Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1019 E. 2023/714 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1019
KARAR NO: 2023/714
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (3 NOLU KALEM)
TARİHİ: 27/04/2023
NUMARASI: 2022/998 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 12/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ile dava dışı arsa sahipleri … ve … arasında Kocaeli … Noterliği’nin 25/11/2015 tarih … yevmiye nolu Düzenlenme Şeklinde Taşınmaz Satış Vadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, davacı ile davalı şirket arasında taşeron sözleşmesi imzalandığını, davalı taraf iki yıl içerisinde tamamlaması gereken işleri tamamlayamadığını, 30.03.2020 tarihinde davalı şirket yetkilisi ve sahibi … ile dava dışı 3. kişi … bir araya gelerek inşaatı bitirmek ve paylaşma konusunda anlaştıklarını, davalıya ihtarname gönderdiklerini ancak davalının paylaşım için gelmediklerini, davalı şirketin işi tamamlayamadığını ve iskan alamadığını, kat karşılığı sözleşmede yüklenici olarak kendi adına tescil edilmesi gereken bağımsız bölümlerin davalı şirket adına tescil edildiğini, yapılan devirlerin yasaya aykırı olduğunu, ortaklığı devretmekte imtina ettiklerini, dava konusu gayrimenkul üzerine ihtiyati tedbir konulması gerektiğini belirterek, davalı ile arsa sahipleri arasında imzalanan sonraki tarihli Malkara Noterliği’nin 08.09.2020 tarih … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini, davacı ile davalı arasında imzalanan 30.03.2020 tarihli taşeronluk sözleşmenin feshi ile davacı ile dava dışı arsa sahipleri arasında imzalanan taşınmaz satış vadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davacıya devir ve temlik edilmesi gereken bodrum kat 1-2 nolu daireler ile bodrum üstü 3,4,5,6,7,8,9,10,15,16,17,18 nolu dairelerin tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde ortaklık şartları gereği ortaklar arasında ayni ve nakdi paylaşım yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, 02/01/2023 tarihli ara karar ile dava konusu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti’nin itirazı üzerine mahkemece 26/04/2023 tarihli duruşmada verilen 27.04.2023 tarihli ara kararı ile, dava konusunun taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi talebi olduğu, davanın taşınmazın aynına yönelik bir dava olduğu, yargılama aşamasında taşınmazın 3. kişilere devredilmesi halinde telafisi mümkün olmayacak zararın ortaya çıkma ihtimali bulunduğu, tedbire konu taşınmazların bu aşamada güncel değerinin tespit edilmediği ve taşınmazların üzerindeki tedbirin devamında hukuki yarar bulunduğu, teminat miktarının bu aşamada yeterli olduğu gerekçesiyle, davalı tarafın itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, davacı ile dava dışı arsa malikleri arasında Kocaeli … Noterliği’nin 25/11/2015 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacı söz konusu sözleşme imzalandıktan sonra sadece inşaat ruhsatını aldığını ancak inşaata başlamadığını, dava dışı 3. şahıs … kendilerine davacı şirketin edimlerini ekonomik sebeplerle yerine getiremediğini bu sebeple aracılık yapabileceklerini söylediğini, davacı ve … Tic. Ltd. Şti. arasında gerçekleşen görüşmelerin ardından ilk etapta ”Taşeronluk Sözleşmesi” başlıklı 30/03/2020 tarihli bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin akdedilmesinin hemen akabinde yine aynı tarihli ancak bu kez taraf olarak dava dışı 3. kişi …’ın da yer aldığı bir sözleşme daha imzalandığını, ilk etapta davacı ile imzalanan sözleşmeye … da dahil edilerek ilk sözleşmenin geçersiz hale getirildiğini, zira söz konusu her iki sözleşmenin hükümlerinin bire bir aynı olduğunu, öte yandan taraflar ve … arasında imzalanan sözleşmenin yetersiz olması, yükümlülüklerin tam olarak belli olmaması nedeniyle davalının yetkilisi olduğu şirket olan … Tic. Ltd. Şti. ile arsa sahipleri arasında taşeronluk sözleşmesinden bağımsız olarak Malkara Noterliği’nin 08.09.2020 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” imzalandığını ve … Ltd. Şti. müteahhit olarak işe başladığını, inşaatın tamamlandığını, kat irtifakının kurulduğunu, kat irtifakı kurulurken müteahhit olan … Tic. Ltd. Şti. adına tescili