Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/535 E. 2022/2094 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/535
KARAR NO: 2022/2094
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2021
NUMARASI: 2019/523 Esas, 2021/912 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 21/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın husumet yokluğundan reddine dair verilen karara karşı taraflarca istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili; müvekkili şirketin 25 yılı aşkın süredir vitrin, mağaza mobilyaları, fuar stantları tasarlayıp üreten ve aynı zamanda montaj işlerini yapan, bu konularda yurt içi ve yurt dışında hizmet veren bir firma olduğunu, davalı … Tic. A. Ş. içinde birçok iş yaptığını, davalı … A.Ş. nin kendi iç işleyişi gereği, yaptırdığı bu işlerin bedelini, bazen kendi hesabından, bazen de ödeme aracısı kıldığı bayisi veya 3. kişi konumundaki firmalar üzerinden yaptığını, ama nihayetinde iş bedelinin doğrudan veya dolaylı olarak davalı şirket tarafından ödendiğini, 04.05.2018 tarihinde davalı şirketin pazarlama müdürü olan … tarafından, müvekkilinden, Azerbaycan Bakü’de açılacak yeni bir mağazanın yapımı için teklif vermek üzere keşif için Azerbaycan’a gitmesinin istendiğini, müvekkili şirketin elemanlarının 12.05.2018, 06.11.2018 ve 14.11.2018 tarihlerinde olmak üzere üç defa keşif için Azerbaycan’a gittiklerini ve bu keşifler için talep edilen ve davalı şirket adına faturalanan, KDV dahil 1.953,48 TL, 12.512,40 TL ve 7.066,04 TL tutarların davalı tarafından müvekkiline ödendiğini, ilk keşiften sonra yapılması halinde, uygulanacak olan mağaza planının davalıya sunulduğunu, 10.07.2018 tarihinde; davalının mağaza tasarımı için müvekkiline özet taleplerini gönderdiğini ve müvekkilince 2D çizimlere başlandığını, 26.08.2018 tarihinde 2D çizimlerin ve 16.10.2018 tarihinde 3D tasarımların davalı tarafından onaylandığını, 06.11.2018 tarihinde, davalıya üretimin Türkiye’de yapılması halinde çıkacak olan bütçenin ayrıca 07.11.2018 tarihinde de müvekkili firma tarafından, üretimin Azerbaycan’da yapılması halinde talep edilen fiyatın teklif olarak iletildiğini, teklifin yüksek bulunması üzerine fiyatların tek tek davalıya açıklandığını, 19.11.2018 tarihinde; müvekkili firmanın Azerbaycan’daki mağazanın yapım işi için fiyat teklifini davalıya ilettiğini, teklifin davalı tarafından onaylandığını, 21.11.2018 tarihinde, şirket çalışanlarından 9 kişilik bir ekibin daha önce 16.11.2018 de giden 2 kişilik ekibe katılmak üzere Azerbaycan Bakü’ye gittiğini ve mağaza için üretime başlandığını, 26.11.2018 ve 29.11.2018 tarihlerinde 1. ve 2. hafta raporlarıyla müvekkili şirketin davalıya, Azerbaycan’da üretim için gerekli malzemelerin bayi tarafından teslim edilmediğini ve bu durumda 15.12.2018 de yapılması planlanan mağaza açılışının gecikeceğinin bildirdiğini, bundan sonra ihtiyaçların gününde gelmesi durumunda iki vardiya olarak çalışılmasının ve gece çalışması için izin alınmasının gerektiğini davalıya bildirdiğini, 14.12.2018 tarihinde, davalının davacı tarafından kendilerine iletilen “… mini basket alanı fiyat teklifini” onayladığını, bu imalata mail olarak bütçe onayı verilmiş olduğunu ve genel teklife eklenmesi gerektiğinin davalı tarafından bildirildiğini, 18.01.2019 tarihinde Azerbaycan’daki mağaza açıldıktan sonra son durum raporunun davalı ile paylaşıldığını ve kalan eksiklerin nasıl tamamlayacağına dair planın davalıya gönderildiğini, 11.02.2019 tarihinde Azerbaycan’daki … mağazası için gerçekleşen nihai bütçenin davalıya bildirildiğini, davalı şirketin rakamları yüksek bularak kendilerinden detay ve ekstra malzemelerle ilgili fiş ve faturaları istediğini, aynı gün belgeleri toparlayıp davalı ile paylaştıklarını, planlanan bütçe ile gerçekleşen bütçeyi paylaşıp, çalışma süresinin neden uzadığının davalıya açıklandığını, 01.03.2019 tarihinde davalı şirketin davacıya avans olarak ödenen 37.000.