Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3020 E. 2022/2144 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3020
KARAR NO: 2022/2144
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2022
NUMARASI: 2019/605 Esas, 2022/610 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkemenin 2016/809 Esas sayılı dosyasına verdiği 28/07/2016 tarihli dilekçesiyle, müvekkilinin taraflar arasında imzalanan 05/02/2014 tarihli sözleşme gereğince Aydın/Kuşadası’nda yapımı devam eden davalıların şapımını yüklendiği ait … Otel inşaatının elektrik işlerinin yapımını üstlendiğini, sözleşmenin 12. Maddesi gereğince, müvekkilinin yaptığı imalatların metrajlarına paralel olarak hak ediş raporları düzenleyeceğinin ve iş sahibi tarafından onaylanan hakediş bedellerinin 30, 60 ve 90 günlük çekler ile ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili firma tarafından yapılan işe ilişkin 8 adet hakediş raporu düzenlediğini, bunlardan 7 tanesine ilişkin fatura kesildiğini, bu fatura bedellerinden kısmi ödemeler alındığını, hazırlanan 8.hakediş raporunun iş sahibi tarafından haksız yere onaylanmadığından faturasının kesilemediğini, alacak miktarlarının daha fazla olmasına rağmen iş sahibinin bazı kesintileri olabileceği düşünülerek alacaklarının 80.000,00 TL’lik kısmı için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 05/02/2014 tarihli Kuşadası … Otel inşaat yapım işinin elektrik işleri sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme gereğince üzerine düşen edimleri yerine getiremediğini ve işi tamamlayamayacağını beyan ettiğini, bunun üzerine davacı şirketin sözleşmenin ifası için gerekli malzemelerin tamamının müvekkili şirket tarafından satın alındığını, dilekçe ekinde sunulan 13 adet faturanın bu durumu ispatladığını, ayrıca 2014 Ekim ayından itibaren davacı şirket bünyesinde çalışan personelin iş akdine son verilerek sözleşmeye konu işte çalışmak isteyen personelin müvekkili şirkette çalışmaya başladığını, müvekkilinin davaya konu sözleşmeye ilişkin olarak borçlu sıfatının bulunmadığını, bu nedenle müvekkili … Tic Ltd Şti’ne karşı icra takibi ve dava yöneltilemeyeceğini, müvekkili yönünden davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, 2014 Ekim ayı itibarıyla sözleşme gereği tüm iş ifası, malzeme temini ve personel ücreti gibi giderlerin müvekkili … Şirketi tarafından yerine getirilerek işin tamamlandığını, dolayısıyla davacının müvekkili şirketlerden hakedişinin bulunmadığını, davacı şirketin iddiasını ispata yarar herhangi bir delil ibraz edemediğini, dava konusu takibin dayanağı olan cari hesap ilişkisinin davacı şirketin kendi ticari kayıtlarına göre oluşturulduğunu, taraflar arasında imzalanmış böyle bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını savunarak davanın reddine ve davacı şirket aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 19/09/2017 tarihli karar ile; 09/06/2017 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak taraflar arasında cari hesap mutabakatı bulunmadığı ve icra takibine konu alacağın hangi hakediş raporuna istinaden talep edildiğinin davacı tarafça somut olarak gösterilmediği gibi fatura edilen bu alacağın ifa edilip teslimatın yapıldığının belgelendirilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.Davacı 25/12/2017 tarihli istinaf dilekçesi ile, mahkemece tarafların ticari defterlerinin 24/05/2017 tarihinde incelenmesine karar verildiğini, davalılar vekilince 24/03/2017 tarihinde müvekkillerinin adreslerinin istanbul dışında olduğu bildirilerek defterlerinin talimatla incelenmesine karar verilmesini talep ettiğini, mahkemece