Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2795 E. 2022/1823 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2795
KARAR NO: 2022/1823
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2022
NUMARASI: 2021/332 Esas, 2022/1030 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 26/05/2014 tarihli sözleşme ile, 2 adet 20 tonluk çikolata tankı, 2 adet çikolata tankını besleyen sıcak su tankı, 3 adet raflı tepsili çikolata arabasının imalatı ve montajının davalı tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 6. Maddesinde teslim tarihinden 12 ay fatura tarihinden 15 aylık garanti süresi öngörüldüğünü, davalının edimini eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğinden müvekkilinin imalat için makinelere koyduğu ürünlerin kullanılamaz hale geldiğini, bu durumun Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/12 D. İş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespiti ile tespit edildiğini, tespit raporunda çikolata imalatının yapıldığı tanklara ait ürün ısıtma, ürün karıştırma ve ürün pompalama sistemlerinin tamamının elektrikli sistemler olmasına rağmen üretim prosesine ait hiçbir şema, proje, kullanma talimatı, kılavuz veya önemli ikazları içeren hiçbir belge veya bilgi verilmediği gibi elektrik kuvvet ve kumanda, tesisat projelerinin olmadığının tespit edildiğini ve çikolata üretiminde tanklardaki ürünün sıcaklığı ölçülerek rezistansların çalıştırılacağı veya durdurulacağı, böylece sıcaklığın sabit kalmasının sağlanacağını, buna göre her iki tank için de aşırı sıcaklık oluştuğunda sesli alarm verip, devreyi keserek çalışmayı durduran alarm devrelerinin olmadığının, tank içindeki ürünü endirek olarak ısıtmak için, kullanma suyunu üreten su ısıtma potunun sıcaklığı ile kazandaki sıcaklık değerinin mutlaka kazan içindeki ürünün sıcaklığı olması gerektiği, aksi takdirde malın yanacağı ve hasar oluşacağının belirtildiğini, ayrıca keşif sırasında yapılan kontrolde Isıtıcı Grupların devreleri üzerinde Can Güvenliği sağlamak üzere 30 mA’lik Artık Akım Anahtarı (Kaçak Akım Rolesi) kullanılmadığı, sıcak su ısıtma tankı üzerinde Sıvı Seviye Kontrolü yapılmadığı, sıcak su tankının içindeki su seviyesi kontrolünün olmadığı, bu nedenle düşük su seviyesi oluştuğunda ısıtıcıların patlayabileceği ve büyük tehlike yaratabileceği, sıvı seviye rolesi ve su seviyesi düşük alarm ikazı kurulması gerektiği, Dijital termostatın yerinde olmadığı, tank merdiveninin korumalı olmadığı, pompa kablosunun yerden gittiği, kablo uçlarında numara olmadığı, sıralı olarak panoya girişlerinin sağlanmadığı, meydana gelen zararın işçilik hatalarından kaynaklandığı, kural dışı yapılan imalat ve montaj işlerinin Kuvvetli Akım Elektrik İç Tesisat Yönetmeliklerine ve standartlarına aykırı olduğunun tespit edildiğinin belirtildiğini, sözleşme gereği davalı borçlu tarafından imal edilip müvekkiline teslim edilen makinelerin kusurlu imali ve arızası nedeniyle davacının ürünlerinin hasar gördüğünü ve satılamaz hale geldiğini, makinelerin işçilik hatasından kaynaklı arızasından kaynaklı doğmuş, doğacak diğer her türlü zararlar ile yapmak zorunda kalınan masraflar, uğranılan iş kayıpları ve kazanlardan birinin hiç ve diğerinin yarı randımanlı çalışmasından kaynaklı zararların bilirkişiler yolu ile tespitini ve karşı taraftan tazminini talep ettiklerini belirterek, davalı borçlunun Çorlu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, takip miktarı üzerinden %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu tazminat istemine konu olayda üretilen tankın ziyaa uğramasının söz konusu olmadığını, olayın tamamen … A.Ş. firmasının kullanıcı hatasından kaynaklandığını, müvekkili tarafından imal ve monte edilen makinenin uzun süre kullanıldığını, arızanın davacının elektrik sistemindeki yüksek voltaj nedeniyle meydana geldiğini, yokluklarında yapılan tespitin aleyhe delil olarak kullanılamayacağını, kullanılan malzemede korozyon oluşmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından miktarı belli olmayan çikolata zararının istendiğini, bu ürünün bir anda zarara uğraması ve kullanılamaz hale gelmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirterek, davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davanın açıldığı Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (ticaret mahkemesi sıfatıyla) 08/09/2021 tarih ve 2019/21 esas. 2021/271 karar sayılı kararı ile, uyuşmazlık kapsamı itibariyle TTK m.4 uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi dahilinde bulunan dava dosyasına ilişkin yargılamanın, dava tarihinde ve sonraki süreçte mahkeme yetki çevresinde müstakil bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmaması sebebiyle mahkemece Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yürütülmekte