Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2660 E. 2022/2039 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2660
KARAR NO: 2022/2039
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2022
NUMARASI: 2021/473 Esas, 2022/434 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 14/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin bileşim ve saflık konularında teknik test ve analiz faaliyeti ile iştigal etmekte olup, 2011-2014 yıllarında davalı şirkete analiz ve test hizmeti verdiğini, ancak davalının bakiye 24.898,00 TL borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı tarafça yapıldığı ileri sürülen analizlerin yapılıp davalıya gönderildiğine ilişkin bir delil bulunmadığı, yalnızca faturaların bulunduğu, davada talep edilen alacak miktarı dikkate alındığında alacağın kesin delil ile ispatı gerektiği, davacı taraf davalı tarafın ticari defterlerine açıkça delil olarak dayanmamış olduğundan 31/05/2017 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı ile davalıya çıkarılan davetiyenin bir hükmünün olmayacağı, davacı tarafın ise 2011 yılı envanter defterini sunmaması nedeniyle HMK’nın 222. maddesi uyarınca davacı tarafın sunmuş olduğu ticari defterlerin lehine delil kudretine haiz görülmediği, davacının analiz işlemini yapıp yapmadığının kesin bir delil ile ispat edilemediği, davalının kısmi ödemeleri mevcut ise de takibe konu cari hesap için düzenlenen birden fazla faturanın bulunması, bu faturaların yapılan iş kadar ödenmiş olduğu sonucu çıkartılarak talep edilen bedel yönünden işin yapıldığının ispata muhtaç kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Yerel mahkeme kararına karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 07/06/2021 tarih ve 2018/2275 esas, 2021/1116 karar sayılı kararı ile, dava konusu icra dosyasının incelenmesinde davacının davalı hakkında 22/10/2015 tarihinde cari hesaba dayalı olarak 24.898,00 TL asıl alacak ve 2.751,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.649,23 TL üzerinden başlattığı icra takibinin, davalının yasal sürede borca itirazı ile durduğunun anlaşıldığı, davacının analiz ve test hizmeti verdiğine dair fatura dışında bir delil sunmadığı, davalı vergi kayıtları celp edilmiş ise de, faturaların değerinin 5.000,00 TL’nin altında olması nedeniyle davacıya ait kayıt tespit edilemeyeceği, davacının delil olarak “ticari defterler”e dayanmış olmakla, her iki tarafın ticari defterlerine de delil olarak dayandığının kabulü gerektiği, mahkemece davacının 2011-2014 yılları ticari defterleri incelenmiş ise de, icra takibinin 2015 tarihli olduğu dikkate alındığında 2015 yılı defterlerinin de incelenmesi gerektiği, öte yandan 31/05/2017 tarihli duruşma 2 nolu ara kararı ile davalının ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve ihtaratlı ara karar oluşturulmuş ise de, söz konusu duruşma zaptının veya defterlerin sunulması yönündeki ihtarat yazısının davalıya tebliğ edildiğine dair dosyada ve UYAP’ta tebligat parçasına rastlanılmadığı anlaşıldığından, mahkemece davalıya 2011-2015 yıllarına ait tüm ticari defterler ve kayıtları ile dayanağı belgeleri, davacıya da 2015 yılına ait tüm ticari defterler ve kayıtları ile dayanağı belgeleri sunması yönünde usulüne uygun ihtaratlı davetiye tebliği ile ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemece alınan 26/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı … A.Ş isimli firmanın 2011-2012-2013-2014 yılı Ticari Defterlerini yasal süresi içerisinde tasdik ettirmiş olduğu, açılış ve kapanış işlemlerinin T.T.K ve V.U.K hükümlerine uygun olduğu, dava dosyasında bulunan 39 adet faturanın yevmiye defterine kayıtlı olduğu, davacı … A.Ş’nin davalı … Tic.Ltd.Şti’ne yaptığı hizmetler karşılığında fatura düzenlendiği, bu faturaların yevmiye defterine kayıtlı olduğu, davalı …’nin bazı tarihlerde ödeme yaptığının yevmiye defterine kayıtlı olduğu, eksik ödeme yaptığı için 31.07.2014 tarihi itibariyle 24.898,00 TL borç bakiyesinin kaldığı, davacı … A.Ş’nin 2014 yılı yevmiye defterine göre davalı … isimli firmadan, 31.12.2014 tarihi itibariyle 24.898,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu, icra dosyası, davacının defter kayıtlarına göre, davacı tarafça talep edilen ve icra takibine konu edilen alacağın mevcut bulunduğu, ödendiğinin ispat edilemediği, davacının davasının yerinde olduğu, itirazın haksız alacağın da likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan takip konusu asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında alacak-borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkiline sunulan hizmet karşılığı ödemeler yapıldığını, takibe konu fatura bedelinin de ödendiğini, davacı defterlerinin incelenmediğini, davacı tarafın dava konusu icra takibinde asıl alacağa takipten önce işlemiş faiz hakkı olmadığı halde faiz talep ettiğini, takip öncesi faiz talep edilemeyeceğini, faiz talebi yönünden kısmen ret kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, alacağın likit olmadığını, Gebze İcra Dairesi yetkili olmayıp İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, yetki itirazlarının da değerlendirilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinafın süresinde yapılmadığını beyan etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Gerekçeli kararın davalı vekiline 12/09/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilince istinaf dilekçesinin 01/09/2021 tarihinde sunulduğu, istinaf harçlarının ise 07/09/2021 tarihinde yatırıldığı, buna göre istinaf başvurusunun süresinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, Dairemiz kaldırma kararına uygun olarak yerel mahkemece taraf defterleri üzerinde inceleme yapılması için bilirkişi görevlendirilmiş, davacı tarafın 2015 yılı defterleri incelenmiş, davacının ticari defterlerine göre 31/07/2014 tarihi itibari ile 24.898,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmış olup, davalı tarafa talimat mahkemesince meşruhatlı duruşma zaptı tebliğine rağmen ticari defterlerinin sunulmaması nedeniyle incelenemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı tarafın defterlerinin incelenmesi talebinden vazgeçtiği kabul edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davalın kabulüne karar verilmesi yerinde ise de icra takibinde 2.751,23 TL işlemiş faiz talep edildiği ancak davacının davalıyı temerrüte düşürdüğüne ilişkin ihtar veya belge sunulmadığı anlaşıldığından işlemiş faize hükmedilmemesi gerekirken, işlemiş faiz talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, davalı sözleşme konusu borcu ödediğini ileri sürmesine rağmen ödemeye ilişkin belge sunmamıştır. Dosya kapsamına göre, alacağın likit ve davalı tarafça biliniyor olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerinde olmuştur. Davalı vekili icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de yetkili icra dairesini bildirmemiş olduğundan yetki itirazı geçersizdir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak itirazın 24.898,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının tahsiline, işlemiş faiz talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2022 tarih ve 2021/473 Esas, 2022/434 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun Gebze … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 24.898,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 4-Asıl alacağın % 20’si oranında hesaplanan 4.979,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 5- Davacının işlemiş faiz talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 1.700,78 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 472,00 TL (425,00 TL peşin harç + 47,00 TL tamamlama harcı) harcın mahsubu ile bakiye 1.228,78 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 472,00 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL ilk masraf, 459,50 TL tebligat ve posta gideri, 650,00TL bilirkişi ücreti, 98,10 TL ilk istinafa başvurma harcı olmak üzere toplam 1.236,80 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.113,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.751,23 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 105,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 326,2‬0 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere14/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.