Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/961 E. 2022/765 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/961
KARAR NO: 2022/765
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2022
NUMARASI: 2021/480 D.iş, 2021/487 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda değişik işler esası üzerinden verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekili, müvekkili şirketin …’in ortaklığında kurulmuş bir … Şirketi olduğunu, bahsi geçen ortaklığın büyük alt yapı ve inşaat işlerinde zaman zaman ortaklık yaparak ilgili ihaleye konsorsiyum olarak birlikte teklif verdikleri gibi alt yüklenici olarak çalışılan işlerde de ortak şekilde birlikte çalışmakta olduklarını, somut olayda da alt yüklenici olarak ortak hareket edildiğini, daha sonra … hisselerinin … tarafından satın alındığını, şirketin … Anonim Şirketi olan eski unvanı ile taraf olduğu iş ve işlemlerin tarafının … AŞ haline geldiğini, karşı taraf şirketin Rusya Karayolları İdaresi Avtodor’un Rusya’nın Moskova şehri ile St. Petersburg şehri arasında yapılacak otoyola ilişkin yaptığı ihaleyi kazandığını, … ile bir İmtiyaz Sözleşmesi imzalandığını ve imtiyaz sahibi durumunda olduğunu, ardından karşı taraf şirket ile müvekkili şirket arasında 20/07/2015 tarihinde “… – St. Petersburg Ücretli Otoyolunun 7. ve 8. Kısımlarının (km 543 – 646 ile km 646 – 684) Tasarımı ve İnşasına İlişkin Mühendislik, Tedarik ve İnşaat (EPC) Sözleşmesi” ve sözleşmenin detaylı hükümlerini içeren Sözleşme Koşulları’nın akdedildiğini, bahse konu sözleşme ile karşı taraf şirketin otoyol yapım işini müvekkili şirkete verdiğini, müvekkili şirketin Sözleşme Koşulları 4.2(j) maddesi uyarınca karşı tarafa … Bankası AŞ tarafından düzenlenen kesin teminat mektubu verdiğini, geçerlilik tarihi 09/07/2018 olan söz konusu teminat mektubunun süre uzatımlarıyla geçerlilik süresinin 07/12/ 2021 tarihine kadar uzatıldığını, proje süresince kesin teminat mektubu tutarından sözleşmeye uygun olarak risk düşümlerinin yapıldığını, Sözleşme Koşulları’nın 4.2(m) maddesi uyarınca, yine müvekkili şirketin karşı tarafa 8 ayrı nakit teminat mektubu verdiğini, söz konusu bu mektupların da geçerlilik süresinin süre uzatımlarıyla birlikte 07/12/2021 tarihine kadar uzatıldığını, son olarak da Sözleşme Koşulları’nın 4.2(a)(i) maddesi uyarınca, müvekkili şirket tarafından karşı tarafa avans teminat mektubu verildiğini,söz konusu avans teminat mektubu için … Bankası AŞ tarafından Kontrgaranti düzenlendiğini, bu avans teminat mektubunun da süre uzatımlar nedeniyle süresinin 01/11/2021 tarihine kadar uzatıldığını, yapılan hakedişler neticesinde risk düşümlerinin gerçekleştirildiğini ve sonrasında avans teminat mektubu tutarının buna göre güncellendiğini, bu 10 adet teminat mektubunun toplam güncel tutarının 6.609.422.767,27 Ruble olduğunu, sözleşmeye konu otoyolun idareye teslim edildiğini, yolun idare tarafından işletmeye açıldığını, bu bakımdan tedbire konu teminat mektupları ile temin edilen risklerin ortadan kalkmasına rağmen, karşı tarafın bu teminat mektuplarını iade etmekten kötü niyetle kaçındığını, risk düşümlerinin yapılmasından da haksız yere kaçınıldığını, otoyolun açılması ile iş sahibi karşı taraf şirketin idareye karşı riskleri azaldığı oranda teminat mektubu miktarlarını da düşürmesi gerekirken bunu yapmadığını, karşı tarafın söz konusu işin teslimi neticesinde alınması gereken kabul belgesi için gerekli prosedürleri başlatmadığını, otoyol sertifikasının alınması için yükümlülüklerini yerine getirmediğini, söz konusu hukuka aykırı durumun teminat mektuplarının haksız olarak paraya çevrilmesi riskini ve hakkın kötüye kullanılması durumunu oluşturduğunu, teminat mektupları konusuz kalmasına rağmen karşı tarafın teminat mektuplarını iade etmemesi ve taleplerine cevap vermemesi nedeniyle teminat mektuplarının her an paraya çevrilmesi riski bulunduğunu belirterek dava dilekçesinde ayrıntıları yazılı 10 adet Kontrgaranti’nin paraya çevrilmesi ve ödenmesinin HMK’nın 389.maddesi kapsamında durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, HMK’nın 392/1.maddesi uyarınca durum ve koşullara göre teminat gösterilmesine gerek olmadığından tedbir için teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 05/08/2021 tarihli karar ile, talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. 