Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/328 E. 2022/802 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/328
KARAR NO: 2022/802
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2021
NUMARASI: 2020/283 Esas, 2021/902 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı arasında süregelen ticari ilişki bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin davalıdan alacağı bulunmasına rağmen davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalıdan olan alacağının ödenmesi için Beykoz … Noterliği 07/03/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile bakiye alacağın ödenmesinin istenildiğini, davalı tarafça Beyoğlu … Noterliği 15/03/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini ve cevapta … Projesi sözleşmesi gereğince davacının alacağı olduğunun belirtildiğini, ancak eksik işlerin olduğunun beyan edildiğini, davalı tarafça verilen cevap üzerine asıl işveren olan … A.Ş.’ne Beykoz … Noterliği 19 Haziran 2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ve davalı taraf ile … Projesi kapsamında kesin kabullerin yapılıp yapılmadığının bildirilmesinin talep edildiğini, … Ortaklığı A.Ş. tarafından Beşiktaş … Noterliği 30 Haziran 2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile verilen cevapta kesin kabullerin yapıldığının ifade edildiğini, ihtarnamelerden anlaşılacağı üzere, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı müvekkilinin alacağının bulunduğunun sabit olduğunu, davalı tarafça icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini beyan ile itirazın iptali ile takibin devamına ve likit olan alacak yönünden davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirket ile davacı arasında müvekkil şirketin yapımını üstlenmiş olduğu … Projesi’nin 2. Etap 1. Kısım, 4, Etap 1. Ve 2. Kısım, 5. Etap 1. Kısım Elektrik ve Elektrik Altyapı İşlerinin yapılması amacıyla 03.11.2008 tarihli …, 25.01.2010 tarihli …, 04.07.2010 … adlı sözleşmeler ile … Modern Projesi’nin Elektrik İşlerinin yapılması konulu 07.01.2011 tarihli … adlı sözleşme ve bu sözleşmelere ek zeyilnameler akdedildiğini, sözleşmeler kapsamında davacının iddiaları dikkate alındığında davacının 151.848,49-TL tutarında var olan alacağının … Projesi Kapsamında üstlenmiş olduğu işlere ilişkin olduğunu, ilgili sözleşmeler kapsamında davacının üstlenmiş olduğu işlerin geçici kabullerinin 25.01.2012 tarihinde tamamlandığını, davacının işbu davada talep etmiş olduğu alacakları bakımından beş yıllık zamanaşımının gerçekleştiğini, akdedilen sözleşmeler kapsamında davacı tarafca, müvekkili şirketin yapımını üstlenmiş olduğu … Projesinde ve … Projesinde elektrik işlerinin yapılmasının üstlenildiğini, üstlenilen işlere ilişkin olarak eksiksiz ve kusursuz bir biçimde elektrik işlerinin yapılması taahhüdünde bulunulmasına rağmen işin eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edilmediğini, davacının yapmış olduğu imalatlara ilişkin garanti yükümlülüğünün bulunmasına karşın yapılan imalatlardaki ayıp ve eksikliklerin giderilmediğini, bunun üzerine sözleşmelerde yer alan hükümler çerçevesinde ilgili eksikliklerin davacı nam ve hesabına müvekkili tarafından 3. kişilere yaptırıldığını, sözleşme maddeleri kapsamında davacı tarafından sözleşme hükümleri uyarınca ortaya çıkan bozulma ya da eksikliğin garanti kapsamında giderilmesinin gerektiğini, ancak davacının garanti yükümlülüğü kapsamında herhangi bir işlem yapmadığını, müvekkili tarafından ilgili eksikliklerin davacı nam ve hesabına giderilmek zorunda kalındığını, bu kapsamda müvekkili şirket tarafından davacının eksik ve kusurlu imalatları nedeni ile 3. kişilere yaptırılan işlere ilişkin ödenen bedellerin sözleşme hükümleri çerçevesinde