-USD düşüldükten sonra yapılan işçilik için kalan tutar olarak 46.001,88 USD fatura kesebileceğini bildirdiğini, bu tutara itiraz edildiğini, 07.03.2019 tarihinde davalı şirketin davacıya yapılan işler için kendileri tarafından onaylanan tutarın 397.600,00 TL olduğunu bildirdiğini, davacının yapılan işlerin karşılığı olmayan bu tutarı kabul etmediğini ve itiraz ettiğini, 22.03.2019 tarihinde, davalı şirketten şirket çalışanı … tarafından davacıya gönderilen e-mail ile talebin kabul edildiğinin bildirildiğini, yine aynı tarihte … şirketinden … tarafından Optimal yetkilisi …’e “üretici firmanın işçiliği ve diğer masrafların kapatılması için aşağıdaki tutarın ödemesi gerekiyor, (Kalan Tutar: 129.482,64 USD) onlar size fatura edecekler, sonrasında siz stantların masraflarını ekleyip … A.Ş.’ ye fatura edebilirsiniz.” şeklinde mail göndererek bakiye borç miktarının 129.482,64 USD olarak kabul ettiklerini açıkça beyan ettiklerini, daha önceki işlerde de olduğu gibi, davalının talimatı ve onayı ile “…” adresinde bulunan mağazanın (…) dekorasyon işlerinin müvekkili firma tarafından yapıldığını, davalı şirketin onayı bulunan 166.482,64 USD tutarındaki toplam iş bedelinden, halen sadece 37.000. USD’lık kısmının … Amerika Bankası vasıtasıyla davalı tarafından ödeme aracısı kılınan “… Ltd. Şti” üzerinden ödendiğini, davalı şirket ile ödemenin geri kalan kısmı için yapılan görüşmeler ve yazışmalar sonucunda, davalı şirketin kendi şirket içi sorunları nedeniyle işin maliyetlerinin yeniden incelendiğini belirterek davacıdan ödeme ile ilgili süre istediğini, bunun üzerine davacı şirketin uzunca bir süre beklediğini ancak davalı şirketin ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının itirazının haksız ve alacağın likit olması nedeniyle davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak suretiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı … Anonim Şirketi’nin “…” ve “…” markalarıyla üretim yapan beyaz eşya üreticisi olan …’in Türkiye’deki iştiraki olduğunu, davacı şirketin ise, müvekkili şirketin Bakü-Azerbaycan’daki dava dışı distribütörü … ile yaptığı anlaşma uyarınca; …’in Bakü’de “…” adı verilen mağazasının mobilya üretiminin işçiliği ile mimari işlerini yapan şirket olduğunu, söz konusu işi yaklaşık 75.000 USD bedel karşılığında üstlenmiş olduğunu, distribütör …’in davacıya 37.000 USD avans ödemesi yaptığını, sonraki süreçte ise davacının, onaylanan bütçelerin 2 katından fazla iş bedeli çıkardığından distribütör tarafından ödemelerin durdurulduğunu, davacı şirkete 75.000.-USD bedelli işin ilk taksiti olan 37.000.-USD ödemenin, dava dışı distribütör tarafından yapıldığını, davacının da yapılan işin bedeli olarak 166.482,64USD tutarındaki faturayı müvekkili şirket adına değil, dava dışı … firması adına kestiğini, davacı şirket mağaza yapımına hazırlık aşamasında davalının kendilerinden keşif hizmetleri aldığını iddia ederek mağaza yapım bedelinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş ve keşif hizmet bedeli davalı tarafından ödenmiş ise de bu durumun davalı şirketin mağaza yapım bedelinden sorumlu olduğunu göstermediğini, esasen işin sadece teknik planlama kısmında destek verdiklerini, asıl iş sahibinin mali ve hukuki yükümlülükleriyle birlikte dava dışı distribütör … olduğunu, davacının da bunu kabullendiğini, bu nedenle davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıylada taraflar arasında yapılan yazışmalarda, distribütör tarafından onaylanan bütçedeki işçilik bedelinin 354.400,00 TL, toplam bedelin ise 397.600,00 TL olduğunu, davacının sonraki aşamada, işçilik maliyetinin arttığını belirterek toplam iş bedelinin 166.482,64 USD (yaklaşık 887.352,64 TL) olduğunu belirttiğini, davalı tarafından distribütör lehine yapılan teknik incelemeler neticesinde, davacının talep ettiği bedellerin son derece fahiş olduğunun ve ispata muhtaç olduğunun görüldüğünü, 19 Kasım 2018 tarihli e-posta yazışmasında davacının, davalı şirkete “Son teklifimiz olan 397.600 TL’yi USD olarak çevirdiğimizde son fiyatımız (Detayları aşağıdadır. Toplam fiyatta bir düşüş oldu) 74.492,00 USD’dir, bu fiyat sadece kârımızı ve işçiliği içermektedir…” diyerek işçilik ve kâr dahil 74.492 USD teklifte bulunduğunu, aynı tarihte davalı şirketin çalışanı tarafından “bu kısım “ok”dur, sizden aşağıda yazdığınız ve benim de bayiye mailde belirttiğim gibi yapılacak her türlü masraf için teklif sunmanız ve onay almanız gerek.” şeklinde cevap verildiğini, davacının iddiasının aksine, davalı tarafından uygun bulunan proje bedelinin 74.492.