Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/104 E. 2023/195 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/104
KARAR NO: 2023/195
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2022
NUMARASI: 2018/1339 Esas, 2022/173 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit, İstirdat
KARAR TARİHİ: 21/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, takibin iptali, senet nedeni ile ödenmiş olan bedelin iadesi talebine ilişkin olup, mahkemece verilen karara karşı davacı ve davalı şirket tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Dava İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/94 Esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece dosyanın Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/147 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildikten sonra; birleştirilen dava hakkında tefrik kararı verilerek mahkemenin 2018/1339 esas sırasına kaydedilmiştir. Davacı vekili; müvekkili ile davalı … San. ve Tic.A.Ş. arasında akdedilen 03.04.2010 tarihli sözleşmeye konu işin teminatı niteliğindeki 120.000,00 TL bedelli bir adet teminat senedinin 10.04.2010 tarihinde müvekkili şirket yetkilisi tarafından, senet arkasına teminat devir-ciro yasak şerhi yazılarak lehdar şirket davalı … Taahhüt San. ve Tic.A.Ş’ne keşide ve teslim edildiğini; senedin keşide tarihinden 2 sene sonra gerçeğe aykırı keşide tarihi ve sahte kaşe ile donatılarak, arkasına yazılan “teminattır, devir ciro edilemez” şerhinin de kesilerek tahrifata uğratılmış hali ve muvaazalı devriyle müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının uygulamaya konularak haciz işlemlerinin yapıldığını; takibe konu senedin müvekkili şirket tarafından davalı … Taahhüt San. ve Tic.A.Ş’ne teminat olarak verilmiş bir senet olup, muaccel, meşru bir alacağa mesnet teşkil etmediğini, ayrıca senedin tahrifata uğradığını, sahtecilik konusu olmakla batıl/geçersiz bir belge hükmünde olduğunu belirterek, 120.000,00 TL bedelli teminat senet sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine, dava konusu senedin ve vaki takibin iptaline, icra dosyasına ödenen 150.137,61 TL’nin ve senet aslının kendilerine iadesine, haciz ve muhafaza tehdidi altında ödemek zorunda kalınan 40.000,00 TL’nin istirdadına, kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Taahhüt San. ve Tic.A.Ş vekili, taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinde teminat senedinin yanlışlıkla 120.000,00 TL olarak gösterildiğini, teminat bedelinin 200.000,00 TL olduğunu ve … çeki ile verildiğini; davacının nakit sıkışıklığı nedeni ile müvekkili tarafından davacıya 100.000,00 TL banka havalesi ile 20.000,00 TL de nakit olarak borç verildiğini, borca karşılık olarak da dava konusu 120.000,00 TL bedelli senedin düzenlendiğini, tahrifat iddialarının da mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, 14/02/2014 havale tarihli dilekçesinde; dosyanın irtibatlı bulunduğu Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/147 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi sunmamış; tedbire itiraz dilekçesinde, davacının iddialarının kendisini bağlamadığını, ihtiyati haciz aşamasında 40.000,00 TL ödeme yapıldığını belirtmiştir.Mahkemece, dava konusu senedin, davacı taşeron … San.Tic.Ltd.Şti ile yüklenici … Taahhüt San. ve Tic.A.Ş arasında 03/04/2010 tarihinde düzenlenen sözleşmenin 11. maddesi gereğince sözleşmenin teminatı olarak verildiğinin sabit olduğu, senette tahrifata uğrayan kısmındaki, senedin teminat olarak verildiği ve 3. kişilere ciro edilemeyeceğinin yazılı kısmın davalı … San. ve Tic.A.