davacı yan hakkedişlerinden kesildiğini, sözleşme hükümleri uyarınca işin ayıpsız olarak teslim edilememesi nedeni ile müvekkil şirket’in sözleşme bedelinden hakediş kesintisi yapabileceğinin hüküm altına alındığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri uyarınca tarafların delil sözleşmesi imzaladığını, davacının ticari defter ve mali kayıtları ile her türlü bilgisayar kayıtlarının ve davacı ürünü yazışmaların huzurda görülen davada delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacı yanca alacağa ilişkin faiz talebinde bulunulmuşsa da kendilerince ikrar edildiği üzere talep edilen alacağın teminat alacağı olduğu dikkate alınarak ilgili alacağa faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca kötü niyetli takip dolayısıyla takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacı ile davalı arasında … Projesinin 2. etap 1. kısım, 4. etap 1 ve 2. kısım ile 5. etap 1. kısım elektrik ve elektrik altyapı işlerinin davacı tarafça yapılması hususunda anlaşıldığı ve 03/11/2008, 25/01/2010 ve 07/01/2011 tarihli sözleşmenin akdedildiği, davalının anılan projede yüklenici, davacının ise taşeron olduğu, davacının icra takibinde 151.846,49 TL cari hesap alacağının 14/03/2017 tarihinden itibaren işletilen 64.003,30 TL tutarındaki faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, davacı tarafça 07/03/2017 tarihli ihtar ile anılan ana para alacağının ödenesinin davalıya ihtar edildiği, davalının cevabi 15/03/2017 tarihli ihtarında … Projesinden doğan hiçbir hak ve alacaklarının bulunmadığının, nakit teminat ve alacakların iade edilmesi için işin eksik ve ayıplı kısımlarının giderilmesi, kesin hesap mutabakatının sağlanmasının gerektiğinin, ödeme taleplerinin kabul edilmediğinin bildirildiği, bundan başka davacının asıl iş sahibi … şirketine kesin kabullerin yapılıp yapılmadığı, teminatların iade edilip edilmediği hususunda ihtarının bulunduğu, anılan şirketçe noter kanalı ile ihtara cevap verildiği ve … İnşaat şirketi ile kesin kabulün yapıldığının, eksik ve ayıplı imalatlar nedeni ile 13/07/2017 vadeli 400.000 TL bedelli banka teminat mektubunun tutulduğunun bildirildiği, davacının icra takibinde, sözleşme ile üstlendiği işleri yerine getirmesi ve asıl iş veren ve yüklenici-davalı arasında kesin kabuller yapılmış olmasına rağmen hakedişlerden yapılan kesintilerden doğan cari hesap alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, davalının, davacının üstlendiği işleri tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmediğinden, sözleşmenin 2. maddesi gereğince alacak talebinin yerinde olmadığı, işin geçici kabulleri 25/01/2012 tarihinde tamamlandığından dava konusu talepler yönünden 5 yıllık zamanaşımının gerçekleştiğinden davanın reddi gerektiğini savunduğu taraflar arasındaki eser sözleşmesinden doğan alacağın kesin kabulünün yapılmamış olması nedeniyle, alacağın davacının davalıya çektiği ihtarname ile muaccel hale geldiği, beş yıllık zamanaşımı süresinin ihtarname tebliğ tarihinden itibaren geçmediği ve takip ve davanın bu süre içerisinde açıldığı,, davalının zamanaşımı itirazının reddi gerektiği, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde, dava ve takip konusu alacağın 2011 ve 2012 yıllarında davacının davalıya kestiği hakediş faturaları üzerinden, yapılan kesintilerden kaynaklandığı, uyuşmazlığa ve taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin geçici kabulünün 25/01/2012 tarihinde yapıldığı, taraflar arasındaki en son 04/05/2012 tarihinde, 31/03/2012 tarihi itibariyle mevcut borç/alacağa ilişkin hesap mutabakatı yapıldığı, kesin kabul tutanağının imzalanmadığı, 01/06/2017 tarihi itibariyle 10.192,79 TL borç düşüldükten sonra, davacının davalıdan 