Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2518 E. 2022/1771 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2518
KARAR NO: 2022/1771
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/07/2022
NUMARASI: 2022/72 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile “İflas Yolu ile Adi Takip” başlattığını, davalı tarafça takibe dayanak olarak “21.11.2017 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı Betonarme İnşaatı … İnşaat İşleri Yüklenici Sözleşmesi, 04.05.2018 Tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı Mekanik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi, 04.05.2018 Tarihli Sözleşmeye Ait Zeyilname, 29.01.2019 Tarihli … İnşaat Bağcılar Konut Ticaret Merkezi İnşaatının Doğalgaz Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi” gösterilerek 2.937.270,48-TL alacak üzerinden iflas takibi başlattığını, davacının iflas takibine elinde olmayan nedenlerle süresi içerisinde itiraz edemediğini ve iflas takibinin kesinleştiğini, davalı tarafın davacıdan hiçbir alacağı olmadığını, davacıya tebliğ edilen ödeme emrinin “Senet ve Tarihi” bölümünde “2.937.270,48-TL’lik sözleşme alacağı” ifadesinin yer aldığını, iddia edilen bu alacağın kaynağı için belirtilen üç adet sözleşme gösterildiğini ancak takip ile talep edilen meblağın hakediş alacağı mı yoksa bir başka nedene mi dayandığının açıklanmadığını, usulüne uygun bir iflas takibinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin İstanbul … Noterliğinin 10.12.2021 tarihli, … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafı kesin kabule davet edildiğini, kesin kabulden sonra da sözleşmede barter daire olarak kararlaştırılan 5 adet bağımsız bölümün tapu devir işlemlerinin yapılacak olduğunun ihtarname ile bildirildiğini, davalı tarafın bu ihtara olumlu karşılık vermemesi üzerine Bakırköy … Noterliği’nin 30.12.2021 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesiyle tekrar kesin kabule davet edildiğini, davalı tarafın kendisine yapılan ihtarlara rağmen hiçbir bir şekilde kesin kabule yanaşmadığını belirterek, davalı tarafından haksız olarak başlatılan iflas takibinin öncelikle teminatsız bir şekilde durdurulmasını, aksi kanaatte ise İcra İflas Kanunu m.72/3 gereği iflas takibinden sonra açtıkları menfi tespit davasında gecikmeden doğan zararların karşılanmasına, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminatın ihtiyati tedbir yoluyla alacaklıya iflas takibinin durdurulmasına, davacının inşaat alanında faaliyet göstermekte olduğu ve İstanbul ilinde sayısız büyük projeleri yaptıkları ve halen yapmaya devam ettiklerinden icrai işlemler ve yahut iflas davası açılması ve neticesinde iflas kararı verilmesinin davacı şirketin telafi edilemeyecek zararlarla karşı karşıya kalmasına sebep olacağından öncelikle teminatsız şekilde mahkeme aksi kanaatte ise belirlenecek bir teminat karşılığında iş bu dava sonuçlanıncaya kadar iflas davası açılmaması, iflas kararı verilmemesi herhangi bir icrai işlem uygulanmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın takibe itiraz etmemesi nedeniyle depo emri gereği (kabul anlamına gelmemek kaydı ile) borçlu olmadığını iddia ettiği parayı ödemek zorunda kalacak olan davacı/borçlu şirketin istirdat davası açabileceği İİK.nun 175. maddesinde hükme bağlandığından borçlunun açtığı menfi tesbit davasını ikame etmekte hukuki yararı bulunmadığını, taraflar arasında 21.11.2017 tarihli Ticaret Merkezi İnşaatı … İnşaatı … İnşaat İşleri Yüklenici Sözleşmesi, 04.05.2018 tarihli Mekanik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi, ve 29.01.2019 tarihli Ticaret Merkezi İnşaatı Doğalgaz Tesisat İşleri sözleşmelerinin imzalandığını, taraflar arasında akdedilen 