Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2911 E. 2023/431 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2911
KARAR NO: 2023/431
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2013/382 Esas, 2022/615 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen 2017/187 Esas sayılı dava taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine, birleşen 2021/233 Esas sayılı dava davalı şirkete verilen 250.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubu bedelinin faizi ile birlikte tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece asıl dava ile birleşen 2021/233 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2017/187 Esas sayılı davanın ise reddine dair verilen karara karşı asıl davada davalı – birleşen davada davacı … Sanayi ve Tic. A.Ş. vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında, davalının yüklenici sıfatıyla kazandığı … A.Ş. tarafından ihale edilen Sabiha Gökçen Havalimanı Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi inşaat yapım işi kapsamında 10/08/2010 tarihli sözleşme ve eklerinin tanzim ve imza edildiğini, işin devamı esnasında iki adet zeyilname düzenlenerek taraflarca imzalandığını, bu zeyitnameler ile sözleşme kapsamında üstlenilen işlere bir takım ekler ve düzenlemeler yapıldığını, gerek ana sözleşme gerekse de zeyilnameler kapsamında üstlendiği işlerden bazıları kendine yaptırılmamasına ve yapılan iş keşif ve teminat tutarının çok altında kalarak genel giderlerini bile karşılamamasına rağmen, mümkün olanları bihakkın layiki ile yerine getirdiğini, işi fiilen tamamlayarak Mart 2012 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanı içinde bulunan şantiyeyi terk ettiğini, bu tarihe kadar müvekkili tarafından sözleşmeye uygun olarak tanzim edilen 15 adet hakedişin davalı şirket tarafından uygun bulunarak ödemesi yapıldığını, bu hususun dosyaya sunulan kesinti hesap tablosu ve müvekkilinin davalı şirket kayıtları ile sabit olduğunu, normal şartlar dahilinde son yani kesin hak ediş olan 16. hakediş ile, verilecek başka iş olmadığı anlaşılınca sürecine uygun olarak 20/02/2012 tarihinde tanzim olunarak davalı idareye teslim edildiğini, ancak gerekçe olmaksızın son hakedişin onaylanmadığını ve müvekkili şirketin borçlu olduğunun belirtildiğini, cari hesaptan dolayı oluşan 147.166,00 TL borcun mahsup edilmesi ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin sözleşme kapsamında oluşan 152.484,560 TL alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı iş sahibi şirkete verilen ve süresi 26/03/2013 tarihinde uzatılan … Bank Kozyatağı Şubesi’ne ait 01/09/2010 tarih ve 250,000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, taraflarca akdedilen 10/08/2010 tarihli sözleşme gereğince Sabiha Gökçen Havalimanı Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi İnşaat Yapım İşi Projesinde bulunan yapısal çelik projelerinin, proje onaylarının, malzeme, işçilik işleri kapsamında bulunan ve davacı şirket tarafından belirlenecek miktarda yapısal çelik imalat işinin yapılmasının davacı şirket tarafından taahhüt edildiğini, sözleşmeye konu işin 15 adet hakedişinin müvekkilince ödendiğini, geçici kabul hazırlanması için müvekkilince davacıya Ankara .., Noterliği’nin 13/03/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, ihtarname ile; geçici kabul işlemleri için müvekkili şirkete 17/03/2013 tarihinde müracaat edilmesi gerektiği, bunu müteakip kesin hakedişin hazırlanması gerektiği belirtilerek davacı şirkete 19/03/2013 tarihine kadar süre verildiğinin ihtar edildiğini, ancak davacının hiçbir başvuru yapmadığını, buna istinaden müvekkilince Ankara … Noterliği’nin 20/03/2013 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “kesin hesap hak ediş evrakının re’sen müvekkili tarafından tanzim edildiği, yapılan kesintiler toplamının 250.965,82 TL olduğu, davacı şirketin nakit teminat kesintilerinden düşüldükten