Ş tarafından kesilerek senedin tedavüle konulduğu, senetteki tahrifat mutlak defi olarak herkese karşı ileri sürülebilse de söz konusu senet teminat senedi olmakla birlikte bu kısmın kesilmesi halinde senetteki zorunlu unsurlarda tahrifat bulunmaması da dikkate alındığında davalı …’ün senedin teminat senedi olduğunu bilme imkanı olmadığı; bu konuda ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunun tespit edilmediği; özel ilişkiye yabancı 3. Kişi olup iyiniyeti devam ettiği, bile bile borçlu zararına hareket ettiğine dair somut bir delil de bulunmadığı; senedin teminat amacıyla verildiği yolundaki defi temel ilişkinin tarafları arasında dermeyan imkanını haiz bir şahsi defi olup bile bile borçlu zararına hareket ettiği ispatlanmadıkça 3 kişilere karşı ileri sürülemeyeceği, böyle bir durumda düzenleyenin senet bedelini iyiniyetli hamile ödemesi durumunda düzenleyen ödediği meblağ ile bu meblağı aşan tutarda zararını lehtar yahut önceki kötüniyetli hamilden talep edebilmeli; söz konusu tahrifatı yapanın İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/197 Esas sayılı dosyasında … San. ve Tic.A.Ş yetkilisi … olduğu, mahkemece dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ceza verildiği, mahkeme gerekçesinde tahrifatın sabit olduğu, ancak …’nun vefat etmesi nedeniyle davanın düşmesine karar verildiği, …’ün ise beraatine karar verildiği, buna göre bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığı; bu durumda teminat senedi üzerinde tahrifat yaparak senedin teminat senedi değilmiş gibi tedavüle girmesine neden olan …’nun iyiniyetli olmadığı, bu durumda davacıya karşı sorumlu olduğu, söz konusu senet nedeniyle davacının davalı … AŞ’ye karşı sorumluluğu ve borcu bulunmadığı; 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesi hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerektiği; takip … tarafından davacıya karşı yapıldığı; …’ün iyiniyetli olduğu değerlendirilmekle davacının istirdat talebinin yerinde olmadığı; takibin iptaline karar verilmesinin mümkün olmadığı; senedin iptali talebinin hamil tarafından istenebileceği, senet aslının iadesi talebinin imzaların istiklali prensibi gereğince kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davalı … aleyhine açılan davanın reddine; davalı … San. ve Tic.A.Ş aleyhine açılan davanın menfi tespit talebi yönünden kabulü ile dava konusu 03/07/2010 keşide tarihli, 31/12/2010 vade tarihli, 120.000,00TL bedelli senet nedeniyle davacının davalı … AŞ”ne borçlu olmadığının tespitine; davacı tarafın istirdat, senedin ve takibin iptali ile senet aslının iadesine ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; takip konusu senedin sahte ve bedelsiz olduğunu, resmi evrakta sahtecilik yapılması suretiyle tedavüle çıkarıldığının İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/197 Esa 2020/16 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile sabit olduğunu; sahtecilik konusu senedi ciro yoluyla devralan şahsın TTK’nın iyiniyetli 3. şahsa/citantalara tanıdığı nimetlerden faydalanamayacağını; şayet varsa alacağını, kendisine ciro yoluyla sahte /bedelsiz senedi devreden borçlusuna ve/veya ciro silsilesini yukarıya doğru takiple “resmi evrakta sahtecilik iddiası”nı ispatlamış keşideci dışındaki diğer cirantalara başvurarak tahsilinin mümkün olduğunu; mahkemenin hukuki ihtilafın özünden ayrılarak hukuki ihtilafı çözmeye çalıştığını; hukuki ihtilaf sahsi def’iden değil kamu düzenini ilgilendiren “resmi evrakda sahtecilike” konu teşkil eden kambiyo senedi kaynaklı olduğunu, şayet senet sahte ise geçersiz ve bedelsiz olup, kabul anlamına gelmemek kaydıyla iyiniyetli dahi olsa 3. kişinin hak ve menfaatleri korunamayacağını; kaldı ki, davalı … iyiniyetli olduğu iddiasında ise o taktirde diğer davalı şirketle aralarındaki temel borç ilişkisini, her iki davalının resmi ticari defter ve kayıtlarına dayanıp bilirkişi emrine/incelemesine tevdiiyle, resmi yazılı defter kayıtla ispatlama zorunda olduğunu; bundan kaçınma /imtina hali iyiniyetin değil kötü niyetin göstergesi ve hatta delili olduğunu; mahkemenin 13.02.2013 tarihli delil dilekçesindeki delillerini toplamadığı, davalılara ait ticari defter kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talebini değerlendirmediğini; bir yandan ispat hakkını kısıtlarken, öbür yandan 3. şahsın kötüniyetini ispatlayamadığı gibi dosya münderecatına aykırı bir gerekçe ile hukuk mahkemelerini bağlamayan “delil yetersizliği sebebiyle beraat” şeklinde tecelli eden ceza mahkemesi kararını kendisine düstur edinerek, hukuk usul ve yasa maddelerine, içtihat ve ilkelerine aykırı karar verdiğini; mahkemenin menfii tespit talebini kabul ettiğini, ancak, “resmi belgede sahtecilik” suçunun sabit görüldüğü, sanığın hüküm yediği, resmi belgede sahtecilik hakkında verilen cezanın kesinleştiği böyle bir olayda kötüniyet tazminatı talebini hak ve hukuka aykırı olarak yok kabul ettiği, hüküm maddesinde leh veya aleyhte karara bağlamadığını; dava açılırken yatırdığı 2.049,30.