04.05.2018 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı Mekanik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi başka bir tip sözleşme aynen kopyalanarak alındığı için sözleşme ana taslağında birim fiyat üzerinden anlaşıldığı belirtilmiş olmasına rağmen tarafların 04.05.2018 tarihli sözleşmeye ait zeyilname düzenlediklerini, zeyilnamenin Genel Hususlar Başlıklı 1. Bölümünün 4. Maddesi ile; “Tüm işler anahtar teslim götürü fiyat olup herhangi bir fark verilmeyecektir.” denilmek suretiyle taraflar arasında Anahtar Teslim Götürü Fiyat usulünün kararlaştırılmış olduğunun anlaşıldığını, mekanik tesisat işlerine ilişkin sözleşme ana taslağında her ne kadar taraflar arasında birim fiyat usulü belirlenmişse de anahtar teslimi götürü bedel üzerinden anlaştıklarını, bu sözleşme için bir zeyilname düzenlendiğini ve bu zeyilnamede işin anahtar teslimi götürü bedel üzerinden yapılacağının açıkça belirtildiğini, davacı tarafın kötü niyetli olarak davasında zeyilnameden hiç bahsetmediğini, davalıya gönderilen maillerde de işin anahtar teslimi götürü bedel olduğunun belirtildiğini, taraflar arasında akdedilen 29.01.2019 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut,Ticaret Merkezi İnşaatı Doğalgaz Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi Doğalgaz tesisat sözleşmesi de yine başka bir tip sözleşme aynen kopyalanarak alındığı için sözleşme ana taslağında birim fiyat üzerinden olmasına rağmen, ihale görüşmelerinden teklif hazırlanmasına ve pazarlık görüşmelerine, hak edişlerin yapılış usulünden iş bitimi borç tasfiye görüşmelerine kadar bütün süreç sözleşme bedelinin anahtar teslimi götürü bedel esasına göre yapılmış olduğunu, ihale sürecine ilişkin mailler incelendiğinde davacı tarafın belirtmiş olduğunun aksine taraflar arasındaki sözleşmelerde sözleşme bedeli hususunda “Anahtar Teslim Götürü Bedel” esasının uygulanması hususunda mutabık kaldıklarını, kaldı ki taraflar arasında sözleşme bedeline ilişkin “anahtar teslim götürü bedel” şeklindeki uygulamaya rağmen aksinin iddia edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, tarafların da sözleşmedeki bedel yönünden “anahtar teslimi götürü bedel” şeklinde hareket ettiklerini, alt yapı ve mobilizasyon işlerine ilişkin akdedilen 21.11.2017 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı … İnşaatı … İnşaat İşleri Yüklenici Sözleşme bedeli birim fiyat esasına göre 55.000,00 TL + KDV olarak, Mekanik tesisat işlerine ilişkin akdedilen 04.05.2018 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı Mekanik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi bedeli 11.250.000,00 TL. + KDV ve ödeme şekli ise; %40’lık kısım için barter (7 adet daire), %40’lık kısım için nakit, %20’lik kısım için 180 gün vadeli çek olarak, Doğalgaz tesisat işlerine ilişkin akdedilen 29.01.2019 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut,Ticaret Merkezi İnşaatı Doğalgaz Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi bedeli ise 1.725.000,00 TL. + KDV olarak belirlendiğini, … Evleri Projesine ilişkin düzenlenecek ihalelerle ilgili teklif toplama işleri davacı … San. ve Tic. A.Ş adına projenin yönetimini … Ltd. Şti. yapmakta olup Welt Proje Yönetimi Ltd. Şti. Bünyesinde çalışmakta olan makine mühendisi Rıza Doğmuş’un projeye ilişkin Mekanik Tesisat, Altyapı ve Mobilizasyon keşif kalemleri ve miktarlarını tüm isteklilere 22.09.2017 tarihli maili ile ilettiğini, mailde keşif verilerinin birim fiyat usulüne göre hazırlandığı artma ve azalma olabileceğini, tekliflerin 25.09.2017 tarihine kadar iletilmesi istendiğini, davalı şirket tarafından 25.09.2017 tarihinde iş bu 22.09.2017 tarihli maile cevaben Altyapı ve Mobilizasyon tekliflerini içeren dosya mail olarak gönderdiğini, Alt Yapı ve Mobilizasyon işleri ile ilgili olarak taraflarca inşaat alanında toplantı yapıldığını, 21.11.2017 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı … İnşaatı … İnşaat İşleri Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme birim fiyat esasına göre ve sözleşme bedeli kesin olmamakla birlikte 55.000,00 TL olmak üzere anlaştıklarını, ancak sözleşmenin imzalanmasından sonra davacı … İnş. San. ve Tic. A.