Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/109 E. 2023/177 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/109
KARAR NO: 2023/177
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2022
NUMARASI: 2022/290 D.iş, 2022/290 Karar
TALEP: İhtiyati haciz
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda değişik işler esası üzerinden verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz talep eden vekili, alacaklı müvekkili tarafından imal edilen kumaşların ticari anlaşmaları gereği borçlu … San. Ve İht. Ltd. Şti.ne teslim edildiğini, takip eden tarihlerde de ek-1’de sunulu olan, sonuncusu 04/10/2022 tarihinde düzenlenen 17 adet ayrı fatura düzenlendiğini, borçlu şirketin 37.000,00 USD karşılığı TL ile ödemeyi yaptığını, kalan ödemeler için müvekkili firma muhasebe müdürünün, borçlu ile müvekkili şirket arasındaki cari ekstre ile birlikte ek-3’te sunulu 04/10/2022 tarihli maili tarafa iletilerek 61.927,42 USD’nin ödenmesinin istenidiğini, bunun üzerine borçlu tarafın 05/10/2022 tarihli mailinde ödemenin o günkü merkez bankası satış kurundan yapılacağını söyleyerek borcu kabul ettiğini, müvekkilinin mail ile defalarca talep ettiği ödemeleri yapmadığı gibi haricen yapılan telefon görüşmelerinde müvekkilinin taleplerini savuşturduğunu, İİK’nın 257. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebileceğinin düzenlendiğini, borçlunun vadesi gelmiş olan ve kabul ettiği borçlarını ödemekten imtina etmekte müvekkilini sürekli olarak ertelemek suretiyle hileli davranışlarda bulunduğunu, taraflarınca vadesi gelmiş olan 61.927,42 USD (dava tarihi itibariyle TL karşılığı 1.153.522,05 TL) üzerinden devam eden borç için vade tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte kanuni yollara başvurulacağını ileri sürerek borçlunun, vadesi gelmiş ve kabul etmiş olduğu 61.927,42 USD (dava tarihi itibariyle TL karşılığı 1.153.522,05 TL) üzerinden devam eden borç için vade tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 14/10/2022 tarihli karar ile, ihtiyati haciz isteyen tarafın talebinin İİK’nın 257. vd maddeleri gereğince borçlu yönünden %20 teminat karşılığı olan 230.704,41 TL’nin yatırılması halinde kabulü ile, İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca ihtiyati haciz isteyen alacaklının yukarıda belirtilen 1.153.522,05 TL alacağının tahsilini sağlamak için borçlunun borca yeter miktardaki yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Karşı taraf vekili, hakkında ihtiyati haciz kararı verilen müvekkili firmanın kararın gerekçesinde yer verilen İİK’nın 257/1 md bahsedildiğinin aksine 50.000.000 TL ödenmiş sermayesi olan sadece ihracata yönelik faaliyet gösteren ödediği yüksek vergiler ile ödül alan bir firma olduğunu ve dolayısıyla adresi belli ve uzun süredir ticaret hayatında ve bankalar arasında tanınan ve güvenilen bir yere sahip olduğunu, mahkemeye sunulan cari ekstre ile taraflarından sunulan ekstrenin aynı ama ihtiyati hacze konu olan faturaların eksik olduğunu, cari ekstrede gözüken ama mahkemeye sunulmayan faturaları ikmal ile sunduklarını, söz konusu sunulmayan faturaların ihtiyati haciz isteyen tarafa ait iade faturaları olduğunu, ihtiyati haciz kararı talep eden firmanın iplikten istenen evsafta kumaş dokuyan ve bu kumaşı istenen renkte boyamasını yaparak teslim eden müvekkili firmanın da kumaşı giyim ürünü haline getirerek ihraç eden bir şirket olduğunu, müvekkili firma ile karşı taraf arasında yapılan 03/08/2022 tarihli anlaşma ile 05/09/2022 termin tarihine bağlı 6.650 kg örme kumaş üretimi konusunda anlaşmaya varıldığını, anlaşmaya bağlı olarak da % 50 peşin ödeme olarak 37.000,00 USD karşılığı 664.705.00 TL’nin aynı tarihte karşı taraf banka hesabına yatırıldığını, bunun karşı taraf yetkilisi tarafından da e-posta yoluyla teyit edilerek müvekkili şirkete teşekkür edildiğini, ihtiyati haciz talep edene sipariş edilen kumaşın 6.650 kg. olmakla bir kerede imali mümkün olmadığından partiler halinde imal edilerek müvekkili firmaya gönderildiğini, yapılan kontrollerde hatalı olan kumaşların tekrar üretilmesi için iade faturaları ile geri verildiğini, mahkemeye sunulmayan faturaların işte bu iade faturaları olduğunu ve cari ekstrede olup da eksik