-TL peşin harç bedeli yok kabulle sadece 1.350,00.-TL tamamlama harcının davalı … A.Ş.’den tahsiline karar verildiğini; eksik araştırma ve inceleme neticesinde verilen kararın menfi tespit, istirdat, takip ve takip mesnedi /sahtecilik konusu teminat senedinin iptali, kötüniyet tazminatı yönlerinden müvekkili özgün şti lehine kısmen bozulmasını, 1; 3 ve 7 no’lu bendlerinin kaldırılması, 2 no’lu bendinin menfi tespit talebi açısından her iki davalının müşterek ve müteselsil sorumluluğunda kabulü suretiyle düzeltilerek onanmasını, istirdat, takip ve takip mesnedi /sahtecilik konusu teminat senedinin iptaline ilişkin talep ve davasının kabulünü, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmolunmasını, 4-5-6 bendlerinin düzeltilerek onanmasını talep etmiştir. Davalı … San. ve Tic.A.Ş vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece, dava konusu senedin, sözleşmenin teminatı olarak verildiği gerekçesi ile senetteki tahrifata ilişkin herhangi bir inceleme yapılmaksızın, sadece davacı beyanlarına dayanılarak karar verildiğini; kabul anlamına gelmemekle birlikte senede ilişkin yapılmış olan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/197 Esas sayılı dosyasında, müvekkili şirket eski yetkilisi … hakkında verilen kararın istinaf edildiğini ve sanık …’nun vefatı sonrası davanın düştüğünden kesinleşmiş herhangi bir ceza davasının varlığından bahsedilemiyeceğini; buna rağmen mahkemece senet üzerinde tahrifat yapıldığının kabulü, hiçbir şekilde delile ve incelemeye dayanmıyor olduğundan mahkemece senet üzerinde inceleme yapılarak hüküm kurulması gerektiğini; dava konusu senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiaların ispatlanamadığını; sözleşmesinin 11. maddesinde söz konusu teminatın senet, cira, teminat mektubu olduğu hususunda herhangi bir düzenleme mevcut olmadığını, işe yönelik teminat alınacağına yönelik genel bir sözleşme maddesi olup teminatın ne şekilde alındığının düzenlenmediğini; davacı yan dahi kesilmiş olduğunu iddia etmiş olduğu kısımda yazılanlara bakıldığında yine herhangi bir sözleşme atfının olmadığı; teminat senedi yazısının mevcut olduğunun kabulü halinde dahi yazının tek başına senede teminat vasfı kazandırmadığını; mahkemenin davacı yanın menfi tespit talebinin kabul etmesi yerleşik Yargıtay kararlarına aykırılık teşkil ettiğini; (Yargıtay HGK. 2017/1140 E, 2018/563 K. 28/03/2018 ); davacının istirdat talebini sadece diğer davalı yönünden değil müvekkili şirket yönünden de talep edildiğinden, gerekçede müvekkili şirket yönünden istirdat talebinin, iktisap edenin müvekkili şirket olmadığı gerekçesi ile reddi yönünde bir gerekçelendirmenin yer almamış olmasının usule aykırı olduğunu; müvekkili yönünden de istirdat talebinin ve takibin iptali taleplerinin reddi halinde müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında 03/04/2010 tarihli Muğla, Bodrum Yarımadası içme suyu arıtma tesisi inşaatı kapsamında mekanik ekipmanların temini ve montajı işlerinin yapılması konusunda yazılı eser sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı taşeron, davalılar ise yüklenici ile, dava konusu senet hakkında icra takibi yapan cirantadır. Sözleşmenin 8.maddesinde iş bedeli 1.650.000,00 TL + KDV olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin 11.maddesine göre, 120.000 TL teminatın verileceği kararlaştırılmıştır. Davalı alacaklı … tarafından borçlu … şirketi hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile dava konusu edilen 03/07/2010 tanzim, 31/12/2010 vadeli 120.000,00 TL bedelli senet hakkında kambiyo takibi yapıldığı; davacı … şirketinin açtığı davada; İstanbul 16.