Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/987 E. 2022/1058 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/987
KARAR NO: 2022/1058
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2018
NUMARASI: 2015/1091 Esas, 2018/497 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Dairemizce verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nce hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, Dairemiz’ce açılan duruşmada bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında ilk önce 09.01.2012 tarihli İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde sözleşme ekindeki Belediye onaylı projelerde belirlenen elektrik tesisatı işçiliğinin yapılması ve montaj malzemelerinin tamamının alınması, tam ve eksiksiz olarak yapılması işinin teknik şartname ve ekindeki projelere uygun olarak belirtilen birim fiyatlardan imalatı, nakliyesi ve montajı işi için 650.000,00 TL bedelli sözleşme yapıldığını, aynı yerle ilgili ayrıca 03.08.2013 tarihinde ayrıca 60 gün süreli beton tip 1600 KWA trafo merkezi kurulmasına ilişkin 150.000,00 TL bedelli ikinci bir sözleşme daha yapıldığını, müvekkilinin, sözleşmelerin imzalandığı tarihteki eki olan belediyece onaylı projelerdeki işler karşılığı, her iki sözleşmede belirlenen toplam 800.000,00 TL bedelli işi eksiksiz olarak yerine getirip teslim ettiğini, bunun yanı sıra sözleşme anındaki onaylı olmayan projelerdeki ve davalının talepleri doğrultusunda yaklaşık 700.000,00 TL bedelli işleri de yapmış olmasına karşın davalı yanın ödeme yapmaktan kaçındığını, belirtilen sözleşmeler uyarınca müvekkili şirket tarafından davalı şirketten sadece 390.000,00 TL tahsil edilebildiğini, hem belirtilen sözleşmelere bağlı akit tarihinde belediyece onaylı projelere uygun olarak ve hem de o tarihte belediye onayı olmayan projelerle ilgili olarak davalı şirkete iş yapan müvekkilinin, davalı şirketten defalarca ödeme talebinde bulunduğunu, ancak davalı şirketin stopaj borçlarının kendisini sıkıştıracağını belirtip, bu nedenle şimdilik fatura kesilmemesini isteyerek ödeme yapmaktan kaçındığını, davalının, 05.12.2014 tarihinde, değerleri 161.600,00 TL ve 141.400,00 TL olan 2 adet daireyi devretmek için müvekkiline 05.12.2014 tarihli ibranameyi imzalattığını, müvekkilinin bu tahsilatı yaptığını, müvekkilinin dairelerin teslimine dair ibranamenin imzalanması sırasında alacağını alamama baskısı altında ve sadece sözleşmenin imzalanması sırasındaki onaylı projelere ilişkin yapılan işlere münhasır olduğu ifade edildiği için ibra sözleşmesini imzaladığını, ibranamede belirtilen bedelin, akdin imzalandığı tarihte belediyece onaylı projelerdeki yapılacak işlerin karşılığı olmasına rağmen, davalı tarafça ibra sözleşmesi tarihinden sonra sözleşme tarihinde onaylanmamış olan projelerdeki işleri de söz konusu ibra sözleşmesine dahil etmeye çalışarak haksız kazanç elde etme gayesinde olduğunu, 09.01.2012 tarihli sözleşmenin bedelinin belirlenmesine esas olan işlerin 09.01.2012 tairhinde belediye tarafından onaylanmış projelerdeki işlere münhasır olduğunu ve bedelinin 650.000,00 TL olmasına rağmen bunun 99.372,87 TL’lik kısmının müvekkiline halen ödenmediğini, 09.01.2012 tarihinden sonra onaylanan projelerin ise 09.01.2012 tarihli sözleşme kapsamı dışında olduğunu ileri sürerek, öncelikle ibra sözleşmesine dahil olmayan ve tespit bilirkişi raporunda tespit edilen 556.002,66 TL + KDV = 639.403,06 TL ilave iş bedeli ile ödenmeyen 99.372,87 TL bakiye iş bedeli olmak üzere toplam 738.775,93 TL alacağın ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline, 05.12.2014 tarihli ibra sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü halinde ise TBK’nın 28. Maddesi uyarınca ibra sözleşmesinin iptali ile 738.775,93 TL alacağın işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında konusu … ada, … parselde yapılacak binaların elektrik tesisatının, sözleşmede belirlenen birim fiyatlar üzerinden götürü bedelle yapımı olan 09.01.2012 tarihli yüklenicilik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme dışı fazla iş yapılmadığını, aralarında imzalanan ibranamede de birbirlerini en geniş anlamda ibra ettiklerine dair anlaştıklarını, davacı yanın ibra sözleşmesini ödeme baskısı altında imzaladığına yönelik iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacıya borcunun kalmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yüklenici şirketin yetkililerince imzalanan 05.12.2014 tarihli “İbraname” başlıklı belge gereğince, davacının davalı iş sahibinden isteyebileceği alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Dairemizce, 12/01/2021tarih ve 2018/1475 Esas, 2021/27 Karar sayılı karar ile, “mahkemece sözleşmenin götürü bedelli sözleşme olup, 09.01.2012 tarihli sözleşme ile sözleşmenin eki niteliğindeki belediye onaylı