Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2578 E. 2022/1576 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2578
KARAR NO: 2022/1576
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/05/2022
NUMARASI: 2022/393 Esas, 2022/462 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BİRLEŞEN ÇORLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2021/119 ESAS, 2021/111 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı … Tic. A.Ş. vekili, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin 06/01/2016 tarihli sözleşme ile başladığını, sonraki süreçte ticari ilişkinin devam ettiğini ve tarafların birbirleri ile olan mal alım satımının karşılıklı olarak tarafların tuttukları cari hesaplara göre takip edildiğini, davcının davalı tarafın ihtiyaç duyduğu cam ürünleri ile camın kullanımına ilişkin mamülleri içeren satışlar yaptığını, davalı tarafın malları hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın ve sonrasında da hiçbir ayıp ihbarında bulunmaksızın teslim aldığını ve inşaatlarda kullandığını, aradan bir sene geçtikten sonra ödeme yapılmasını beklerken davalının toplam 42.126,00 TL bedelli, 10/12/2018 düzenleme tarihli, … sıra numaralı iade faturası ile 45.279,43 TL bedelli, 10/12/2018 düzenleme tarihli 22090 seri numaralı fiyat farkı faturalarını kestiğini, faturaların kötü niyetli düzenlenmesi nedeniyle davalı tarafa aynen iade edildiğini, tüm taleplere rağmen ödeme yapılmaması üzerine Çorlu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, takibin davalının itiraz etmesi üzerine durduğunu, davalının itirazının iptali ile icra takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Limited Şirketi vekili, Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/157 esas sayılı dava dosyasında davalı vekili, davacı tarafın davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının davacı tarafa ticari ilişkiye dayalı borcu olmadığını, davacının kendi üzerine düşen ifa edimini gereği gibi yerine getirmediğini, kötü niyetle hareket ettiğini, davacı şirketi zor durumda bıraktığını, davacının sözleşme gereği yükümlülük altına girdiğini, cam teslimi borcunu usulüne aykırı ve ayıplı şekilde gerçekleştirdiğini, gönderilen camlarda sararma ve terlemenin mevcut olduğunu, bununla birlikte bir kısım camların da davacı tarafından kırık olarak gönderildiğini, akabinde yenileri gönderilirken bunların da misli ile değişim yerine yeni satışmış gibi kötü niyetli olarak fatura edildiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, alacağın likit olmadığını, likit olmayan alacak miktarı için %20 icra inkar tazminatı talep edilmesinin de ayrı bir kötüniyet göstergesi olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/119 esas sayılı dava dosyasında davacı … Ticaret Limited Şirketi vekili, taraflar arasında cam alım-satımına dair ticari ilişki olduğunu, davalı şirketin ihtiyaç duyduğu cam ürünleriyle camın kullanımına ilişkin mamüllerin davalı tarafça ifa edildiğini, bedellerinin çek ile ya da bankadan gönderilen havale ile ödendiğini, davalı tarafça 03.06.2016 ve 27.09.2016 tarihleri arasında muhtelif zamanlarda gönderilen camların bir kısmının teslim anında bir kısmının ise teslim sonrasında fireli ve kırık olduğunun anlaşıldığını, teslim anında tespit edilen ayıpların kırık ibaresi ile sevk irsaliyelerine geçildiğini, davalı tarafça gönderilen küpeşte camlarda sararma, çatlama, paslanma ve terlemenin gerçekleştiğini, kat malikleri ve tüketicilerden ihbar ve şikayetler aldığını, teslim anında kırık olduğu tespit edilen camların davalı tarafa bildirildiğini, bunun üzerine davalı tarafça akabinde bazı parçaların yenileri gönderilirken bunlarda da misli ile değişim yerine yeni satılmış gibi kötü niyetli olarak fatura edildiğini, davalı firmanın ayıplar karşılığında toplam 42.126,00 TL bedelli, 10/12/2018 düzenleme tarihli, … serisi, … sıra numaralı iade faturası ile 45.279,43 TL bedelli, 10/12/2018 düzenleme tarihli, … serisi, … sıra numaralı “fiyat farkı” faturalarını kestiğini, ancak bu faturaların tamamen kötü niyetli olarak kendilerine iade edildiğini, Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/157 esas numaralı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, bu dosyanın halen derdest olduğunu, davalı tarafın kendi üzerine düşen ifa edimini yerine getirmediğini, kötü niyetli olarak hareket ettiğini ve davalıyı zor duruma düşürdüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilen davaların 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olduğu, gönderildiği tarihe bakıldığında mahkemece henüz yargılanmaya başlanmadığı, bu nedenle mahkemenin dosyayı görmekle görevli olmadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. ve 115. maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Davalı-birleşen davacı vekili istinafında, yerel mahkemede yapılan yargılama neticesinde mahkemece görevsizlik kararı verildiğini, ancak verilen kararın usul yasaya aykırı olduğunu, görev kuralları, kamu düzeninden olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğunu, yine HMK’nın 115/1 hükmüne göre taraflar, yargılamanın her aşamasında mahkemenin görevsiz olduğunu ileri sürebileceği gibi mahkemece de görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiğini, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin, Hakimler Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli, 608 numaralı kararı ile, 01/09/2021 tarihinde faaliyete geçtiğini, mezkûr kararda, derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmamakta ise de göreve ilişkin hususlar kamu düzeninden olduğundan Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, kabule göre de her iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı ortaya çıktığından dosyanın İstinaf Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesi gerekirken Çorlu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde gönderilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı-birleşen davada davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde, Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı üzerine dava dosyasının Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmişse de bu mahkeme de görevsizlik kararı vererek Görevli mahkemenin Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu yönünde karar verildiğini, huzurdaki davada her iki mahkemenin de görevsizlik kararı vermesi sebebiyle görev uyuşmazlığı ortaya çıktığından bu durumun resen gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hangi mahkemenin görevli olduğunun tespitinin yapılması gerektiğini belirterek, Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ve Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin verdiği görevsizlik kararları sebebiyle dava dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesini, yargı yerinin ve görevli mahkemenin belirlenmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, yargılama sırasında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği gerekçesiyle dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın açıldığı tarihte görevli olan Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin dosyayı yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredemeyeceği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Asıl davada dava Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/157 esas sayılı dosyası ile 30.12.2019 tarihinde, birleşen Çorlu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/119 esas sayılı dosyasında dava ise 26.03.2021 tarihinde açılmıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresi Tekirdağ ili mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Yargıtay 5.HD’nin bölge adliye mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin 21/02/2022 tarih ve 2022/1073 Esas, 2022/2686 Karar sayılı kararında “…. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.” ifadelerine yer verilmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. Yargıtay 11. HD’nin 2022/1574 Esas, 2022/2411 Karar sayılı uyuşmazlığın giderilmesi kararında, yeni uzman mahkemenin kurulmasıyla birlikte işin, başka bir deyişle derdest dava dosyalarının devrine veya görevsizlik kararıyla gönderileceğine ilişkin özel hüküm bulunmaması halinde, dava tarihi itibariyle görevli mahkemelerin elindeki dosyaları göndermeksizin esastan karara bağlaması T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesinin doğal bir sonucu olduğu ifade edilmiştir. Tüm dosya kapsamı itibariyle mahkeme tarafından verilen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. ve 115. maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine, görevli Mahkemenin Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi kararı doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/05/2022 tarih ve 2022/393 Esas, 2022/462 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı tarafından İstinaf harçları peşin yatırıldığından harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafından İstinaf harçları peşin yatırıldığından harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 04/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.