davalılar vekilinin bu talepleri hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmeden bilirkişi tarafından sadece müvekkili şirketin ticari defterlerinin incelenerek rapor hazırlandığını, hazırlanan raporda da müvekkili şirketin ticari defterlerinin yasaya uygun olarak tutulduğu, kesin delil vasfının taşıdığı, cari hesap ilişkisi için de 3.565.708,64 TL alacaklı gözüktüğü tespit edildiği halde, bilirkişinin uzmanlık alanı dışına çıkarak fatura konusu mal hizmetlerinin davacı tarafından davalılara verildiğinin somut delil ve belgelerle ispatlanması gerektiğinin belirtilmesi karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların vergi dairesine verdikleri BA ve BS formlarının ilgili vergi dairelerinden istenilmesi yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığını, taraflar arasındaki sözleşme kapsamındaki işlerin yapılmadığıyla ilgili davalıların bir itirazlarının bulunmadığını, işin yapılarak otelin hizmete açıldığının sabit olduğunu, davalı … Otelcilik vekilinin 22/01/2014 tarihinde müvekkili şirkete 350.000,00 TL ödemede bulunduklarını belirttiğini, bu ödemenin cari hesap borcuna mahsup edildiğinin bilirkişi tarafından tespit edildiğini, bu hususun taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının kanıtı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dairemizin 31/10/2019 tarih, 2018/429 Esas, 2019/1324 Karar sayılı kararı ile, mahkemesince taraflar arasındaki sözleşme, düzenlenen ve onaylanan hakedişler getirtilerek hakedişe girmeyen imalat bulunup bulunmadığı ve bunun ispatı konusunda deliller toplanarak yine sözleşme kapsamında kullanılan malzemelerin davacının yada davalının yükümlülüğünde olup olmadığı belirlenerek bu kapsamda davacının alacağından mahsubu gereken ve davacı işçileri yönünden sözleşme gereği davacının yükümlülüğünde olup davalı tarafından ödenen bir bedel olup olmadığı tespit edilerek ayrıca ispatlanan ödeme miktarı da değerlendirilmek suretiyle mahallinde keşif yapılarak davacının talep edebileceği alacak miktarının belirlenmesi suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekirken mahkemece sadece defter incelemesiyle sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili 03/03/2021 tarihli dilekçesi ile, tüm delillerinden feragat ederek karşı tarafın ticari defter kayıtlarını kabul edeceklerini bildirerek davasını ıslah etmiştir.Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemenin 13/09/2022 tarihli kararı ile, dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşme, düzenlenen ve onaylanan hakedişlere ait faturalar getirtilerek davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda (davalı tarfaın ticari defterlerine dayanarak) davalıların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle hazırlanan raporlar dikkate alınarak, 7 adet hakedişe ait faturanın davalı … Şirketi adına düzenlendiği, davalı … Şirketi adına düzenlenmiş bir faturanın olmadığı, ticari defterde tutulan borç kayıtlarına göre belirlenen tüm bedelin de davacı tarafa ödendiği, ( ek raporda belirtildiği üzere tespit edilen mükerrer kayıt da dikkate alınarak buna göre muhasebe kaydından düşülmesi sonucu davalının alacaklı çıktığı anlaşılarak) davalının ticari defterlerine dayanılarak ıslah edilen bu dava bakımından davalıların ticari defterleri uyarınca davacının alacaklı olduğu durumu tespit edilemediğinden davacının talep edebileceği bir alacak miktarının olmadığı ve iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine ve şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 31/10/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, davalılar