sonra 170.420,02 TL borçlu bulunduğu” hususunun ihtar edildiğini, davacının cevaben müvekkiline Kadıköy … Noterliği’nin 03/04/2014 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek; “geçici kabulün yapılmasını” talep ettiğini, müvekkilinin davacıya gönderdiği 12/04/2013 tarihli yazı ile; “geçici kabul komisyonunda davacı şirketi temsilen bir üyeye ait yetki belgesinin 19/04/2013 tarihine kadar, kesin hesap hak edişi için gerekli metraj ve dokümanların da 22/04/2013 tarihine kadar gönderilmesinin” talep edildiğini, davacı tarafından sözleşmesel edimlerin yerine getirilmediğini, müvekkilinin verdiği sürelere riayet edilmediğini, müvekkili ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin 30.2 maddesi uyarınca 20/03/2013 gün ve “16-kesin” hak ediş no ile davacı şirketin kesin hak edişinin re’sen müvekkili tarafından tanzim edildiğini, hak edişte sözleşme konusu işte kullanılmak üzere müvekkilince temin edilen davacı tarafından kullanılan malzeme bedelleri, temin edilen boyalara ilişkin sözleşme değerleri üzerinde boya kullanılması nedeniyle boya malzeme bedelinden ve davacı taahhüdünde olan ancak müvekkili şirket tarafından ödemeleri yapılan tahribatsız muayene testleri ve kaynakçı sertifika bedellerinden kesintiler yapıldığını, kesintilere ilişkin tüm bilgi, belge ve dokümanların davacı şirkete bildirildiğini, yapılan kesintiler neticesinde, davacı şirketin kümülatif imalat ve revizyon tutarları toplamının 998.519,03 TL+KDV olarak belirlendiğini, müvekkili tarafından re’sen tanzim edilen 16- nolu kesin hakediş ile yapılan kesintiler toplamının 250.965,82 TL olduğunu, kesintilerin davacının cari hesabından ve nakit teminatlarına mahsup edildikten sonra davacının müvekkiline 170.420,02 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, 20/03/2013 tarih ve “16-kesin” nolu kesin hak edişin davacı şirkete Ankara … Noterliği’nin 20/03/2013 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile bildirildiğini, davacı tarafından Kadıköy … Noterliği’nin 03/04/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek “geçici kabulün yapılması talebi yinelenmesinin” ihtar edildiğini, davacı şirketin yineleme talebi üzerine müvekkili şirket tarafından davacı şirkete gönderilen 12/04/2013 günlü yazı ile “geçici kabul komisyonunda davacı şirketi temsilen bir üyeye ait yetki belgesinin 19/04/2013 tarihine kadar, kesin hesap hak edişi için gerekli metraj ve dokümanların 22/04/2013 tarihine kadar gönderilmesinin” talep edildiğini, buna rağmen verilen sürelere de riayet edilmediğini, müvekkilince anılan yazıya istinaden davacıya eksiklikleri tamamlaması için 19/04/2013 ve 22/04/2013 tarihine kadar süre verilmişse de, davacı tarafından talep edilen eksikliklerin 17/05/2013 tarihine kadar ikmal edilebildiğini, davacı şirket tarafından 17/05/2013 tarihinde müvekkili şirkete gönderilen kesin hesap hak edişi için gerekli metraj ve dokümanların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından yapılan miktar ve tutar incelemelerinde ve miktar ve tutar ölçeklerinde davacı şirket tarafından imal edilmediğinin belirlendiğini, gönderilen metraj ve dokümanlarda HABOM Projesi kapsamında müvekkiline hizmet veren diğer alt yüklenicilerin yaptığı iş ve imalat miktarlarına yer verildiğini, davacı yanca imalatı yapılmamış miktarların hesaba konu edildiğini, davacı tarafından müvekkiline gönderilen metraj ve dokümanlarda matematiksel işlem hataları tespit edildiğini, müvekkili tarafından yapılan değerlendirme ve tespitlerin Ankara … Noterliği,’nin 23/05/2013 gün ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete ihtar edildiğini, müvekkili tarafından re’sen düzenlenen 20/03/2013 tarih ve 1T6ö-kesin hak ediş numaralı kesin hak edişin geçerli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/187 Esas sayılı dosyasında davacı yüklenici … San. ve Tic. A.