- USD olduğunu, davacının ise, sonraki süreçte bu tutarı 166.482,64 USD’ye çıkarttığını, talep edilen iş bedelinin gerçek dışı ve dava dışı distribütör ile davacı arasındaki anlaşmaya da aykırı olduğunu belirterek, davanın husumet yokluğundan ve esastan reddine, haksız ve kötü niyetli başaltılan takip nedeniyle talep edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ile Azerbaycan’da yapılan mağazanın yapımındaki dekorasyona ilişkin üretim, montaj, işçilik, ekstra malzeme ve ulaşım bedellerinin bakiyesinin ödenmesine ilişkin toplam 743.062,03 TL için icra takibi başlatıldığı, davacı şirketin toplam iş bedelinin 166.482,64 USD olduğu, kendilerine 37.000 USD’lik kısmi ödemede bulunulduğu, taraflar arasındaki yazışmalardan Azerbaycanda yapılan mağazanın yapım ve dekorasyon işlerinin davalı şirketin talimatı ile yapıldığı, gerçek iş sahibinin … A.Ş olduğu sonuç ve kanaatine varılmış ise de davacıya iş bedelinin ilk taksiti 37.000,00 USD tutarındaki avans ödemesinin dava dışı distribütör tarafından yapıldığı, işin bedeline ilişkin 166.482,64 USD bedelli faturanın davalı şirkete değil, dava dışı … adına kesildiği, aynı faturada dava dışı …’in de kaşe ve imzasının bulunduğu, davalı şirketin bu tarz işlerde denetleme ve kontrol fonksiyonu bulunduğu, ancak finansal sorumluluğunun olmadığı, mağazaların kurumsal standartlarının eşit olması istenildiğinden projelerin davalının kontrolünden geçtiği, bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğu, davalının işin başında davacıdan salt keşif hizmeti almış olmasının, distribütöre ait mağazanın yapım bedelinden de sorumlu olmayı kabul ettiği anlamına gelmeyeceği, her ne kadar davacı taraf davalı şirketin yönlendirmesi üzerine faturaların dava dışı distribütöre kesildiğini iddia etmiş ise de basiretli bir tacirin göstermesi gereken özeni göstermediği ve iddiasını ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılarak, dava konusu mağaza dekorasyon yapım işinin sahibinin davalı … A.Ş. olmadığı, kendisine husumet yöneltilemeyeceği kanaatiyle davanın husumet yokluğundan reddine, her ne kadar kısa kararda belirtilmemiş ise de davalı taraf cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş olup, davacı takipte haksız ise de kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, yapılan işin bedelinin davalı tarafından onaylandığını, bu hususun 13.12.2019 tarihli cevap dilekçesinde de belirtildiğini, 37.000,00.USD’lik avans ödemesinin davalının ödeme aracısı olan 3. kişi konumundaki “… Tic. Ltd. Şti” üzerinden yapıldığını, davalı tanıklarının görgüye dayalı beyanının bulunmadığını, bilirkişi raporunda da işin sahibinin davalı şirket olduğunun belirtildiğini, defter ve delillere dayanılmadığından diğer delillerin yok sayılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, iş bedeline ilişkin faturanın davalının talimatı üzerine dava dışı (davalının ditribütörü) … adına düzenlendiğini, bu konuda geçmişe dayalı teamüllerinin bulunduğunu, davalı tarafından dava dışı …’e gönderilen 22.03.2019 tarihli mailde üretici firmanın işçilik ve masraflarının ödenmesi için … adına fatura kesileceğini, …’in de stand masraflarını ekleşip …’ye fatura kesmesi gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenle diğer işlerde olduğu gibi faturanın … adına düzenlendiğini, dava dosyasında davalı …’nin dava konusu edilen … Mağazası işinin yapımına ilişkin müvekkilinden talepte bulunduğuna, müvekkiline işin yapımına ilişkin talimat ve onay verdiğine, tüm sürecin davalının talimat ve onayları ile ilerlediğine, iş bedellerinin davalı tarafından onayladığına ve müvekkiline işin bedelinin ödeneceğine dair onlarca mail yazışması bulunduğunu, bu maillerde dava konusu işin, davalı …’nin talep, talimat ve onayı ile yapıldığının sabit olduğunu, …’nin tek yetkili-işin sahibi olarak hareket ettiğini, mahkemenin avans ödemesinin dava dışı distribütör tarafından yapıldığına ilişkin gerekçesinin hatalı olduğunu, 37.000 USD’lik bu ödemenin davalı tarafından ödeme aracısı kılınan 3. kişi konumundaki “… Tic. Ltd. Şti” üzerinden yapıldığını, keşif bedellerinin tümünün de davalı tarafından ödendiğini, aşamalarda süreçlerin davalı tarafından onaylandığını, bu hususların mail yazışmaları