verilen faturaları da sunarak olayın yanlı anlatılan tarafını gerçeğe yaklaştırdıklarını, taraflar arasında varılan anlaşmaya bağlı olarak kumaşların partiler halinde müvekkili firmaya ulaştığını, hatalı olanların geri alındığını, yeniden üretilerek müvekkili firmaya gelmiş son pati kumaşın teslim edilmesi ameliyesinde termin tarihinin geçmiş olması nedeniyle müvekkili firmanın ürün teslim tarihindeki gecikmenin yaratacağı sorunların karşı tarafa bildirilmesi ve işlerin çabuklaştırılmasının istenmesi aşamasında pürüzlerin vücut bulmaya başladığını, taraflar arasındaki ihtilafın miladı olarak 26/09/2022 tarihli e-posta içeriğinin ışık tuttuğunu, müvekkili firmaya teslim edilen kumaşlardan 590.1 kg’ lık hatalı üretilen kumaşın yerine yenisinin üretilmesinin karşı tarafça kabul edildiğini ve yerine yeni kumaş üretilerek müvekkili firmaya teslim edilmiş olmasına rağmen ihtiyati haciz isteyen karşı tarafın 590.1 kg. hatalı kumaşını geri almaktan imtina ederek iade faturası kesilmesini engellediğini ve bu sebepten dolayı da matematiksel olarak müvekkili firmanın cari hesapta borçlu gibi gözükmeye başladığını, konunun netleşmesi için karşı tarafa açıklayıcı bir e-postanın 05/10/2022 tarihinde gönderilerek yenisini üreterek hatalı kumaşın varlığını kabul eden karşı tarafın kusurlu kumaşı geri alması ve buna dar iade faturasının düzenlenmesi gerekliğinin karşı tarafa bildirildiğini, karşı tarafın ticari ahlaka sığmayan tavrına rağmen müvekkili firma açısından mal tesliminin tamamlanmış olduğunu, tek eksiğin karşı tarafın hatalı olduğunu bildiği ve yerine yeniden kumaş ürettiği kusurlu ürünü iade almaması noktasında kilitlendiğini, bu amaca dönük olarak muhasebe kayıtlarının sıfırlanabilmesi amacıyla 590.1 kg. kumaşın geri alınmasını iade faturasının tanzimi ile bakiye paranın aynı tarih itibarıyla da ödeneceğinin 10/10/2022 tarihli e-posta ile tekraren ve ısraren karşı tarafa e-posta ile bilgi verildiğini, ihbar edilen hatalı kumaşın kusurlarının muhatap firma tarafından da kabul gördüğünü, muhatap tarafından yeniden üretilen son parti örme kumaşların dosyada mübrez 04/10/2022 tarihli fatura ile müvekkili firmanın oluru dahilinde teslim alınarak üretime geçildiğini, muhatap firmanın yeniden örerek müvekkili firmaya gönderdiği kumaşların dayanağının hatalı kumaşları iade almadığını söz konusu hatalı kumaşların müvekkili firmanın uhdesinde kaldığını, bu sebepten muhatap firmaya konunun muhasebe anlamında nihayete erdirilmesi için 05/10/2022 tarihinde her zamanki gibi e-posta yolu ile bilgi verildiğini ve mutabakat istendiğini, sonrasında konu telefon görüşmeleri ile de sonuca bağlanamadığından dolayı 10/10/2022 tarihli e-posta ile meselenin sonuca bağlanması, yukarıda bahsi edilen hatalı kumaşların faturası ile iade alınması ve nihayetinde bakiye ödemenin aynı tarihte yapılacağının bildirildiğini, vakıaların bu şekilde vücut bulduğunu ve muhatap firmanın hatalı olduğunu kabul ettiği kumaşların yerine yenisinin imal edildiğini ve bu kumaşların müvekkili firma tarafından kabul edilip işlendiğini ve konu müvekkili firma tarafından sonlamış olmasına rağmen önceki partilerdeki hatalı kumaşları iade alan muhatap firmanın manasız bir şekilde; iade almaktan imtina ettiği son 590.1 kg. kusurlu kumaşı geri alması ve iade faturası düzenlenmesine imkan sağlamasını aksi halde yasal haklarını kullanacaklarına dair ihbarnamenin karşı tarafa Beyoğlu … Noterliği’nin 20/10/2022 tarih ve … yevmiye sayılı ile ihbar edildiğini, olayların gerçeğinden saptırılmış şekilde ifade edilip ihtiyati haciz kararı isteyen tarafın talebi kabul görmesini takiben icra kanalı ile müvekkili firmanın tüm banka hesaplarının sahada çalışan araçları ve taşınmazlarının haczedildiğini ve araçlar otomatik ödeme sistemine bağlı olduğundan akaryakıt istasyonlarından benzin alamadıkları için müvekkili firmanın ticari faaliyetlerinin durma noktasına geldiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, mahkemede aksi kanaat oluşması halinde müvekkili firmanın ticari faaliyetlerinin aksamaması adına alacak iddiasını karşılar mahiyette takdir edilecek teminat karşılığında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan ihtiyati haciz işlemlerinin