Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3172 E. 2023/155 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3172
KARAR NO: 2023/155
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2022
NUMARASI: 2021/286 Esas, 2022/1039 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; taraflar arasında, 23-28/Ocak/2018 tarihleri arasında CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenen 2018 IMOB fuarında davalıya ait standın kurulması hususunda 03/01/2018 tarihli sözleşmenin yapıldığını, iş bedelinin 29.000,00 TL olarak belirlendiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, davalı tarafından 22.000,00 TL bakiye borcu ödememesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının katılacağı fuar için gerek duyduğu fuar standının, tespit olunan istek ve özelliklerde, belirlenen zamanda davacı tarafça 25.000,00 TL + KDV bedel ile yapılarak davalıya teslim edilmesi hususunda tarafların anlaşmaya varıldığını, mutabık kalınan toplam iş bedeli olan 25.000,00 TL’nin % 30’una tekabül eden 7.500,00 TL’sinin işe başlanmadan önce davacı firmaya gönderildiğini, kalan bakiyenin ise iş bitiminde 90 gün vadeli olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, fuardan bir gün önce davacı tarafça sözleşmeye konu standın tamamlanmış olduğunun bildirilmesi üzerine 23.01.2018 tarihli faturanın düzenlendiğini, ancak davacı firmanın sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ayıplı olarak ifa ettiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucu mevcut sorunlar nedeniyle davacı tarafın bedelde 2.000,00 TL indirim yapılarak ödemenin yapılması yönünde beyanda bulunduğunu, davalının ise iş bedelinden 8.000,00 TL indirim yapılmasını istediğini ve 8.000,00 TL’lik iade faturası düzenleyerek davacıya gönderdiğini, yapılan takibin haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı taraf verilen kesin süre ve yapılan ihtarata rağmen bilirkişi incelemesi yönünden ara karara bağlanan gider/delil avansını yatırmadığından bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı ve dava dilekçesinin deliller kısmında ayrıca yemin deliline dayanmayan davacı taraf iddiasını ispata yarar başkaca yasal delil sunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine Dairemizin 23/02/2021 tarih ve 2021/237 esas, 2021/368 Karar sayılı kararı ile, davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında 03/01/2018 tarihli sözleşme imzalanmış ve iş bedelinin 29.000,00 TL olarak belirlendiği, davalının işin ayıplı yapıldığını iddia ederek bedelde indirim yapılması gerektiğini savunduğu, bu durumda işin yüklenici tarafından ayıplı teslim edilip edilmediği, varsa ayıbın miktarının ne olduğu hususlarının tespiti bakımından inceleme yapılması ve gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak ve gerekli diğer deliller toplanmak suretiyle oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği, işin ayıplı yapıldığını ispat görevi bunu iddia eden davalı tarafa ait olduğu gibi, SMM bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yapılmak üzere Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına dair verilen ara kararı uyuşmazlığın çözümü için tek başına yeterli araştırmayı sağlamayacağından sadece SMM bilirkişi incelemesi yönünden masraf yatırılmasına dair ara kararının davacı tarafça yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Dairemizin kaldırma kararı sonrasında mahkemece; davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından davalıya fuar alanında stant kurulumu yapılması için taraflar arasında eser sözleşmesi olup olmadığı, işin yapılıp yapılmadığı, işin bedeli, işin ayıplı olup olmadığı ve davalı tarafça davacıya ödenmesi gereken bedelin olmadığı noktasında toplandığı; tarafların beyanları ve davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşme ve faturalardan taraflar arasında fuar standı yapım sözleşmesi imzalandığı, sözleşme bedelinin 25.000,00 TL + KDV olmak üzere 29.500,00 TL olarak belirlendiğinin kabul edildiği; taraflar arasındaki sözleşmeye göre sözleşme bedelinin %30’unun nakit olarak ödeneceği, kalan bedelin stant tesliminde 90 günlük vadeyi içeren borç ödeneceğine dair evrak teslimi ile ödeneceğinin kararlaştırıldığı, taraf beyanlarından sözleşmeye göre %30’luk bedel olan 7.500,00 TL’nin ödendiği; davalı taraf standın ayıplı olarak yapıldığını beyan etmiş ise de; söz konusu stant kurulu haldeyken herhangi bir tespit yaptırılmadığı ve daha sonrasında sökülmüş olduğundan mahkemece de tespit yaptırılamadığından ayıbı ispat külfeti altında olan davalının ayıbı ispat edemediği ve ayıp miktarının ispat edilemediği ve işin ayıpsız olarak yapıldığının kabul edildiği; sözleşmeye göre kalan bedelin ödenmesi için 90 günlük vade kararlaştırılmışsa da mal teslimi sırasında buna dair evrak teslim edilmediği anlaşıldığından takibin süresinde başladığının kabul edildiği ve davacı tarafça yemin edildiği de gözetilerek kalan iş bedeli yönünden davanın kabulüne karar verildiği gerekçesi ile; davanın kabulüne, davalının itirazının 22.