ile sabit olduğunu, … Mağazasının bir bütün olarak davalı …’nin talep, talimat ve onayı ile ve …’nin sorumluluğunda yapıldığını, 01.03.2019 tarihinde davalı …’nin, müvekkili tarafından yapılan işçilik masrafları karşılığı, “avans olarak yatırılan 37.000.USD çıkartıldıktan sonra”, kalan tutar olarak 46.001,88.USD için fatura kesebileceğini müvekkiline bildirdiğini, 07.03.2019 tarihinde davalı …’nin müvekkili tarafından yapılan işler için, … tarafından onaylanan tutarın 397.600,00.TL olduğunu bildirdiğini, 22.03.2019 tarihinde …’den …n’in, müvekkiline gönderdiği mailde ”Talebiniz karşılanacağına dair karar verildi. bayimize bilgi vermek için sizden avanslar hariç net hesap bekliyorum.” denilerek müvekkilinin talebi olan 129.482,64 usd’nin onaylandığını bildirdiğini, bu durumu 22.03.2019 tarihinde …’den …’in, … Bayi yetkilisi …’e mail göndererek “… Bütçesi Hakkında” başlıklı maili ile müvekkiline ödeme yapmasını bayisinden istediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olmasının İİK m.67/2’ye aykırı olduğunu, davacının icra takibini, müvekkili şirketin talep edilen tutara ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını bilerek başlattığını, davacının, ödemelerden sorumluluğun dava dışı distribütöre ait olduğunu bilerek ve kabul ederek uyuşmazlık konusu işe başladığını, sonraki süreçte ise davacının ilk teklifinin kat be kat üstünde, son derece fahiş tutarda iş bedeli talep etmesi nedeniyle distribütör tarafından ödeme talebi yerine getirilmeyince; Azerbaycan’da mukim distribütör aleyhine yasa yollarına başvurmak yerine, müvekkiline yönelmeyi tercih ettiğini, müvekkilinin iş sahibi değilken ve davacı tarafından da müvekkiline fatura kesilmemişken ve gerek müvekkilimizin gerekse de davacının ticari defter ve kayıtları uyarınca davacının müvekkili şirketten alacağı bulunmazken; bahse konu faturadan müvekkilini sorumlu tutarak icra takibine girişmesi ve akabinde dava açmasının kötüniyetli olduğunu belirterek, davacının istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının kötüniyet tazminatı yönünden kaldırılarak haksız ve kötü niyetli başlatılan takip nedeniyle talep edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Dosya kapsamına göre, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin iş teklifinin davalı şirket tarafından yapıldığı, bu teklif üzerine davacının işin yapılacağı yer olan Azerbaycan Bakü’de 3 kez keşif yaptığı, keşif masrafına ilişkin faturaların davalı tarafından ödendiği, keşif sonucu yapılacak işe ilişkin ayrıntıların ve bedelin davalıya sunulduğu, iş onayının davalı tarafından verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı taraf, asıl iş sahibinin dava dışı … olduğunu ve 37.000 USD avans ödemesinin bu şirket tarafından yapıldığını, davacı tarafından faturanın bu şirket adına düzenlendiğini, asıl iş sahibinin dava dışı şirket olup, davacının da bu durumu bildiğini iddia etmiş ise de, yapılan işe ilişkin tüm görüşmelerin, e-mail yazışmalarının, onayların davalı şirket tarafından veya onun oluru ve yönlendirmesi ile yapıldığı, iş denetiminin yine davalı şirket tarafından yapıldığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, sözleşme ilişkisinin davalı şirket ile kurulduğu ve asıl iş sahibinin davalı şirket olduğu sonucuna varıldığından, mahkemece davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Dava konusu işin 166.482,64 USD olduğuna dair davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı tarafça kabul edilmediği, yapılacak projenin malzeme ve işçilik bedeli olarak 74.492 USD üzerinden anlaşma yapıldığı, 37.000 USD ‘nin avans ödemesi olarak işin başında ödendiği belirtilerek davacının bakiye alacak için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yaptığı 743.062,03 TL bakiye alacak için başlatılan icra takibine itiraz edildiğinden, mahkemece uyuşmazlığa konu alacağa ilişkin davanın esasına girilerek, tarafların delilleri toplanıp, değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davalının istinaf talebinin reddine, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada REDDİNE, 3-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarih, 2019/523 Esas, 2021/912 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.