Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/93 E. 2022/85 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/93
KARAR NO: 2022/85
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2021
NUMARASI: 2021/65 Esas, 2021/906 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 23/02/2018 tarihli Portal Vinç İmalat ve Montaj Sözleşmesinin imzalandığını, dava konusu sözleşme kapsamında davalı firmaya 469.510,20-TL ödeme yapıldığını, sözleşme konusu vincin eksik kısımlarının farklı bir firmaya 271.429,50-TL’ye yaptırılmış olduğunu, davalının sözleşme gereği edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğinden Edirne … Noterliğinin 15.04.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalının sözleşme bedelinden kalan 11.800,00 TL’nin ödenmediği gerekçesiyle müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine itirazı üzerine İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret mahkemesinde 2020/670 esas sayılı itirazın iptali davasının açıldığını belirterek 23.02.2018 tarih ve 28.03.2018 imalat onay tarihli portal vinç imalat ve montaj sözleşmesine göre davalının edimini tam ve kusursuz olarak yerine getirmediği eksik ve ayıplı olduğunun tespitini, HMK 107. maddeye göre sonradan artırım yapılmak üzere ve fazlaya ilişin hakları saklı tutularak davalının yüklendiği işin ne kadarını yaptığının ve dolayısıyla sözleşme bedelinden ne kadarını hakettiğinin tespitini, sözleşme konusu yapımını yüklendiği portal vinçin çalışmamadığı, başka bir firma tarafından tamamlandığından ve çalışır vaziyete getirilmesi için ayrıca 271.429,50 TL ekstra harcama yapıldığından, davalının uhdesinde kalan haketmediği miktar ile vincin çalışır vaziyete getirilip tamamlanması için harcanan miktar dikkate alınarak, davalının müvekkiline borçlu olduğunun ve geri ödemesi gereken toplam borcunun tespitini, alacak davası açma hakkını saklı tutarak, uyuşmazlığa konu sözleşmenin ne kadarının davalı firma tarafından ifa edildiğini, söz konusu vinç için yapılan harcamalar nedeniyle davalı firmanın davacıya ne kadar borçlu olduğunu ve davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası kapsamında davalıya takip tutarı olan 11.800,00-TL borçlu olmadığının HMK 107. Maddesi kapsamında ileride arttırılmak üzere şimdilik 11.800,00-TL üzerinden tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitini talep etmişse de söz konusu takip dosyasına yapılan itirazın iptali hakkında İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/670 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılama neticesinde davacı tarafın davalı müvekkile borçlu olup olmadığı hususunun karara bağlanacağını; sözleşme konusu vincin eksik kısımlarının 271.429,50-TL ’ye üçüncü firmaya yaptırdığı iddiası ile davalı müvekkilinden bu bakiye talep edilmişse de, öncelikle davacı tarafın dava dilekçesinde ki taleplerine ilişkin olarak davacı tarafından açılan İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/836 E. sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiği ve dava dosyasının bilirkişi incelemesi aşamasında olduğunu, davacının iddia ve talep etmiş olduğu hususlarda iki farklı mahkemede devam etmekte olan derdest dava dosyaları mevcutken davacının üçüncü bir dava dosyası ile aynı sözleşmeye ilişkin ve aynı konu üzerinden yeni bir dava açmasının hukuk kurallarına uygun olmadığını, davanın açılmasında hukuki yararın olmadığı, davacının dava dilekçesinin usulen kabul edilebilir mahiyette olmadığını savunmuştur. Mahkemece; somut olayda; İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine takip başlatıldığı, davacının itirazı üzerine İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/670 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının açıldığı ve itirazın iptali yargılaması devam ederken menfi tespit davası açıldığının tarafların kabulünde olduğu; menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddiaların, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı; diğer yandan davacı taraf 23.02.2018 tarih, 28.03.2018 imalat onay tarihli portal vinç imalat ve montaj sözleşmesine göre davalının edimini tam ve kusursuz olarak yerine getirmediğinin tespitini, davalının yüklendiği işin ne kadarını yaptığının ve dolayısıyla sözleşme bedelinden ne kadarını hakettiğinin tespitini, davalıya bu sözleşme konusu iş için toplam yapılan 469.510,20 TL ödemenin ne kadarını hakettiğinin tespitini, sözleşme konusu yapımını yüklendiği portal vinçin çalışmamasından dolayı vinç başka bir firma tarafından tamamlandığından ve çalışır vaziyete getirilmesi için ayrıca 271.429,50 TL ekstra harcama yapıldığından, davalının uhdesinde kalan haketmediği miktar ile vinç’in çalışır vaziyete getirilip tamamlanması için harcanan miktar dikkate alınarak, davalının müvekkile borçlu olduğunun ve geri ödemesi gereken toplam borcunun tespitini talep ettiği; davacının fazla ödeme iddiası ile ilgili eda davası açabilecekken tespit davası açtığının anlaşıldığı; eda davası sonunda verilen hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilip, ondan sonra bu tespite dayalı olarak eda hükmü kurulacağından eda davası açılması mümkün olan hallerde de tespit davası açılmasında hukuki yararın mevcut olmadığı; Yargıtay’ın kararlı uygulamasına göre de, eda davası açmak mümkün ise, tespit davası açılamayacağı; (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5482 E – 2021/6882 K. Numaralı kararı). kaldı ki davacı tarafından İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/836 Esas sayılı dosyası ile sözleşme konusu işin gereği gibi yapılmamasından oluşan zararların tahsili ve sözleşmenin feshi istemli olarak dava açıldığı belirtilmiş olup, mahkeme dosyası ile tespiti istenilen hususların anılan