Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/459 E. 2022/1746 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/459
KARAR NO: 2022/1746
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2017/395 Esas, 2018/286 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Dairemizce verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nce hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, Dairemiz’ce açılan duruşmada bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı hakkında 20/03/2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalının süresinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, 31/12/2014 tarihli mutabakatnameye göre müvekkilinin davalıdan 120.683,19 TL alacaklı olduğunu, borçlunun yaptığı itiraz üzerine yaptıkları araştırmada davalının müvekkiline 09/01/2015 tarihinde 20.000,00 TL, 26/01/2015 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL ödemede bulunduğunu, davalı tarafından kendilerine gönderilen 31/12/2015 tarihli mutabakatnamede müvekkilinin davalıdan 90.683,19 TL alacaklı olduğunu, takip başladıktan sonra 12/04/2017 tarihinde davalının müvekkiline 90.683,19 TL haricen ödeme yaptığını, böylelikle davalının işin yapılmadığı yönündeki itirazın dayanaksız kaldığını ileri sürerek, davalı borçlunun 90.683,19 TL üzerinden yaptığı ödeme dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmayacak şekilde itirazın iptali ile takibin devamına, takibin başladığı 20/03/2017 tarihinden ödemenin yapıldığı 12/04/2017 tarihine kadar işleyen avans faizinin müvekkiline ödenmesine, 90.863,19 TL üzerinden doğan vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşmede belirtilen nitelikte ve markalarda malzeme kullanmadığını, bir kısım işleri tamamlamadığını, davacının yapması gereken bir kısım işlerin müvekkili tarafından yaptırıldığını, davacının zamanında işleri gereğince bitirip zamanında teslim etmemesi nedeniyle müvekkili şirket hakedişlerini zamanında tahsil edemediğini, bu nedenle bir kısım finansman giderlerine katlanmak zorunda kaldıklarını, davacının müvekkili şirketten böyle bir alacağının bulunmaması nedeniyle icra takibine itiraz ettiklerini, daha sonra davacı ile yapılan görüşmede toplam alacağın 90683,19 TL olduğu hususunda anlaşmaya vardıklarını, bu bedelin davacının bildirdiği banka hesabına yatırıldığını ileri sürerek, aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının takip tarihinden ödemenin yapıldığı 12/04/2017 tarihine kadar süre için avans faiz oranı üzerinden ve takip sonrası işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, borcun ödenmesine rağmen bu miktar bakımından itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı, anılan tarihler arasında işlemiş faiz miktarının 491,20 TL olduğu, muhtıra ile icra harç ve giderlerinin borçludan istenilmesinin her zaman mümkün olduğundan davacının bu yöndeki talebinde de hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın ödeme tarihine kadar işlemiş 491,20 TL faiz alacağı üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, 18.136,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Yerel mahkeme kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Dairemizin 9.10.2020 tarih ve 2018/1059 esas, 2020/1120 karar sayılı kararı ile, davacı yüklenici tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında, 20/03/2017 tarihinde cari hesaba dayalı olarak 120.683,19 TL asıl alacak, 27.931,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 148.614,74 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça icra takibine süresinde itiraz edildiği, davacı tarafın dava dilekçesinde davacı iş sahibinin icra takibinden önce 09/01/2015 tarihinde 20.000,00 TL, 26/01/2015 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere yaptığı toplam 30.000,00 TL ödeme için sehven takip başlattıklarını, alacaklarının bakiyesi olan 90.683,19 TL’nin ise icra takibinden sonra 13/04/2017 tarihinde haricen ödendiğini beyan ettiği, aynı hususun davalı tarafça da beyan edilmesi karşısında, alacağın miktarı ve ödendiği tarih konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, tarafların mutabık oldukları dava konusu 90.683,19 TL alacağın likit olduğunun anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, takip tarihindeki haklılık durumu dikkate alınarak davanın kabulüne, davalının itirazının 90.683,19 TL asıl alacak yönünden iptaline, takipten sonra yapılan ödemenin infaz sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar vermesi gerekirken yazılı şekilde karar vermesinin hatalı olduğu gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemiz kararına karşı taraf vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 24/11/2021 tarih ve 2021/2490 esas, 2021/1745 karar sayılı ilamı ile “Dava eser sözleşmesinden kaynaklı bir kısım alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davalarında, itiraz sonrasında ve davadan önce alacağın ödenmesi halinde ödenen kısımla ilgili dava açmakta davacının hukuki yararı yoktur. Bu nedenle davadan önce ödenen bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi