Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3046 E. 2022/2093 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3046
KARAR NO: 2022/2093
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2022
NUMARASI: 2022/105 Esas,
Birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/204 E. 2022/347 K.sy. dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit, Alacak
KARAR TARİHİ: 21/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen-karşı davalar; eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece asıl ve birleşen davalarda davacı taşeron vekilinin tedbir talebinin kabulü kararına, yükleniciler vekilinin yapmış olduğu itirazın reddine dair verilen 26/05/2022 tarihli ara karara karşı asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davacı yükleniciler vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılarca oluşturulan adi ortaklık arasında düzenlenen 16/05/2017 tarihli sözleşme ile davalıların üstlendiği Büyükyalı inşaat projesinin elektrik işlerinin müvekkili tarafından yapımının üstlenildiğini, işin bitiminin adi ortaklıktan kaynaklı olarak geciktiğini, zira işin bitmesi gereken tarih olan 30/01/2019 tarihine kadar davalı tarafça 450 adet uygulama prjoesi yayınlandığını, işin bitmesi gereken 30/01/2019 tarihinden sonra ise bu güne kadar 800 adet uygulama projesi yayınlandığından gecikme meydana geldiğini, buna rağmen işin sözleşmeye uygun olarak bitirilerek 15/04/2021 tarihinde geçici kabulünün yapıldığını, ancak davalıların kesin kabul yapmadığı gibi, 3.979.424,19 TL tutarlı teminat mektubunu geri vermediğini, müvekkilinin 1.009.398,42 TL cari hesap alacağı bulunduğunu belirterek, … Bankası Kadıköy Şubesine ait 17/05/2017 tarihli ve 30/01/2021 tarihine kadar geçerli 3.979.424,19 TL bedelli teminat mektubunun ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, dava konusu teminat mektubunun müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/204 esas sayılı dava dosyasında davacı … Taahhüt AŞ vekili, davalı tarafın 25/07/2020 tarihine kadar yapılan hakedişlerin KDV hariç kısmına istinaden sözleşme gereğince %5’i oranında yapmış olduğu nakit teminat kesintisi miktarı olan 1.750.000 TL’nin geçici kabul yapıldığı anda %50’sini müvekkili şirkete ödemesi gerektiği halde bu tutarın sadece 750.000,00 TL’lik kısmını ödediğini, işin ifasında herhangi bir eksiklik olmadığı halde kalan kısmın halen davalıların uhdesinde tutulduğunu belirterek, müvekkili şirketin hak kazandığı hakedişlerden kaynaklı nakit kesintisi alacaklarına ilişkin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 350.000,00 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline; fatura karşılığı cari hesap alacaklarına istinaden 28.831,12 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalılardan tahsiline; davalıdan kaynaklı kusur ve gecikmeler nedeni ile oluşan maddi zararlardan kur farkı, idari, beyaz ve mavi yaka işçi maaşları, maaş artışları, işçi tazminatları, SGK, stopaj, genel gider maliyetlerinden, işçilik maliyeti artışından doğan zararlara ilişkin şimdilik 300.000,00 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline; davalıdan kaynaklı kusur ve gecikmeler nedeni ile doğan finansal zararlar için şimdilik 300.000,00 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren davalılardan tahsili ile; sözleşmede bulunan eskalasyon hükmünün uygulanmasından doğan zararlara ilişkin 21.268,88 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/204 esas sayılı dava dosyasında davalılar vekili cevap ve karşı davasında; dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığını, harcın eksik yatırıldığını, işin gecikmesinde ve iş süresinin uzamasında müvekkilinin kusurlu olmadığını, davacının işin başından itibaren personel eksiği, siparişlerde gecikme ve imalatlarında iş programına uymaması nedeniyle süreçleri gecikmeli olarak yürüttüğünü, buna ilişkin noter aracılığıyla birçok ihtarname gönderdiklerini, sözleşmeye göre işin bitirilmesi gereken tarih 30.01.2019 iken, Kısmi Geçici Kabul Tutanağının 