Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3165 E. 2022/2116 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3165
KARAR NO: 2022/2116
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2022
NUMARASI: 2022/671 Esas,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı şirket ile müvekkili arasında imzalanan 09/06/2021 tarihli mimarlık sözleşmesi uyarınca davalı firmanın müvekkile ait İstanbul/Fatih’te bulunan yapının sözleşmenin 2. maddesinde belirtilen işlemler ve yapının otel olarak kullanılabilmesi için gerekli yasal-idari işlerin yapılarak ruhsat ve onayların alınması işini yüklendiğini; yüklenicinin sözleşmenin imzalanmasına takiben 60 günlük süre içerisinde sözleşme konusu proje hizmetlerini ifa edeceği hususunda anlaştıklarını ve sözleşme kapsamında müvekkili tarafından 925.000,00 TL ödeme yapıldığını, sözleşme ile üstlenilen edimlerin 08/07/2021 tarihinde tamamlanması gerekirken kararlaştırılan teslim süresinden uzun süre geçmesine rağmen işlerin tamamlanmaması nedeniyle Üsküdar … Noterliği’nin 11/04/2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek davalıya tebliğ edildiğini, buna rağmen ifanın gerçekleşmemesi üzerine aynen ifadan vazgeçilerek sözleşme gereğinin yerine getirilmemesinden doğan zararların giderilmemesi talebine ilişkin Üsküdar … Noterliği’nin 06/05/2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini belirterek, müvekkilimin alacağının tahsilini teminen davalının menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine, müvekkilinin sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğradığı tüm zararın tespiti ile şimdilik 100.000,00 TL zararın ticari faizi ile birlikte tahsiline, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedeli yönünden şimdilik 100.000,00 TL’nin ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 11/10/2022 tarihli ara karar ile; dosya kapsamında sunulan delillerin davacının talep ettiği tazminat ve cezai şart alacağını yaklaşık olarak ispata elverişli olmadığı, alacak miktarının yada alacağın bulunup bulunmadığının yargılama sonucunda tespit edilebileceği gerekçesi ile ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak, İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/132 D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespit soncu alınan 04.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda, binada yalnızca yangın merdiveni yapıldığı, devam eden bir çalışma bulunmadığının tespit edildiği, raporun kesinleştiğini, yüklenici tarafından yapılan yangın merdiveninin dahi mevzuata uygun olmadığı ve bu şekilde ruhsat alınamayacağını; davalı şirketin malvarlıklarını kaçırmakta olduğu ve piyasaya yüklü miktarda borçlu bulunduğunun öğrenildiğini; müvekkilinin alacaklarının tahsilinin temini amacıyla ihtiyaten haciz talep ettiklerini; yaklaşık ispatın yeterli olduğunu; müvekkilinin yaptığı ödemeler makbuzlar ile ve davalının edimlerini yerine getirmediğinin bilirkişi heyet raporu ile sabit olduğunu; sözleşmede kararlaştırılan cezai şart, edimin yerine getirilmediği vade tarihi itibariyle muaccel hale geldiğini; müvekkilinin yerine getirilmeyen sözleşme nedeniyle büyük zarara uğradığı, yaptığı 925.000 TL ödeme ve mevcut ekonomik koşullar nedeniyle maddi olarak zor durumda kaldığını, teminatı karşılama gücünün kalmaması ve daha fazla zarara uğramaması adına teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek, 11.10.2022 tarihli ara kararın kaldırılarak ihtiyaten haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında, 09/06/2021 tarihli mimarlık sözleşmesi imzalanmış olup, davacı tarafça edimin süresinde yerine getirilmediği belirtilerek ödenen iş bedeli ile sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar ve cezai şart bedelinin tahsili talebinde bulunulmuştur. Taraflar arasında imzlanan sözleşmenin 5. maddesinde iş bedelinin 1.700.000 TL olduğu ve 8. maddesinde işin 60 gün içinde kusursuz, eksiksiz teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından yaptırılan tespit sonucu İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/132 D.İş sayılı dosyası üzerinden alınan 04.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda, yapılan iş bedelinin 170.000,00 TL olduğunun belirlendiği; davacı vekilinin iş bedeli olarak davalıya 925.000,00 TL ödeme yaptığını belirterek ödeme belgelerini ibraz ettiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, dosya kapsamına göre, işin yapılan kısmının sözleşmeye ve teknik koşullara uygunluğunun yargılama ile belirleneceği, ancak işin yapılmayan kısmı için yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği ve İİK’nın 257. Maddesindeki şartların oluştuğu gözetilerek, davacı tarafça, davalıya yapılan ödemeye göre işin yapılan kısmı için yapılan ödeme düşülmek suretiyle bakiye 755.000 TL alacak talebi yönünden ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde talebin tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Davacı vekilince cezai şart talebi ve oluşan zarar yönünden de ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de, dosya kapsamına göre bu aşamada bu talepler yönünden henüz yaklaşık ispatın sağlanamadığı anlaşıldığından cezai şart ve zarar talebine yönelik ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, ihtiyati haciz talebi yönünden yukarıda açıklanan şekilde karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2022 tarih, 2022/671 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.