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, toplam alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 4.400,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; fuarın yalnızca 4 gün sürecek olması, bu süreçte müvekkil firmanın iş yoğunluğu ve stantta çıkan aksaklıkların giderilmesinde harcanan zaman nedeniyle mahkemeden delil tespiti yaptırılmasının istenmesinin olanaksız olduğu hususu gözetilmeden karar verildiğini; müvekkili firmanın bu 4 günlük süre boyunca stantta yaşanan teknik aksaklıklar ile uğraştığı, bir yandan da satış işlemlerine devam etmeye firmanın pazarlama hacmini genişletmeye, ticari itibarını korumaya çalıştığını; yaşanan yoğunluğun arasında müvekkili firmanın mahkemeden delil tespiti talep etmesi mümkün olmadığı gibi delil tespiti talep edilmesi halinde dahi 4 günlük süre içerisinde dosyanın ele alınması, bilirkişi atanması, keşif yapılması ve rapor hazırlanması mümkün olamayacağını; dosya kapsamından ifanın ayıplı olduğunun açıkça anlaşıldığını; ayıbı ispat eden fotoğraflar, yazışmalar ve tanık beyanların dosyada mevcut olduğunu; mahkemece hüküm tesis edilirken hükmün gerekçesinde yalnızca bilirkişi raporlarının dikkate alındığını, tanık beyanı ve whatsapp yazışmaları delillerinin değerlendirilmediğini; bu hususun HMK’nın 353/1-a-6 maddesine açıkça aykırı olduğunu; mal tesliminde standın ayıplı olarak teslim edildiği, ayıplı ifa nedeniyle bedelde indirime gidileceği, müvekkilinin TBK m. 227’den doğan malın bedelinde indirime gidilmesine yönelik seçimlik hakkını kullanması sebebiyle ortada likit bir miktarın olmadığı gerekçesiyle müvekkil firma bakiye ödemeye ilişkin evrak teslim etmediğini; borcun belirli hale gelmesiyle alacak muaccel olacağından takibin süresinde başlatıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu; davacının yemininin haksız menfaat sağlamaya yönelik olduğundan kabul etmediklerini; fuar devam ederken stanttan kaynaklanan sorunlar ile ilgili Whatsapp üzerinden … ile yazışıldığı, akabinde 27.01.2018 tarihinde aksaklıklar nedeniyle fuar alanına gelen … üst yöneticisi …’la da görüşüldüğünü, şirket yetkilisi tarafından yemin sırasında bu hususların inkar edildiğini; müvekkil firmanın ayıpla ilgili görüşmüş olduğu kişiler tarafından davacı şirket yetkilisine bilgi verilmemiş olabileceğini; ayıpla ilgili hususların firma yöneticisi olan …’a iletilmemesi ihtimali değerlendirildiğinde dahi bu hususların davacı şirketin kendi iç işleyişiyle ilgili problemler olup huzurdaki davayı bağlamaması gerektiğini; şirket yetkilisi, basiretli bir tacir olmasından mütevellit şirketinin yapmış olduğu tüm işlemleri takip etmek ve denetlemekle yükümlü olduğundan, şirket yetkilisi tarafından yeminin yerine getirilmesi sırasında, ayıbın bildirilmediği yönündeki beyanına itibar edilmesinin hukuka aykırı olduğunu; mahkemece inceleme yapılırken kanuni karinelerin değerlendirilmemesi ve davacının yemininin hükme esas alınmasının bozmayı gerektirdiğini; davacı tarafın fuar için kurmuş olduğu standa ilişkin ayıplara dair tüm görüntülerin dosyaya ibraz edilmekle birlikte davacı firma ile de paylaşılmış olup bu husustaki yazışmaların dosyada bulunduğunu; yazışmalardan, davacı firmaya yasal süresi içerisinde ayıp bildiriminde bulunulduğunun açık olduğunu; dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanlarının dosyaya sunmuş olduğu yazılı delilleri desteklediğini; müvekkili tarafından davacı tarafa ayıp nedeniyle indirim faturası düzenlendiğini; bedelde indirim yapılmasının müvekkilin seçimlik hakkı olduğunu ve bu hakkın kullanılmasının herhangi bir gerekçe ile kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğunu; tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davasında haksız olduğunun ortaya çıktığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı tarafından, davalı borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 22.000,00 TL asıl alacak, 94.03 TL işlemiş faiz toplamı 22.094.03 TL nin tahsili için balatılan takibe davalı tarafından ayıp iddiası ve vadenin gelmediği belirtilerek borca itiraz edildiği; itirazın ve açılan itirazın iptali davasının süresinde olduğu belirlenmiştir.Davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında 03.01.2018 tarih fuar standı yapım sözleşmesi imzalandığı, sözleşme bedelinin 25.000,00 TL + KDV olmak üzere 29.500,00 TL olarak belirlendiği; sözleşmeye göre sözleşme bedelinin %30’unun nakit olarak ödeneceği, kalan bedelin stant tesliminde 90 günlük vadeyi içeren borç ödeneceğine dair evrak teslimi ile ödeneceği kararlaştırılmış olup; taraf beyanlarından sözleşmeye göre %30’luk bedel olan 7.500,00 TL’nin ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı ise işin ayıplı yapıldığını iddia ederek bedelde indirim yapılması gerektiğini savunmaktadır. Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar paranın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmek olup; eserin teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğü yüklenicide, eserin ayıplı olduğu iddiası ve bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü ise iş sahibindedir. (bkz.Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 30.05.2013 tarih, 2013/5906 Esas, 2013/3519 Karar sayılı kararı) Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş olması veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir.