15.04.2021 tarihinde imzalandığını, işin süresinde 2,5 yıllık bir gecikme olduğunu, iş bitim tarihi sonrasında yayınlanan projelerin revizyon projesi olmadığı için iş değiştiren değil işin yapılışına ilişkin projeler olduğunu, nakit teminat kesintisi iade talebinin ve cari hesap alacağı bakiyesine ilişkin talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, teminat iade koşullarının oluşmadığını, yapılan kesintilerin doğru haklı olduğunu, ayrıca davacının kur farkı, finansal zararlar, idari, beyaz ve mavi yaka işçi maaşları, maaş artışları, işçi tazminatları, SGK, stopaj, genel gider maliyetlerinden, işçilik maliyeti artışından doğan zararlara ilişkin talebinin de yasal ve sözleşmesel herhangi bir dayanağının olmadığını, teminat mektubunun iadesi süresinin dolmadığını belirterek, davacının davasının esastan reddine karar verilmesini istemiş; karşı davasında ise, müvekkili şirketçe davalıya teslim edilen malzemelerden imalatlarda kullanmadığı 2.673.632,24TL’lik malzemeyi iade etmediğini, bunun bedelinin davacının hakkedişinden mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkilinin bütün ihtar ve uyarılarına rağmen davacı tarafça, taraflar arasında imzalanan 11.07.2019 tarihli Ek Protokolde yer alan personel risk teminatını müvekkili şirkete ödemediğini, ödenmesi gereken personel risk teminat miktarı 2.809.340,64 TL olup, buna karşılık müvekkili şirket nezdinde bulunan yüklenici personel risk teminatı tutarının sadece 28.239,18TL olduğunu, bu nedenle bakiye risk tutarı olan 2.781.101,46TL’nin ödenmesi gerektiğini, davacının alacaklarından mahsup edildiğinde bakiye alacaklarının kaldığını, yukarıda yer alan bedellerin yanı sıra Müvekkili tarafından sunulan kesin hesap dosyasında belirtilen “Temizlik, Elektrik, Su, Yemek, Kamp, All Risk Sigorta, Sağlık Taraması, İskele Kullanımı, Makine Kullanımı, İşin Gecikmesinden Kaynaklı Gecikme Cezası, İmalatlarda Tespit Edilen Hatalı ve Kusurlu İşlere İlişkin Nefaset Kesintisi” gibi kalemler davacının kesin hakkedişinden mahsup edildiğinde davacının müvekkiline 3.241.029,36-TL borcu bulunmakta olup, işbu alacağının davacıdan tazmin edilmesi gerektiğini belirterek, şimdilik fazlaya talep haklarının saklı kalması kaydıyla 3.241.029,36TL’lik alacaklarının 100.000,00TL’lik kısmının, müvekkilinin Bakırköy … Noterliğinin 07/03/2022 tarih … yevmiye numarası ile gönderdiği ihtarname ile verilen 3 günlük sürenin sonundan itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 27/01/2022 tarihli ara kararı ile, HMK. 390/3 maddesinde ” tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandırdığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” şeklinde düzenleme bulunduğu, geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin tamamlandığı hususları ile sözleşmenin 9. maddesi kapsamında teminat mektubunun iadesi için gereken koşulların oluştuğu hususlarının henüz yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle, teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davada davacı vekili 02/02/2022 tarihli dilekçesinde teminat mektubunun süresinin 30/01/2023 tarihine kadar uzatıldığını belirterek, ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Asıl ve birleşen davada davacı avacı vekili tarafından sunulan teminat mektubu süre uzatım yazısına göre teminat mektubunnu süresinin 30/01/2023 tarihine kadar uzatıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemenin 08/02/2022 tarihli ara kararı ile, davacı vekilinin talebi ve dosyaya ibraz edilen sözleşme ile geçici hak ediş tutanağı ile işin tamamlanmış olması nedeniyle işin geçici kabulünün yapıldığı ve 26.04.2021 tarihili geçici kabul tutanağının düzenlendiği, böylece işin sözleşme ve eklerine uygun olarak ifa edildiği ve geçici kabule engel olabilecek derecede bir eksik, kusur ve arıza bulunmadığınını taraflarca kabul edilmiş olduğu, geçici kabul tutanağı ile bir kısım işlerin eksik olduğu tarafların kabulünde olsa bile bu eksiklerin sözleşmenin 9.2. maddesindeki nakdi teminat kapsamında kaldığı ve bir an