Ş adına projenin yönetimini yapacak olan …i Ltd. Şti. Bünyesinde çalışan … tarafından sözleşme harici işler için imalat talepleri gelmeye başladığını, davalı şirket tarafından sözleşme ile üstlenmiş olduğu bu işlerin yapımı esnasında, sözleşme ile belirlenmemiş olmasına rağmen ilave olarak satış ofisinin imalatı ile ilgili işlerin yapılmasının istendiği ve mekanik taşeron belirleninceye kadarki sürede gerek satış ofisi, gerekse işçi koğuşları, teknik ofis tesisatları, saha mobilizasyon işleri, harfiyat kamyonlarının yıkama rampasının tesisatlarını, güvenliklere çekilen tesisatları, iş güvenlik, kamp amirliği, İski tarafından istenen imalatın hazırlanmasını, hidroforların tesisatları, su depolarının tesisat işleri, kuyu suyu hatlarının yapılması, yemekhane tesisatlarının yapılmasını, su sebillerinin tesisat işlerinin yapılmasını, yalak tesisatlarının yapılmasını, satış ofisi klima bakır borulama, drenaj, havalandırma kanalları, ısıtma radyatör tüm ıslak mekan aksesuarlarına varıncaya kadar alım işlerinin ve daha nicelerinin şantiye şefi ve proje müdürü olarak inşaat mühendisi …, mekanik şef olarak makine mühendisi …’in iş emirleri ve talimatları üzerine yapıldığını, davalı şirket tarafından 13.08.2018 tarihinde …’e ait olan …@….com adresine gönderilen mail ile mobilizasyon ile ilgili hakediş çalışmasının gönderildiğini, alt yapı işleri ile ilgili davacı … İnş. San. ve Tic. A.Ş ve davalı şirket arasında birim fiyat esasına göre yapılan 55.000,00 TL + K.D.V. tutarındaki sözleşmenin 41.466,00 TL + KDV ile faturalandırıldığını, makine mühendisi … tarafından bu sözleşmeye konu olan ilave işlerin tutanakla taraflar arasında yeni yapılan mekanik tesisat sözleşmesine ait hakedişlere ataşmanlar ile ilave edilmesi istendiğini, davalı taafından talep doğrultusunda bu şekilde hakedişler düzenlendiğini, 16.02.2018 tarihinde ise … Evleri Projesine ilişkin davacı şirket çalışanı tekniker … tarafından mekanik tesisat işi ihale dosyası istekliler gönderildiğini, kapalı zarf usulü gerçekleştirilen ihalede; davalı şirket teklif mektubunu iletirken ve de ilettikten sonra ilgili personele keşiflerin yanlış olduğunu ciddi tutarsızlıkların olduğunu, ölçülebilir metrajların miktarlarında çok ciddi hatalar olduğunu dile getirdiğini, davacı … İnşaat tarafından ihalenin kısmi malzemeli yapılması kararı ve proje üzerinde yapılan sadeleştirmelerin ve iptallerin üzerine ihalenin yeniden yapılması için 19.03.2018 tarihinde ihaleye davet mailleri gönderildiğini, taraflarca 04.05.2018 tarihinde mekanik tesisat işlerine ilişkin sözleşme imzalandığını, yine iş bu sözleşmenin başka bir tip sözleşme aynen kopyalanılarak alındığından iş bu sözleşme için bir zeyilname düzenlenlendiğini, sözleşme bedeli olarak 11.250.000,00 TL + KDV, ödeme şekli ise; %40’lık kısım için barter (7 adet daire), %40’lık kısım için nakit, %20’lik kısım için 180 gün vadeli çek olarak belirlendiğini, doğalgaz ihalesinin 1,725.000,00 TL.