Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/878 E. 2022/620 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/878
KARAR NO: 2022/620
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2022
NUMARASI: 2022/41 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu projenin Kemerköy 1-2-3 olmak üzere üç fazdan oluştuğunu, müvekkili şirketin ilk aşamada 1.faz kapsamında kendi üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı borçlu taraf kaynaklı sebeplerle, işlerin sürekli durdurulduğunu, davalı borçlunun hakkediş ödemelerini de geciktirmesi nedeniyle sürecin uzamasından doğan maliyetleri sözleşme ile bağdaşmaz biçimde müvekkili şirkete yüklediğini, müvekkili şirketin haksız fesih bildirimi anına dek davalı borçlu tarafından işlere dair ne tek bir uyarı, bir şikayet, ne de eksik veya yanlış herhangi bir iş bildiriminde bulunulmadığını, davalı borçlu şirketçe yapılan haksız fesih bildiriminde dahi açık ve anlaşılır bir şekilde herhangi bir eksik veya yanlış iş yapıldığınının ileri sürülmediğini, müvekkilinin bizzat sözleşme gereklerini yerine getirmek sureti ile bugüne dek ödemesine hak kazandığı ancak henüz tahsil edemediği hakkedişler toplamının 400.000 Avronun üzerinde olduğunu, 2021 yılı başında birikmiş alacak miktarı olarak 377.605,97 Avro ve 2.419 Doların ödenmesi için Kadıköy … Noterliği’nin … yevmiye numarası ile gönderdikleri ihtarname çerçevesinde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, bir yanıt alamayan müvekkili şirketin başvurusu doğrultusunda o tarihe dek mevcut alacaklar için İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/235 D.iş sayılı dosyası üzerinden 2021/244 K. sayılı ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz uygulaması üzerine davalı borçlunun Bakırköy … Noterliği üzerinden göndermiş olduğu 21.04.2021 tarih ve … yemiye sayılı ihtar ile ihtiyati haciz nedeni ile zarara uğradığını iddia ve bu zararlarının tazminini talep ettiğini, bu tarihlerde, henüz bir fesih bildirimi dahi bulunmaksızın, müvekkili şirket personelini şantiyeye de almayan davalı borçlu tarafın bununla da yetinmeyerek ilgili personeli telefonla arayarak iş teklif etmek suretiyle ayartmaya da çalıştığını, müvekkili şirketin tüm çabalarının sonuçsuz kaldığından ve bu süreçte çok büyük külfetlere katlanmış olmasına nazaran esaslı ölçekte mağduriyet yaşadığından bakiye alacağının cüzi bir kısmını tahsil edebilmek adına İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafın tüm süreç boyunca kötü niyetli bir şekilde hareket ettiğinden, hiçbir şekilde müvekkili şirkete haklarını vermediğinden, alacağın vadesinin uzun süre önce dolmuş olması ve rehinle temin edilmemiş olması sebebiyle borcu karşılar miktarda malının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesinde yapılan icra takibine ve bu dosyada alacağın dayanağı olarak bildirilen belgelere itiraz edildiği, davacının huzurdaki davada itirazın iptalini talep ettiği, alacağın dayanağı olarak ibraz edilen belgelerin takip dosyasındaki belgeler ile aynı olup, alacağın varlığı ve miktarının uyuşmazlık konusu haline geldiği, yargılamayı gerektiren davacı alacağında mevcut delil durumuna göre İİK.’nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenen şartların gerçekleşmediği gerekçesi ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinafa başvurmuştur. İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesi ile; takipte sunulan belgeler ile itirazın iptali davasında sunulan belgelerin aynı olmasının işin doğası gereği olduğunu, belge aynılığının çekişmeli alacak değerlendirmesine temel teşkil etmeyeceğini, öte yandan davalı borçlu şirketin sözleşmeye taraf olduğunun imzası yanı sıra yapılan işler karşılığı yaptığı hakkediş ödemeleriyle sabit olduğunu, bu hususta çekişmeli bir yön bulunmadığını, Kaldı ki 23. Hukuk Dairesinin çeşitli kararında (16.12.2013 T. 8672/8070; 03.12.2013 T. 8572/7665; 05.06.2013 T. 3628/3811) işaret edildiği üzere özü itibari ile ihtiyati tedbir ve hacizlerin üzerinde uyuşmazlık bulunan çekişmeli konularda başvurulan hukuki koruma yöntemi olduğunu, somut olayda üzerinde durulması gereken noktanın vadesi gelmiş bir alacak ve yaklaşık ispatın sağlanıp sağlanmadığı olduğunu, zira taraflar arasında işin görüşmesine dair tarihleri ve Yargıtay kararları ile uyarlı olarak ödeme vadelerini içerir şekilde düzenlenmiş, tarafların müşterek mutabakatlarını ortaya koyan yazılı ve imzalı sözleşme bulunduğunu, sadece tek taraflı düzenlenmiş fatura alacağına dayalı bir talebin söz konusu olmadığını, müvekkil şirketin alacağının tamamını değil, sözleşme kuralları uyarınca teminatlara dair kısımları hariç tutarak alacağının sadece cüzi bir kısmını talep ettiğini, zira müvekkilinin bizzat sözleşme gerekleri yerine getirmek sureti ile bugüne dek ödemesine hak kazandığı ancak henüz tahsil edemediği hakkedişler toplamının 400.000 Avronun üzerinde olduğunu, bu hususun gerek taraflar arası ihtarnameler, gerek cari hesap özetleri, gerekse halihazırda devam etmekte olan taraflar arası diğer yasal süreçler ile sabit olduğunu, öte yandan huzurda görülen dava öncesi başlatılmış taraflar arası yargı süreçlerinde görüleceği üzere davalı tarafın cari hesap mutabakatına konu edilmiş önceki borçlarını dahi ödemediğinden hakkında evvelce alınmış ihtiyati haciz kararları da bulunduğunu, bu durumun dahi bizatihi davalı borçlu tarafından borç ödemelerinin istikrarlı bir şekilde vadesinde yapılmadığını sergilediğini, kaldı ki davalı tarafın müvekkili şirkete, işten el çektirmesinden bu yana uzunca bir süre geçmiş olmasına karşın hiçbir ödeme yapmadığını, bu hususun da ihtarname yazışmaları ile sabit olduğunu, yaklaşık ispata yönelik yeterli kanaate dayanak teşkil edebilecek olguların somut olayda ziyadesi ile mevcut olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Talep taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesine dayalı düzenlenen fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterlidir. Somut olayda, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu deliller, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi, ihtarnameler, fatura, takip dosyası ile davacı tarafça düzenlenmiş hesap ekstresinden oluşmaktadır. Davacı alacaklı, dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenmiş hesap mutabakatı bulunduğunu belirtmiş ise de davalı tarafça imzalanmış hesap mutabakatına ilişkin bir belge sunmamıştır. Sunulan belgeler alacağın varlığı ve muaccel oluğu konusunda yaklaşık ispata yeterli olmayıp, mahkemece verilen talebin reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2022 tarih ve 2022/41 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre,davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 29/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.