Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2551 E. 2023/496 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2551
KARAR NO: 2023/496
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2022
NUMARASI: 2019/641 Esas, 2022/87 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında; İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mah., … Ada, … Parseldeki Duvar İşlerinin Yapılması Sözleşmesi ile İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mah., … Ada, … Parseldeki duvar işlerinin yapılması sözleşmesinin akdedildiğini, müvekkili yüklenici firmanın bu sözleşmelerden kaynaklı tüm edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, kesin hakedişlerin yapıldığını, yapılan iş karşılığı bedelin faturalandırılarak tarafların ticari defter ve kayıtlarına işlendiğini, davalı taraftan (işlemiş faiz ve icra masrafları hariç) 191.134,80 TL alacaklı olduklarını, ayrıca İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mah., … Ada, … Parseldeki Duvar İşlerinin Yapılması sözleşmesi gereğince, sözleşme konusu inşaat konusu işlerin müvekkili firmaca yapılması, bu işler karşılığında iş sahibi davalının sahibi olduğu “Mersin İli, Silifke İlçesi, … Mah., … Bul. … Cad. … Atakent” adresinde kain … Blok, … Kat, Doğu cepheli 3+1 daire 180.000,00 TL bedel mukabilinde müvekkiline verileceğinin kararlaştırıldığını, inşaat işleri hakediş raporlarında bu daire bedelinin kesintilerinin de ayrıca yapıldığını, davalı tarafın sözleşmeden kaynaklı bu cari hesap borcu ve dairenin tapu devri edimlerini yerine getirmediğinden Beyoğlu … Noterliği’nin 27/09/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin çekildiğini, ancak davalı tarafça bugüne kadar cari hesap bakiyesinde görünen (işlemiş faiz ve icra masrafları hariç) 191.134,80 TL borcun müvekkiline ödenmediği gibi, sözleşme konusu dairenin tapusunun da müvekkiline devredilmediğini, davalı tarafın kötü niyetli olarak müvekkili firmaya cari hesapta görünen bakiye borcunu ödemediğini, bu sebeple İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve dvalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 02/01/2017 tarihli İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mah., … Ada, … Parseldeki duvar örme, hatıl ve lento işlerinin yapılmasına ilişkin yüklenici sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen sözleşme kapsamında davacı şirketin müvekkili şirkete ait işin duvar örme, hatıl ve lento işlerini yapıp, götürü usulde anahtar teslim şeklinde müvekkili şirkete teslim etme yükümlülüğü altına girdiğini, bu bağlamda edimlerin ifası için gerekli işçilerin temini, emir ve talimatlar, ücretlerinin ödenmesi, malzemelerin temininin davacı şirket tarafından gerçekleştirildiğini, ancak davacının sözleşmesel yükümlülüklerini hukuki ayıptan ari olarak yerine getirmediğini, takip tarihi itibariyle müvekkili şirket nezdinde davacının muaccel bir alacağının bulunmadığını, icra takibi ile ancak vadesi gelmiş ve/veya muaccel bir alacağın talep konusu yapılabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalı hakkında eser sözleşmesi kapasımında düzenlenen faturalara ve cari hesap ilişkisine göre icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde bu davanın açıldığı, davacının icra takibine konu edildiği üzere alacağının bulunduğunun sabit kabul edildiği, zira davalı tarafça yargılamanın başından beri alacağın zımnen kabul edilmesi ile birlikte Van 2.İş Mahkemesinde açılan ve tarafların müşterek ve müteselsil olarak sorumluluğu istenen 2019/547 Esas sayılı dosyasından çıkacak olası tazminat nedeniyle takibe ve davaya direnç gösterdiği ancak eldeki dava ile anılan dava arasında hukuki irtibat bulunmadığı, taraflar arasında dava konusu alacak ve miktarı konusunda hiçbir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın diğer davalardan kaynaklandığı, davalının kendisini olası tazminata karşı korumaya çalışmakla birlikte gerek Van 2. İş Mahkemesi’ndeki uyuşmazlığın, gerekse İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davanın bu uyuşmazlığı çözmeye ve sonuçlandırmaya engel teşkil etmedikleri, taraflanın iradelerinin karşılıklı olarak açıkça davaya konu parayı fazlasıyla tevsik ettiği ve böylece uyuşmazlığın aydın ve açık olduğu, temerrütün icra takibiyle gerçekleştiği, şartları oluşmadığından icra inkar ve kötüniyet tazminatı koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabul;kısmen reddine, 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında 191.134,80 TL asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin işbu asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan % 19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin (510,57 TL-işlemiş faiz) talebin/davanın reddine, davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalının 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davalı borçlu hakkında icra takibi yapılmadan evvel karşı tarafa ihtar çekildiğini ve davalının temerrüde düşürüldüğünü, icra takibinin de ihtarname ile verilen süreden sonra talep edildiğinden faiz talebinin reddinin hatalı olduğunu, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak müvekkilinin likit olan alacağını ödemediğini, müvekkilimin alacaklarınını ödenmesini geciktirmek adına haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, bu sebeple de müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken aksi kanatle reddinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkilinin hakedişlerinden kesilen ve teslim edilmeyen taşınmazdan dolayı davalı aleyhine 180.000,00 TL Barter kesintisi karşılığında İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde tazminat davası açıldığından mükerrer tahsilata yol açmamak adına tespit edilen toplam hakediş bedeli üzerinden 180.000,00 TL barter kesintisinin saklı tutulmasını ve mahkeme kararının düzeltilerek onaması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemece eldeki dava ile Van 2. İş Mahkemesi’nin 2019/547 Esas sayılı dosyası arasında hukuki irtibat olmadığı şeklindeki gerekçesinin hatalı olduğunu, sözleşmenin “Sosyal Güvenlik Hukuku Mevzuatına Uyulmaması Halinde” başlıklı 10.3.2. Maddesinde, yüklenici/davacının İş Hukuku Mevzuatı kapsamında iş yerinde çalıştırdığı işçiler ile ihtilafı halinde iş sahibi müvekkiline yüklenecek her türlü müteselsil sorumluluğun tüm maddi maliyetlerinin iş sahibince, yüklenicinin hak edişinden kesilmesi ve hatta %50 fazlası ile kesilmesi hakkını tanıdığını, davacının bu sözleşme maddesini “dolanmak” gayesi ile eldeki davayı “kötü niyet” ile açtığını, oysaki, davacının ilgili madde gereği müvekkilinden alacaklı değil, müvekkiline borçlu olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde yapılan iş sırasında, davacı şirketin işçisi, dava dışı 3. şahıs …’nin iş yerinde kalp krizi geçirmesi nedeniyle vefat ettiğini, mütevaffanın mirasçılarının müvekkili şirket ve davacı şirket aleyhine ölümlü iş kazası iddiası ile maddi manevi tazminat davası açtığını, mahkemece tazminata hükmedildiğini, müvekkilinin Van 2. İş Mahkemesi kararı ile eldeki dava konusu meblağı çokça aşan şekilde ödeme yapma riski altıda olduğunu, bu nedenle eldeki davada Van 2. İş Mahkemesi’nin 2019/547 Esas, 2022/161 Karar sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafça dosyaya sunulan evrakın ıslak imzaları havi “asıl” evrak olmadığının açık ve net olduğunun görüldüğünü, davacı tarafça evrak aslının dosyaya sunulmadığını, davacı tarafça sunulan “dekont”a ilişkin olarak; öncelikle, davacı tarafça dosyaya ibraz olunan evrakta, davalının imzasının olmadığını, evrakın her halükarda bu sebeple de geçersiz olduğunu, ancak, sonuç olarak davacı tarafça, sunulmuş olan ve “protokol” olarak adlandırılan bir evrakın “mevcudiyeti iddiası” olduğunu, bahsi geçen dekonttaki davacı uhdesine geçen meblağın, her halükarda davacının sebepsiz zenginleştiği meblağa eklenmesi gereken bir meblağ olduğunu, davacının sözleşmesel yükümlülüklerini hukuki ayıptan ari olarak yerine getirmediğini, takip tarihi olan 08/10/2019 tarihi itibariyle davacıdan kaynaklanan sebeplerle müvekkili şirkete yöneltilmiş 10/09/2019 tarihli tazminat davası bulunduğu gibi ayıplı ve eksik imalatlardan dolayı davacının sorumluluğunun da bulunduğunu, bu nedenle icra takibi tarihi itibariyle davacının müvekkili şirketten istenebilir bir alacağı olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında davalının İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mah., … Ada, … Parselinde duvar örme, hatıl ve lento işlerinin davacı yüklenici yanca yapılması konulu sözleşme akdedilmiştir. Sözleşmenin “Ödemeler” başlıklı 4.2. Maddesinde, iş bedeli olarak davacı yükleniciye davalı iş sahibine ait “Mersin İli, Silifke İlçesi, … Mah., … Bul. … Cad. … Atakent ” adresindeki binadaki … Blok, … Kat, Doğu cepheli 3+1 dairenin 180.000,00 TL bedel mukabilinde davacıya verileceği, tapu devrinin kesin hakedişler yapıldıktan sonra yapılacağı kabul ve taahhüt edilmiş, 6 nolu bentte “…Ödemeler; imalat sonrası yüklenicinin düzenleyeceği aylık hakediş işveren tarafından onaylandıktan ve ilgili kesintiler yapıldıktan sonra ödenecek tutarı 15 gün içinde 60-90 günlük vadeli çek ile yükleniciye ödeyecektir.” şeklinde kararlaştırılmıştır. Tarafların istinaf itirazları kapsamında yanlar arasındaki uyuşmazlık; aynı sözleşme gereğince barter usulü davacıya verilmesi kararlaştırılan daire bedelinin tahsili için davacı yanca davalı hakkında açılan İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2019/762 Esas sayılı dava ile eldeki dava arasında derdestlik bulunup bulunmadığı ve Van 2.