151.846,49 TL alacaklı olduğu, davalının defterlerine göre 31/12/2012 tarihi itibariyle davacıya 162.039,55 TL borçlu olduğu, davalı tarafça başka şirketlere yaptırılan işler nedeni ile katlanılan masraflar, davacı adına yapılan SGK ödemeleri mahsup edildiğinde, 31/12/2020 tarihi itibariyle davalının davacıya 45.379,13 TL borçlu olduğu, dava konusu işten ötürü davalının davacının hakedişlerinden yaptığı toplam kesintinin 162.039,28 TL olduğu, davalı tarafça bu meblağdan yapılan kesintilerin bir kısmının huzurdaki uyuşmazlık konusu projeden değil, taraflar arasındaki başka bir projeden kaynaklandığı, davalının başkaca projelerde taşeron-davacı tarafça yapılması gerektiği halde yapılmayıp yüklenici- davalı tarafça karşılanan giderler-katlanılan masrafların dava konusu edilen işe ilişkin hakedişlerden mahsubunun haklı ve yerinde olmadığı, davacının usul ve yasa hükümlerine uygun tutulup tasdiklerinin yapıldığı anlaşılan ticari defter ve kayıtlarındaki gibi davalıdan 151.846,49 TL alacaklı olduğu, davacı tarafça icra takibinde 151.846,49 TL ile birlikte, bu anapara alacağı üzerinden 14/03/2017 tarihinden itibaren işlemiş 64.003,30 TL temerrüt faizinin de talep edilmiş ise de, davacının 07/03/2017 tarihli ihtarının davalıya tebliği ile tanınan 7 günlük sürenin dolmasını takiben davalının temerrüdünün 17/03/2017 tarihinde oluştuğu, icra takip tarihi olan 10/02/2020 tarihi arasında % 15’i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği gerekçesi ile; Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe itirazın iptaline, takibin 151.846,49 TL asıl alacak, 55.819,32 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının alacak taleplerinin eser sözleşmesinden kaynaklı olduğunu ve zamanaşımına uğradığını bu haliyle esasa girilmeksizin davanın reddinin gerektiğini, öncelikle davaya konu icra takibi ile talep edilen ve cari hesap alacağı olarak nitelendirilen alacağın kaynağının, yerel mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde de açıkça ifade edilmiş olduğu üzere; … Projesi Kapsamında davacı hakkedişlerinden yapılan nakit teminat kesintileri olduğunu, nitekim davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede de davacının cari hesabına ilgili alacaklarının … Hakkedişinden Kesilen Teminat olarak işlemiş olduğunu, buna göre mahkemece, nakit teminatın ne zaman muaccel hale geleceğinin tespiti ile zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini, yerel mahkemece taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında birden fazla teminat alındığı ve her bir teminatın iadesi ve dolayısı ile muacceliyetinin birbirinden farklı şartların ve maddi durumun oluşmasına bağlandığı hususunun yok sayıldığını, nitekim taraflar arasında akdedilen ve davanın konusunu oluşturan … Projesine ilişkin Sözleşmenin 12.6. maddesinde;”Kesin hesap yapılana kadar Taşeron hakkedişlerinden %5 oranında nakit teminat kesintisi yapılacaktır. Birikmiş nakit teminat kesintileri, işin kabulünde Taşeronun tüm borçlarının mahsubundan sonra kendisine ödenecektir.” hükmü düzenlendiğini, ilgili düzenleme dikkate alındığında davacının nakit teminata ilişkin esasen kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla- varsa tüm alacaklarının işin geçici kabulünün yapıldığı 31.12.2012 tarihi itibarı ile muaccel hale geldiğini, bu itibarla mahkemece alacağın muaccel olduğu tarihin hatalı olarak değerlendirildiğini, mahkemece kesin kabulün yapılmadığı ve dolayısıyla alacağın muaccel olmadığı yönündeki tespitlerinin de eksik incelemeye dayandığını, dosyaya sundukları delillerde açıkça görüleceği üzere geçici kabul yapılmış olduğu gibi taraflarca ilgili projeye ilişkin kesin hesabında yapıldığını, davacı ticari defterlerinde