durdurulmasına ve sunacakları teminat karşılığında icra dosyasından yapılan icra uygulamalarının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece duruşma açılması akabinde 26/10/2022 tarihli ek karar ile, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; mahkemece 61.927,42 USD karşılığı 1.153.522,05 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlu tarafın ihtiyati haciz kararına yönelik itirazlarının İİK’nın 265/1. maddesinde tahdidi olarak belirtilen itiraz nedenlerinden olmadığı, ayıplı ürün teslimi kapsamında alacağın mevcut olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına itiraz eden tarafın itirazlarının İİK’nın 265/1. maddesinde belirtilen sebeplere dayanmadığından reddine karar verilmiştir.Karşı taraf vekili 27/11/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, müvekkili firmanın ödemesini yapmamak veya geciktirmek amacı taşısa idi siparişin verildiği tarih itibarıyle karşı tarafa anlaşılan bedelin yarısını ödemeyeceğini, kaldı ki hatalı kumaşın iade faturasının tanzimi anında cari hesap ekstresinin netleşmesi anında bakiye ödemenin yapılacağını her daim kullanılan e-posta ile karşı tarafa bilgi vermeyeceğini, firma çalışanlarının e-posta üzerinden yaptıkları mesajlaşmaların art niyet ile başka amaçlar için kullanılmasının tarafların en azından müvekkili firmanın borca dair gerçek iradesini yansıtmadığını, yerleşik ticari uygulamanın hilafına art niyetli olarak haberleşme e-postalarını müvekkili aleyhinde kullanan karşı tarafın talebinin yanlış yönlendirme ile müvekkili aleyhinde kullanılması sebebiyle yasanın ruhuna uymayan karar verildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı mad delerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Talep eden yüklenici, karşı taraf ise iş sahibidir.Taraflar arasında 03/08/2022 tarihinde yapılan sözlü anlaşma uyarınca davacı yüklenici sıfatıyla, davalı şirkete 6.650 kg. örme kumaş imal etme işini üstlenmiş olup, dava dilekçesine ekli 04/10/2022 tarihinde davacı yanca davalıya gönderilen e-mailde iş bedelinden 37.000,00 USD ön ödeme düşüldükten sonra davalı yanın davacıya ödemesi gereken tutarın 61.927,42 USD olduğu bildirilmiş, davalı şirket yetkilisi tarafından davacı şirkete gönderilen 05/10/2022 tarihli e-mailde de davalı tarafça bildirilen bakiyede mutabık olduklarının belirtildiği görülmüştür. İİK’nın 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 258. Maddesinde de; ihtiyati haciz talep eden tarafın, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ve yasal delillerle ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir.Somut olayda, dya kapsamında bulunan tüm beyanlar, delil ve belgeler ile e-mail yazışmaları doğrultusunda varlığı sübut bulunan eser sözleşmesi gereğince davacının, davalı şirket için toplam 6.650 kg kumaş imalatını gerçekleştirdiği, verilen bu hizmete karşılık da anlaşma doğrultusunda davalı tarafından 37.000,00 USD miktarında ön ödeme yapıldığı, bakiye 61.927,42 USD iş bedeli yönünden de tarafların mutabık kaldığı anlaşıldığından, mahkemece İİK’nın 257. ve 258. maddeleri gereğince olayda yaklaşık ispat şartı sağlandığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi isabetli olmuştur.Yine davalı tarafın davacı yanca imal edilen kumaşlardan 590.1 kilogramının hatalı üretildiği konusundaki iddiasına ilişkin olarak taraf delillerinin tam olarak toplanmadığı, davalı vekilince cevap dilekçesine delil olarak eklenen ve hatalı ürün nitelik ve sayısının bildirildiği e-mail yazışmalarındaki rakam ve bilgilerin denetime elverişli biçimde ortaya konulmadığı, bu itibarla karşı taraf vekilinin iddiası yönünden bu yazışmaların yaklaşık ispat yönünden tek başına yeterli olmadığı belirlendiğinden, mahkemece bu gerekçelerle karşı taraf vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmesi de dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur.Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, karşı taraf vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2022 tarih, 2022/290 D.iş, 2022/290 Esas sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının karşı taraftan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Karşı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.