İş Mahkemesi’nin 2019/547 Esas sayılı dava dosyasından verilen kararın bu dava yönünden bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Bu kapsamda Dairemizde istinaf incelemesi için bekleyen İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2019/762 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; mahkemece 08/11/2022 tarih, 2022/706 Karar sayılı karar ile, eldeki dava ile anılan davanın konusunun ve taraflarının aynı olduğu gerekçesiyle 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-ı ve 115. maddeleri uyarınca derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucu 18/04/2023 tarih, 2023/498 Esas, 2023/497 Karar sayılı karar ile, eldeki İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/641 Esas sayılı dosyasına davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, sözleşmenin “Ödemeler” başlıklı 4.2. maddesine dayanarak 191.134,80 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığı, davalı yanın itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davacı yanca itirazın iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı, dava dilekçesinde, davacı yüklenici yanca bartera konu taşınmaz bedeline ilişkin dava haklarının saklı tutulduğunun tespit edildiği, derdestlik nedeniyle reddedilen İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/762 Esas sayılı dosyasına ait dava dilekçesinde ise, davacı vekilince taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince müvekkilinin davalıdan cari hesap alacağı olarak işlemiş faiz ve icra masrafları hariç 191.134,80 TL para borcu bulunduğu, ayrıca sözleşmede müvekkiline gayrimenkul satış vaadinde bulunulduğu, davalı tarafça ne cari hesap borcunun ne de sözleşmede müvekkiline satışı kararlaştırılan ve 21/03/2019 tarihli kesin hakediş-9 nolu ve son hakediş raporunda daire bedeli barter kesintisi olarak müvekkilinin hakedişlerinden davalı tarafça 180.000,00 TL kesintisi yapılan dairenin müvekkili adına tapuda tescil ettirilmediğini ileri sürerek barter teminatının iadesinini talep edildiği, her iki davanın tarafları ve dayanak sözleşme aynı olmakla birlikte davaların konusunun farklılık gösterdiği, bu itibarla mahkemece iki davanın konusunun aynı olduğu gerekçesiyle davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ancak anılan davanın konusu ile eldeki davanın konusu farklı olsa da, taraflarının ve dayanak sözleşmenin aynı olup, iki dava arasında bağlantı bulunduğu, bir dosyadan verilecek kararın diğer dosyayı da etkileyeceğinin açık olduğu gözetilerek HMK’nın 166. maddesi uyarınca davaların birleştirilmesinin ve her iki dosyanın birlikte görülmesi gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı kaldırılmıştır.Dairemizin yukarıda açıklanan 18/04/2023 tarih, 2023/498 Esas, 2023/497 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/762 Esas sayılı dosyasından verilecek kararın eldeki davanın sonucunu etkileyeceği açıktır.O halde yapılan bu açıklamalar ışığında, mahkemece bu dava ile İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/762 Esas sayılı dava arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu ve bir dosyadan verilecek kararın diğer dosyayı da etkileyeceğinin açık olduğu gözetilerek HMK’nın 166. maddesi uyarınca davaların birleştirilmesinin ve her iki dosyanın birlikte görülmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olmuştur.Yine mahkemece davacının taraflar arasında imzalanan ve ihtilaf konusu olmayan sözleşme kapsamında çalıştırdığı işçisi dava dışı …nin iş yerinde kalp krizi geçirerek 28/03/2018 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçıları tarafından davalı iş sahibi aleyhinde Van 2.İş Mahkemesi’nde açılan ve istinaf incelemesinde sıra bekleyen 2019/547 Esas sayılı maddi ve manevi tazminat davasından verilen 16/02/2022 tarih ve 2022/161 Karar sayılı kararın kesinleşmesi halinde sözleşme maddeleri uyarınca hükmedilen tutarın davacının hakedişinden kesilmesi gerekeceğinden anılan dosyanın bu dosya için bekletici mesele yapılması gerekirken bu hususun da gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2022 tarih, 2019/641 Esas, 2022/87 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatırana İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.