ile imzalanan eser sözleşmesi kapsamındaki müvekkilinin hak edişlerinin ödenmemesi sebebiyle açılan eldeki alacak davasında davalıların geçici ve kesin kabul tutanaklarını imzalamadıklarını, bu sebeple işin yapılıp yapılmadığının tespiti için delil listelerine münhasıran karşı tarafın ticari defterlerine dayanılacak şekilde davanın ıslah edildiğini, yapılan ticari defter incelemelerinde kesilen faturaların davalının ticari defterlerine işlendiğinin tespit edildiğini, mahkemece alınan 31/01/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda, müvekkilinin davalı … İnşaata toplamda 5.584.167,20 TL tutarında fatura kestiği, bu tutarın 5.020.000,00 TL’sinin 2020 tarihinde, 564.167,20 TL’sinin ise 2021 tarihinde ödendiği, teslim olgusu ispatlanmış olsa da ödemelerin mevcudiyeti sebebiyle tarafların birbirinden hak ve alacağı olmadığı kanaatine varıldığını, kök rapora yaptıkları itirazlarında davalının ticari defterlerinde mükerrer ve belgesiz kayıtlar olduğu, bu kayıtların hatalı olduğunun münhasıran karşı tarafın ticari defterlerinde anlaşılabileceği ve bu sebeplerle mükerrer ve belgesiz ödemeler düşülerek hesap yapılması için dosyanın ek rapora gönderilmesinin talep edildiğini, mahkemece 29/03/2022 tarihili duruşmada taleplerinin duruşma zaptına geçirilen bir numaralı ara karar uyarınca kabul edildiğini, bilirkişi kök raporunda 14 numara ile belirtilen kısımda 1 adet 100.000,00 TL ve 2 adet 200.000,00 TL tutarlı çek ile toplamda 500.000,00 TL’lik ödemenin davalı ticari defterlerine kaydedildiğinin anlaşıldığını, 100.000,00 TL tutarlı çekin 04/07/2014-30/12/2014 vadeli ve … seri numaralı olduğunun da raporda gösterildiğini, 22 numara ile belirtilen ödemede 04/07/2014-30/12/2014 vadeli ve … seri numaralı aynı çekin tekrar kaydedildiği ve mükerrer kayıt oluşturulduğunun anlaşıldığını, bu sebeple bilirkişi ek raporunda, mahkeme ara kararı doğrultusunda 100.000,00 TL mükerrer ödemeli çekin düşülmesi ve taraflarının 100.000,00 TL alacaklı olduğu yönünde hesap yapılması gerektiğini, 30/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda da çekin mükerrer kayıt oluşturduğunun “Yevmiye defterinin 14.nolu-175 maddesinde 04.07.2014 tarihinde muhasebe kaydı yapılan … nolu çek-04.07.2014-31.12.2014 vadeli 100.000,00 TL bedelli çekin, 22 nolu madde 341’de 31.12.2014 tarihinde işlenen 30.12.2014-3064720-nolu 100.000,00 TL bedelli çekle aynı çek olduğu, mükerrer kayıt olduğu tespit edildi.” şeklinde belirtildiğini, ancak bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamada her nasılsa taraflarının davalıdan alacaklı olduğu değil davalıya borçlu olduğu kanaatine ulaşıldığını, rapor okunduğunda bu hesaba yönelik herhangi bir dayanak sunulmadığının da açıkça görüldüğünü, bilirkişi kök raporunda kesilen fatura tutarı ile eşit tutarda ödeme yapıldığının tespit edilmesi ve ek raporda 100.000,00 TL mükerrer ödeme kaydı bulunduğunun anlaşılması karşısında taraflarının 100.000,00 TL alacaklı olduğunun aşikar olduğunu, zira davalı tarafın 100.000,00 TL tutarlı tek bir ödemeyi 200.000,00 TL ödeme oluşturacak şekilde kaydettiğini, kaydedilen ödeme ile gerçek ödeme tutarı arasındaki farkın, taraflarına yapılması gerekirken yapılmayan ödeme tutarı olduğunu, davalının gerçekte ödediği tutarın 100.000,00 TL üzerinde ödeme yaptığını gösterir kayıtları baz alan kök rapor hesabına göre davalı borcundan fazla ödeme yapmadığını, borç tutarınca ödeme yaptığını, her nasılsa ek raporda, davalının yaptığı ödemenin 100.000,00 TL fazla kaydedildiği anlaşılmakta, fazla ödeme kaydına göre tam ödeme yaptığı kabul edilen davacının