Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/494 E. 2022/419 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/494
KARAR NO: 2022/419
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2022
NUMARASI: 2022/27 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 2013 yılının Nisan ayında …, Türkmenbaşı Uluslararası Limanı’nın tasarım ve inşası ile görevlendirildiğini, …, Türkmenistan Cumhuriyeti’nin yetkili makamlarıyla bir sözleşme akdedildiğini, … ve …, projenin “Kuru Yığın Terminali (Kısım 5) bölümüne ilişkin çalışmaların yürütülmesi için, yığın malzeme ve konteyner taşımacılığı alanlarında uzmanlaşmış müvekkili şirket ile müzakereler yürüttüğünü, sonrasında müvekkili şirket ve … arasında 7 Nisan 2016 tarihli Mühendislik, Tedarik, Kurulum ve Devreye Alma Sözleşmesi’ni (“Sözleşme”) akdedildiğini, …, sözleşme bedeli olarak müvekkili şirkete 39.500.000 ABD Doları ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin 45.maddesi uyarınca tarafların sözleşme’den doğan uyuşmazlıkları MTO Tahkim Kuralları’na uygun şekilde yürütülecek bir tahkim yargılaması Ile çözüleceği konusunda anlaştığını, müvekkili şirkete yapılacak ödemeyi teminat altına almak için, … ve müvekkili şirket, Ana Şirket Garantisi’ni (Ana Şirket Garantisi”) imzaladığını, …, sözleşme kapsamında müvekkili şirkete ödenmesi gereken tutarın müvekkili şirketin talep etmesi halinde 39,500.000 Amerikan Doları’na kadar teminat altına alındığını, ana şirket garantisi m. 3 hükmünde yer alan tahkim şartı (“Tahkim Anlaşması”) uyarınca taraflar, Ana Şirket Garantisi’nden doğan uyuşmazlıkların da MTO Tahkim Kuralları’na göre tahkim yoluyla çözüleceği konusunda anlaştığını, müvekkili şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve sözleşme uyarınca müvekkili şirkete ödenmesi gereken bedele hak kazandığını ancak müvekkili şirketin sözleşmeden doğan alacaklarını alamadığını, bu sebeple …’ye bir ihtarname gönderildiğini ve bu ihtarnamenin karşılığında da herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödenmemiş tutarların Ana Şirket Garantisi uyarınca ödenmesini …’den talep edildiğini, müvekkili şirketin son olarak 25 Temmuz 2019 tarihinde, … ve … aleyhine tahkim yargılaması başlattığını, 14 ay süren tahkim yargılaması yapıldığını sonuç olarak hakem heyetinin 20 Eylül 2021 tarihinde oybirliğiyle Hakem Kararı’nın tesis edildiğini, Hakem Heyeti, Borçlular’ı Hakem Kararı kapsamında vadesi gelmiş, tutarların ödenmesinden davalılar, müteselsilen, davacıya 532.207,06 ABD Doları ile 22 Nisan 2018’den 4 Temmuz 2018’e kadar 1.032.207,06 ABD Doları üzerinden ve 5 Temmuz 2018’den tam ve nihai ödemeye kadar 532.207,06 ABD Doları üzerinden yıllık 965 faiz ödeyeceğini, Davalılar, müteselsilen, Davacıya 871.,830,25 ABD Doları ile 28 Nisan 2018’den tam ve nihai ödemeye kadar yıllık 965 faiz ödeyeceğini, Davalılar, müteselsilen, Davacıya 487.687,94 ABD Doları ile 26 Haziran 2018’den tam ve nihal ödemeye kadar yıllık 96.5 faiz ödeyeceğini, Davalılar, müteselsilen, Davacıya 136.583,82 ABD Doları ile 13 Kasım 2018’den tam ve nihat ödemeye kadar yıllık 965 faiz ödeyeceğini, Davalılar, müteselsilen, Devacıya 3.600.000 ABD Doları ile 1 Ekim 2018’den tam ve nihai ödemeye kadar yıllık 965 faiz ödeyeceğini, Davalılar, müteselsilen, Devacıya 3.950.000 ABD Doları ile 9 Mayıs 2019’dan tam ve nihai ödemeye kadar yıllık 965 faiz ödeyeceğini, Z MTO Divanı tarafından 500.000 ABD Dolanı olarak belirlenen tahkim masraflarının 9615’ini Davacılar ve 9685’ini müteselsilen davalıların karşılayacağının karar verildiğini, sonuç olarak, Davalılar müteselsilen Davacıya 175.000 ABD Doları ödemesini gerektiğini, Tarafların yasal ve diğer masrafları için Davalılar, müteselsilen, Davacıya 5B4.738,64 İsviçre Frangit Ve 352.165,13 Avro ödeyecektir ve Davacı, Davalı 1’e ve/veya Davalı 2’ye 106.166,85 ABD Doları ve 53.184,41 TL ödeyeceği şeklinde karar verildiğini, Hakem Kararı, tarafların anlaşmasına uygun olarak İsviçre’de verilmiş bir yabancı hakem kararı olduğunu, Hakem Kararı’nın Türkiye’de icra edilebilmesi ve hakem kararı’nın tenfizi için şartların yerine geldiğini, ihtiyati haczin tüm şartlarının mevcut olduğunu, Müvekkil Şirket ile Borçlular arasındaki uyuşmazlık, MTO kurallarına tabi olarak yürütülen yargılama kapsamında, esasa uygulanacak hukuk göz önüne alınarak, Hakem Heyeti tarafından incelendiğini, hakem heyeti tarafından incelenen alacağın vadesinin geldiğini ve hakem kararı’nda hükmedilen alacağa istinaden davalının