Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2958 E. 2022/2019 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2958
KARAR NO: 2022/2019
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2022
NUMARASI: 2022/547 Esas, 2022/664 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin iptali talebine talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin sözleşmenin ifasının durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 11/11/2020 tarihinde “İş Ortaklığı Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmeye göre davalının müvekkili şirket tarafından temin edilen malzemeler ve makineler ile maske üretimi yapacağının kararlaştırıldığını, 1 yıl süreliğine akdedilen sözleşmenin 11/11/2021 tarihinde sona erdiğini, müvekkili şirkete ait olan 2 adet ana gövde ve 6 adet lastikleme makinesinden oluşan maske üretimi makineleri, 260.150 m2 maske kumaşı, 587,93 kg maske teli kablosu, 1.288,19 kg maske lastiği kablosu, 1.270 adet maske kolisi ve 50.000 adet maske kutusunun davalıya teslim edilmesine rağmen sözleşme geriğince imal edilmesi kararlaştırılan maskelerin müvekkiline teslim edilmediğini, davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davaya konu ürünlerin hazırlanması için yetkili birimlerden davalı tarafça izin alınmadığını, ürünlerin hazır olduğuna dair bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, davaya konu maskelerin gerekli risk analizinden/testlerden geçirilmediğini, CE ve ISO gibi belgelerinin alınmadığını ve ÜTS kaydının yapılmadığını, müvekkili davacı tarafça yaklaşık 800.000,00 TL bedelli harcama yapılmasına rağmen sözleşmeden beklenen faydanın sağlanamadığını ileri sürerek öncelikle ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile davanın kabulüne, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müspet ve menfi zararlarının tespiti ile şimdilik 500,00 TL malzeme ve makine bedelleri ile 500,00 TL maskelerin satışı nedeni ile elde edilecek gelir kaybı olarak menfi ve müspet zararları olmak üzere toplam 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek en yüksek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin yanlar arasında imzalanan sözleşme gereğince üstlendiği tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacının sözleşme edimlerini gereği gibi yerine getirilmesinin makine ve malzemelerin tesliminin defalarca istenmesine rağmen (mail, mesaj, telefon, yüzyüze yapılan toplantılar, ihtarnameler vasıtasıyla) sözleşme gerekliliklerini yerine getirmeyerek müvekkilini son derece büyük zarara ve kar kaybına uğrattığını, bu nedenle sözleşmenin 4.8.maddesi’nin; “Taraflar, işbu sözleşme ve sipariş formlarının herhangi bir maddesini ihlal ettiği takdirde birbirinin uğradığı tüm zararı ilk etapta ve gayrikabili rücu ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü doğrultusunda bu dava öncesinde müvekkili tarafça kötüniyetli davacı aleyhinde İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/141 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını savunarak haksız davanın zamanaşımı/hak düşürücü süre ve hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, aksi halde aralarındaki bağlantı nedeniyle davanın 2022/141 Esas sayılı dava ile birleştirilmesi ile davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 27/09/2022 tarihli ara karar ile, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği ve olayda henüz yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, akabinde 03/11/2022 tarih 2022/664 Karar sayılı karar ile, aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyanın İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/141 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 11/11/2020 tarihli sözleşme gereğince davalı yanca imal edilmesi kararlaştırılan maskelerin müvekkiline teslim edilmediğini, taraflarınca Bursa 8. Asliye Hukuk Makemesi’nde 2022/8 Değişik İş sayılı dosyası ile müvekkilinin temin ettiği maske malzemelerinin tutarının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, anılan dosyadan davalıya ait iş yerinde yapılan keşifte, iş yerinin faal olmadığı, üretimin durduğunun gözlemlendiğini, davalının üretimi durdurmuş olmasının, müvekkilinin alacağının temini konusunda ciddi endişeler yarattığını, zira aktif üretimde olmayan davalının ilerleyen süreçte gelir elde etmeyeceğini, müvekkiline ödemesi gereken borçların riskli duruma düştüğünü, davalının halihazırda borçları temin gücü varken ihtiyati tedbir kararı verilerek bu riskin ortadan kaldırılması gerektiğini, aksi halde yakın tarihte bu imkanın da ortadan kalkabileceğini, müvekkili şirketin bu sebeplerle ciddi maddi zarara uğradığını, ticari hayatının aksadığını, müvekkilinin, malzeme temini ile halihazırda 800.000,00 TL mevcut zararı olduğunu, maskelerin satılamaması nedeni ile de uğramış olduğu zararları güvence altına almak için ihtiyati tedbir talep ettiklerini, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme gibi durumlar nedeniyle hakkın elde edilmesinin zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi ihtimalinin söz konusu olduğunu, olayda ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 11/11/2020 tarihinde “İş Ortaklığı Sözleşmesi” imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davalı yüklenici sıfatıyla, davacının temin ettiği malzemeler ve makineler ile maske üretimi yapma işini üstlenmiştir. Sözleşmede işin süresi 1 yıl olarak kararlaştırılmıştır. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Somut olayda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, İİK’nın 389. ve devamı maddelerinde aranan koşullar yönünden yaklaşık ispat şartı gerçekleşmemiş, bu nedenle yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin doğru değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2022 tarih ve 2022/547 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.