Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2621 E. 2022/1787 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2621
KARAR NO: 2022/1787
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2022
NUMARASI: 2020/719 Esas, 2022/344 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı iş sahibinin talep etmiş olduğu üretime ilişkin olarak 04/03/2020 ve 06/03/2020 tarihlerinde elektronik ortam üzerinden sipariş formlarını müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkili şirket tarafından üretilmesi istenen ürünlere ilişkin numunelerin davalı şirkete ulaştırıldığı ve üretime başlanması ve gerekli çalışmaların yapılması istenmesi ile geçerli bir sözleşme akdedildiğini, üretime başladığı esnada davalı tarafın, istenilen üretimden vazgeçtiklerini, uğranılan zararı karşılayacaklarını belirttiklerini; müvekkilinin salt davalı siparişi için tedarik etmiş olduğu iplik bedelleri olan 16.314,64-Euro ile mahrum kalınan kar kaybı bedeli zararlarına karşılık olarak şimdilik 1.000 Euronun temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak bankalarca Euro mevduatlarına fiilen uygulanan azami faizi oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini; davalının söz konusu iplikleri, müvekkili şirketten veya ipliklerin müvekkili şirket tarafından ardiyeye teslim edilmesi halinde masraflarının, depo, ardiye kirası bedellerinin karşılanarak alabileceğinin davalıya ihtar edilmesini talep ve dava etmiş; 20/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile mahrum kalınan kar kaybı bedeli zararlarına karşılık olarak 7.503,75-Euro’nun temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak bankalarca Euro mevduatlarına fiilen uygulanan azami faizi oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte yapılacak fiili ödeme tarihindeki kur karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı görülmüştür.Mahkemece; davacının davalı ile yaptığı anlaşma kapsamında siparişlerin davalı tarafından iptal edildiğini belirterek, iplik bedellerini ve mahrum kaldığı karı talep ettiği, davacı tarafından davaya konu ürünlerin üretimi için iplik satın alındığı, ancak davalının istenilen üretimden vazgeçmesi nedeniyle davacının üretime devam edemediği, bilirkişi heyetinden bu hususta alınan rapor ile ipliklerin bu sipariş için özel olarak üretildiği ve başka bir siparişte kullanılma imkanının olmadığının anlaşıldığı, dava dosyasında bulunan delillerden davacının dava konusu siparişlerin iptali nedeniyle zararının oluştuğu kanaati ile davanın kabulü ile, 16.134,64 Euro iplik bedelinin, 16/03/2020 temerrüt tarihinden, 7.503,75 Euro mahrum kalınan kar bedelinin, 1.000 Euro’sunun 16/03/2020 temerrüt tarihinden, 6.503,75 Euro’sunun 20/04/2022 ıslah tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca Euro cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; dava konusu ipliklerin davalı tarafından davacı şirketten veya ipliklerin davacı tarafından ardiyeye teslim edilmesi halinde ardiyeden, masraflarının, depo ve ardiye kirasının karşılanarak alınmasına karar verilmiştir. Mahkemece 17/06/2022 tavzih kararı ile; gerekçeli kararının 1 nolu bendinin, “davanın kabulü ile, 16.314,64 Euro iplik bedelinin, 16/03/2020 temerrüt tarihinden, 7.503,75 Euro mahrum kalınan kar bedelinin, 1.000 Euro’sunun 16/03/2020 temerrüt tarihinden, 6.503,75 Euro’sunun 20/04/2022 ıslah tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca Euro cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkeme tarafından hükmedilmesi gereken karşı vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını; davaya konu alacak miktarının karar tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının 23.818,39-Euro x 16.7979-TL = 400.098,93-TL olup, hükmedilecek karşı vekalet ücretinin bu rakam üzerinden hesaplanması gerektiğini; emsal Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26.09.2019 tarih, 2019/6569 Esas, 2019/16794 Karar sayılı ilamında bu hususun belirlendiğini belirterek; kararın yalnızca vekalet ücretine dair verilen hükmünün kaldırılarak müvekkili lehine belirtmiş olduğu şekilde avukatlık vekalet ücretine hükmedilmesine ve kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici tarafından, davalı iş sahibi aleyhine açılan davada; sözleşmenin feshi nedeniyle oluşan zarara ilişkin dava açılmış; mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı tarafça avukatlık ücreti yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur. Dairemizin kararları ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 01.04.2021 tarih, 2020/2590 Esas, 2021/1342 Karar) yabancı para birimi üzerinden hükmedilen yabancı para alacağı, dava tarihindeki T.C. Merkez Bankası tarafından ilan edilen efektif satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek bu miktar üzerinden dava harcı ve vekalet ücreti hesaplaması yapılmalıdır. Mahkemece hükmedilen Euro cinsinden para alacağının, davanın açıldığı 23/12/2020 tarihindeki efektif satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek bu miktar üzerinden dava harcı alınmak suretiyle, vekalet ücretinin de bu miktar üzerinden hesaplama yapılması isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2022 tarih ve 2020/719 Esas, 2022/344 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.