dosyada yapılacak yargılamada da tespit edileceği; HMK’nun 106/2 maddesinde tespit davası açanın kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiğinin belirlendiği ve hukuki yarar HMK’nun 114/h maddesinde dava şartlarından olduğu düzenlenmiş olup davacının tahsil talebi de bulunmadığından HMK 106/2 ve HMK 114/h maddesi gereğince eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine takip başlatıldığı, davacının itirazı üzerine İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/670 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının açıldığı ve itirazın iptali yargılaması yargılaması devam ederken menfi tespit davası açıldığı, davacının diğer tespit istemlerinin ise İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/836 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan dosya ile tespit edileceği gerekçesi ile davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; taraflar arasında derdest olan İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/670 E ve yine İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/836 E. sayılı davaların talep sonuçları ve dava konularının birbirinden farklı olduğunu; yerel mahkemenin, gerekçeli kararında itirazın iptali davasından sonra menfi tespit davasının açılmış olmasını, hukuki yarar yokluğu olarak nitelendirmiş ise de, itirazın iptali davasında bu taleplerini ileri sürebilmenin hukuken mümkün olmadığını; davalının yaptığı işin ne kadarını sözleşmeye uygun bitirip aldığı paranın ne kadarını hak ettiği ve eksik bırakılan iş başkasına tamamlatıldığından bunun için ödenen ekstra harcama ile birlikte portal vinç yapımı işi nedeniyle hem davalıya hem başka firmaya ödenen total miktar toplamı dikkate alınarak davalının bu paranın ne kadarını geri vermesi gerektiğinin tespiti istendiğinden tek başına tespit davası olduğunu; HMK da yapılan değişikliklerle tek başına tespit davası açılabildiğini; bu taleplerin gerek itirazın iptali davası olan ve sınırlı savunma yapılabilecek davada ileri sürülemeyecek olduğu gibi ayrıca derdest devam eden İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/386 E. nolu dava konusu ile aynı olmadığını; mahkemenin, davacının fazla ödeme iddiası ile ilgili eda davası açabilecekken tespit davası açılmasını da hukuki yarar yokluğu olarak nitelendirmiş ise de, hukuki ilişkin varlığına/yokluğuna ilişkin bir iddiası bulunmadığı gibi, davalının da hukuki ilişkinin yokluğuna ilişkin bir iddiası olmadığını; talebin sözleşme konusu işin ne kadarının bitirildiğinin ve buna karşılık gelen miktarın tespiti dolayısıyla da eda davasına konu olabilecek bir hakkın var olup olmadığının tespiti olduğundan HMK da ifadesini bulan açılabilecek bir hakkın varlığının tespiti şeklinde tespit davası olduğunu; ulaşılmak istenen sonuç itibariyle taraflar arasındaki uyuşmazlığı bitirebilecek nitelikte olduğundan iş bu davanın açılmasında hukuki yararı bulunduğunu; tahsil talebinin bulunmaması hukuki yarar yokluğuna gerekçe olarak gösterilmiş ise de açılan davanın bir hakkın varlığının tespiti şeklinde olduğunu; dolayısıyla davalının geri ödemesi gereken miktar olup olmadığı yada müvekkilinin davalıdan isteyebileceği bir hakkın var olup olmadığı ve miktarın belirlenebilmesi için öncelikle sözleşme konusu işin davalı tarafından ne kadarının bitirildiğinin, ayıplı ve kusurlu yapım işi olup olmadığının ve buna karşılık gelen bedelin tespitinin gerekli olduğunu; bundan sonra ancak eda davası açılması için bir hakkın var olup olmadığı anlaşılabileceğinden mahkemenin aksi gerekçelerle ret kararının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 470’nci maddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu bedel ödemek olup, işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici, iş bedelinin ödendiğini ise iş sahibi ispat etmek zorundadır. Somut olayda, taraflar arasında 23.02.2018 tarih, 28.03.2018 imalat onay tarihli portal vinç imalat ve montaj sözleşmesi düzenlendiği, iş bedelinin 304.000 + KDV götürü bedelli olduğu ihtilafsızdır. Davalı yüklenici tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/670 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, derdest olduğu; davacı tarafça, eldeki dava ile aynı takip dosyası ile takibe konulan 11.800,00-TL için borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davacının itirazın iptali davasında ileri sürmediği itiraz ve defileri açtığı menfi tespit davasında ileri sürebileceği gibi, haksız haciz tehdidi nedeniyle menfi tespit davası açmakta hukuki menfaati vardır. (Bkz Yargıtay 23 HD 25.06.2018 tarih, 2015/896 E, 2018/3694 K sayılı kararı); Yine davacı tarafından açılan derdest İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/836 Esas sayılı dosyası ile sözleşme konusu vincin eksik kısımlarının üçüncü kişiye yaptırıldığı iddiası ile bu bedelin davalı yükleniciden tahsili talep edildiğine göre bu dava da farklı talebe ilişkin açılmıştır. Eda davalarında ve inşai davalarda davacının hukuki yararının mevcudiyeti asıl iken, tespit davalarında böyle bir ön kabul söz konusu olmayıp, davacı tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu iddia ve ispat etmekle yükümlüdür. Bu kuralın istinasını ise tespit davasının özel bir kanun hükmü ile açıkça düzenlendiği hâller oluşturmakta olup, eldeki uyuşmazlığa konu menfi tespit davası da bir kanun hükmünden doğmakla aynı istisnai hâl kapsamında kalmaktadır. Davacının davadaki amaç ve iradesinin, davalı tarafından başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi yerinde olmayıp, işin esası incelenerek, gerekirse davaların birleştirilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2021 tarih, 2021/65 Esas, 2021/906 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.