Mahkemece taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda taraf ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu; davacı tarafından, davalıya 29.500,00 TL bedelli fatura düzenlendiği, davalıdan 7.500,00 TL tahsilat yapıldığı; davalı tarafından, davacıya 9.440,00 TL bedelli “Stand Uyumsuzluk” faturasının düzenlendiği, faturanın davacıya tebliğ edildiğine ilişkin delil ibraz edilmediği; davalının delil olarak sunduğu whatsapp yazışmalarında, davacının yaptığı işlerde ayıplar olduğu, yapılan tamirlerden sonrada ayıpların devam ettiği gibi bildirimlerin olduğunun gözüktüğü, söz konusu Fuar Standı, fuar bitiminden sonra tasfiye edildiğinden fiilen keşfen yapılacak bir inceleme ile ayıp tespitinin mümkün olmadığı, whatsapp yazışmalarından ise bu ayıpların bedelinin ne olabileceğinin değerlendirilemediği, davacının ediminin ayıplı olduğunun kabulü halinde, Fuarın bitiminde davalı elinde kalan bir mal olmayıp, verilen/alınan hizmetin davalının fuar süresince dava konusu standı kullanması olduğu, davalı tarafından davacının ayıplı edimlerinin giderilmesi için yapılan bir masraf olduğuna ilişkin bir delil sunulmadığı, yani davalı elinde maddi anlamda ayıplı bir mal bulunmayıp, Fuar süresince kullandığı standın ayıplı olması karşısında maddi değil manevi zararı olabileceği belirtilmiştir.Dosya kapsamında tüm deliller değerlendirildiğinde; taraflar arasında yapılan stand sözleşmesi uyarınca, davalının, davacının kurduğu Fuar Standında ayıplar olduğunu iddiası ile davacıya 9.440,00 TL bedelli fatura kestiği, davalının ayıp iddialarına delil olarak sunduğu whatsapp yazışmalarından, ayıpların bedelinin ne olabileceğinin değerlendirilemediği, ayıbın miktarının ne olduğu hususlarının tespiti bakımından inceleme yapılması gerektiği; Fuar Standının, fuar bitiminden sonra tasfiye edilmesi nedeniyle inceleme yapılmadığı ve davalı tarafından sunulan delillerden ayıp ölçüsünün değerlendirilemediği; davalının yemin teklifi üzerine davacı şirket yetkilisinin yemini usulüne uygun eda ettiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, maddi vakıa niteliğinde bulunan ayıp ihbarının her türlü delille ispatlanması mümkünse de, teknik bir konu olan ürün üzerindeki ayıbın varlığı, derecesi ve niteliği, bilirkişi incelemesini zorunlu kılmaktadır. Dava konusu edilen standın, fuarın kaldırılması nedeniyle incelenemediği; stand üzerinde ayıplı işleri gösterir bir tespit olmadığı; davalı tarafça standa ilişkin ayıplara dair tüm görüntülerin ve watsap yazışmalarının dosyaya ibraz edildiği, incelenmediği iddia edilmiş ise bilirkişi tarafından yazışmaların değerlendirildiği; Fuar Standının, fuar bitiminden sonra tasfiye edilmesi nedeniyle inceleme yapılmadığı ve davalı tarafından sunulan delillerden ayıp ölçüsünün değerlendirilemediği; raporun denetime açık, dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düzenlendiği anlaşıldığından mahkemece, davacı yanca işin ayıplı yapıldığı yönündeki iddianın ispatlanamadığı kabul edilerek davacı yüklenicinin bakiye alacağı konusundaki davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2022 tarih ve 2021/286 Esas, 2022/1039 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.502,82 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 375,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.127,11 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.