iken, HSK tarafından alınan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı karar ile bu yeni mahkemelerden olan Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Tekirdağ ilinin mülki sınırları olarak belirlendiği, akabinde yine HSK’nın 08/07/2021 tarih ve 568 numaralı kararı ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarihinden itibaren faaliyete geçirilmesinin kararlaştırıldığı, Yargıtay 23. HD’nin 06/12/2018 tarih 2018/2293 esas 2018/5694 karar, 08/10/2018 tarih 2016/968 esas 2018/4574 karar ve 16/10/2017 tarih 2016/881 esas 2017/2697 karar sayılı ilamları gibi pek çok kökleşmiş Yargıtay içtihadında da vurgulandığı üzere; bu gibi hallerde yani esasında özel bir mahkemenin görev alanında kalmasına rağmen görüldüğü yerde bu özel mahkemenin kurulmamış olması sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemelerince yargılamaları yürütülen dava dosyalarında yargılama devam ederken görevli özel mahkemenin kurulmuş ve faaliyete geçmiş olması hallerinde, Asliye Hukuk Mahkemesince ilgili dava dosyaları hakkında gönderme kararı verilerek dosyaların yeni kurulan ilgili mahkemeye devredilmesi gerektiğinin belirtildiği gerekçesiyle, dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nın 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin dosyanın gönderildiği mahkemece değerlendirilmesine karar verilmiştir. Dosyanın görevsizlikle gönderildiği Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/07/2022 tarih ve 2021/332 esas, 2022/1030 karar sayılı kararı ile, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bölge adliye mahkemelerinin hukuk daireleri arasındaki görev yönünden uyuşmazlığı gidermek üzere 25/03/2022 tarih ve 2022/509 Esas, 2022/2410 Karar sayılı ilamında, bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi yönünde karar verildiği, söz konusu kararda davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin (asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğunun ifade edilerek içtihat farklılıklarının giderildiği, söz konusu Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin kararı gereği davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin (asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğunun ifade edildiği ve içtihat farklılıkları giderilmiş olduğundan dava tarihi itibariyle devreden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca müracaat edildiğinde dosyanın görevli Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi dahilinde bulunmakta olup, dava tarihinde ve sonraki süreçte Çorlu yargı çevresine müstakil bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmaması sebebiyle Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yürütülmekte iken, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifi konulu 30/06/2021 tarihli yazısı üzerine HSK tarafından alınan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı karar ile bu yeni mahkemelerden olan Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresi Tekirdağ ilinin mülki sınırları olarak belirlendiğini, akabinde yine HSK’nın 08/07/2021 tarih ve 568 numaralı kararı ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarihinden itibaren faaliyete geçirilmesinin kararlaştırıldığını, Yargıtay yerleşik içtihatlarında vurgulandığı üzere; bu gibi hallerde Asliye Hukuk Mahkemesince ilgili dava dosyaları hakkında gönderme kararı verilerek dosyaların yeni kurulan ilgili mahkemeye devredilmesi gerektiğini, bu kapsamda dosya Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmişken yerel mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararının isabetsiz olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresi Tekirdağ ili mülki sınırları olarak belirlenmiştir.Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’nin bölge adliye mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin 21/02/2022 tarih ve 2022/1073 Esas, 2022/2686 Karar sayılı kararında “…. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.” ifadelerine yer verilmiştir.Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022/1574 Esas, 2022/2411 Karar sayılı uyuşmazlığın giderilmesi kararında, yeni uzman mahkemenin kurulmasıyla birlikte işin, başka bir deyişle derdest dava dosyalarının devrine veya görevsizlik kararıyla gönderileceğine ilişkin özel hüküm bulunmaması halinde, dava tarihi itibariyle görevli mahkemelerin elindeki dosyaları göndermeksizin esastan karara bağlaması T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesinin doğal bir sonucu olduğu ifade edilmiştir.Tüm bu hususlar göz önüne alındığında, mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. ve 115. maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2022 tarih ve 2021/332 Esas, 2022/1030 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.