Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/415 E. 2022/516 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/415
KARAR NO : 2022/516
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2021
NUMARASI : 2021/109 Esas, 2021/1176 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili; taraflar arasında, davalı tarafından davacıya ait kamyon için damper imali ve montajı için 08/05/2010 tarihinde imzalanan sözleşmede işin teslim tarihinin 15/05/2010, işin bedelinin 25.500,00 TL ve işin tesliminde gecikme olması halinde ise gecikilen her gün için 250,00 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının damperi teslim etmediğini, davalıya avans olarak ödediği 7.000,00 TL ile gecikmeden kaynaklı 268.750.00 TL tazminatın tahsili için başlattığı Bakırköy 4.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça süresinde cevap verilmemiş, ibraz edilen 08/04/2018 tarihli dilekçesinde, davanın süresinde açılmadığını, 08.05.2010 tarihli sözleşmenin aslının yırtılıp iptal edildiğini; sunulan sözleşme fotokopisine ve üstündeki imzaya itiraz ettiklerini; davacının söz konusu damperin teslim tarihinden sonra müvekkilini arayarak ödeme yapamadığını, sözleşmeyi iptal ederek yeniden damper yapmasını talep etmesi üzerine, tarafların 08.05.2010 tarihli sözleşmeyi imha ederek yeniden sözlü bir sözleşme yaptığını; sözlü sözleşme gereği damper bedelinin 25.500,00 TLolarak belirlendiği ve davacının avans olarak 17.05.2010 tarihinde müvekkili şirkete 7.000,00 TL gönderildiğini, avansın gelmesi ile damperin üretimine başlanarak tamamlamış olmasına karşın davacının damperin kullanılacağı çekiciyi henüz teslim alamadığından damperin atölyede muhafaza edilmesini talep ettiğini; müvekkilinin damper bedelinin ödenmesi ve teslim alınması ile ilgili yapılan görüşme ve gönderilen faksa rağmen davacının damperi gelip teslim almadığını, kalan bedeli ödemediğini; davacı tarafından avansın teslim tarihinden sonra gönderilmesi, damperin kullanılacağı çekicinin halen teslim alınmaması nedeniyle sözleşme şartlarına uyulamadığı, ödeme şartına uymayan, senet vermeyen davacının sözleşmedeki cezai şartı talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece 18/06/2018 tarih ve 2017/523 Esas, 2018/606 Karar sayılı karar ile; talebin 6098 sayılı Yasa’nın 179/2. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezai şart olup bunun istenebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş olmasının ya da sözleşmede fesih halinde de ceza koşulu istenebileceğine dair hüküm bulunmasının gerektiği, davacı tarafça akdin ifası yerine bedelin iadesinin talep edildiğini, bu sebeple sözleşmedeki cezai şartın talep edilemeyeceği, bununla birlikte davacı tarafça davalıya 7.000,00 TL ödendiğinin sabit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının 7.000,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine karar verilmiştir.Dairemizin 30/12/2020 tarih ve 2019/877 Esas, 2020/1612 Karar sayılı ilamı ile; davacı tarafından davalıya karşı, Bakırköy 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalıya avans olarak ödediği 7.000,00 TL ile gecikmeden kaynaklı 268.750,00 TL tazminat olmak üzere toplam 275.750,00 TL alacak yönünden icra takibi başlatılmış, davalının itirazı üzerine süresi içinde itirazın iptali talep edilmiş olduğu, davacının dava dilekçesinin sonuç kısmında, takiple talep edilen alacağın tümü bakımından “itirazın iptaline” karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kısmen kabulü ile reddedilen kısım 268.750,00 TL üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmiş olduğu, oysa, dava açılırken icra müdürlüğüne yatırılan 1.378,70 TL harç dışında yalnızca 29,20 TL peşin harç yatırıldığının anlaşılmakta olduğu, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16/4 maddesi uyarınca, eksik yatırılan harçlar yönünden Kanun’un 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiği, harç tamamlanmadığı halde yargılamaya devamla hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemece verilen 14/12/2021 tarihli karar ile, davacı vekilinin verilen süre içerisinde eksik harcı tamamladığı belirtilerek, önceki karar belirtilen gerekçeler ile açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Bakırköy 4. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının 7.000,00 TL asıl alacak kısmına itirazın iptaline, takibin 7.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesinin kaldırma kararında, “davacı, davalıya avans olarak ödediği 7.000,00 TL ile gecikmeden kaynaklı 268.750,00 TL tazminatın tahsili için icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine duran takibin devamı için ise iş bu davayı açmıştır…” şeklindeki gerekçesinin yer aldığını; mahkemenin karara uymasıyla bu nitelemenin kazanılmış usuli müktesep hak olduğundan mahkemece tekrar değerlendirilemeyeceğini; eser sözleşmesinde yüklenici-davalının, imal ettiği eserini iş sahibi-davacıya teslim etmek borcu altında olduğunu, teslimin mümkün olabilmesi için eserin tamamlanmış olması gerektiğini, aksi takdirde yapı sahibinin eseri teslim almaktan kaçınabileceğini; borçlunun yerine getirmeyi taahhüt ettiği borcunu hiç veya gereği gibi yerine getirmemesi halinde ödenen paranın geri istenebileceği gibi cezai şartın da onunla birlikte istenebileceğinin TBK’da açık olduğunu; mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu; TBK’nın 124. Maddesi gereği davalının damperi 10 seneden fazla süre içinde teslim etmemiş olması ile artık iş sahibi için yararının kalmadığını; Yargıtay HGK’nin 2017/3169 E. K. Sayılı kararından da görüleceği gibi, borçlunun borca aykırı davranışı hâlinde, alacaklı hem aynen ifayı, hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebileceğini, bu nedenle, burada ceza koşulunun aynen ifaya ilave olarak talep edilebilmesinin olanaklı olduğunu; davalının teslim borcu olan