Ş. vekili, taraflar arasında Sabiha Gökçen Havalimanı Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi inşaat yapım işi projesi kapsamında yapısal çelik imalat ve montajı işinin yapımını konu alan 10/08/2010 tarihli sözleşme akdedildiğini, müvekkili tarafından sözleşme eki uygulama projeleri, ilgili teknik şartnameleri ve ilgili kesim planları doğrultusunda tüketilmesi ön şartı ile davalı şirkete inşaat malzemeleri teslim edildiğini, davalı şirketin edimini gerektiği gibi ifa etmediğini ve ihtiyacından fazla teslim aldığı malzemelerin de iadesini gerçekleştirmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşme kapsamında mevcut olduğu iddia edilen 136.245,71 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece dosyanın istinafa konu eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Bank’a ait 01/09/2010 tarih ve 9068-TM-47 referans nolu 250.000,00 TL bedeli kesin teminat mektubunun haksız yere nakde çevrilmesi sebebiyle teminat mektubu bedeli olan 250.000,00 TL’ nin nakde çevrilme tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece 21/06/2021 tarih, 2021/398 Karar sayılı karar ile dosyanın istinafa konu eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece 20/05/2021 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak; yüklenici … Şirketi’nin alt yüklenici … Şirketi’nden; 15 nolu hakkediş sonucu meydana gelen ve taraflar arasında ihtilafsız olan 147.166,10 TL, 8 nolu hakedişten kaynaklanan 11.203,55 TL, kaynakçı sertifika bedeli olarak 2.354,10 TL, hurda bedeli olarak 14.605,43 TL ile kesinti miktarı olarak11.397,14 TL olmak üzere toplam 186.726,32 TL alacaklı olduğu, alt yüklenici şirketin ise yüklenici şirketten; 16 nolu kesin hakediş alacağı olarak 109.542,59 TL, %5 teminat kesintisi alacağı olarak 45.484,02 TL, imalat atölyesi bedeli olarak 89.785,30 TL, NDT-tahribatsız test ve muayene bedeli olarak 4.522,20 TL ve haksız yere nakte çevrilmesinden dolayı 218.576,00 TL teminat mektubu alacağı olmak üzere toplam 467.910,11 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki borç/alacak miktarının birbiri ile mahsubu neticesinde 467.910,11 TL- 186.726,32-TL = 281.183,79 TL alt yüklenici şirketin yüklenici şirketten alacaklı olduğu, asıl dava davacısı alt yüklenici şirketin davalı yüklenici şirketten cari hesap alacak/borç mahsubu yapıldıktan sonra 281.183,79 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak yapılan tespitte asıl ve birleşen 2017/187 Esas sayılı davaya konu olmayan 250.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubundan davalı yüklenici şirket tarafından haksız olarak nakte çevrilen 218.576,00 TL’nin dahil edildiği, bu tutarın asıl ve birleşen davada talep konusu olmaması sebebiyle anılan teminat mektubu bedelinin çıkarılması sonucunda asıl davada davacı alt yüklenici şirketin davalı yüklenici şirketten 62.607,79 TL alacaklı olduğu, bu doğrultuda asıl davada davacının fazlaya ilişkin talebinin yerinde olmadığı, tarafların aksi yöndeki talep ve itirazlarının dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere, 20/05/2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlere uygun olmadığından itibar edilmediği, birleşen 2017/187 Esas sayılı davada, asıl davada alacak/borç mahsubu yapıldıktan sonra birleşen dosya davacısı davalı yüklenici şirketinden bakiye herhangi bir alacağının olmadığı, Birleşen 2021/233 Esas sayılı davada, dosya kapsamında alınan 20/05/2021 tarihli bilirkişi kurul raporu dikkate alındığında birleşen dosya davacısı alt yüklenici şirketin taraflar arasındaki Sabiha Gökçen Havalimanı Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi (HABOM) İnşaat Yapım İşi Sözleşmesi sebebiyle alacaklı olduğu, davalı yüklenici şirket tarafından dava konusu 250.000,00 TL’lik teminat mektubunun 218.576,00 TL’lik kısmının sözleşmeye aykırı olarak haksız bir şekilde nakte çevrildiği, davacı alt yüklenici şirketin haksız yere nakte çevrilen teminat mektubu bedelini talep etmesinin yerinde olduğu, bilirkişi raporu ile yapılan tespit dikkate alındığında 250.000,00 TL’lik teminat mektubunun yalnız 218.576,00 TL’lik kısmının nakte çevrilmesi nedeniyle davacı alt yüklenici şirketin fazlaya ilişkin talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulüne, 62.607,79 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … İnş. San. ve Tic A.