tarafından tamamlanarak ifa edildiğini, işleme ilişkin fatura, işlemin hesaplanma şekli ve çalışan kişilerin toplamda kaç saat çalıştıklarını içerir işyerine giriş ve çıkış listesi bulunduğunu, söz konusu orbital kaynak işleminin sadece davacı tarafından yapılmadığının açık olduğunu, söz konusu işlemlerde bulunan kişilerin isimlerinin listelerde açıkça bulunduğunu, bu kişilerin kaç saat davalı müvekkili şirkette hizmet verdiklerinin kayıtlardan anlaşıldığını, davacının eksik bıraktığı orbital kaynak işleminin 100 saat civarında olup, eksik işleminde … Sanayii isimli şirket tarafından yapıldığını, bilirkişi tarafından faturalardaki miktarların esas alınarak işlemlerin değerlendirilmesinin yapılmadığını, tek taraflı beyanlarına istinaden düzenlenen bilirkişi raporuna istinaden verilmiş kararın kabul edilemeyeceğini, 20.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait 12.05.2014 tarihli ve … no.lu faturada yapılan iş olarak 51 saat Orbital Kaynaklı birleştirme işlemi tespitiyle rapor düzenlemiş olsa da; söz konusu faturada yapılan işe ilişkin olarak açıkça 117 saat Orbital Kaynaklı birleştirme işlemi yapıldığının yazıldığını, işi tamamlayan şirketin personeli olan … davacı şirket adına da davalı müvekkili şirkette aynı işlemi yapmak üzere geldiğini ve orbital kaynak işlerini yaptığını, bu duruma ilişkin bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde özellikle beyanda bulunmuş olmasına rağmen bu durumun yok sayıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Somut olayda, taraflar arasında orbital kaynak yapımı konusunda yazılı olmayan bir eser sözleşmesi bulunmakta olup, hukuki ilişkinin varlığı yönünden taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu işin yapılıp yapılmadığı ve iş bedelinin miktarı ile ödenip ödenmediği hususundadır. Dairemizin kaldırma kararı üzerine, mahkemece mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır. Düzenlenen bilirkişi raporunda, yüklenici tarafından yapılan işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayicine göre bedelinin 170.796,26 TL olduğu, davacının da kabulünde olan davalı ödemesinin ise 147.736,92 TL olduğu, buna göre davacının kalan alacağının 23.009,34 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, piyasa rayiçlerinin raporda nasıl hesaplandığının açıklanması için bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda, firmalardan teklif alındığı, davalının savunmasında belirttiği firmanın rakamlarını da değerlendirmeye aldığı, neticeten piyasa rayiç fiyatlarının daha üstte olduğunu, hesaplamanın bu şekilde yapıldığını belirtmiştir. Dosya kapsamına göre, Dairemizin kaldırma kararına uygun kök ve ek rapor alınmak ve hesaplama yapılmak suretiyle davacının alacağı tespit edilmiş olduğundan, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2023 tarih ve 2020/742 Esas, 2023/196 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.652,70 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 413,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.239,52 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.