menkul ve gayrimenkul mal varlığı üzerine ihtiyati konulması yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 12/01/2022 tarihli ara kararla, yabancı hakem kararı henüz tenfiz edilmediğinden vadesi gelmiş bir alacaktan söz edilemeyeceği, İİK’nın 257/2.maddesindeki vadesi gelmemiş alacağa ilişkin ihtiyati haczin şartlarına dair de dosyada delil bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için hakem kararının tenfiz edilmesinin gerekmediğini, mevcut hakem kararının ihtiyati haciz talebinin kabulü için yeterli dayanak olduğunu, New York Konvansiyonu’na göre hakem kararının kesinleşme şerhinin sunulmasına gerek bulunmadığını, Tahkim Anlaşmasında Hakem Karanının bağlayıcı olduğunun açıkça ifade edildiğini, Hakem Kararının davalı vekillerine tebliğ edildiği 23/09/2021 ve 24/09/2021 tarihlerinden itibaren 30 günlük itirazın süresinin de geçmiş olduğunu, davalının tenfiz kararı kesinleşinceye kadar mal varlığı değerlerini devretmesi riskinin yüksek olduğunu, bu durumda müvekkilinin alacağını tahsil etmesinin imkanız hale geleceğini belirterek, 12/01/2022 tarihli ara kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibi – garantördür. Dava, davacı şirket ile dava dışı … arasında yapılan 07/04/2016 tarihli “Mühendislik, Kurulum ve Devreye Alma Sözleşmesine” dayalı olarak iş bedeli alacağının, aynı sözleşme ilişkisi kapsamında “Ana Şirket Garantörü” olan davalı …’den tahsiline ilişkin olarak MTO tarafından verilen 20/09/2021 tarihli hakem kararının tenfizi talebine ilişkin olup, bu kapsamda, tenfiz kararı kesinleşinceye kadar davalının mal ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiştir. Somut olaydaki asıl talep yabancı hakem kararanını tenfizi istemine ilişkin olup, tenfiz kararı kesinleşeceği kadar davalının malvarlığ ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiştir. New York Sözleşmesi’nin 3.maddesinde yabancı hakem kararlarının tenfizi davalarında tenfiz ülkesinin usul kararlarının uygulanacağı belirtilmiş, tenfiz Türkiye’de istendiğine göre, Türk usul kuralları uygulanmalıdır.Türkiye’de yabancı hakem kararlarının tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 60 ile 62.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu durumda somut olayda, New York Sözleşmesi, MÖHUK ve Türk Kanun ve sair usul kurallarına göre inceleme ve değerlendirme yapılması gerekir. İhtiyati haciz talebinin koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup, muaccel alacaklarda İİK’nın 257/I. maddesinde ihtiyati haciz isteyebilmek için alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması şartı getirilmiştir. Vadesi gelmemiş, müeccel alacaklarda da ihtiyati haczin, ancak borçlunun belli bir yerleşim yerinin bulunmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye ve kaçırmaya hazırlanması, kendisinin kaçması veya kaçmaya hazırlanması ya da alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde istenebileceği İİK’nın 257/II. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden davacının ileri sürdüğü alacakların rehinle temin edilmediği ve alacağın dayanağının Milletlerarası Ticaret Odası’nın … dava nolu hakem heyeti kararı olduğu anlaşılmaktadır. Talebin dayanağı olan bu kararın henüz tenfiz edilmediği tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 60 maddesinde kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfiz edilebileceği düzenlenmiştir. Bu hükme göre yabancı bir ülke hakem heyeti tarafından verilen kararın geçerli olabilmesi için usulüne uygun Türk Mahkemelerince tenfiz edilmiş olması gerekli ve zorunlu bulunmaktadır. Bir başka deyişle Türk Mahkemeleri tarafından usulünce tenfiz edilmeyen kararların ilâm niteliğinde sayılması mümkün bulunmamaktadır. Tenfiz edilmeyen somut olaydaki hakem kararının Türk Hukuku açısından henüz ilâm niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. 5718 sayılı MÖHUK 62.maddesinde tenfiz şartları belirtilmiş olup, bunlardan birisinin bulunmaması halinde tenfiz talebi reddedileceğinden ve böyle bir hakem kararı henüz Türk Hukuk sisteminde tanınmadığından karara konu alacağın varlığının kabul edilmesi ölçüsüne yeterli bilgi ve belge olup olmadığına ilişkin yaklaşık ispat kurallarının değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır. Tüm bu nedenlerle bu aşamada davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2022 tarih ve 2022/27 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 02/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.