projenin bir bütün olduğu, taraflar arasında bu şekilde bir anlaşma yapıldığı ve taraflarca içeriği ve imzası inkar edilmeyen 05.12.2014 tarihli ibraname gereğince 09.01.2012 tarihli sözleşme yönünden tarafların birbirlerini en geniş anlamda ibra ettikleri gerekçesiyle 99.372,87 TL’lik bakiye iş bedeli alacağı yönünden talebin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak, mahkemece dosya kapsamından, davalı yanın isteği üzerine sözleşme ve proje harici yapıldığı tespit edilen ilave işlere ilişkin olarak, denetime elverişli bilirkişi kurulu raporunda teknik bilirkişilerce davacı alacağının 889.373,30 TL olarak hesaplandığı, bu durumda talep edilen 639.403,06 TL’lik ilave iş bedeli alacağının da, 09.01.2012 tarihli sözleşmede belirlenen 650.000,00 TL götürü bedel kapsamında değerlendirilerek ve 05.12.2014 tarihli ibranamenin, bu işleri de kapsadığı sonucuna varılarak ilave iş bedeli alacağı istemi yönünden de davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 639.403,06 TL ilave iş bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmiştir. Dairemiz kararının davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 01.02.2022 tarih ve 2021/2982 Esas, 2022/426 Karar sayılı karar ile, taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle yapılan işlerden dolayı 05.12.2014 tarihinde birbirlerini en geniş şekilde ibra ettiklerinin sabit olduğu ve ibranın borcun özel bir sona erme sebebi olup, alacaklının alacak hakkından vazgeçmesini ve bu surette borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan bir sözleşme olduğu, tüm yargılama sırasında davacının 05.12.2014 tarihinden sonra sözleşme dışı fazla iş yaptığına dair delil dosyaya sunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce duruşma açılıp, usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron ile, davalı yüklenici arasında tanzim edilen “ibra sözleşmesi” başlıklı 05.12.2014 tarihli belgenin 2.maddesinde; sözleşmenin konusunun, İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, … Mahallesi, … ada, … nolu parselde kayıtlı arsa üzerinde inşa edilen binaların elektrik tesisat işçiliğinin yapılması ve montaj malzemelerinin alınması konulu 09.01.2012 tarihli yüklenicilik sözleşmesine istinaden tarafların birbirlerini karşılıklı ibrasına ilişkin olduğu düzenlenmiştir. İbra sözleşmesinin “karşılıklı ibra” başlıklı 3.maddesinde; iş sahibi tarafından yükleniciye yaptırılan işler uyarınca iş sahibinin, sözleşme kapsamında kendisine düşen her türlü yükümlülüğü yerine getirdiği ve yapılan işlerin tüm bedellerini ödediği, her türlü edimin ifa edildiği belirtilmiş, iş sahibinin bu ibra sözleşmesine konu yüklenicilik sözleşmesine ilişkin her türlü edimlerini yerine getirdiği, yüklenicinin, bu sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir hakkı ve alacağının kalmadığı düzenlenerek, yüklenicinin iş sahibini en geniş anlamda külliyen ibra ettiği kabul edilmiş, belge taraflarca imza altına alınmıştır. Davacı, sözleşme gereğince üstlendiği edimini yerine getirdiği halde bakiye iş bedelinin ödenmediğini, bakiye iş bedeli alacağı yönünden imzaladığı 05.12.2014 tarihli ibranameyi alacağının alamama korkusu ile imzaladığını, sözleşme ekinde davalı tarafça kendisine verilen belediye onaylı elektrik projelerine göre işi yaptığını, fakat yaptığı imalatların sayısının, projelerde belirtilen imalat kalemlerinin sayısından fazla olduğunu, projelerde gösterilen malzemelerin özellikle aydınlatma armatürleri tiplerinin sayısından ziyade modellerinin de farklı ve daha pahalı olmasından dolayı, proje harici yapılan işler ve kullanılan malzemeler nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan 650.000,00 TL den ayrıca 738.775,93 TL daha fazla alacağının olduğunu ileri sürmektedir. Dosya kapsamındaki ibranamede taraflar aralarındaki sözleşme nedeniyle yapılan işlerden dolayı 05.12.2014 tarihinde birbirlerini en geniş şekilde ibra ettiklerini bildirmişlerdir. İbra, borcun özel bir sona erme sebebi olup, alacaklının alacak hakkından vazgeçmesini ve bu surette borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan bir sözleşmedir. Yargılama sırasında davacının 05.12.2014 tarihinden sonra sözleşme dışı fazla iş yaptığına dair delil dosyaya sunmadığı anlaşıldığından, tarafların birbirlerini ibra etmeleri nedeniyle, Yargıtay bozma ilamına uyularak, davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 12.616,45 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 12.535,75 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 80,20 TL posta ve tebligat, 292,10 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 97,70 TL Tehir-i icra karar harcı olmak üzere toplam 470,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 53.988,80 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/05/2022