kamyon damperinin hiç teslim edilmediğini; Yargıtay HGK’nin 2017/2245 E., 2021/880 K. Sayılı kararının emsal olduğunu; davalının borcunu bildiği, borcun da likit bir alacaktan kaynaklandığını; Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 1997/3728 E. 1997/3924 K. Sayılı kararının emsal olduğunu, davalı aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davacı tarafça, taraflar arasında imzalanan 08/05/2010 tarihli sözleşme gereği davalının imal edeceği damperi teslim etmediğini, davalıya avans olarak ödediği 7.000,00 TL ile gecikmeden kaynaklı 268.750,00 TL tazminatın tahsili için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiş; davalı ise 08.05.2010 tarihli sözleşmenin aslının yırtılıp iptal edildiğini, sonradan yapılan sözlü sözleşme gereği avans olarak 17.05.2010 tarihinde 7.000,00 TL gönderildiğini, kalan bakiyenin ödenmediğini, damperi teslim almadığını belirterek davanın reddini savunmuş; mahkemece sözleşmedeki cezai şartın talep edilemeyeceği, davacı tarafça davalıya 7.000,00 TL ödendiğinin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının 7.000,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı iş sahibi tarafından davalı yüklenici aleyhine Bakırköy 4. İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 7000,00 TL ana para 268.750,00 TL tazminat olmak üzere toplam 275.750,00 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı vekili tarafından süresinde borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine davacı tarafça süresinde itirazın iptali davası açılmıştır.Taraflar arasında düzenlenen 08/05/2010 tarihli sözleşmede davalı yüklenicinin damperi imal edip teslim edeceği, işin tesliminin 15/05/2010, işin bedelinin 25.500,00 TL, işin tesliminde gecikme olması halinde ise gecikilen her gün için 250,00 TL tazminat ödeneceği, 10/05/2010 tarihinde 7.000 TL ödeneceği, kalan kısım için ilki damperin tesliminden 30 gün sonra vadeli olmak üzere 2.648 TL tutarlı 7 adet senet düzenleneceği kararlaştırılmıştır. Davalı tarafça bu sözleşmenin aslının yırtılarak iptal edildiği yeni sözleşme yapıldığı savunulmuş ise de davacı tarafça sözleşme aslının dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır.Eser sözleşmelerinde sözleşmenin sona ermesi üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/III. maddesidir. Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir. Somut olayda, davacı tarafın sipariş vermiş olduğu ve avans olarak 7.000,00 TL ödediği damper davalı tarafından teslim edilmemiştir. Davalı taraf her ne kadar damperin hazır olduğunu davacının teslim almaktan imtina ettiğini beyan etmiş ise de, sözleşme gereği damperin tesliminin davalı yükleniciye ait olup, yüklenicinin teslime hazır olduğuna ve teslim alınması konusuna ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunulmamıştır. Yüklenici tarafından teslim ispat edilemediğinden mahkemece damperin teslim edilmemesi sebebiyle ödenen bedelin iadesine karar verilmiş olması yerinde olmuştur. Davacı tarafça ödenen bedel ile birlikte cezai şart da talep edilmiştir. Sözleşmenin 6. maddesindeki ceza 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2. maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza niteliğinde olup, kural olarak sözleşmenin feshi halinde olumlu zarar niteliğindeki ifaya ekli gecikme cezası istenemez; sözleşmede kararlaştırılan gecikme cezasını isteyebilmesi için fesih halinde de gecikme cezasının isteyebileceğine dair bir düzenleme bulunması gerekmektedir. Sözleşmenin 6. maddesinde bu doğrultuda bir düzenleme yoktur. Diğer bir anlatımla, sözleşmenin feshi halinde dahi bu cezanın alınacağına dair bir kararlaştırma bulunmamaktadır. Bu nedenle de mahkemece davacının cezai şart talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.Öte yandan itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için İİK’nın 67/II. maddesi gereğince borçlunun itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekir.
Somut olayda davacı tarafından davalıya avans olarak 7.000,00 TL gönderildiği ve sözleşme gereği damperin teslim edilmediği ihtilafsız olduğuna göre, alacağın likid olduğu ve mahkemece inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği halde talebin reddedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile, Bakırköy 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın 7.000,00 TL alacak bakımından iptaliyle takibin bu miktar üzerinden devamına; fazlaya ilişkin talebin reddine; kabul edilen 7.000,00 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı 1.400,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarih ve 2021/109 Esas, 2021/1176 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Bakırköy 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın 7.000,00 TL alacak bakımından iptaliyle takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4- 7.000,00 TL hükmedilen tutar üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı 1.400,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 478,17 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 3.330,42 TL (29,20 TL peşin + 3.301,22 TL tamamlama) harcın mahsubu ile fazla yatırılan 2.852,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 478,17 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 171,00 TL tebligat ve posta gideri, 98,10 TL ilk istinaf başvurma harcı olmak üzere toplam 269,10 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 6,83 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 5,35 TL tebligat-posta yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 5,68 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 27.262,50 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE,
2-Davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 81,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 302,30 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.