için bu işlerin de teminat mektubu kapsamında kaldığı düşünülecek olsa bile bu işlerin miktar ve değerin tespiti ile miktar ve nitelik olarak kesin teminat kapsamında kalıp kalmadığı yargılamayı gerektirdiğinden, esas itibariyle menfi tespit davası niteliğinde olan bu davada eksik işler nedeniyle alacağı olup olmadığı, varsa miktarı ile bu alacağın teminat kapsamında kalıp kalmadığını ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia eden davalılarda olması ve bu yöndeki iddiaların yargılamayı gerektirmesi, keza işin geçici kabulünün 26.04.2021 tarihinde yapılmış olmasına rağmen davanın açıldığı tarih itibariyle bir yıla yakın zaman geçmesine rağmen işin kesin kabulünün yapılmamış olmasının iyiniyetle bağdaşmayacağı, her ne kadar sözleşmede öngörülen garanti koşulları itibariyle teminat mektubunun iadesi şartları oluşmamış ise de, iş bu davaya konu ihtilafın sözleşmeyle vadedilen garanti şartlarına değil işin tamamlanmamış olması nedeniyle teminat mektubu kapsamında kalan bir alacak olup olmadığına yönelik olması ve davacının eksik bırakılmış olan işler nedeniyle teminat mektubunun paraya çevrilmesi tehdidi altında olması nedeniyle bu aşamada teminat mektubunun para çevrilmesinin davacı bakımından telafisi imkansız zararlara neden olacağı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, dava konusu miktarın %15’i olan 596.913,62 TL’nin mahkeme veznesine nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu olacak şekilde gayrinakdi teminatın yatırılması halinde; … Bankası A.Ş tarafından tanzim edilen 17.05.2017 tarih, … sayılı ve toplam bedeli 3.979.424,19 TL. olan ve geçerlilik süresi 30.01.2023 tarihine kadar uzatılmış olan teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesine, ilgili bankaya yazı yazılmasına, mahkeme başkanının karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verilmiş; mahkeme başkanı karşı oy yazısında, HMK’nın 390/3 maddesinde “tedbir talep eden taraf , dilekçesinde dayandırdığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” şeklinde düzenleme bulunduğu, geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin bir kısmının tamamlanmadığı, sözleşmenin 9. maddesi kapsamında garanti süresinin sona ermediği, ayrıca teminat mektubunun iadesi için gereken koşulların oluştuğu hususlarının henüz yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Asıl ve birleşen davada-davalılar vekili 18/04/2022 tarihli itiraz dilekçesinde, 27/01/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbirin reddine karar verildiğini, ancak 08.02.2022 tarihli ara kararında mahkeme başkanı haricinde görüş değiştirilerek ihtiyati tedbir talebinin oyçokluğu ile kabulüne karar verildiğini, ihtiyati tedbirin kabulüne ilişkin kararın haksız, dayanaksız ve sözleşmeye aykırı olup, kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbir kararı veya ihtiyati tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın taraflarına tebliğ edilmediğini, ihtiyati tedbir talebinin kabulünün sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, mahkeme başkanının karşı oy yazısının isabetli olduğunu, kesin teminatın iade koşullarının oluşmadığını, sözleşmenin 9.3.1.maddesine göre kesin teminat mektubunun iadesi için kesin kabul tutanağının onaylanmış olması gerektiğini, 9.5.1.maddesine göre de kesin kabul onay tarihinden sonra taşeron tarafından SGK’dan borcu yoktur yazısının getirilmesi, iş sahibine bir borcunun bulunmaması ve iş sahibinin onaylaması ile kesin teminat mektubunun iadesinin gerektiğini, kesin teminat mektubunun geçici kabul tarihinden itibaren en az 2 yıl süreli olması gerektiğini, teminat mektubunun yarısının kesin kabul tarihinde iade edileceğini, kesin kabulün geçici kabul tarihinden itibaren bir yıl sonra yapılacağını, geçici kabul itibar tarihinin 15/04/2021 olduğunu, kesin kabulün en erken 15/04/2022 tarihinde yapılabileceğini, dava tarihi itibariyle davacının kesin teminatın yarısını dahi talep etme hakkına sahip olmadığını, mahkemenin de iade şartları oluşmamış teminat mektubu ile