Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/923 E. 2022/642 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/923
KARAR NO: 2022/642
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2021
NUMARASI: 2021/736 Esas, 2021/999 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirketin fason üretim için anlaştığını, davacı müvekkillin var olan ticari ilişkiye güvenerek davalıya sparişleri zamanında teslim etmesi için önden 32 adet çek verdiğini, taraflar arasında ise fason üretim sözleşmesinin 11/08/2021 tarihinde imzalandığını, müvekkil şirketin işbu çeklerden bir kısım vadesi gelen 13 adedin işin gecikmemesi ve eksiksiz tamamlanacağı umuduyla ödediğini, ancak ne var ki davalı, davacı müvekkil arasındaki sözleşmedeki yalnızca ilk parti 88.000 adet polar pijamayı gecikmeli teslim edebildiğini, geri kalan ürünleri ise taahhüt ettiği süre içerisinde teslim etmediğini, davalı yanca zamanında teslim edilmeyen ürünleri müvekkil şirket farklı fason üreticilerine yaptırmak zorunda kaldığını, bunun için de ayrıca ek maliyetlere katlandığını, sonuç olarak davacı müvekkil vermiş olduğu çekler karşılığı malları teslim alamadığından 19 adet 1.452.000-TL bedelli çekin bedelsiz kaldığını belirterek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile verilmiş bulunan ve henüz vadesi gelmemiş olan toplam bedeli 1.452.000 TL olan 19 adet çekin bedelsiz kaldığının tespiti ile iptaline, ayrıca bankaya ibrazında arkasına karşılıksız ibaresinin yazılmaması, TCMB’ne bildirilmemesi ve icra takibine konu edilmemesi hususunda İİK m. 72 uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, menfi tespit davasında yetkili mahkemenin belirlenmesinde davanın icra takibinden önce veya sonra açılmış olmasının sonucu değiştirdiğini, bu kapsamda eğer dava icra takibinden önce açılmış ise, mahkemenin yetkisinin HMK’da ifade olunan genel yetki kuralları çerçevesinde belirleneceğini, başka bir ifadeyle Kanununun 6. maddesi uyarınca davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, söz konusu uyuşmazlığın icra takibinden önce doğan bir uyuşmazlık olduğunu, bu nedenlerle davalının yerleşim yerinde dava açması gerektiğini, dava dilekçesinde de görüleceği üzere müvekkilinin adresinin ”… Mah. … Sokak No:… Çiftlikköy/Yalova” olarak gözüktüğünü, gerek mevzuat, gerek içtihat ve gereksede yüksek mahkeme kararlarında iş bu davalar yönünden yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu nedenlerle iş bu uyuşmazlığı çözmeye yetkili mahkeme Yalova Mahkemeleri olduğunu, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin bu dava yönünden yetkisiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı şirketin adresinin “… Mahallesi, … Sokak, No:… Çiftlikköy / Yalova” olduğu, davalının yasal süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu, 6100 sayılı HMK.’nın 17. Maddesine göre; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünün düzenlendiği, dosya kapsamına göre tarafların tacir olduğu, menfi tespit talebine konu çeklerin taraflar arasında tanzim ve imza olunan 11.08.2021 tarihli, YNT-2021-NY201 numaralı sözleşme gereğince verilmiş olup, sözleşmeye göre ihtilaf halinde Yalova Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı, öte yandan HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, somut olayda davalının adresinin ”… Mahallesi, … Sokak, No:… Çiftlikköy/Yalova” olduğu, ayrıca sözleşmeye göre de Yalova Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmakla davanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddine, TTK m.5 uyarınca asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı yerlerindeki ticari davalara Asliye Hukuk Mahkemesince bakılacağı anlaşılmakla HMK m.20. gereğince kararın kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Yalova Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, HMK’nın 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Yalova Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, kesin yetki kuralı bulunmadığından çeklerin ödeme yerinin de yetkili olduğunu, bu nedenle davanın Çağlayan/İstanbul mahkemelerinde açıldığını, mahkemece yetki sözleşmesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ise de sözleşmede çeklere bir atıf bulunmadığından kararın hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı HMK’nın 5 ilâ 19 maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK’nın 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. HMK’nın 17. Maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. HMK’nın 18. Maddesine göre ise, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 11/08/2021 tarihli sözleşme ile bir kısım tekstil ürünlerinin üretimi kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki bu sözleşme, niteliğince, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde hükme bağlanan bir eser sözleşmesidir. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi veya Kanun’un 10. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davasını bu iki yer mahkemesinden birinde açabileceği gibi, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması kaydıyla HMK’nın 17. Maddesi gereğince yetki sözleşmesi ile kararlaştırdıkları yerde de açabilir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ihtilaf vukuunda Yalova mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiş, bu yetki kuralının aksine davanın başka bir yer mahkemesinde, genel yetkili davalının ikametgahı mahkemesinde ya da ifa yeri mahkemesinde açılabileceğine ilişkin bir düzenleme de yapılmamıştır. Bu durumda, yetki sözleşmesi taraflar için bağlayıcı olduğundan yerel mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetki sözleşmesinde belirtilen Yalova Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi yerinde olmuştur. Öte yandan TTK’nın 5/4. maddesi uyarınca asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı yerlerindeki ticari davalara asliye hukuk mahkemesince bakılacağı anlaşılmakla, mahkemece dosyanın Yalova Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi de isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/12/2021 tarih ve 2021/736 esas, 2021/999 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/03/2022