3. kişi … Şirketi vekili 27/01/2022 tarihli dilekçesiyle; … ve … arasında 20/07/2015 tarihinde …- st. Petersburg otoyolunun 7. ve 8. Kısımlarının inşasına ilişkin mühendislik, tedarik ve inşaat sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu sözleşme uyarınca yüklenici …’ın iş sahibi … lehine gayrikabili rücu ve koşulsuz bazı teminat mektupları verme yükümlülüğünün doğduğunu, müvekkil şirketin, bu doğrultuda …’ın talebi üzerine … Bankası A.Ş. tarafından verilen … sayılı ve 879.556.259,47 Ruble bedelli kontrgarantiye dayanak, … lehine 10/05/2016 tarihli ve … sayılı teminat mektubunu keşide ettiğini, taraflar arasında EPC sözleşmesinden kaynaklan bir uyuşmazlık meydana geldiğini, uyuşmazlıktan doğan dava EPC sözleşmesinin ilgili maddelerine göre ICC tahkim kuralları çerçevesinde 26475/HBH dosya numarasıyla tahkim heyetince görüldüğünü ve bu davanın derdest olduğunu, tahkim davasının ikame edilmesinden evvel, …’in müvekkili şirketten teminat mektubunun ödenmesini talep ettiğini ve bu talebi müteakiben …’ın, Milano Mahkemelerinden ve mahkemeden ihtiyati tedbir kararları alarak teminat mektubunun ve kontrgarantinin nakde çevrilmesini önlediğini, mahkemenin 05/08/2021 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararı ile, EPC sözleşmesi uyarınca … Bankası tarafından keşide edilen diğer teminat mektuplarının yanı sıra, …’nin de nakde çevrilmesi ve ödenmesinin durdurulduğunu, ihtiyati tedbir kararına … tarafından itiraz edildiğini, 29/09/2021 tarihinde talebin reddedildiğini, tarafların istinaf kanun yoluna gitmemesi üzerine 02/11/2021 tarihinde hükmün kesinleştiğini, Milano Mahkemesi’nin 17/08/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile müvekkili şirketin teminat mektubu altında yapacağı her türlü ödemenin durdurulduğunu, fakat bu tedbir kararına …’in yaptığı itiraz üzerine 18/01/2022 tarihinde kaldırıldığını ve müvekkiline tebliğ edildiğini, Milano Mahkemesi’nce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması neticesinde, müvekkili şirketin …’ın teminat mektubu altında talep ettiği 879.556.259,57 Ruble tutarındaki ödemeyi yapmaktan başka herhangi bir çaresinin olmadığını, Milano Mahkemesi’nce verilen ihtiyati tedbir kararı ve … tarafından talep edilen ödemeyi yapmak zorunda kalması ile, HMK’nın 396. Maddesi anlamında ihtiyati tedbire esas durum ve koşulların değiştiğini, …’ye dayanarak teminat mektubu altında koşulsuz şartsız, bağımsız bir ödeme taahhüdünde bulunan müvekkili şirketin, Milano Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması üzerine, talep edilen ödemeyi yaptığını, …’in yabancı vekillerinin 21/01/2022 tarihinde, müvekkili şirketin yurt dışındaki vekillerine hitaben teminat mektubundan kaynaklanan ödemenin derhal yapılmasını talep ettiklerini, teminat mektubu altında ödeme yapmak zorunda kalan müvekkili şirketin, teminat mektubuna konu taahhüdün verilmesine esas olan kontrgarantiye konulan ve halen devam eden tedbir nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşadığını belirterek, hakkında nakde çevrilmesi ve ödenmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilen kontgarantilerden … Bankası A.