Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3178 E. 2023/59 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3178
KARAR NO: 2023/59
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2022
NUMARASI: 2021/226 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında, 5 adet asansörün temin ederek montajının yapılmasına ilişkin 28.02.2018 tarihli sözleşme imzalandığını, davacı şirketin sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini sözleşmeye ve mevzuata uygun olarak yerine getirdiğini, davalı şirketin sözleşme ve hak ediş kapsamında yapması gereken ödemeleri yapmadığını, davalı sözleşme kapsamında üstüne düşen edimlerini gereği gibi ve vaktinde ifa etmeyerek davacıyı zarara uğrattığını, sözleşme uyarınca belirlenen ödeme vadelerinin kesin vadeli olduğunu ve hakediş raporlarının davalı tarafından onaylandığını, düzenlenen hakediş raporlarına ve faturalara davalı tarafça itiraz edilmediğini, 11.09.2019 tarihli 2 nolu Hakediş Raporuna istinaden KDV dahil 13.062,60 USD fatura, 31.10.2019 tarihli 3. Nolu Hakediş Raporuna istinaden KDV dahil 41.559,60 USD fatura, 14.10.2019 tarihli KDV dahil 4.452,90 USD fatura olmak üzere KDV dâhil toplam 59.075.10 USD bedelli fatura kesildiğini, davalının borcundan stopaj bedeli olan 1.388,70 USD mahsup edildiğinde davalının davacı şirkete ödemesi gereken 57.686.40 USD borcu bulunduğunu, Beşiktaş … Noterliğinin 25.02.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderdiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını, alacağının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra işlemlerini başlattıklarını, davalının takibe yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa en yüksek temerrüt faizinin işletilmesine, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde işin tamamının 161.900 USD değerinde olduğunu, davalı şirket tarafından davalıya yapılan ödemeler ve sözleşme birlikte değerlendirildiğinde davalıya borçlu olmadıklarını, davacı şirket asansörleri teslim ettikten sonra taraflar arasındaki sözleşmenin 6. Maddesi gereğince servis ve garanti sorumluluğu bulunmasına rağmen, davalı şirketin asansörlerin servis ve garanti kapsamındaki işlemlerini yapmadıklarını, davacının sözleşme kapsamında yerine getireceğini belirttiği işlerin başkasına yaptırılması nedeniyle davacıdan alacaklı olduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 26/09/2022 tarihli dilekçesi ile eksik ve ayıplı iş iddialarının bulunması nedeniyle keşif yapılması üzerine bilirkişi raporu oluşturulmasını, asansörlerin yapıldığı binada 170 adet konut bulunmakta olduğunu, ruhsat alınmaması nedeniyle asansörlerin Ümraniye Belediyesi tarafından mühürlendiğini, taraflar arasındaki niza sebebiyle sitede yaşayan 1000’e yakın insanın mağdur olduğunu ve zarar gördüğünü belirterek, asansörlerdeki eksiklerin tamamlanıp ruhsat alınabilmesi adına işin başka bir firmaya verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 30/09/2022 tarihli ara kararı ile, davanın eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olduğu, tedbir kararı verilmesi istenilen asansörlerin uyuşmazlık konusu olmaması, HMK 389/1 uyarınca tedbirin ancak uyuşmazlık konusu şey hakkında verilebilecek olması bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemiş olması gerekçesiyle, davalı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davalı ile davacı şirket arasında 5 adet asansörün temin edilerek montajı konusunda sözleşme imzaladıklarını, montajının yapılması ve çalışır durumda müvekkiline teslim edilmesi üzerine 28.02.2018 geçerlilik tarihli sözleşmenin akdedildiğini, sözleşme sonrası birim fiyatların ve karşı yana ödenecek bedelin değiştirilmesine ilişkin olarak 2 adet sözleşmeyi tamamlayıcı ve değiştirici nitelikte ek protokol imzalandığını, davacının montaj yaptığı asansörlerden sadece 2 adedini çalışır hale getirerek yeşil etiket aldığını, 3 adet asansörün hiç çalışır hale getirilmediğini, asansörlerin tamamı için de ruhsat alınmadığını, asansörlerin sürekli arıza verdiğini, sözleşmede garanti ve bakım yükümlülükleri olmasına rağmen bu asansörler için karşı yanın herhangi bir işlem yapmadığını, buna rağmen davacının sözleşmedeki tüm bedelleri fatura ettiğini, davacının edimini yerine getireceği düşüncesiyle faturalara itiraz etmediklerini, İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/101 D.iş sayılı delil tespiti yaptırdıklarını, davacı tarafın eksik işleri tamamlamadığını, asansörlerin ruhsatı olmaması nedeniyle bahsi geçen siteye iskan alınamadığını, ilgili sitede yaklaşık 2 senedir oturum başladığını, asansörlerin yapıldığı binada 170 adet konut bulunduğunu, ruhsat alınmaması nedeniyle asansörlerin Ümraniye Belediyesi tarafından mühürlendiğini, asansörlerin mühürlenmesi nedeniyle sitede yaşayan 1000’e yakın insanın mağdur olduğunu, tedbir talebi ilk derece mahkemesi ara kararınının aksine uyuşmazlık konusuna dahil olduğunu ve yaklaşık ispat sağlandığını, sözleşmenin 15. Maddesi gereğince 15 günlük sürede işlem yapılmadığın takdirde sözleşmenin haklı olarak feshedileceğini ve eksik işlerin başka bir firma tarafından giderileceğinin Kartal … Noterliği’nin 31.08.2022 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle bildirildiğini, ancak yerine getirilmediğini, 20.09.2022 tarihinde Kartal … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle sözleşmenin haklı olarak feshettiklerini, Ümraniye Belediyesi’nin mahkeme kararı olmaksızın işin başka bir firmayla tamamlatılıp ruhsat alınamayacağını şifahi olarak yönetmeliği öne sürerek bildirdiklerini, telafisi mümkün olmayan zararların oluşmaması adına işin başka bir firma ile tamamlanmasına müsaade eden bir ihtiyati tedbir kararı kurulması ve ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesinden geçirilerek kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. Somut olayda, taraflar arasında 28.02.2018 tarihli asansör temini ve montajı sözleşmesi imzalanmış olup, davacı yüklenici edimini tamamlamasına rağmen iş bedelinin ödenmemesi sebebiyle girişilen icra takibine davalı tarafın vaki itirazı üzerine açılan itiraz iptali davasıdır. Davanın konusu sözleşme gereğince davacı yüklenicinin iş bedeli alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır. Davalı tarafça davacının kurmuş olduğu ve çalışmayan asansörlerin eksikliklerinin tamamlanması için işin dava dışı şirket tarafından yapılmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiştir. Uyuşmazlık konusu para alacağına ilişkin olup, ihtiyati tedbir istenilen husus dava konusu olmadığından, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2022 tarih ve 2021/226 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davalı alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.