Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/979 E. 2022/979 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/979
KARAR NO: 2022/979
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2019/717 Esas, 2020/930 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalının müteahhitliğini üstlendiği … Besicilik tesisi yenileme ve bakım onarım işlerini yaptığını, bu bağlamda davacının da taşeron firma olarak çeşitli iş ve işlerde yer aldığını, ilgili işletmede iş makineleri ile çalıştığını ve bazı hizmetlerde bulunduğunu, fatura alacaklarını Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takiple icraya koyduklarını, ancak borçlunun takibe itiraz ettiğini, borçlunun borcu ve fatura münderacıtını kabul ettiğini ancak borcun vadesi konusunda itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, icra takibinde her ne kadar 2.347,01 TL faiz talep edilmiş ise de itirazın iptali davasını asıl alacak üzerinden açtıklarını belirterek itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren işleyen ticari faiz ile birlikte takibin devamına, %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, işin yapıldığını ispat etme yükünün davacı tarafa ait olduğunu, davacının geçici kabulden sonra herhangi bir makine çalıştırmadığını, 31/03/2012 tarihli dava konusu faturayı ne sebeple ve hangi alacağa istinaden gönderdiğini ve alacak tahakkuk ettirdiğinin belirlenemediğini, davalı firmanın “…” inşaatını yaptığı sırada taşeron olarak makine çalıştırdığını, yaptığı işlere ilişkin kesilen faturalara istinaden davacıya ödemeleri yaptığını, işbu dava ve dayanağı takip konusu edilen tutarın haksız olduğunu, davalının davacı tarafından talep edilen miktarda bir borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddine, icra takibinin iptaline, %40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkemenin 02/05/2017 tarih ve 2014/522 Esas, 2017/447 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile Kadıköy … icra Md. … Esas sayılı takip dosyası ile takip tarihi itibarı ile 2.279,29 TL’ye takip tarihinden itibaren (takipte istenen faiz yasal faiz olmakla kabule göre) yıllık %9 faiz yürütülmek sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, itiraz haksız olmakla, kabule göre davacı yararına taktir olunan %40 inkar tazminatı olan 911,71 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı fazlaya ilişkin takipte haksız ise de, kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının yerinde görülmeyen tazminat talebinin reddine karar verilmiş; karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 09/10/2019 tarih ve 2018/290 Esas, 2019/1232 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemece verilen 17/11/2020 tarih ve 2019/717 esas, 2020/930 karar sayılı kararı ile, davacı tarafça, aralarında düzenlendiğini ileri sürdüğü 16/09/2011 tarihli sözleşme ile 17/03/2012 tarihli mutabakat belgesini delil olarak sunulduğu, taraflar arasında düzenlenen 17/03/2012 tarihli mutabakat metninde 12 kalem iş bedeli toplamı 128.875,94 TL, 9.aydan kalan bakiye 2.419,10 TL olmak üzere 131.295,04 TL olduğunu, bundan 44.000,00 TL mazot bedeli ve 2.827,04 TL avans kesintisi olmak üzere toplam 46.827,04 TL kesinti yapılarak davalının davacıya mutabakat gereği 84.468,00 TL borcu bulunduğu üzerinde tarafların mutabık kaldıkları, davacı vekilince sunulan 16/09/2011 tarihli sözleşmede davalı şantiye şefi … isim ve imzasının bulunduğu, bu kişinin davalı şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, sözleşme yapma yetkisine dair belge olmadığı belirtilmiş ise de, davalı tarafın cevap dilekçesinde davacının … Çiftliğinin yapımı sırasında makine çalıştırıp fatura düzenlediği, davacının 20/09/2011 tarihinde işe başlayıp Et Balık Kurumu ile geçici kabulün yapıldığı 21/12/2011 tarihine kadar çalıştığını kabul ettiği, anılan sözleşme tarihine bakıldığında, davalının kabul ettiği davacının işe başlama tarihinden bir kaç gün önce, yani 16/09/2011 tarihli olduğunun anlaşıldığı, bu durumda taraflar arasında 16/09/2011 tarihli sözleşmenin kurulduğu, buna göre iş yapılıp bir kısım ödemede bulunularak sözleşmenin hayata geçirildiği, dolayısıyla sözleşmeyi davalı adına imzalayan şantiye