Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/858 E. 2022/680 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/858
KARAR NO: 2022/680
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2021
NUMARASI: 2021/413 Esas, 2021/769 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı … arasında 13/04/2020 tarihli satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin ekinde yer alan malzemelerin eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde davalının yapılmasını talep ettiği Özel … Lisesinde yapıldığını, sabit olan alacağını alamamak durumuyla karşı karşıya kalan davacı müvekkilinin alacağının güvence altına alınabilmesi ve mağdur duruma düşmesinin önlenebilmesi için davalıya ait kayıtlı taşınmaz, taşınır ile iş yerinde bulunan menkul mallar üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbir taleplerinin teminatsız olarak kabulüne, davanın kabulüne, müvekkilinin 160.484,00 TL alacaklarının 30/06/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, sözleşmede davacı şirketin satıcı müvekkilinin alıcı olarak anılacaklarının belirtildiğini, davacı tarafından teslim edilen ve yapılması gereken imalatlarda bir çok eksik hatalı ve teslimi gerekli bir kısım ürünlerin de hiç teslim edilmediğinin görülmesi üzerine davacıya karşı yapılan bir çok şifahi başvurularında akim kalması karşısında sözleşmenin 6.2-2 maddesine dayanarak fesih etme imkanları var iken açılacak okulun eğitim süresinin yakın tarihte başlaması dikkate alınarak ve iyi niyetli olarak davacı yana sözleşmede tebligat adresi olarak belirtilen adrese Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 21/07/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ edildiğini, KDV taleplerinin yasal olmadığını ve sözleşmeye aykırı olduğunu, taraflar arasında bir sözleşme mevcut olduğunu ve sözleşme gereğince her iki tarafa da yükümlülükler yüklediğini, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ilk verilen yetkisizlik kararının istinaf edilmesi üzerine, istinaf dairesince taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kamu tüzel kişileri yahut tacirler arasında yapılması gerektiği, dosyada yapılan incelemede davalının tacir olup olmadığının anlaşılamadığı bu nedenle kararın kaldırıldığı, kaldırma kararı sonrasında davalının tacir olup olmadığı konusunda gerekli araştırmanın yapıldığı, Küçükköy Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 28/07/2021 tarihli yanıtında davalının 31.12.2010 tarihinde ticareti terk ettiği ve defter tutma yükümlüğü bulunmadığı, İstanbul Ticaret Odası’ nın 28/07/2021 tarihli yazısı ile de davalının ticaret odası kaydı bulunmadığının anlaşıldığı, HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninde olduğu, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu hususun, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının nispi ticari davalar olarak sayıldığı ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirildiği, buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerektiği, somut olayda, taraflar arasındaki ihtilafın 13/04/2020 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, yukarıda yer verilen müzekkere cevaplarından da anlaşılacağı üzere davalının tacir olmadığı, taraflar arasındaki davanın da TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava olmadığı, buna göre mahkemenin uyuşmazlık konusuna bakmakta görevli olmayıp görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile; GÖREVSİZLİK nedeniyle davanın usulden reddine, Kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde dosya üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Asliye ticaret mahkemesinin dava konusunun değerine veya miktarına bakılmaksızın ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli özel bir mahkeme olduğu, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava olarak kabul edildiğinden bu davalara bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu, ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayıldığı, bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerinin tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayıldığı, bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesinin görevli sayılamayacağı, göreve ilişkin düzenlemelerin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğu, davalının esnaf kaydı olduğu ve sözleşme konusunun davalının ticari işletmesi ile alakalı iş olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu ve davanın esasına girerek hüküm kurulması gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, mahkemece yapılan araştırmaya göre davalının tacir olmadığı, davanın mutlak veya nisbi ticari dava olmaması nedeniyle verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf sebeplerinin yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/10/2021 tarih ve 2021/413 Esas, 2021/769 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.