Ş.’den alınarak davacı … Enerji Çevre Mühendislik İnşaat Montaj San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, Birleşen 2017/187 Esas sayılı dava yönünden; davanın reddine, Birleşen 2021/233 Esas sayılı dava yönünden; davanın kısmen kabulüne, 218.576,00 TL’nin 11.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … İnş. San. ve Tic. A.Ş.’den alınarak davacı … Enerji Çevre Mühendislik İnşaat Montaj San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Asıl davada davalı – birleşen davada davacı yüklenici … Sanayi ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesiyle, davacı/karşı davalı yanca müvekkili şirketten 861.042,46 kg ham çeliğin teslim alındığının kabul edilmesi ve buna bir itirazda bulunulmaması ve o ana kadar düzenlenen tüm raporlar ile hükme esas alınan ek raporun kök raporunda da 861.042,46 kg ham çeliğin davacı/karşı davalı yanca teslim alındığı kabul edilerek hesaplamalar yapılmasına karşın, hükme esas alınan ek raporda, davacı/karşı davalı yanın beyan ettiği %17 zayiat fire oranı dikkate alındığında, davacı/karşı davalı yanın müvekkili şirketten bir alacağının çıkmaması üzerine, bilirkişi heyetinin müvekkili şirketin davacı/karşı davalı yana 861.042,46 kg ham çelik teslim ettiğine ilişkin sevk irsaliyelerini dosyaya sunamadığı iddiasından hareketle farklı bir hesaplama yöntemine girmesinin hatalı olduğunu, birleşen davada müvekkili şirketin alacak talebi olan 108.791,63 TL boya tutarının kendisine ödenmesi talebinin ise, bilirkişi heyetince hem bilirkişi kök raporu”nda hem de 10/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda uygun görülmediğini, müvekkili şirketin, birleşen davasına dayanak 10/03/2017 tarihli dava dilekçesinde belirtilen ve taraflar arasındaki muvazaayı oluşturan 12 başlıktaki alacak ve borç beyanlarından, ilk 10 başlık altında sergilediği alacak ve borç tutarının, bilirkişi heyetince doğru ve ispatlı olarak, tarafların alacak ve borç tutarlarının belirlenmesinde kullanıldığını, çelik balansına ilişkin hesaplamalarda ise, yine müvekkili şirketin iddia ve beyanlarının, ” … Ltd. Şti. nin, asıl dava kapsamındaki dava dilekçesinde beyan ettiği ve kendi hesaplamaları ile ortaya koyduğu %17 ölçeğindeki çelik zayiat (fire) oranı beyanı ikrarına dayanılarak”, bilirkişilerce sergilenen analiz ve hesaplamalar sonucunda tüme varım yöntemi ile yine geçerli ve doğru olduğunun ortaya konulduğunu, kalan son başlık olan boya balansına ilişkin hesaplamalarda ise, müvekkili şirketin talebinin, bilirkişi heyetince “tarafların iddialarını ispata yarar ve tarafların kabulünde olan belge ve hesaplamalar tarafımıza ve dosya kapsamına sunulamadığı” beyanı ile uygun görülmediğini, mahkemece, hükme esas alınan rapora karşı beyan ve itirazlarına ilişkin 25/05/2022 tarihli dilekçelerinde, mahkemenin yapısal çelik malzemesi balans hesabı yönünden bilirkişi raporunda mahkemenin takdirine bırakılan hususun müvekkili şirket lehine kullanılması ile boya malzemesi balans hesabı yönünden yapılan tespite ilişkin itirazları doğrultusunda itirazları karşılar mahiyette düzenlenmesini istedikleri ek rapor taleplerinin reddedilerek, eksik ve yetersiz incelemeye dayanan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırılık taşıdığını, yine mahkeme kararının gerekçesinde, düzenlenen 15 nolu hakkedişin taraflar arasında ihtilafsız olduğu belirtilmekte ise de bu hakkedişin taraflar arasında kesin hakkediş olmadığından yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince tarafları bağlamasının mümkün olmadığını, dolayısıyla, müvekkili şirketin kesin teminat mektubunu nakde çevirmesinde haklı olduğunun ortaya çıkacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 10/08/2010 tarihli sözleşme imzalanmış olup, bu sözleşme ile asıl davada davacı şirket alt yüklenici sıfatıyla, davalının yüklenici sıfatıyla yapımını yüklendiği … A.