şefi …’nün bu iş nedeniyle davalı adına sözleşme imzalama ve temsil yetkisinin bulunduğu sonucuna varıldığı, dosya kapsamındaki 17/03/2012 tarihli mutabakat metninin de yine davalı adına … tarafından imzalandığından geçerli bir belge olarak kabulü gerektiği, bunun dışında davalı şantiye şefi … imzalarının davalı tarafça sunulan masraf belgelerinde de bulunduğunun görüldüğü, kaldı ki, mutabakat metninde hesaba katılan 44.000,00 TL mazot ödemesi ile 2.827,04 TL avans ödemelerinin davalı kayıtlarında ödeme olarak yer aldığı anlaşıldığını, davalı tarafından mutabakat metninde geçen davalı ödemeleri kabul edilip kayıt altına alınmakla birlikte, borçlandırıcı faturanın kabul edilmeyerek iade edildiği, mutabakat metnine göre aradaki farkın, davacı tarafından düzenlenen 128.875,94 TL (KDV dahil 152.073,61 TL) bedelli faturadan oluştuğu, bu faturanın davalı tarafından kabul edilmeyerek davacıya iade edildiği, mutabakat metninde yer alan söz konusu faturanın davacı kayıtlarında bulunmadığı, şu halde, mahkemece tarafların alacak ve borç durumunun hesabında davalı yetkilisince imzalandığı anlaşılan 17/03/2012 tarihli mutabakat metninin hesaba katılıp değerlendirme yapılarak 20.04.2020 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, Kadıköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 121.513,06 TL asıl alacak üzerinden devamına, kabul edilen 121.513,06 TL üzerinden hesaplanacak %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı ile yapılan mutabakata rağmen yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı olarak dikkate almadığı 2012 yılının 3. ayına ait faturalar hesaba katıldığında davacının icra takibinde talep ettiği tutarın aynen ortaya çıkacağını, tam kabul kararı verilmesi gerektiğini, davalının mal veya hizmet almadığına dair bir itirazda bulunmadığını, davalı her ne kadar aldığı faturaları defterlerine işlememiş ise de davacıdan mal ve hizmet aldığının gerek mutabakat, gerekse yaptığı itirazdan ve dosya kapsamından anlaşıldığını, davalının 17.03.2012 tarihli sözleşmeye, sözleşmenin içeriğine, sözleşmedeki mal ve hizmetin alımına yönelik gerek icra dosyasına, gerekse de cevap dilekçesi ve alınan bilirkişi raporlarına herhangi bir itirazı bulunmadığını, ödeme belgelerinin davacının önceki alacaklarına yönelik olduğunu, mahkemece daha önceki yargılama sırasında sözleşmedeki işlerin ne kadar olabileceğine dair 3 kişilik teknik bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığını ve bilirkişilerce de yapılan işlerin davacıya verilen yakıt avansının düşülmesi suretiyle davacının alacaklı olduğu miktarın hesap edildiğini, yapılan işler noktasında herhangi bir tereddüt var ise bu hususun işin yapıldığı Et ve Balık Kurumu’ndan sorulabileceğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Taraflar arasında düzenlenen 16/09/2011 tarihli sözleşme ile, kepçe çalıştırılması kararlaştırılmış olup, davacı tarafından yapılan icra takibinde 164.156,43 TL asıl alacak ve 2.347,01 TL işlemiş faiz olmak üzere 166.503,44 TL alacağın tahsili istenmiştir. Mahkemece , mahkememizin 09.10.2019 tarih ve 2018/290 esas ve 2019/1232 karar sayılı ilamı ve alınan ek bilirkişi raporu ile taraflar arasında imzalanmış olan 17.03.2012 tarihli mutabakat metni dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek icra dosyasındaki itirazın 121.513,06 TL kısmının iptali ile bu miktar asıl alacak üzerinden devamına, kötüniyetli itiraz sebebiyle takibin durmasına sebebiyet verildiğinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı taraf, aralarında düzenlendiğini ileri sürdüğü 16/09/2011 tarihli sözleşme ile 17/03/2012 tarihli mutabakat belgesini delil olarak sunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen 17/03/2012 tarihli mutabakat metninde 12 kalem iş bedeli toplamı 128.875,94 TL, 9.aydan kalan bakiye 2.419,10 TL olmak üzere 131.295,04 TL olup, bundan 44.000,00 TL mazot bedeli ve 2.827,04 TL avans kesintisi olmak üzere toplam 46.827,04 TL kesinti yapılarak davalının davacıya mutabakat gereği 84.468,00 TL borcu bulunduğu üzerinde tarafların mutabık kaldıkları anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan 16/09/2011 tarihli sözleşmede davalı şantiye