aslında daha az ödeme yaptığı var sayımına göre yapılan hesapta borçlu değil alacaklı olduğu sonucuna ulaşıldığını, taraflarınca bilirkişi ek raporuna karşı 12/06/2022 tarihli ayrıntılı itiraz dilekçelerinin sunulduğunu, bilirkişi raporunda yapılan basit hesap hatasının detaylı olarak açıklandığını, ancak karar duruşmasından önce hakim değişikliği nedeniyle bu basit hatanın fark edilemediğini, 13/09/2022 tarihli karar duruşmasında durumu sözlü olarak da izah etmeye çalışmalarına karşın hatalı bilirkişi ek raporu doğrultusunda davalarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi kök raporunda fatura karşılığının tam olarak ödendiğinin saptanmasına, akabinde mükerrer kayıtlı ödemelerin düşülmesi gerektiğinin hakim değişikliğinden önceki mahkeme hakimi ve ek raporda bilirkişi tarafından fark edilmesine rağmen buna karşın hiçbir açıklama ve gerekçe gösterilmeksizin taraflarının alacaklı değil borçlu olduğu sonucuna ulaşılmasına bilimsel bir açıklama getirmenin mümkün olmadığını, ayrıca bilirkişi raporları arasındaki çelişki ve tutarsızlık olması halinde bu çelişkinin de yeni rapor alınarak giderilmesi gerektiğini, kök rapor ile ek raporun açıkça çeliştiğini, zira ya kök raporda fatura karşılığının tam ödendiği yönündeki hesabın hatalı olduğunu ya da bilirkişi ek raporunun hatalı tanzim edildiğini, aksi taktirde kök rapora göre davalıdan alacağı bulunmayan ve davalıya borcu da bulunmayan müvekkilinin, müvekkiline bir kere yapılmış ödemenin sanki iki kere yapılmış gibi kaydedildiğinin ek raporda anlaşılması akabinde borçlu çıkmasının mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasında 05/02/2014 tarihli birim fiyat bedelli Kuşadası … Otel İnşaatı Yapım İşinin Elektrik İşleri Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacı Kuşadasında yapımı devam eden … Oteli’nin elektrik tesisatını KDV hariç 4.950.000,00 TL bedelle yapma işini üstlenmiştir. Yer tesliminin davacıya 05/02/2014 tarihinde yapıldığı, işin tamamlanma tarihinin 30/10/2014 tarihi olarak belirlendiği, sözleşmenin davacı şirket tarafından “alt yüklenici”, davalı … Şirketi tarafından “iş sahibi”, diğer davalı … Otelcilik Şirketi tarafından ise “yatırımcı-idare” sıfatıyla imzalandığı anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında 21/02/2017 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereğince duruşmada hazır bulunan taraf vekillerine inceleme günü olan 24/05/2017 tarihinde davalılara ait ticari defter ve kayıtlarını mahkeme kaleminde hazır bulundurmalarının ihtar edildiği, davalılar vekilince sunulan 24/03/2017 tarihli dilekçe ile müvekkili şirketlere ait tüm ticari defter asıllarının Aydın ve Nevşehir adresinde olmaları nedeniyle mahallinde inceleme yapılmak üzere bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesinin talep edildiği, dilekçe üzerine duruşmada değerlendirilecektir şeklinde şerh verildiği ancak davalılar vekilinin bu talebinin duruşmada değerlendirilmeden dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilerek sadece davacı tarafın ticari defter kayıtlarının incelendiği, davalılar vekilinin talebine ilişkin olarak olumlu yada olumsuz bir karar verilmeden mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.Dairemizin 31/10/2019 tarihli kaldırma kararından sonra davacı vekili 03/03/2021 tarihli dilekçesi ile, tüm delillerinden feragat ederek karşı tarafın ticari defter kayıtlarını kabul edeceklerini bildirerek davasını ıslah etmiştir. Mahkemece aldırılan ve mali müşavir … tarafından hazırlanan 03/06/2021 tarihli talimat bilirkişi raporunda; taraflar arasında 05/02/2014 tarihli Kuşadası … Otel Elektrik İşleri Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye dayalı düzenlenen hakedişlere esas 7 adet faturanın davalı … Şirketi adına düzenlendiği, diğer davalı adına düzenlenen bir fatura kaydına rastlanmadığı, davalı … Şirketi tarafından banka aracılığıyla 350.000,00 TL ödemenin davacı şirket adına yapıldığı, davacı şirketin davalı … Şirketi’nden alacağının olduğuna yönelik bir verinin davalı ticari defterlerinde yer almadığı belirtilmiş, akabinde mali müşavir … tarafından hazırlanan 31/02/2022 tarihli talimat bilirkişi raporunda; davalı … Şirketi’nin 2014 – 2015 yılı ticari defter ve kayıtlarının ayrıntılı incelenmesi sonucu, davacı şirketin davalı … İnşaat Şirketi’ne toplamda 5.584.167,20 TL tutarında fatura kestiği, bu tutarın 5.020.000,00 TL’sinin 2020 tarihinde, kalan 564.167,20 TL’sinin ise 2021 tarihinde ödendiği, bu suretle tarafların birbirinden hak ve alacağı olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Mali müşavir … tarafından hazırlanan kök raporun incelenmesinde; 14 numara ile belirtilen kısımda 1 adet 100.000,00 TL ve 2 adet 200.000,00 TL tutarlı çek ile toplamda 500.000,00 TL’lik ödemenin davalı ticari defterlerine kaydedildiğinin anlaşıldığı, 100.000,00 TL tutarlı çekin 04/07/2014-30/12/2014 vadeli ve … seri numaralı olduğunun da raporda gösterildiği, 22 numara ile belirtilen ödemede 04/07/2014-30/12/2014 vadeli ve … seri numaralı aynı çekin tekrar kaydedildiği ve bu suretle mükerrer kayıt oluşturulduğu, bu mükerrer kaydın da hesaptan düşülmediği tespit edilmiştir. Davacı vekilince bilirkişi kök raporuna belirlenen mükerrer kayıt yönünden itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişi tarafından hazırlanan 30/05/2022 tarihli ek raporda; … nolu 100.000,00 TL’ lik çekin mükerrer işleme tabi tutulduğu belirlenmiş ise de, muhasebe kaydından bu miktarın düşülmesi sonucu 463.458,56 TL cari hesap borcu kaldığı, 2015 yılına ait yapılan işlemler sonucu davacı şirketin davalıya 100.708,64 TL cari hesap borcu olduğu tespiti yapılmıştır. Bilirkişi ek raporunun incelenmesinde; davalı yevmiye defterinin 14 nolu-175 maddesinde 04/07/2014 tarihinde muhasebe kaydı yapılan … nolu, 04/07/2014-31/12/2014 vadeli 100.000,00 TL bedelli çekin, 22 nolu madde 341’de 31/12/2014 tarihinde işlenen 30/12/2014 vadeli, … nolu 100.000,00 TL bedelli çek ile aynı çek olduğu belirtilerek mükerrer kayıt yapıldığı tespit edilmiş ise de, raporun sonuç kısmında bu kez kök raporun aksine davacı yanın davalıya borçlu olduğu tespiti yapılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesi hükmüne göre; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır. Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Yukarıda açıklandığı üzere, mali müşavir … tarafından hazırlanan gerek kök rapor gerekse ek raporda davalı yanın defterinde mükerrer kayıt yapıldığı tespit edilmiş ise de, kök raporda taraflar arasında borç ve alacak kalmadığı tespiti yapılmış, ek raporda ise davacı yanın davalıya borçlu olduğu belirtilmek suretiyle kök rapor ile ek rapor arasında çelişki oluşturulmuş, mahkemece bu raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ek rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. Nitekim davacı yanın istinaf itirazı bu mükerrer kayıda yöneliktir.Yapılan bu açıklamalar karşısında mahkemece yapılacak iş, aynı bilirkişiden kök rapor ile ek rapor arasındaki çelişkileri giderir nicelik ve nitelikte ek rapor alınması ve ulaşılacak sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/09/2022 tarih, 2019/605 Esas, 2022/610 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.