Ş. tarafından ihale edilen Sabiha Gökçen Havalimanı Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi inşaat yapım işi kapsamında yapısal çelik projeleri, proje onaylarını, malzeme, işçilik işleri kapsamında bulunan ve tarafından belirlenecek miktarda yapısal çelik imalat işinin yapılması işini üstlenmiş, işin devamı esnasında taraflarca iki adet zeyilname düzenlenerek imzalanmıştır. Bu zeyitnameler ile sözleşme kapsamında üstlenilen işlere bir takım ekler ve düzenlemeler yapılmıştır. Asıl davada davacı alt yüklenici şirket, işi fiilen tamamlayarak Mart 2012 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanı içinde bulunan şantiyeyi terk ettiğini, bu tarihe kadar sözleşmeye uygun olarak tanzim edilen 15 adet hakedişin davalı şirket tarafından uygun bulunarak ödemesinin yapıldığını, son yani kesin hak ediş olan 16. hakedişin 20/02/2012 tarihinde tanzim olunarak davalı yana teslim edildiğini, ancak gerekçe olmaksızın son hakedişin onaylanmadığını belirterek 50.000,00 TL nakit teminat ve şantiyede davalıya bırakılan 125.000,00 TL değerindeki atölye bedeli ile son hakedişten kaynaklı 123.822,46 TL’nin cari hesaptan dolayı oluşan 147.166,00 TL borçtan mahsup edilmesi ile şimdilik 152.484,560 TL alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı yüklenici şirket ise, taraflarınca re’sen düzenlenen 20/03/2013 tarih ve 16 nolu kesin hak ediş numaralı kesin hak edişin geçerli olduğunu, davacı tarafından kullanılan malzeme bedelleri, temin edilen boyalara ilişkin sözleşme değerleri üzerinde boya kullanılması nedeniyle boya malzeme bedelinden ve davacı taahhüdünde olan ancak kendileri tarafından ödemeleri yapılan tahribatsız muayene testleri ve kaynakçı sertifika bedellerinden kesintiler yapıldığını, kesintilere ilişkin tüm bilgi, belge ve dokümanların davacı şirkete bildirildiğini, yapılan kesintiler neticesinde, davacı şirketin kümülatif imalat ve revizyon tutarları toplamının 998.519,03 TL+KDV olarak belirlendiğini, re’sen tanzim edilen 16 nolu kesin hakediş ile yapılan kesintiler toplamının 250.965,82 TL olduğunu, kesintilerin davacının cari hesabından ve nakit teminatlarına mahsup edildikten sonra davacının 170.420,02 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen 2017/187 Esas sayılı davada yüklenici şirket davacı sıfatıyla, sözleşme eki uygulama projeleri, ilgili teknik şartnameleri ve ilgili kesim planları doğrultusunda tüketilmesi ön şartı ile davalı şirkete inşaat malzemeleri teslim edildiğini, davalı şirketin edimini gerektiği gibi ifa etmediğini ve ihtiyacından fazla teslim aldığı malzemelerin iadesini de gerçekleştirmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşme kapsamında mevcut olduğu iddia edilen 136.245,71 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Birleşen 2021/233 Esas sayılı davada at yüklenici şirket davacı sıfatıyla, 250.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun haksız yere nakde çevrilmesi sebebiyle teminat mektubu bedeli olan 250.000,00 TL’nin nakde çevrilme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Dosyaya iki tarafça sunulmuş ayrı ayrı 2 adet 16 nolu hakediş bulunmaktadır. 