Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/950 E. 2022/731 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/950
KARAR NO: 2022/731
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2021
NUMARASI: 2021/667 Esas, 2021/1392 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilİ Şirketin davalıdan olan alacağının tahsili için davalı aleyhine 21.05.2021 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Dairesinde … Esas sayılı dosya ile Cari Hesap alacağına dayalı icra takibine başlandığını, ilamsız takipte ödeme emri davalıya 01.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının itiraz ettiğini, davalı ile davacı Müvekkili Şirket arasında bakım ve onarım dahil satış sonrası hizmetlerin yerine getirilmesine ilişkin cari hesap alacağına dayalı bir ticari ilişki söz konu olduğunu, davacı müvekkili şirket tarafından verilen hizmetlerin karşılığı olarak davalıya gönderilen fatura bedelleri zamanında ödenmediği için, hizmet ücretleri müvekkili şirket tarafından tahsil edilemediğini, arabuluculuk faaliyeti sonucunda taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin icra dosyasına vaki haksız kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamını, kötü niyetli Davalı/borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirket Türkiye genelinde taahhüt işleri yapmakta olup bugüne kadar yüklendiği yüzlerce işi başarıyla tamamlandığını, müvekkili tarafından, Sivas şantiyesinde kullanılmak üzere paletli ekskavatör kiralandığını, kira Sözleşmesine göre kiralama süresi içerisinde ekskavatörde arıza meydana gelmesi halinde tamir-bakım masrafları müvekkil firmaya ait olacağını,. kullanılmakta olduğu Sivas şantiyesinden bakım ve onarım yapılmak üzere … Ankara Yetkili Servisi olan davalının Ankara Şubesi’ne götürüldüğünü, müvekkili tarafından kiralanarak kullanılan ekskavatörün arızalanması üzerine, yetkili servise taşınması için gerekli nakliye, yol izin, yakıt gibi giderlerin yanı sıra, şantiyenin en önemli aracı olan ekskavatörün kullanılamaması sebebiyle tüm şantiye duracağından müvekkili şirket tarafından muadil iş makinesi kiralanmak zorunda kalındığını, Ayıplı servis hizmeti verilen paletli ekskavatör servisten çıkarıldığında fatura kesildiğini ve ödendiğini, davacı tarafından gerekli özen gösterilmeksizin servis hizmeti sunulduğunu, iş makinası sıklıkla aynı arızayı vermiş her seferinde bakım ve onarımı tamamlandığı, sorunsuz çalıştığı iddia edilerek müvekkile teslim edildiğini, verdiği hasarı tamir ettiğinden bahisle müvekkilden talepte bulunulması hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, davacı yanla yapılan yazışmalar ve sözlü bildirimler ile … ve Noter aracılığı ile ayıp bildirimi, fatura iadesi ihtaratlarına rağmen icra takibine girişilmiş olması iyi niyetten uzak olduğunu, neticede huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum eilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında 2013 model… paletli ekskavatör için bakım ve onarım (eser sözleşmesi) ilişkisi kurulduğu, onarımın Ankara’da bulunan serviste yapıldığı bu durumda uyuşmazlığı görmeye yetkili mahkeme İİK’nın 50. maddesinin yaptığı atıf gereği HMK’nın yetkiye ilişkin maddeleri uyarınca belirlendiği, buna göre alacaklı takibini davalı borçlunun yasal yerleşim yerinde ya da akdin ifa edildiği yer veya yetki sözleşmesi yapılmışsa o yer icra müdürlüklerinde yapabileceği, dosya kapsamından davalının ikametgahının ve aktin ifa yerinin Ankara olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yetkili icra dairesi ve yetkili mahkeme konusunda yazılı bir sözleşme bulunmadığı, ayrıca uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda para borçları ile ilgili dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 89. maddesi yollaması ile HMK’nın 10. maddesi gereğince alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisi kabul edilmediği, bu itibarla icra takibinin yapıldığı davacının ikametgahı olan İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü takipte yetkili bulunduğu, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip gerektiği ve bu hususun itirazın iptali davası bakımından özel dava şartı olduğu, yetkili yerde icra takibi yapılmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında; dava konusu cari hesaba dayalı para borcu alacağına ilişkin olduğu, ihtilafın eser sözleşmesi ile ilgili olmadığını, BK 89/1 maddesinin uygulanması gerektiğini, alacaklının ikametgahının İstanbul/Tuzla olduğunu, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. HMK m.6’da düzenlenen yetki kuralı uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Genel yetki kuralı yanında, kanunda bazı davalar bakımından özel yetki kurallarıyla başka bir yer mahkemesinin de yetkisi kabul edilmiştir. HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği bir özel yetki kuralı olarak düzenlenmiştir. Kural olarak, özel yetki genel yetkiyi kaldırmaz. Yine HMK’nın 17.maddesi gereğince tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılabilecek hükmü düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun “Yetki” başlıklı 50/1. maddesinde aynen “para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe selahiyetlidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan icra takiplerinin veya açılacak davaların kural olarak, davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer (sözleşmenin yerine getirildiği yer) veya yetki sözleşmesi ile belirlenen icra dairelerinden/mahkemelerden birinde açılması gerekir. Bu tür sözleşmelerde para alacakları yönünden yetkili mahkemeyi alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olarak belirleyen 818 sayılı BK’nın 73, 6098 sayılı TBK’nun 89. Maddesinin uygulama imkanı olmadığı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 23.02.2015 tarih ve 2014/2485 Esas, 2015/922 Karar sayılı kararı) Bu açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı tarafın ikametgahının ve sözleşmenin yerine getirildiği yerin Ankara olması göz önünde bulundurulduğunda, davacının ikametgahı olan İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün takipte yetkili bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen karar usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacının vekilinin istinafının reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesİ’nin 16/12/2021 tarih ve 2021/667 Esas, 2021/1392 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.