+ KDV olarak belirlendiğini ve 29.01.2019 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut,Ticaret Merkezi İnşaatı Doğalgaz Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesinin imzalandığını, taraflar arasında mekanik tesisat işlerine ilişkin akdedilen 04.05.2018 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı Mekanik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesinin hakedişler ve ödeme esasları başlıklı 22. Maddesine göre; davalı müvekkili şirket tarafından sözleşmede belirtilen usule uygun olarak pursantajlı olarak yani anahtar teslim götürü bedel usulüne göre; 1,2,3,4,5,6,7,8,9 numaralı hakedişlerin düzenlendiğini ve 9 nolu hakedişin de %100 bitmiş olarak davalı şirket tarafından düzenlenerek verildiğini, davacı şirketin talebi ile avans faturası kesildiğini, davacı şirket tarafından 8 nolu hakedişin davacı şirket tarafından onaylanmadığını, yine 9. Nolu hakkedişin anahtar teslim götürü bedel işinin ilerleme yüzdesi %100 olduğunun bildirildiğini, davacı tarafından hak edişi hiçbir gerekçe sunmadan onaylanmadığını, hakedişinin onaylanmadığını ancak 2020 yılı Mayıs ayı içinde dairelerin son kullanıcıya teslim edilmeye başlandığını, yine doğalgaz tesisat işlerine ilişkin akdedilen 29.01.2019 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı Doğalgaz Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesinin hakedişler ve ödeme esasları 22. Maddesine göre, 1,2,3,4 numaralı hakedişler ve fatura düzenlendiğini, davalı şirket tarafından 20.04.2020 tarihi itibariyle bahsedilen sözleşmeler ile üstlenilen bütün işlerin tamamlandığını, projede müşteri kabulü ile daire teslimine başlandığını, Projeye ilişkin iskan ruhsatı alınıp yapıya yasallık kazandırıldığını, 2020 yılı mayıs ayı içinde dairelerin son kullanıcıya teslim edildiğini, ancak davacı tarafından 04.05.2018 tarihli sözleşmenin 22. Maddesi uyarınca davalı şirkete devrinin üstlenildiği 7 adet barter bağımsız bölümden 5 tanesinin davalı şirkete devredilmediğini, yine taraflar arasında akdedilen 21.11.2017 tarihli … İnşaatı … İnşaat İşleri Yüklenici Sözleşmesi, 04.05.2018 Tarihli Mekanik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi, ve 29.01.2019 Tarihli Doğalgaz Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmelerinden kaynaklanan KDV dâhil 2.937.270,48 TL nakit alacağın davalı tarafa ödenmediğini, 04.05.2018 tarihli … İnşaat Bağcılar Konut, Ticaret Merkezi İnşaatı Mekanik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesinden kaynaklanan 5 adet bağımsız bölüm olarak ödenecek barter dairelere ilişkin alacak hakkının saklı olduğunu, menfi tespit davasına sebep icra takibine konu edilen KDV dâhil 2.937.270,48 TL tutarındaki alacağın davalı şirketin söz konusu sözleşmelerden kaynaklanan nakit alacağına ilişkin olduğunu, davalı şirket tarafından yükümlendikleri işin bitirilip teslim edilmesine ve hakedişlerinin düzenlenmesine rağmen davacı şirket tarafından hiçbir gerekçe sunmadan onaylanmadığını, iş bedellerinin de davalıya ödenmediğini, buna karşılık projenin sona erip, site içerisinde yaşamın fiili olarak başladığını, anahtar teslim götürü bedel olarak davalının yüklendiği işin ilgili mevzuata göre yapılmış sayıldığını, bu tarihin üzerinden neredeyse 2 yıl geçtiğini, dolayısıyla geçici kabul ve kesin kabul işlemlerinin yapılmış sayılması gerektiğini, davacı şirket de anılan sözleşmelerden kaynaklanan KDV dâhil 2.937.270,48 TL tutarında nakit ve sözleşme ile belirlenen 5 adet barter dairenin devri borcu altında olduğunu bildiğinden takibe itiraz etmediğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan ”iflas yolu ile adi takibin” itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, davalı tarafından açılan İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/173 E. Sayılı dosyasını sürüncemede bırakma amaçlı olarak menfi tespit davasının açıldığını, davacının dava açmakta haksız olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan 21.11.2017 tarihli 04.05.2018 tarihli, 29.01.2019 tarihli