de mümkün değildir. Somut olayda, mahkemece İİK 100. madde nazara alınarak 491,20 TL açısından takibin devamına karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamış ise de davadan önce asıl alacağın ödenmiş olmasına rağmen hüküm altına alınan 491,20 TL üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken davadan önce ödenen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” denilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemiz tarafından Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, davacı yüklenici tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında, 20/03/2017 tarihinde cari hesaba dayalı olarak 120.683,19 TL asıl alacak, 27.931,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 148.614,74 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış, davalı tarafça icra takibine süresinde itiraz edilmiştir. Davalı tarafın itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı taraf, açmış olduğu itirazın iptali davasına sunduğu dava dilekçesinde davacı iş sahibinin icra takibinden önce 09/01/2015 tarihinde 20.000,00 TL, 26/01/2015 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere yaptığı toplam 30.000,00 TL ödeme için takip öncesi ödeme olmasına rağmen sehven takip başlattıklarını, alacaklarının bakiyesi olan 90.683,19 TL’nin ise icra takibinden sonra 13/04/2017 tarihinde haricen ödendiğini beyan etmiş, davalı tarafça da davacı beyanları kabul edilmiş, buna göre icra takibine konu alacağın miktarı ve ödendiği tarih konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafça takip öncesi ödenen asıl alacak kısmı için herhangi bir talepte bulunulamayacaktır. Ancak, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi, davalının temerrüte düştüğü tarih olan 20.03.2017 icra takip tarihi ile davalı tarafından takipteki asıl alacak miktarının haricen ödendiği 13.04.2017 tarihi arasındaki faiz talebi yönünden TBK’nın 100. maddesi dikkate alınarak itirazın iptali talep edilebilecektir. Dosya kapsamına göre, icra takip tarihi olan 20.03.2017 tarihinden harici ödeme yapılan 13.04.2017 tarihleri arasındaki dönem için davacının 491,20 TL faiz alacağı bulunmaktadır. TBK’nın 100. Maddesine göre ödemenin öncelikle faiz alacağına mahsup edilmesi gerektiğinden, yapılan ödemeden söz konusu faiz alacağı mahsup edildiğinde, davalının halen 491,20 TL asıl alacak yönünden borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın 491,20 TL asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Takip sırasında dava konusu asıl alacağın 90.683,19 TL olduğu tarafların kabulündedir. Alacağın miktarı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığından alacağın likit olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu asıl alacağın likid olması nedeniyle davacı lehine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Ancak, 90.683,19 TL asıl alacak dava öncesi ödendiği için davacının bu miktar üzerinden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından, icra inkar tazminatının da faiz ödemesinin mahsubu sonrasında itirazın iptali davasına konu olan 491,20 TL asıl alacağın %20’si esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. (Bkz.Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 31/01/2022 tarih ve 2021/3234 esas, 2022/401 karar sayılı kararı) Açıklanan nedenlerle, davacının davasının Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda kısmen kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında icra takibine itirazın 491,20 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğudan 491,20 TL asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında icra takibine itirazın 491,20 TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2-Alacak likit olduğudan 491,20 TL asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3- Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.548,65 TL (743,07 TL’si icra dosyasına yatırılan) nispi karar ve ilam harcından alınması gereken 80,70 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 1.467,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek haline davacıya İADESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 5-Davacı tarafından yapılan 153,50 TL tebligat ve posta gideri, 98,10 TL istinaf başvurma harcı, 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 283,00 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1,53 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 6-Davalı tarafından yapılan 122,50 TL tebligat ve posta gideri, 98,10 TL istinaf başvurma harcı, 89,60 TL tehir-i icra karar harcı, 267,80 TL temyiz başvurma harcı olmak üzere toplam 578‬,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 574,87 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 491,20 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 14.430,72 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 9-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE, Dair taraf vekillerin yüzüne karşı, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda, miktar yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/10/2022