Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/759 E. 2023/11 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/759
KARAR NO: 2023/11
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2019
NUMARASI: 2015/1048 Esas, 2019/56 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 10/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili; taraflar arasında, 19-22 Mart 2015 tarihlerinde Tüyap’ta yapılacak olan WİN2 fuarında kullanılacak olan 36 m2 standın, müvekkili şirket tarafından kurulumu hususunda 23/01/2015 tarihli stand kurulum sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun şekilde edimini ifa ettiğini, söz konusu standı kurduğunu, iş bittikten sonra da söktüğünü, iş bedeli olan 15.000 TL + (KDV) tutarındaki bedel için 18/03/2015 düzenlenme tarihli, … seri nolu, 17.700,00 TL tutarındaki irsaliyeli faturayı düzenlediğini, davalının faturayı ödemeden imtina etmesi üzerine, müvekkilinin, muavin defterindeki davalı şirkete yönelik 12.390,00 TL alacak bakiyesine istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi başlattığını, ancak davalının takibe borcu bulunmadığı gerekçesiyle haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafın %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır. Mahkemece; davacı tarafından sunulan 23/01/2015 tarihli stand kurulum sözleşmesi hususunda davalının usulüne uygun isticvap tebligatına rağmen mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığından sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğu kabul edilerek, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5. maddesi ile çıkabilecek uyuşmazlıklarda İstanbul İcra Daireleri ile Mahkemelerinin yetkilendirildiği, bu nedenle icra dairesinin yetkisine itirazın haksız olduğu; sözleşmeye konu işin davacı tarafından yapıldığının ispat edildiği; ancak davacı tarafından sunulan faturanın incelenmesi ile kapalı fatura niteliğinde olduğu, kapalı faturanın borcun ödendiğine karine teşkil ettiği ve bu şekilde her ne kadar davacı taraf işi yaptığını ve bedeline hak kazandığını ispat etmiş ise de borcun peşin olarak ödendiği ve takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalının isticvap edilmesine rağmen mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı, ticari defter ve kayıtlarını mahkemece istenmesine rağmen sunmadığı, bilirkişi tarafından tanzim olunan raporda davacının davalıdan cari hesap alacağı bakiyesi 12.390,00 TL olduğu tespitlerine yer verildiğini; yemin metninin davalıya tebliğ edildiği, davalının mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve bu şekilde sözleşmeye konu işin davacı tarafından yapıldığının ispat edildiğini; emsal Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 26/09/2018 tarih ve 2018/2696 esas, 2018/3431 kararsayılı kararı uyarınca iki tarafın da tacir olması durumunda karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiğini; kapalı faturanın ödemenin yapıldığını göstermesinin yalnızca bir fiili karine olduğunu, fiili karineler olaydan başka bir delil çıkmazsa geçerli olup sınırlı bir geçerliliğe sahip olduğunu; fiili karinenin aksinin ispat edildiğini; kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemenin fiili karinenin doğruluğunu araştırması gerektiğini; mahkemenin davalı şirkete, ödemenin yapıldığına ilişkin bilgi ve belgeleri sunmak üzere süre vermiş olması halinde fiili karinenin doğruluğu araştırılmış olacağını; eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine dair verilen kararın hukuka, kanuna, usule ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile, 12.390,00 TL asıl alacak, 367,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.757,12 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine davalının yasal süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine ve tüm ferileri ile birlikte borca itiraz ettiği, takibin durduğu; alacaklı vekili Av. … tarafından 10/09/2015 tarihinde borçlunun yetki itirazının kabul edilerek dosyanın Ankara icra müdürlüğüne gönderilmesinin talep edilmesine rağmen, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmeksizin 04/11/2015 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.; İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi ve öncelikle incelemesi gerekir. Somut olayda, borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine itirazının alacaklı vekili tarafından kabul edilmesi nedeniyle, icra dosyasının yetkili Ankara İcra Müdürlüğüne gönderilmek suretiyle borçluya yetkili Ankara İcra Müdürlüğü tarafından ödeme emri tebliği gerekirken, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmeksizin itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki menfaati bulunmadığından mahkemece davanın usul yönünden reddi yerine işin esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle usulden reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2019 tarih ve 2015/1048 Esas, 2019/56 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 147,81 TL harçtan mahsubu ile bakiye 32,09 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 105,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 226,30 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 10/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.