İcra Mahkemesince 04/06/2013 tarih 2013/461Esas 2013/760 Karar ile takip dosyasına ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir.Dava konusu senede ilişkin olarak İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesine açılan 2017/541 Esas sayılı dosyasının İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/197 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği; İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucu 23/01/2020 tarih 2019/197 Esas 2020/16 K sayı ile, sanık …’ün üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış ise de; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğine dair mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle sanığın CMK.’nın 223/2-e maddesi gereğince üzerine atılı suçtan beraatine; sanık …’nun üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi partı , vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu sabit görülmekle eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d maddesi gereğince suçun işleniş şekli, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı suçun işlendiği yer ve zaman, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suçun konusunun önemve değeri gözönüne alınarak altsınırdan uzaklaştırmayı gerektiren nedenler bulunmadığından takdiren 3 yıl hapis ve 5 gün birimi adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği; kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 21 Ceza Dairesi’nin 28/05/2021 tarih, 2020/1470 Esas, 2021/1067 Karar sayılı kararı ile ” ilk derece mahkemesi kararındaki sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün kaldırılarak yerine; UYAP sisteminden alınan nüfus kayıt örneğine göre, sanık …’nun hüküm tarihinden sonra 19/12/2020 tarihinde öldüğü anlaşılmakla TCK’nın 64/1 ve CMK’nın 223/8.maddeleri uyarınca sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının düşmesine,” fıkrası eklenmek suretiyle sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine temyiz yolu açık karar verilmiş; kararın kesinleştiği Uyap üzerinden yapılan incelemede anlaşılmıştır.Davacı tarafça, davalı şirket ile akdedilen 03.04.2010 tarihli sözleşmeye konu 120.000,00 TL bedelli teminat senedinin devir-ciro yasağına aykırı olarak diğer davalıya verilerek takibe konulduğundan menfi tespit, takibin iptali, senet nedeni ile ödenmiş olan 150.137,61 TL’nin iadesi talebine ilişkin açılan davada; davalı … San. ve Tic.A.Ş tarafından senedin sözleşmeye dayalı verilen teminat senedi olmadığı, verilen borç karşılığı düzenlendiği savunulmuş; diğer davalı … ise senedin alacağına karşılık diğer davalı tarafından ciro edildiği savunmuştur. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 11.maddesine göre, 120.000 TL teminatın verileceği kararlaştırılmış olup; yargılama sırasında davalı tarafça davacıya borç olarak verilen para karşılığı senedin düzenlendiği savunmasına ilişkin delil ibraz edilmediği ve savunması ispatlanamadığına göre mahkemenin senedin teminat senedi olduğu konusundaki kabulü isabetli olmuştur. Ancak; mahkemece teminat olduğu kabul edilen senedin, sözleşmenin tarafı olan … San. ve Tic.A.Ş tarafından ciro edildiği davalı … ile arasındaki ticari ilişkinin varlığı incelenmemiştir. Davacının delil listesinde her iki davalının ticari defter incelemesini delil olarak bildirmesine rağmen her iki davalı arasındaki ilişkinin varlığı değerlendirilmemiş; davalıların ticari defterleri incelenerek taraflar arasında varlığı iddia edilen ilişki ve alacağa dayalı kayıtların bulunup bulunmadığı, senedin davalıların deffterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davalı … tarafından dosyaya ibraz edilen faturalarda değerlendirilerek dava konusu senedin davalya ciro edildiği tarihte davalı …’ün diğer davalıdan alacaklı olup olmadığı; bu şekilde davalının iyiniyetli alacaklı olup olmadığı hususunun araştırılarak sonuca gidilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, kararın kaldırılması nedeniyle tarafların diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin; taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, davalıların ticari defterleri incelenmek suretiyle oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarih, 2018/1339 Esas, 2022/173 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatırana İADESİNE,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.