Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/946 E. 2022/730 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/946
KARAR NO: 2022/730
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/01/2022
NUMARASI: 2021/731 Esas, 2022/34 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı … A.Ş’nin müvekkilinin yaptığı işe karşılık ödemesi gereken fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin dava şartı arabulucu toplantısına katılmayan davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, usuli itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesini, esasa ilişkin cevaplarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı davanın reddine, karşı davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın serbest meslek faaliyeti kapsamında yapılan iş bedellerinin istemine ilişkin olduğu, karşı davada da yapılan bu işlerin kapsamındaki ayıplı işler kapsamında maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, TTK’nun 4/1. maddesi kapsamında iş bu alacak davası ile tazminat karşı davası mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, nisbi ticari dava yönünden yapılan incelemede ise, Kasımpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 24/11/2021 tarihli yazı cevabı dikkate alındığında davacı TTK’nun 11/2. Maddesinde bildirilen esnaf işletme sınırını aşmadığı, zaten davacı mimar olup serbest meslek faaliyeti icra etmekte serbest meslek faaliyet kapsamında yaptığı iş bedeli mimarlar odası azami ücret tarifesine göre istemediği, bu serbest meslek faaliyeti kapsamında tacir sayılmayacağı, yani davacını ticari işletmesi bulunmadığı, davacı tarafın tacir olmaması ve bu kapsamda ticari işletmesinin de bulunmaması dikkate alındığında TTK’nun 4/1. Maddesi uyarınca iş bu davanın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı ve nisbi ticari dava mahiyetinde olmadığı , davada genel nitelikteki Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, davalı/karşı davacı vekilince cevap/karşı dava dilekçesinde Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu belirtilmiş ise de serbest meslek faaliyeti icra eden mimar olan davacının bu faaaliyeti çerçevesindeki ücret istemi 6502 sayılı sayılı kanun kapsamında tüketici işlemi olmayıp mimar olan davalı şirkette de bu kapsamda tüketici olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle dava ve karşı davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri değil genel nitelikteki Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğu gerekçesi ile dava şartı noksanlığı nedeniyle dava ve karşı davanın ayrı ayrı usulden reddi ile İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Davalı karşı davacı vekili istinafında, davalı karşı davacı şirketin tüketici konusunda olduğunu, hukuki uyuşmazlığın serbest meslek faaliyeti olmadığını, tüketici hukuku kapsamında kaldığını kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı karşı davalı yüklenici, davalı karşı davacı iş sahibidir. Davacı karşı davalı davalı karşı davacı ile yaptıkları eser sözleşmesi gereğince bakiye iş bedelini istemekte, karşı davada ise iş sahibi ayıplı iş sebebiyle uğradığı zararın tazminini talep etmektedir. Mahkemece davanın mutlak ve ticari dava olmaması ve yapılan işin ticari olmaması, davacının tüketici sıfatının da bulunmaması sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verdiği ve kararın davalı karşı davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının tüketici olmadığı, mahkemenin gerekçesi ve verilen karar dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olmakla davalı karşı davacı vekilinin yerine olmayan istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2022 tarih ve 2021/731 Esas, 2022/34 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davalı-karşı davacı tarafından İstinaf harçları peşin yatırıldığından harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.