Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/331 E. 2022/510 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/331
KARAR NO : 2022/510
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2021
NUMARASI : 2021/708 Esas, 2021/964 Karar
DAVANIN KONUSU : Tapu iptali ve tescil, Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili; taraflar arasında 19/03/2020 tarihli …ı İnşaat Yapım Sözleşmesi imzalandığını; müvekkilinin sözleşme gereği tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, kendisine yapılan imalatın oranına göre devredilmesi gereken arsa paylarının devir edilmediğini, davalı şirketin fesih bildiriminin açıkça haksız olduğu orta olduğunu belirterek, müvekkilinin dava tarihine kadar hakettiği taşınmazıların sözleşmede yer alan şekilde tapularının müvekkili adına tescili ile bu hakedişlere ilişkin olarak dava tarihine kadar olan gecikme tazminatından şimdilik 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/116 Esas 2020/138 K sayı ile 03/04/2020 tarihinde davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/03/2021 tarih ve 2020/634 Esas, 2021/179 Karar sayılı kararı ile; davalı tarafından sunulan arabuluculuk tutanağının taraflar arasında imzalandığı, bu kapsamda tapu devri ve hak edişlere ilişkin alacağa yönelik hususlarda anlaşmaya vardıkları ve davanın konusuz kaldığı; davalı tarafın dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu olması gerektiği gerekçesi ile davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştirDairemizin 16/06/2021 tarih, 2021/1508 Esas, 2021/1200 Karar sayılı kararı ile, dava açıldıktan sonra davalı vekili tarafından sunulan 09.09.2020 tarihli sulh protokolünün mahkeme huzurunda yapılmadığı, kaldı ki davacı vekilinin yokluğunda verilen karardan sonra istinaf dilekçesi ile davalının sunmuş olduğu protokolün tapuların tescili davasının konusu ile bağlantılı olmadığını beyan ettiği; bu durumda mahkemece, taraflar arasında yapılan 09.09.2020 tarihli sulh protokolünün mahkeme huzurunda yapılmadığından sulhun koşullarının oluşmadığı, mahkeme dışı sulhun, kanunda belirtilen şekil şartlarına uygun olarak mahkeme içi sulhe dönüştürülmediği nazara alınarak, taraflardan sulh protokolüne ilişkin beyanları sorulup sulh sözleşmesine göre karar verilmesini isteyip istemedikleri de açıklattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemenin 09/12/2021 tarihli kararı ile, davacı şirket yetkilisi sunmuş olduğu 09/12/2021 havale tarihli dilekçesinde; davalı ile davacının kendi aralarında anlaştığını, davadan feragat ettiğini beyan ettiği gerekçesi ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; feragat işleminin geçersiz, hukuken yok hükmünde olduğunu; müvekkili şirketi münferiden şirketi temsile yetkili müdürlerinin …, 24.06.2020 tarihli genel kurul kararıyla atanan …, 14.04.2021 tarihli genel kurul kararıyla atanan …. olduğunu; davanın şirket müdürü …’ın talimatı doğrultusunda, Büyükçekmece 15. Noterliğinin 20.03.2020 tarihli vekaletname kapsamında Av. … tarafından ikame edildiğini, 09.12.2021 tarihli feragatin … tarafından imzalandığını, davalı tarafından aynı gün ve saatte feragatin kabulü dilekçesi ibraz edildiğini; davalı tarafla .. …’ın birlikte hareket ettiğini; davanın kısmi olarak ikame edilmiş olmasına rağmen dava değerinin 60 milyon TL’nin üzerinde bir rakama tekamül edecek bir uyuşmazlık olduğunu; şirketin geleceğini doğrudan etkileyecek, iflasa sürükleyecek mahiyette olduğunu; davadan feragat dilekçesi şirket yönetimi hususunda olağanüstü bir işlem niteliğinde olduğunu; olağanüstü işlerde karar verme yetkisinin genel kurula ait olduğunu; yüksek mahkemenin yerleşik içtihatlarına göre şirket genel kurulundan karar alınmadan, şirket müdürleri arasında davanın yürütülmesi konusunda görüş ayrılıkları doğması durumunda sadece bir müdürün davayı neticelendirecek işlem yapma yetkisi bulunmadığını; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/12054 esas ve 