ilgili ihtiyati tedbir kararı vermesinin sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğini, sözleşmenin 9.5.2 maddesinde teminat mektubunun geri kalan kısmının garanti süresi sonunda iade edileceğini hükme bağladığını, sözleşmenin 21.3.3 maddesine göre geçici kabul onay tarihinden itibaren 2 yıl garanti süresi öngörüldüğünü, geçici kabul 15/04/2021 tarihinde yapıldığına göre, teminat mektubunun kalan yarısının en erken garanti süresinin sonu olan 15/04/2023 tarihinde talep edilebileceğini, her davanın açıldığı tarihteki hukuki ve fiili duruma göre karara bağlanacağını, mahkeme heyetinin diğer üyelerinin de sözleşme gereğince iade şartlarının oluşmadığını kabul ettiğini, kaldı ki işin %100 tamamlanması ve hiç bir eksik ve kusur kalmaması halinde dahi davacının kesin teminat mektubu ile ilgili iade şartlarının oluşmasını beklemek zorunda olduğunu, yapılan işteki eksik ve ayıpların teminat mektubundan mahsup edileceğini, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 34/5.maddesi uyarınca idarece alınan teminat mektuplarının haczedilemeyeceğini ve üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağını, müvekkili şirketin davacıdan alacağı bulunduğunu, iade koşullarının hiç birinin gerçekleşmediğini belirterek, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin 08/02/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin 26/05/2022 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile, somut olayda, teminat mektubunun nakde çevrilmesi halinde davacının telafisi zor zararının oluşacağına dair yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiği, tedbir kararının kaldırılmasını gerektiren yeni bir durumun meydana gelmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararına itiraz eden asıl davada davalı, birleşen davada davalı-karşı davacı vekilinin itirazının reddine, mahkeme başkanının karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verilmiş, mahkeme başkanı karşı oy yazısında, geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin bir kısmının tamamlanmadığı, sözleşmenin 9. maddesi kapsamında garanti süresinin sona ermediği, ayrıca teminat mektubunun iadesi için gereken koşulların oluştuğu hususlarının yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle tedbire itirazın kabulü ile tedbir kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. Asıl davada davalı, birleşen davada davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesiyle; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/105 esas sayılı asıl dava dosyasında davacı … Anonim Şirketi tarafından müvekkili şirkete borçlu olmadığının tespiti, müvekkili şirkete teslim etmiş olduğu 3.979.424,19 TL bedelli kesin teminat mektubunun iadesi, teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiğini, mahkemenin 27/01/2022 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, verilen kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafın verdiği dilekçelere istinaden mahkemenin tedbir talebini yeniden değerlendirerek bu kez 08/02/2022 tarihli ara karar ile her ne kadar kesin teminat mektubunun iadesi koşulları oluşamamış ise de davacının yarım bırakılan işler nedeniyle teminat mektubunun paraya çevrilmesi tehditi altında olduğu gerekçesiyle dava konusu miktarın %15i tutarında teminat yatırılması şartıyla oy çokluğu ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, bu kararın da kendilerine tebliğ edilmediğini, tedbire karşı 18/04/2022 tarihinde itiraz ettiklerini, 26/05/2022 tarihli duruşmada ihtiyati tedbire itirazlarının oy çokluğu ile reddine karar verildiğini, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair verilen kararın şartlarının oluşmadığını, davacı tarafın kasıtlı olarak teminat mektubunun süresinin bitimine 9 gün kala ihtiyati tedbir kararı alarak mektubun süresini uzatmaktan kurtularak teminat mektubunu geçersiz kılmayı amaçladığını, taraflar arasındaki sözleşmenin kesin teminat başlıklı 91/1 maddesine göre geçici kabul tutanağında belirlenen eksikliklerin bir kısmının