yapılması gereken tapular … Tic. Ltd. Şti. adına tescil edildiğini, davacı tarafından da kat irtifakının bu haliyle kurulması aşamasında imza dahi atıldığını, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/419 Esas sayılı dosyasına davacı tarafından verilen cevap dilekçesinin bu husus ve daha bir çok hususun kendi içinde çeliştiğini, bu davanın tarafları arasında ve bu davanın tarafları ve …’ın da dahil olduğu 30.03.2020 tarihli aynı anda imzalanan ve sözleşme metinleri bire bir aynı olan Taşeronluk Sözleşmeleri tetkik edildiğinde; sözleşmede kimin müteahhit kimin taşeron kimin mali yönden destek sağlayacağının belli olmadığını, davacının mahkemeye sunduğu dava dilekçesine göre … Tic. Ltd. Şti. taşeron, kendisi müteahhit, … ise mali yönden destek sağlayacak kimse olarak ifade edildiğini, davacı, arsa sahipleri ile imzaladığı 25.11.2015 tarihli sözleşme ile 2020 yılına gelene dek inşaat ruhsatı almak dışında çivi dahi çakmadığını, … Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında davacının çelişen iddialarındaki gibi bir yandan taşeron bir yandan da kar-zarar ortaklığı ilişkisi bulunmadığını, inşaata yapılan harcamalar düşüldükten sonra karın eşit olarak 1/3 paylaştırılacağı da herhangi bir sözleşmede yazmadığını, davacı eğer arsa sahipleri ile imzaladığı 25.11.2015 tarihli sözleşmeye dayanarak hak iddia ediyor ise; sözleşmenin diğer tarafı arsa sahipleri olup bu talebini onlara yöneltmesi gerektiğini, davacı eğer ki Taşeronluk Sözleşmesine dayanarak … Tic. Ltd. Şti.’nin işi yaptığını beyan ediyor ise; … Tic. Ltd. Şti. ile taşeronu olarak herhangi bir ödeme yapmadığını, kat irtifakı kurulurken inşaat ruhsatının adına olması nedeniyle imza atarak buna rıza gösterdiğini, tapuların … Tic. Ltd. Şti. adına çıkmasına rıza gösterdiğini, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/419 Esas sayılı dosyasına verdiği cevap dilekçesindeki beyanları nazara alındığında Taşeronluk Sözleşmesinin mahiyetinin dava dilekçesinde iddia ettiği gibi bir sözleşme olmadığının açık olduğunu, dava dosyasında “yaklaşık ispat koşulu”, geçici hukuki korumalardan istifade edebilmek için elzem olduğunu, yalnızca dayanaksız iddialarda bulunulduğunun açık ve net bir şekilde belli olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebi için gerekli olan şartların eldeki somut uyuşmazlıkta sağlanmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve itirazın kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar ise taşerondur. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir.Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.Somut olayda; davacı ile dava dışı arsa sahipleri … ve … arasında 25/11/2015 tarihli Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve davacı ile davalı arasında 30.03.2020 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalanmıştır. Ayrıca davalı taşeron ile dava dışı arsa sahipleri arasında 08.09.2020 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı taşeron şirketin edimini süresinde tamamlayamadığını, iskan ruhsatını alamadığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında davacı yükleniciye düşecek bağımsız bölümler taşeron adına tescil edildiğini ancak davalı taşeron kendilerine devir etmesi gereken bağımsız bölümleri devir etmediğini belirterek, davalı ile dava dışı arsa sahipleri arasında imzalanan 08.09.2020 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ve taraflar arasındaki 30.03.2020 tarihli taşeronluk sözleşmenin feshini ve dava dışı arsa sahipleri ile imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davacıya verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümlerin tapusunun iptaline, söz konusu bağımsız bölümler üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiş; mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından ihtiyati tedbir konulması talep edilen bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile adlarına tescili talep edilmiş olup, davacının talebinin gayrimenkulün aynına ilişkin olduğu, yaklaşık ispat şartının sağlanmış olduğu anlaşılmakla, yerel mahkemece ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2023 tarih ve 2022/998 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.