2016/6142 karar sayılı kararının emsal olduğunu; müvekkili şirket yetkililerinden … ve …. hakkında hisse devrinin irade sakatlığı nedeniyle geçersizliği ve yönetim yetkisinin kötüye kullanılması nedeniyle 04.08.2021 tarihinde Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/637 E. sayılı dosyası kapsamında yetki ve hisse devrinin iptali davası ikame edildiğini; 19.10.2021 tarihinde ise İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/659 E. Sayılı dosyası kapsamında Şirket Genel Kurul kararının iptali davası ikame edildiğini; ayrıca söz konusu şirket yetkilisi …. ile dolandırıcılık suçuna konu teşkil edecek işlemlere girişen davalı şirket yetkilileri hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/797 soruşturma numaralı dosyası kapsamında suç duyurusunda bulunulduğunu; müvekkilinin, Kadıköy 11. Noterliğinin 19.07.2021 tarih …yevmiye numaralı ihtarnamesi kapsamında şirket müdürlerinden … ve .. …ın gerçekte şirket temsil yetkisi bulunmadığı, şirket zararına hareket ettikleri, haklarında gerekli yasal işlemlerin başlatıldığının davalı …Sanayi ve Ticaret AŞ’ne ihtaren bildirildiğini; …’ın feragat işleminin, TTK m. 391 gereği batıl bir işlem niteliğinde olduğunu; TTK m.644/1-c maddesinde anonim şirkette yönetim kurulu kararlarının butlanı hakkındaki TTK m.391 hükmünün limited şirket müdürlerine de kıyasen uygulanacağı, TTK m. 391’de yönetim kurulu kararlarının hangi hallerde butlan olabileceğinin düzenlendiğini; batıl kararlara örnek olarak kanunda sayılan düzenlemeler sınırlı sayıda olmayıp örnek olarak sayıldığını; hükmün (b) bendine göre şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen kararların butlan ile batıl olduğunu; bu kapsamda şirket müdürünün çok yüksek bedelli bir davadan şirket adına şirketin zararına sonuç doğuracak şekilde feragat etmiş olmasının şirketlerde sermayenin korunması ilkesine aykırı, batıl bir işlem niteliğinde olduğunu belirterek, feragatin geçersiz olması sebebiyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafça, taraflar arasında imzalanan 19/03/2020 tarihli …Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi gereği müvekkilinin tüm sorumlulukları yerine getirdiği, davalı şirketin fesih bildiriminin haksız olduğu belirtilerek hakettiği taşınmazıların tapularının müvekkili adına tescili ile ve bu hakedişlere ilişkin olarak dava tarihine kadar olan gecikme tazminatının tahsiline karar verilmesi talebi ile açılan davanın aşamalarında davacı şirket yetkilisi ….’ın 09.12.2021 tarihli dilekçesi ile, “davalı …Sanayi Ve Ticaret A.Ş ile haricen sulh olduklarını, birbirini karşılıklı olarak ibra ettiklerini bu nedenle davadan feragat ettiklerini” belirtmiş; davalı vekili Av. … aynı tarihli dilekçesi ile; “dosyanın davacı tarafından yapılan feragat talebini kabul ettiği, masraf ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını” belirtmiştir.
Davanın şirket müdürü …’ın verdiği Büyükçekmece 15. Noterliğinin 20.03.2020 Tarih… yevmiye numaralı vekaletname kapsamında Av. … tarafından açıldığı, Av. …’ın 03/12/2021 tarihli dilekçesi ile davacının vekilliğinden çekildiği anlaşılmış; mahkemece davacı şirket yetkilisi …’ın verdiği davadan feragat dilekçesi üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; verilen karara karşı şirketin diğer yetkilisi … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Gelinen noktada, davacı şirketi tek başına temsile yetkili müdürler arasında davanın sürdürülüp sürdürülmemesi konusunda görüş ayrılığı oluşmuştur. Mahkemece, davanın sürdürülüp sürdürülmemesi konusunda davacı şirketin ortak ve müdürleri arasında menfaat çatışması doğduğuna göre, şirketi münhasıran bu davada temsil etmek üzere bir temsil kayyumu atanması ve kayyumun davadan feragata dair verilen dilekçeye karşı beyanı alınarak sonucuna göre karar karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/12/2021 tarih, 2021/708 Esas, 2021/964 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.