Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/428 E. 2022/911 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/428
KARAR NO : 2022/911
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2021
NUMARASI: 2015/9 Esas, 2021/250 Karar
DAVANIN KONUSU Alacak /İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik işler sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin, birleşen dava bakiye iş bedeli alacağı istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı, her iki dava yönünden davalı – birleşen davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında İstanbul İl Özel İdaresi İmar Yatırım ve İnşaat Daire Başkanlığı Esenler Hükumet Konağı yapımı işine ait alçı sıva, çelik mala sıva, kaba sıva, ince sıva, boya yapılması için 11/09/2013 tarihli sözleşme imzalandığını, davalının yapmış olduğu eksik işler inşaatın gecikmesine ve idare tarafından da müvekkili şirkete KDV hariç 34.220,94-TL nefaset kesintisi yapıldığını, bunun dışında sair kesintilerin de yapıldığını toplamda müvekkili şirkete 102.988,10-TL gecikme cezası kesildiğini, davalının kusurlu imalatından kaynaklanan eksikliklerin müvekkili şirket tarafından giderildiğini belirterek davalının kusuru nedeniyle sebep olduğu KDV dahil 40.380,70-TL zararı müvekkili şirkete ödenmesini, vekalet ücretine ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, Müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında ticari ilişkinin olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketin yapmayı üstlendiği inşaat projelerinde yüklenici-alt yüklenici ilişkisinin söz konusu olduğunu, davalı vekilinin icra dosyasına yaptığı itirazda … & … Adi Ortaklığı ile müvekkili şirket arasında ayrıca bir ticari ilişkinin olduğunu, söz konusu ticari ilişki işbu davaya konu olan icra takiple talep edilen alacaktan bağımsız nitelikte olduğunu, davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 152.993,84.-TL alacağın tahsili için ilamsız takibe başlanıldığını, davalının yetkiye yönelik itirazı üzerine dosya Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ne gönderilmiş ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibin devam ettiğini belirterek borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddia ettiği şekilde müvekkili şirketin ayıplı ifa söz konusu olmadığını, davacı iddiasına dayanak yaptığı idarenin nefaset kesintisi faturası davacının idare ile akdettiği sözleşmeden kaynaklı olduğunu müvekkili ile ilgili olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Birleşen davada davalı vekili, Davaya … San. ve Tic. Ltd.Şti.nin de dahil edilmesi gerekmekte olduğunu, davacının davasını 11.09.2013 tarihli sözleşme kapsamında taşeron olarak üstlendiği alçı sıva, çelik mala sıva, kaba sıva, ince sıva, boya yapılması işine dayandırmakta olduğunu, davacının üstlendiği işten hakedişlerinin tümü ortak girişim tarafından davacıya ödendiğini, 11.09.2013 tarihli sözleşme dışında davacı ile ne … şirketinin ne de ortak girişimin başkaca bir ticari ilişkisi olmadığını, 11.09.2013 tarihli sözleşme kapsamında yapılan işi davacı ile yapan ortak girişim olduğunu, … Şirketi olmadığını, … ve … şirketleri 11.09.2013 tarihli sözleşme kapsamında davacı … yapmış olduğu eksik ve kusurlu işlerden kaynaklanan zararın tazmini için İstanbul 14. Ticaret Mahkemesi 2015/9 E. nolu dosya üzerinden dava açtığını, bu sebeple tarafları, konusu aynı olan 14. Ticaret Mahkemesi dosyası ile bu mahkemede dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini belirterek öncelikle … Tic. Ltd.