20/02/2012 tarihli 16 nolu hakediş asıl davada davacı yüklenici … Şirketi tarafından tanzim edilmiş olup, bu hakedişte davalı alt yüklenici şirketin imza ve kaşesi bulunmamaktadır.Diğer 20/03/2012 tarihli hakediş asıl davada davalı alt yüklenici … Şirketi tarafından düzenlenmiş olup, belgede davacı yüklenici şirketin imza ve kaşesi bulunmamaktadır. Her iki taraf da kendileri tarafından düzenlenen hakedişin geçerli olduğunu savunmaktadır. Yine dosyaya asıl davada davacı yüklenici tarafından sunulan sevk irsaliyelerinde de davalı alt yüklenici … Şirketi’nin kaşe ve imzası bulunmamaktadır. Bu kapsamda ve istinafa gelenin sıfatına ve istinaf itirazlarına göre yanlar arasındaki uyuşmazlık; asıl davada davacı olan yüklenici şirket tarafından davalı alt yüklenici şirkete teslim edilen çelik malzeme ile boya miktarının tespitinde hangi hakedişin esas alınacağının tespiti ile sevk irsaliyelerinde teslim edildiği kayda geçen çelik ve boya miktarının tarafları bağlayıcı olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Bu durumda çözümlenmesi gereken konu, sevk irsaliyelerinde belirtilen malzemeler tutarının alt yüklenici şirkete teslim edildiğinin ispatlanıp ispatlanmadığı hususudur. Mahkemece hükme esas alınan 21/05/2021 tarihli bilirkişi bilirkişi ek raporunda; asıl davada davalı alt yüklenici … Ltd. Şti.’ nin kendisine sevk edilen çelik ve boya malzemelerine ait sevk irsaliyeleri altında “teslim aldım” imzası olmadığından bu sevk irsaliyesindeki rakamlara değer verilemeyeceği kabul edilerek alt yüklenici şirket tarafından tanzim edilen 16 nolu hakedişte tanımlı miktarlar esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Aynı bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 10/05/2022 tarihli ek raporunda ise, anılan sevk irsaliyeleri altında davalı alt yüklenici şirketin imza ve kaşesi olmamasının sevk irsaliyelerinin geçerliliğini etkileyip etkilemeyeceği yönünden ikili bir ayrım yapılarak ve alt yüklenici şirketin beyan dilekçelerindeki zayiat oranı da gözetilerek bir hesaplama yapılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir ( bkz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2022 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 Karar sayılı kararı). Somut olayda, asıl davada davacı yüklenici, sevk irsaliyelerindeki malzeme tutarlarını davalı alt yükleniciye teslim ettiğini ileri sürdüğünden, bu hususu ispat külfeti davacı taraftadır. Eserin teslim edilip edilmediğinin ispatında taraflar ispatın hangi delillerle yapılacağı hususunda sözleşmeye hüküm koyabilirler ve teslim konusunda bir delil sözleşmesi yapabilirler. Böyle bir delil sözleşmesi yoksa teslim vakıası, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edilebilir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisinde teslime ilişkin bir delil sözleşmesi niteliğinde teslim vakıasının ispatına ilişkin bir hüküm bulunmadığından teslim vakıası her türlü yasal delil ile kanıtlayabilecektir. (bkz. Yargıtay (Kapatılan) 15 HD, 20.03.2017 tarih, 2017/526 Esas, 2017/1199 Karar sayılı kararı) Yapılan incelemede; asıl davada davacı yüklenici vekilince süresi içerisinde verilen cevaba cevap dilekçesinde açıkça “yemin” deliline dayanıldığı tespit edilmiştir. O halde, mahhkemece yapılacak iş; asıl davada davacı yüklenici tarafın açıkca yemin deliline dayanmış olması nedeniyle, davacı yanca davalıya teslim edilen çelik malzeme ve boya miktarının belirlenmesi konusunda dayanılan bu delilin değerlendirilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 225. ve devamı maddelerine uygun şekilde yemin delilinin de toplanması, bu kapsamda davacı tarafından davalı alt yüklenici tarafa yemin teklif edilmesi halinde sevk irsaliyelerinde belirtilen miktar kadar ürün teslim edilip edilmediği konusu açıklığa kavuştuktan sonra, davalı yanın dilekçelerindeki zayiat oranı da gözetilerek asıl davada ve asıl davanın sonucuna bağlı olarak birleşen davalarda sonucuna göre hüküm kurmaktan ibaret iken bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Asıl davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarih, 2013/382 Esas, 2022/615 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Asıl davada davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Asıl davada davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.