Ş.’nin … sayılı ve 879.556.259,47 Ruble bedelli kontrgarantisine ilişkin tedbirin, ihtiyati tedbir kararının verildiği zamandaki durum ve koşullarda esaslı bir değişiklik meydana geldiğinden menfaati ihlal edilen üçüncü kişi sıfatı ile kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili 02/02/2022 tarihli dilekçesinde; söz konusu olan talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu, uyuşmazlığın esası hakkında açılan tahkim davasının halen devam ettiğini, ihtiyati tedbire itirazın sadece esasa ilişkin yargılama yapan mahkemeye yapılacağını, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı sonrası taraflarınca süresi içerisinde … Tahkim Mahkemesi 26475/HBH sayılı dosyası ile tahkim davası açıldığını ve halen esasa ilişkin yargılamaya devam edildiğini, bu nedenlerle de ihtiyati tedbirle ilgili itiraz edilmesi ve mahkemece itirazın değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 04/02/2022 tarihli karar ile, 05/08/2021 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararı sonrası, esas davanın … Tahkim Mahkemesi’nde 26475/HBH sayılı dosyası ile açıldığı, esas hakkında dava açıldıktan sonra tedbirin devam edip etmeyeceğine karar verme yetkisinin esas davaya bakan hakem heyetinde olduğu, bu nedenle mahkemece verilen 05/08/2021 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin mahkemece değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle 3. kişi …’nın tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. 3.kişi … Şirketi vekili istinaf dilekçesiyle, hakem kurulunun oluşmasından önce mahkemelerin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararlarının hakemler tarafından değiştirilmesi veya kaldırılmasının mümkün olmadığını, bu tedbir kararını değiştirecek veya kaldıracak olanın ancak tedbir kararını veren mahkemenin kendisi olduğunu, kaldı ki, mevcut durumda, tahkim davasının konusunun müvekkili şirketin taraf olmadığı bir sözleşmeden doğan bambaşka bir uyuşmazlık olduğunu, ICC Tahkim Kuralları çerçevesinde, tahkim heyetinin bahsi gecen tedbir kararını kaldırma yetkisinin bulunmadığını, teminat mektubu altında ödeme yapmak zorunda kalan Müvekkili Şirketin, teminat mektubuna konu taahhüdün verilmesine esas olan Kontrgaranti üzerinde tesis edilen ve halen devam eden tedbir nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşadığını, bu itibarla, Kontrgaranti’ye ilişkin olarak verilen ihtiyati tedbirin HMK’nın 396.madde kapsamında kaldırılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, TBK’nın 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. ihtiyati tedbir talep eden … A.Ş. Yüklenici, karşı taraf … ise iş sahibidir. Taraflar arasında 20/07/2015 tarihinde … – St. Petersburg otoyolunun 7 ve 8. kısımlarının inşasına ilişkin olarak bir Mühendislik, Tedarik ve İnşaat (EPC) Sözleşmesi akdedilmiş, bu EPC Sözleşmesi altında yüklenici …’ın iş sahibi … lehine gayrikabili rücu ve koşulsuz bazı teminat mektupları verme yükümlülüğü oluşmuştur. Dosya kapsamından 3.kişi tarafından, …’ın talebi üzerine … Bankası A.Ş. tarafından verilen … sayılı ve 879.556.259,47 Ruble bedelli kontrgarantiye dayanılarak, … lehine 10/05/2016 tarihli ve … sayılı ve bu başvurunun temelini oluşturan dosyada mübrez teminat mektubunun keşide edildiği, … tarafından talep eden şirketten teminat mektubunun ödenmesinin talep edildiği, bu talep sonrası talep eden … tarafından eldeki dosyadan ihtiyati tedbir talep edildiği, mahkemece verilen 05/08//2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile, EPC Sözleşmesi uyarınca … tarafından keşide edilen diğer teminat mektuplarının yanı sıra, Kontrgarantinin de nakde çevrilmesi ve ödenmesinin durdurulduğu, ihtiyati tedbir kararına … tarafından itiraz edildiği, mahkemenin 29/09/2021 tarihli kararı ile itirazın reddedildiği, tarafların istinaf yoluna gitmemesi üzerine kararın 02/11/2021 tarihinde hüküm kesinleştiği, Milano Mahkemeleri’nce verilen 