Şti.nin davaya dahil edilmesi ile dosyanın İstanbul 14 Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/9 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine, davanın esastan reddi ile kendilerine vekâlet ücretine hükmedilmesi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; asıl davada yapılan değerlendirmede nefaset kesintisine dair kalemler davalı karşı davacı taşeronun sözleşmesel yükümlülük alanına girdiği, yapılan nefaset kesintisinin kaynağı ve sebebi davalı alt taşeronun kusurundan kaynaklı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 3-g maddesi gereğince yapılacak nefaset kesintisinden de davalı karşı davacının sorumlu olacağı , nefaset kesintilerinde davacı karşı davalıdan kaynaklı herhangi bir kusur söz konusu olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Birleşen davada; davalı birleşen davacının ticari defterlerin SMM bilirkişisi marifetiyle incelendiğinde toplam iş bedelinin tamamından nefaset kesintisi mahsup edildiğinde davacı birleşen davalı tarafından fazlasıyla ödemenin yapıldığının kaydedildiği yine davacı birleşen davalı defterlerinin incelenmesinde de bakiye borç kaydı görünmediği, davalı birleşen davacının ticari defter kayıtlarının kendi aleyhine delil teşkil ettiği, alacağın ödenmediği yönündeki ya da bakiye alacağın bulunduğu hususundaki ispat külfetinin davalı karşı davacıya geçeceği, sözleşmeye binaen ve dava dışı Valilik İdaresinin cevabi yazısı bir arada değerlendirildiğinde yapılan kesintinin de gözetilerek davacı karşı davalı tarafından ödemenin yapıldığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davalı-birleşen davacı vekili istinafında; asıl dava yönünden ; davalı birleşen davacının işi tam ve eksiksiz zamanında yaptığını, nefaset kesintisinden sorumlu olmadığını, alt yüklenici hak ediş raporunda davacı şirketin 71.087,64 TL hak edişten kesinti yaptığını, ikinci kez kesinti yapmasının hukuka aykırı olduğunu, gecikmede davalı taşeronunu kusuru olmadığını, bilirkişi raporu ile de bu durumun sabit olduğunu, 20.10.2021 tarihli raporda işin eksiksiz ve zamanında teslim edildiği göz ardı edildiği, rapora itirazlar değerlendirilmeden karar verildiğini , birleşen dava yönünden hak ediş alacağının kesilen faturalar ve ticari defterlerden sabit olduğu, 24.05.2019 tarih ve 10.06.2017 tarihli raporlarla alacaklarının sabit olduğunu, 24.05.2019 tarihli rapor hükme esas alınması gerektiğini, 10.06.2017 tarihli 1. Ek raporda da davalı birleşen davacı alacağı 100.326,71 TL olacağı belirlediğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacılar yüklenici, davalı ise alt taşerondur. Taraflar arasında İstanbul İl Özel İdaresi İmar Yatırım ve İnşaat Daire Başkanlığı Esenler Hükumet Konağı yapımı işine ait alçı sıva, çelik mala sıva, kaba sıva, ince sıva, boya yapılması için 11/09/2013 tarihli sözleşme imzalandığı ve sözleşme ilişkisinin varlığı ihtilafsızdır. Davacı yüklenici asıl davada eksik iş bedelini talep etmiş, davalı alt taşeron cevabında eksik ve ayıplı işler bulunmadığını savunarak birleşen davasında bakiye bedel talebinde bulunmuştur. Mahkemece asıl davanın kabulüne , birleşen davada, birleşen davacıya ait ticari defterlerine göre yapılan incelemede alacağının bulunmadığından bahisle birleşen davanın reddine karar verilmiş, karar davalı-birleşen davacı yönünden istinaf edilmiştir. Mahkemece 25.03.2016 tarihli rapor ile ek ve 2. Ek raporlar alınmış, 17/08/2020 tarihli ikinci kök rapor alındığı görülmüştür. Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş ise de; iki rapor arasında çelişki olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece çelişki giderilmeden ve hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli şekilde gerekçelendirilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece taraflar arasında bilgi ve belgeler özellikle dosyada bulunan hak ediş belgeleri de gözetilerek ,raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden rapor alınması , davalı birleşen davacının mükerrer kesinti iddiası da araştırılarak her iki davanın bu sonuca göre hükme bağlanması gerektiğinden davalı birleşen davacının istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı – birleşen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı – birleşen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2021 tarih, 2015/9 Esas, 2021/250 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı – birleşen dosya davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı – birleşen dosya davacın tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.