şefi … isim ve imzasının bulunduğu, bu kişinin davalı şirketi temsil yetkisi bulunmadığı, sözleşme yapma yetkisine dair belge olmadığı belirtilmiş ise de, davalı taraf cevap dilekçesinde davacının …Çiftliğinin yapımı sırasında makine çalıştırıp fatura düzenlediği, davacının 20/09/2011 tarihinde işe başlayıp Et Balık Kurumu ile geçici kabulün yapıldığı 21/12/2011 tarihine kadar çalıştığını kabul etmektedir. Anılan sözleşme tarihine bakıldığında, davalının kabul ettiği davacının işe başlama tarihinden bir kaç gün önce, yani 16/09/2011 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında 16/09/2011 tarihli sözleşmenin kurulduğu, buna göre iş yapılıp bir kısım ödemede bulunulduğu, bu şekilde sözleşmenin hayata geçirildiği, dolayısıyla sözleşmeyi davalı adına imzalayan şantiye şefi …’nün bu iş nedeniyle davalı adına sözleşme imzalama ve temsil yetkisinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Dosya kapsamındaki 17/03/2012 tarihli mutabakat metninin de yine davalı adına … tarafından imzalandığından geçerli bir belge olarak kabulü gerekmektedir. Mahkeme tarafından alınan 28.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda yapılan iş bedelinin 303.340,06 TL ve davalı tarafından yapılan ödeme miktarının 181.827,00 TL olarak kabul edilerek bakiye 121.513,06 TL davacının iş bedel alacağının olduğu belirtilmiş, mahkemece bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, mahkemece alınan bilirkişi raporunda 31052 numaralı fatura bedeli 152.073,61 TL iken, davacının çalıştığı süreler yönünden bilirkişi hesaplama yaparak 114.814,67 TL olarak belirlemiştir. Mahkeme tarafından bilirkişi hesaplamasına itibar edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 17.03.2012 tarihli mutabakat metninin geçerli ve tarafların kabulünde olduğu açıktır. Mahkeme tarafından mutabakat metni itibariyle değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu sebeple, mahkemenin 31052 numaralı fatura kapsamında davacı alacağının 152.73,61 TL yerine 114.814,67 TL olarak kabul edilmesi hatalı olmuştur. Taraflar arasında imzalanan 16.09.2011 tarihli sözleşme ve akabinde imzalanan 17.03.2012 tarihli mutabakat metni itibariyle davacının davalıdan iş bedeli olarak 340.599,00 TL ( 303.340,06 TL bilirkişi tarafından belirlenen bedel + 37.258,94 eksik belirlenen iş bedeli ) alacağı bulunduğu, 181.827 TL davalı tarafından ödeme yapıldığından bakiye iş bedeli alacağının 158.772 TL olduğu ve davacının davalıdan 2.419,10 önceden kalan bakiye alacağı eklendiğinde davacının 161.191,10 TL alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davacının davasının 161.191,10 TL kısmının kabulüne, 2.965,33 TL kısmının reddine, kabul edilen miktar üzerinden (istinaf eden tarafın sıfatı ile istinaf sebepleri ve dava tarihi ile talep edilen oran gözetilerek) %40 oranında hesaplanan 64.476,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2020 tarih ve 2019/717 Esas, 2020/930 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, Kadıköy … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile icra takibin 161.191,10 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, Davacının davasının 2.965,33 TL kısmının REDDİNE, Dava konusu alacağın likit olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacağın %40’nı oluşturan 64.476,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 11.010,96 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.605,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.405,71 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 1.605,25 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 269,80 TL tebligat ve posta gideri, 3.116,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.406,95‬ TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 3.345,41 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 140,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2,53 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 19.263,15 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.965,33 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 116,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 278,1‬0 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.