17/08/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile, 3. kişi şirketin teminat mektubu altında yapacağı her türlü ödemenin durdurulduğu, ancak bu tedbir kararının …’ın yapmış olduğu itiraz üzerine, başta teminat mektubunun EPC Sözleşmesi altındaki uyuşmazlıktan bağımsız bir taahhüt teşkil ettiği ve Kontrgarantinin de teminat mektubundan bağımsız nitelik taşıyıp …’ın …’a olan borcuna ve dolayısıyla teminat mektubunun nakde çevrilmesine herhangi bir etkisinin olamayacağı gerekçeleri ile 18/01/2022 tarihinde kaldırıldığı ve bu kaldırma kararının mevcut başvurunun yapılma nedenini teşkil ettiği, Milano Mahkemesi’nce verilen teminat mektupları üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması kararı neticesinde; 3.kişi şirketin, …’ın teminat mektubu altında talep ettiği 879.556.259,57 Ruble tutarındaki ödemeyi yaptığı, daha sonra … ile … arasında, EPC Sözleşmesi’nden doğan bir uyuşmazlık meydana geldiği, bu uyuşmazlıktan doğan davanın, EPC Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri gereğince ICC Tahkim Kuralları çerçevesinde, 26475/HBH dosya numarasıyla tahkim heyetince görüldüğü ve tahkim davasının bu aşamada derdest olduğu ve menfaati ihlal edildiği ileri sürülen 3.kişi şirket tarafından eldeki dosyadan kontrgaranti üzerine mahkemece 05/08/2021 tarihinde konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece bu talebin esas davanın görüldüğü tahkim mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Türk Hukukunda 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 6/2. ve HMK’nın 414. Maddesi ile hakemlerin geçici hukuki koruma kararı verebilecekleri düzenleme altına alınmıştır. HMK’nın 414/5.maddesinde; mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının hakem veya hakem kurulu tarafından değiştirilebileceği veya ortadan kaldırılabileceği düzenlenmiştir. MTK 6/1.maddesine göre de; taraflardan birinin tahkim yargılamasından önce veya tahkim yargılaması sırasında mahkemeden ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz istemesi ve mahkemenin böyle bir tedbire veya hacze karar vermesi, tahkim anlaşmasına aykırılık teşkil etmez. Anılan kanun maddeleri kapsamında somut olayda; Türk hukukunda milletlerarası tahkimi düzenleyen temel düzenleme niteliğinde olan MTK’nın 6 maddesi ve iç tahkimi düzenleyen HMK’nın 414/1.maddesi ile hakemlere geçici koruma tedbiri kararı verme yetkisinin tanındığı, MTK uygulamasında tahkimin yabancılık unsuru içermesinin yeterli olduğu, tahkim davasından önce Türk Mahkemeleri nezdinde tedbir talep edilebileceği ve mahkemece bu hususun değerlendirilebileceği açıktır. HMK’nın 390. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dava açıldıktan sonra ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebileceğine göre, ihtiyati tedbire ilişkin diğer taleplerin de dava açıldıktan sonra ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edileceği kabul edilmelidir. Nitekim Dairemizin 28/12/2021 tarih, 2021/3446 Esas, 2021/2479 Karar sayılı kararında da bu durum vurgulanmıştır. O halde yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece 05/08/2021 tarihinde kontrgaranti üzerine konulan ihtiyati tedbirden sonra eldeki dosyanın tarafları arasında Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde tahkim davasının açıldığı, bu nedenle ihtiyati tedbire itirazın esas davanın görüldüğü tahkim mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle 3.kişinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, 3. kişi … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2022 tarih, 2021/480 D.iş, 2021/487 Esas sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, 3. kişi … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- 3. kişi …. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 13/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.