sözleşmelerin geçici kabulü düzenleyen 28. Maddesi, sözleşmelerde geçici kabul hususunu düzenleyen 26. Maddeleri ile geçici kabul bildiriminde bulunma yükümlülüğünün işverene ait olacağının belirlenmiş olduğunu, bu yükümlülüğün işlerin tamamlanması tarihi itibariyle başlayacağını, işveren tarafından yükleniciye davet yapılması sonrasında yüklenici belirlenen günde hazır olmasa dahi bu hususun kabul işlemine engel olmayacağının belirtildiğini, davalı şirket tarafından 20.04.2020 tarihi itibariyle bahsedilen sözleşmeler ile üstlenilen bütün işlerin sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlandığını, bu tarihten itibaren kabul işlemine mani bir hal olmaması sebebiyle İstanbul Panoroma Evleri projesinin tamamlanıp müşteri kabulü ile daire teslimine başlandığını, iş tamamlandığından işveren tarafından davette bulunma yükümlülüğünün başladığını, geçici kabul için yüklenici şirketin hazır bulunmasının da sözleşme ile şart koşulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde geçici kabul için davette bulunma yükümlülüğü bulunan işveren tarafından bu yükümlülüğe aykırı davranmak suretiyle davalı yüklenici davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının kendi uhdesinde tutulmasının kabul edilemeyeceğini, kimse kendi kusurundan yararlanamayacak olduğundan işveren davacı şirketin de sözleşme ile belirlenen yükümlülüklerine aykırı davranmasına rağmen bundan kendi lehine sonuç çıkarmaya çalışma çabasının afaki olduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılan doğalgaz tesisat işine ilişkin sözleşme gereğince davalı şirketin üstlenmiş olduğu edimlerini ifa ederek işveren konumundaki davacı şirkete teslim etmiş olduğu da İGDAŞ tarafından projeye konu yerde doğalgazın açılması ile sabit hale geldiğini, davalı şirketin sözleşmelerden kaynaklanan alacaklarına hak kazandığının bir diğer ispatın da, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen İstanbul 29. Noterliğinin 10.12.2021 tarihli, 67477 yevmiye numaralı ihtarnamesi içeriği olduğunu, bu ihtarname ile işin son kontrolünün yapılacağını davalı şirket tarafından sözlü kesin kabul davetlerine iştirak edilmediğini, dolayısıyla iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde kesin kabul ve kontrol işlemlerinin yapılması için davalı şirketin davet edildiğinin belirtildiğini, davalı tarafından cevabi Bakırköy 16. Noterliğinin 16145 yevmiye numaralı ve 21.12.2021 tarihli ihtarnamesi ile; “Sözleşmeler gereği üstlenilen tüm edimlerin yaklaşık 2 yıl önce ifa edildiği, Şubat 2020 tarihinde taşınmaların başlandığı, Nisan 2020 tarihi ile yükümlülükleri ile iş tesliminin bittiği, projede neredeyse satılık daire kalmadığı, iki yıla yakın zamandır yaşamın devam ediyor olduğu söz konusu projede yaklaşık iki yıl sonra kesin kabul davetinde bulunmanın kötü niyetli olduğunun” cevaben bildirildiğini, sözleşme hükümlerinin 28. Maddelerine göre; “Geçici kabulün itibar edildiği tarihten itibaren (Kısmi geçici kabul yapılırsa son kısmın geçici kabulünün yapıldığı tarihten) 12 ay sonra geçici kabul işlemlerindeki esas ve şartlara uyularak işin son kontrolü yapılır.” hükümleri uyarınca kesin kabul işleminin geçici kabul tarihinden itibaren 12 ay içinde yapılacağı, kesin kabulün geçici kabul işlemlerindeki usul ve esaslara göre yapılacağı, bu itibarla işverenin geçici kabulün yapılmasından itibaren 12 ay içinde kesin kabul davetinde bulunmakla yükümlü olacağı, işveren tarafından yükleniciye davet yapılması sonrasında yüklenici tarafından belirlenen günde hazır olunması dahi bu hususun kesin kabul işlemine engel olmayacağının anlaşıldığını, buna göre davacı … inşaat tarafından davalı şirket İstanbul … Noterliğinin 10.12.2021 