kesin hesabın yapılmış olduğu ve buna ilişkin 31.12.2012 tarihinde kesin hesap faturasının kesilmiş olduğunun görüldüğünü, mahkemece ihtarname keşide edilmesinin zamanaşımını kestiği yönünde bir hukuki değerlendirme yapılmışsa da ilgili hukuki değerlendirmenin hatalı olduğunu, mahkemece müvekkili şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde tespit edilen bir kısım kesintilerin, taraflar arasında akdedilen ve başkaca projelerden kaynaklanan taahhütlere ilişkin olduğu, bu suretle bu projelerden kaynaklı kesintilerin davacının … projesi kapsamındaki alacaklarından mahsup edilemeyeceği, gerekçe gösterilerek bu kesintilerin haklılığına ilişkin esasa girilerek inceleme yapılmadığını ve davanın anapara alacağı yönünden kabulüne karar verildiğini, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında davacının … Projesinde Elektrik işlerinin yapılması işi dışında … Projesindede bir kısım işlerin yapımını taahhüt ettiğini, Türk Borçlar Kanununda takasın düzenlendiğini ve takas hakkının kullanılmasının alacaklının onay ya da icazetine bağlanmadığını, bu itibarla kanun gereği aynı cins borcu ihtiva eden ve muaccel olan alacaklar yönünden takas yolunun kullanılabileceğini, Beyoğlu … Noterliğinin 18.11.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile takas yolunun kullandığının da açıkça davacıya bildirildiğini, bu itibarla mahkemece bu proje kapsamındaki alacakların başkaca projelerde kullanılmayacağına ilişkin gerekçesine itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacı nam ve hesabına yaptırılarak davacıya fatura edilen bedellere ilişkin olarak ihtarnamede gerekli açıklamaların yapıldığını, mahkemece alınan bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere yapılan tüm yazışmalarda açıkça tüm eksik ve kusurlu işlerin tek tek ve karşılıklı olarak bildirildiğini, mahkemece bu kesintilere ilişkin hiçbir inceleme yapılmaksızın doğrudan davanın kabulü yönüne karar tesis edilmiş olup ilgili kararın bu haliyle de kabulü mümkün olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici hak edişlerinden yapılan kesintiden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı yüklenici (alt taşeron), davalı iş sahibidir ( asıl yüklenici), Davacı, taraflar arasında imzalanmış sözleşmeler kapsamında davalıdan teminat kesintisi ve cari hesap alacağı bulunduğunu, bu alacaklarının ödenmesi için yaptıkları ihtara davalının … projesine ilişkin işten alacakları olmadığı, … Projesi kapsamında alacakları olduğu ancak eksik işler bulunduğundan ödeme yapılmayacağının ihtaren bildirildiğini, asıl işveren tarafından gönderilen ihtarname ile … Projesinin kesin kabulünün yapıldığının bildirildiğini bu nedenle ticari ilişkiden kaynaklı davalıdan alacaklı olduklarını, alacaklarının ödenmesi için yapılan takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davalının yapımını üstlendiği, … projesi 2. etap 1. kısım, 4 etap 1 ve 2. kısım, 5 etap 1. kısım elektrik ve elektrik altyapı işlerinin yapılması amacıyla 03/11/2008, 25/01/2010, 04/07/2010 tarihli ve … projesinin elektrik işlerinin yapılması konusunda 07/01/2011 tarihli sözleşmeler ve ek zeyilnameler imzalandığı uyuşmazlık konusu değildir. Bilirkişi raporu alınmış, taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan raporda davaya konu takip dayanağı açık hesap alacağının, taraflar arasında imzalanmış olan … projesi işine ilişkin hak edişlerden yapılan kesintilerden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davalı tarafından, … projesine ilişkin olarak davacı alt taşeron hak edişlerinden kesilen teminatların iadesi gerekip gerekmediğinden kaynaklanmaktadır. Mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere, davaya ve takibe konu hak ediş