tamamlanmadığını, sözleşmeninin 9. Maddesinin kapsamında garanti süresinin sona ermediğini, teminat mektubunun iadesi için gereken koşulların oluştuğu hususların yaklaşık olarak ispat edilemediğinden tedbir talebini reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin 26/05/2022 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbire itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl ve birleşen davada davacı-birleşen davada karşı davalı şirket taşeron; asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davada karşı davacı şirketler ise yüklenicidir. Taraflar arasında, yüklenici davalıların yapımını üstlendiği … Projesinin bir kısım elektrik tesisatlarının davacı taşeron tarafından 39.794.241,89 TL sabit birim fiyatla yapılmasına ilişkin 16/05/2017 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7.3.1 maddesine göre işin en geç 30/01/2019 tarihine kadar bitirilerek teslim edileceği; 9.1.1.maddesine göre sözleşme bedelinin %10’u oranında ve geçici kabul tarihinden itibaren 2 yıl süreli kesin teminat mektubu verileceği; 9.2.1.maddesine göre hakedişlerden %5 oranında nakit teminat kesintisi yapılması; 9.3. ve devamı maddelerine göre geçici kabul tutanağının imzalanması ile birlikte taşeron tarafından SGK borcu yoktur ve vergi borcu yoktur yazılarının yükleniciye verileceği, taşeronun yükleniciye ve 3.kişilere borcunun bulunmaması gerektiği; 9.5.1.maddesine göre kesin kabulün onay tarihinden sonra taşeron tarafından SGK’dan borcu yoktur yazısının getirilmesi, taşeronun yükleniciye borcunun bulunmaması ve yüklenicinin iadeye onay vermesi halinde kesin teminat mektubunun yarısının iade edileceği; 9.5.2.maddesine göre kesin teminat mektubunun kalan yarısının ise garanti süresinin sonunda taşeronun yükleniciye borcunun bulunmaması ve yüklenicinin onayı ile iade edileceği; 21/3.maddesine göre kesin kabulün geçici kabul onay tarihinden itibaren bir yıl sonra yapılacağı; 21.3.3.maddesine göre geçici kabul onay tarihinin garanti süresinin başlangıcı sayılacağı; 21.4.1. maddesine göre geçici kabul onay tarihinden itibaren 2 yıl süre ile malzeme ve işçilik yönünden garanti süresinin başlayacağı hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında 15/04/2021 tarihinde geçici kabul yapılmıştır. Yine taşeron tarafından yükleniciye … Bankasına ait 17/05/2017 tarihli … nolu ve 3.979.424,19 TL tutarlı 30/01/2021 tarihine kadar geçerli ve 30/01/2023 tarihine kadar süresi uzatılmış teminat mektubunun verildiği anlaşılmaktadır. Asıl ve birleşen davada davacı taşeron şirket tarafından 21/01/2022 tarihinde açılan dava ile, davalı yüklenici adi ortaklığa borcunun bulunmadığının tespiti ve teminat mektubunun iadesi ile teminat mektubu üzerine paraya çevrilmesinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir. Mahkemece, 27/01/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bilahare 08/02/2022 tarihli ara kararı ile ve oy çokluğu ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş; davalı-birleşen davada karşı davacı yüklenici şirketler vekilinin itirazı üzerine, mahkemece 26/05/2022 tarihli ara kararı ile itirazın reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir. Her davanın, dava açıldığı tarihteki delil durumu ve koşullara göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, dava tarihi, taraflar arasındaki sözleşmenin yukarıda değinilen maddeleri, geçici kabul tarihi, teminatın iadesine ilişkin koşullar, garanti süresi hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, dosya kapsamı ve delil durumuna göre HMK’nın 389.maddesindeki yasal şartların ve yaklaşık ispatın varlığı henüz ispatlanamadığından, mahkemece ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalı- karşı davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı- karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih, 2022/105 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı- karşı davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5- Davalı- karşı davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.