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kesin kabule davet edilmiş olduğundan geçici kabul işleminin en geç ihtimalle bundan 12 ay önce yani 10.12.2020 tarihinde yapılmış olacağını, geçici kabul işleminin gerçekten de davalı şirket tarafından sözleşmeler ile üstlendiği işin teslim edildiği 20.04.2020 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacı şirket tarafından davalı şirkete yönelik açılan İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/120 esas sayılı dosyası ile hakim müdahalesi ile davacı ile davalı şirket arasındaki 04.05.2018 tarihli, 21.11.2017 tarihli, 09.01.2019 tarihli sözleşmelerine konu işler ile ilgili olarak kesin kabul işleminin yapılmasına, akabinde B Blok Daire 20, C Blok Daire 24, C Blok Daire 26, A Blok Daire 28 ve C Blok Daire 28 numaralı bağımsız bölümlerin davalı adına tescilinin talep edildiği davada sunulan dilekçe itibariyle davalı şirket tarafından işlerin yapılarak teslim edildiği hususunda tereddüt bulunmadığını, Yapı Kullanma İzin Belgesinin düzenlenmiş olması karşısında davacı yanın zaten kendi yükümlülüklerine aykırı davranarak kesin kabul işlemini vaktinde gerçekleştirmemesi nedeniyle davalıyı zarara sokması ve bundan kendine yarar sağlaması kabul edilebilir olmadığını, davalının davacı şirketten KDV dâhil 2.937.270,48 TL alacaklı olduğunu, davalı alacaklarını alamaması sebebiyle, davacı şirket aleyhinde sözleşmelerden kaynaklanan barter dairelerinin devri hususundaki alacak hakkı saklı kalmak kaydıyla, nakit ödenmesi gereken alacaklarının tahsilini sağlamak amacıyla, mukayeseli keşif farkından kaynaklanan alacak hariç tutulmak suretiyle, (mukayeseli keşif farkı alacaklarının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Sayılı dosyası ile başlatılan iflas yolu ile adi takibe konu edildiğini) İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile iflas yolu ile adi takip başlatıldığını belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından düzenlenen 27.01.2022 tarihli tensip zaptının 13. Maddesi ve bu tensip zaptı doğrultusunda düzenlenen 26.01.2022 tarihli ara kararı ile “davacının ihtiyati tedbir talebinin İİK 72/3 maddesi çerçevesinde kabulüne, asıl alacak miktarı olan 2.937.270,48 TL nin %15 ine tekabül eden 490.000,00 TL her an paraya çevrilebilir koşulsuz banka teminat mektubu sunulduğunda, İstanbul …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilgili takibe konu borcun tamamının icra veznesine davacı tarafından yatırılması halinde bu paranın dosya alacaklısına ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına ” karar verilmiştir. Davalı vekili ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz dilekçesi ile, davacı/borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile iflas yolu ile adi takip başlattıklarını, ödeme emrinin davacı/borçlu tarafa 28.12.2021 tarihinde tebellüğ edildiğini ve davacı tarafından 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz edilmemesi sebebiyle icra takibinin kesinleştiğini, davacı şirket hakkında iflas davası açılacağını, mahkeme tarafından davacı/borçlu şirkete borcun ödenmesi konusunda depo emri tebliğ edileceğini, davacı/borçlu şirket tarafından süresinde mahkeme depo emrini yerine getirmemesi halinde davacı şirketin iflasına karar verileceğini, İİK.nun 175. maddesinde hükme bağlandığından borçlunun açtığı iş bu menfi tesbit davasının sonucunun beklenmesinin gerekmediğini, verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, 17.02.