kesintilerinin yapıldığı … Projesine ilişkin gecici kabul yapılmış olup kesin kabulün yapıldığına ilişkin bir belge dosya içine sunulmamıştır. Söz konusu işe ilişkin kesin kabul yapılmadığından takibe konu alacak davacının ihtarnamesi ile muaccel olmuştur. Davacı tarafça davalıya gönderilen söz konusu hakediş kesintilerinin iadesi talepli ihtarname tarihi ile takip tarihi dikkate alındığında zaman aşımı süresi dolmadığından mahkemece zaman aşımı itirazının reddine dair karar usul ve yasaya uygun olmakla davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Ancak taraflar arasında birden fazla eser sözleşmesi bulunduğu sabit olup, takibe konu alacak … projesi işinden kaynaklı hak ediş kesintilerinden oluşmaktadır. Davalı taraflar arasında imzalanmış olan … projesi işinden kaynaklı davacı tarafça eksik ve ayıplı işler bulunduğunu, bunların davacı tarafça giderilmediğini, davacı nam ve hesabına 3. kişilere yaptırıldığını, bunlar için yapılan giderlerin davacının … projesi kapsamında hak edişlerinden yapılan kesintilerden takas edildiğini savunmuştur. Bilirkişi raporuna göre de davalının hak ediş kesintilerinden yaptığı bir takım mahsuplar … projesi kapsamında eksik ve ayıplı işler nedeniyle 3. kişilere yapılan ödeme faturalarından kaynaklanmaktadır. Davaya konu takibe dayanak olan ve taraflar arasında imzalanan 07/01/2011 yürürlük tarihli … nolu … Projesi elektrik işlerine ilişkin sözleşmenin 41. maddesinde taraflar arasında sözleşme kapsamında çıkacak her türlü uyuşmazlıkta yüklenicinin (davalı) defter kayıt ve belgelerinin münhasır delil kabul edileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin bu maddesi münhasır delil sözleşmesi olup taraflar tacir olduğundan tarafları bağlar. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta inceleme ve araştırmanın buna göre yapılması gerekir. Sözleşmenin ödemeler başlıklı 12.6 maddesinde kesin hesap yapılana kadar taşeron hak edişlerinden %5 oranında nakit teminat kesintisi yapılacağı, birikmiş nakit teminat kesintilerinin işin kabulünde taşeronun tüm borçlarının mahsubundan sonra ödeneceği, nakit teminat kesintisinin iadesi başlıklı 26.1 maddesinde hak edişlerden yapılan kesintilerin iadesi koşulları düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 41. maddesine göre davalı ticari defter ve kayıtları münhasır delil olarak kabul edildiğinden uyuşmazlık halinde davalı defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, … projesine ilişkin olarak davacı hak edişlerinden yapılan nakdi kesintilerin belirlenmesi ile bu kesintilerden anılan proje nedeniyle davalı tarafça eksik ve ayıplı işler nedeniyle kesilen yansıtma faturaları bedellerinin tespiti ile bunlardan davacı tarafça kabul edilenlerin kesinti alacağından düşülmesi, davacı tarafça kabul edilmeyenler bakımından taraf delilleri, sözleşme hükümleri değerlendirilerek bu yansıtma fatura bedellerinin hak ediş kesintilerinden takas veya mahsubunun gerekip gerekmediği, gerekmesi halinde konusunda uzman mali müşavir bilirkişi ile taraflar arasındaki eser sözleşmesi elektrik işlerine yönelik olduğundan elektrik mühendisi bilirkişilerden oluşacak heyetten raporda alınmak suretiyle alınacak rapor değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşmenin 41. maddesi değerlendirilmeden, bilirkişi raporunda davalı tarafça davacı adına düzenlenen bazı yansıtma faturalarının davacı tarafça kabul edildiği belirtilmesine rağmen bunlar değerlendirilmeden delil sözleşmesinin aksine salt davacı ticari defterlerinde yer alan kayda itibar edilmek suretiyle asıl alacak talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2021 tarih, 2020/283 Esas, 2021/902 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.