Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3107 E. 2022/2109 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3107
KARAR NO: 2022/2109
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2022
NUMARASI: 2022/741 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirketin yüklenici sıfatıyla kurmakta olduğu enerji santralinde kullanılmak üzere vinç satın almak amacıyla çıktıkları ihale kapsamında davalı şirket ile 5 ton kapasiteli anahtar teslimi vinç kurulması konusunda anlaşma imzaladıklarını, davalıya 19.655,00 USD ödeme yaptıklarını, davalı şirketin edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini, ayıplı olarak teslim edilmek istenen vinci kabul etmediklerini, sözlü ve yazılı olarak ihtarda bulunmalarına rağmen olumlu bir cevap alamadıklarını, davalı tarafından düzenlenen 24.231,30 USD bedelli faturanın iade edildiğini, vinç üzerinde TMMOB makine mühendisleri odası tarafından düzenlenen periyodik kontrol raporunda vincin kesinlikle kullanılmaması gerektiğinin bildirildiğini, durumu 5.4.2022 tarihinde davalıya e-mail olarak ayrıca bildirdiklerini, Emirdağ Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/4 değişik iş dosyası üzerinden tespit yaptırdıklarını, vincin çalışır duruma getirilmesi için dava dışı şirkete yaptırmak zorunda kaldıklarını, taraflar arasıda imzalanan 01.02.2022 tarihli sözleşme gereğince vincin tam ve çalışır vaziyette 3.3.2022 tarihinde teslimi gerekirken tamir ve onarım yapılmak suretiyle 25.4.2022 tarihinde teslim edildiğini, sözleşme gereğince mal bedelinin %0,05’i oranındaki cezai şart bedeli olan 4.637,50 USD gecikme cezasını davalının ödemekle yükümlü olduğunu, dava değeri itibariyle davalının banka hesaplarına ve taşınmazlarına ihtiyati tedbir konulmasını istediklerini belirterek, 39.205,20 USD iş bedeli, 1.000,00 USD istirdat, 4.637,50 USD gecikme cezası olmak üzere şimdilik 44.882,70 USD ile 114.000,00 TL mahrumiyet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 08/11/2022 tarihli ara karar ile, ihtiyati tedbir konulması istenen banka hesapları ile taşınır ve taşınmaz mallar dava ve uyuşmazlık konusu olmadığı gibi, talep edilen alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyetinin yargılamayı gerektirdiği, iddia olunan alacağın tahsili için eldeki tazminat davasının açıldığı ve henüz karar verilmediğine göre, alacak yargılamaya muhtaç olup, varlığı ve miktarının çekişmeli olduğu gerekçesiyle, davacı tarafın ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının ihtiyacı olan vinç temini için çıkılan ihale kapsamında davalı ile anlaştıklarını, ihale bedelinin ödendiğini, davalı şirketin sözleşmesel ve yasal yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi yerine getirmediğini, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı bir şekilde davacı şirkete zamanında, tam ve gereği gibi teslim edilmeyen/montajı yapılmayan, çalıştığı görülmeyen, kullanılamayan ayıplı vinç ile ilgili teslimin kabul edilmediğini, ayıp ihbarı ile giderilmesi müteaddit kereler davalı şirkete sözlü ve/ya yazılı şekilde yasal süresi içerisinde yapılmasına rağmen davacı tarafından yerine getirilmediğini, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Tespiti ile Emirdağ Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/4 D.iş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, vincin çalışır vaziyete getirilmesi için imalat/onarım/ tadilatı davalı şirket dışında bir firmaya yaptırmak zorunda kaldıklarını, bu sebeple davalı şirketin onarım bedeli, istirdat, gecikme cezası ve mahrumiyet bedeli istemlerinden sorumlu olduğunu, HMK’nın 389. Maddesi kapsamında TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın tespiti, Emirdağ Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/4 D.iş sayılı dosyasında yapılan tespit ve alınan bilirkişi raporu, faturalar ve sair deliller, davalının dava konusu ile ilgili kusuru ve sorumluluğu bulunduğununun açıkça ortaya konulduğunu, davaya ilişkin karar verilmesi aşamasına kadar davalı şirketin tahsilatı imkansızlaştırmak ve/veya güçleştirmek için davalının üzerindeki mal varlığını kaçırabileceğinden ihtiyati ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi davalı ise yüklenicidir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. İİK’nın 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 258. Maddesinde de; ihtiyati haciz talep eden tarafın, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ve yasal delillerle ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacının ihtiyati tedbir talebine ilişkin olarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda dava konusunun para talebi olması ve tedbir istenilen şeyin dava konusu olmaması sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru olmuştur. Bununla birlikte, taraflar arasında imzalanan 01.02.2022 tarihli sözleşme gereğince davalı yüklenici tarafından yapılan işlerin tespiti bakımından Emirdağ Sulh Hukuk Mahkemesi’nce yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporu ve makine mühendisleri odasınca düzenlenen rapor göz önüne alındığında, İİK’nın 257.maddesinde yazılı yaklaşık ispat kriterinin sağlandığı gözetilerek, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2022 tarih, 2022/741 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.