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 07/04/2022 tarihli ara kararı ile, davada davalı alacağının varlığı ve miktarının tartışılacak olduğu, davalının İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/173 esas sayılı dosyada iflas istemli davayı 07.03.2022 tarihinde açtığı, mahkeme dava dosyasının iflas davasından önce açılmış olması sebebiyle dava açmakta ve ihtiyati tedbir talep etmekte yasal hakkı bulunduğu gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından karar istinaf edilmiş, Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda 06.07.2022 tarih 2022/1901 esas ve 2022/1404 karar sayılı ilamı ile, iflas davasının, şekli prosedürün hakim olduğu bir süreç olup, İİK’nın 158.maddesi gereğince 7 gün içerisinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifası veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmemesi halinde mahkeme iflas kararı vermek zorunda olduğundan, menfi tespit davasında takibe konu miktarın teminat olarak gösterilmesi suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemece verilen 27.07.2022 tarihli ara kararı ile, 27.01.2022 tarihli tensip zaptının 13. Maddesi ve bu tensip zaptı doğrultusunda düzenlenen 26.01.2022 tarihli gerekçeli ara karara itirazın kabulüne, mahkemenin 31/03/2022 tarihli ara kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2022/1901 Esas 2022/1404 Karar sayılı 06/07/2022 tarihli ilamı ile kaldırılmış olduğundan, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ve tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, incelenmeyen ve tartışılmayan istinafa cevap beyanları ile diğer itiraz dilekçelerinde beyan ettikleri BAM kararında da değinilen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 175. Maddesi ile Yargıtay kararlarına göre adi iflas yoluyla uygulanacak kanun hükmü olmadığını, İİK’nın adi yolla iflas takibini düzenleyen İİK’nun 6. Bap’ın ikinci bölümünde İflas Yoluyla Adi Takip (md. 155 ila md.166) kısmının hangi maddesinde istirdat davasının açılması veya menfi tespit davası açılamayacağının anlaşılamadığını, istinaf mahkemesi kararında bahsedilen İİK’nın 71. maddesinin takipteki borcun itfa ve zamanaşımı ile talep edilememesinden ötürü takibin iptali ve taliki düzenlemesine ilişkin olduğunu, kesinleşmiş iflas yolu adi takibin durmayacağına ilişkin gerekçede İİK’nın 72. Maddesi göz ardı edildiğini, hangi gerekçeyle İİK’nın 72. Maddesinin uygulanmayacağının açıklanmadığını, istinaf kararında yer alan “Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 02/11/2009 tarih ve 2009/8232 esas, 2009/9972 karar sayılı kararı, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 09/05/2013 tarih ve 2013/3780 esas, 2013/8533 karar sayılı kararı, Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 06/12/2018 tarih ve 2016/5791 esas, 2018/5690 karar sayılı kararından ilk iki kararın kambiyo senetlerine ilişkin olduğunu, üçüncü kararın ise menfi tespit davasına ilişkin olmayıp iflas davasına ilişkin olduğunu, iflas davasından sonra menfi tespit davasının iflas davasında bekletici mesele yapılamayacağına ilişkin olduğunu, dava konusu olan icra takibinde asıl alacağın sözleşmeden kaynaklandığının belirtildiğini ve herhangi bir kambiyo senedi bulunmadığını, istinaf mahkemesince hangi gerekçe ile bu kararlara atıf yapıldığının anlaşılamadığını, davalı tarafça 22.12.2021 tarihli talep ile iflas yoluyla adi takip yapıldığını, iflas yoluyla takibin usul ve esasları İİK’nın 154 ila 166. maddeleri arasında düzenlendiğini, istinaf mahkemesince İİK’nın 173/3 maddesi ile 175. maddelerine değinme gerekçelerinin anlaşılmadığını, 173/3 ve 175. Maddelerinin Kambiyo Senetleri Hakkındaki hususi takip kısmında düzenlenmiş olduğunu, bu usulün takip talebi, ödeme emri, borca ve imzaya itiraz usulleri iflas yoluyla adi takipten farklı olduğunu, İİK’nın 173/3 ve 175. Maddelerinin iflas yoluyla adi takipte uygulanamayacak düzenlemeler olduğunu, istinaf mahkemesinin 173/3 ve 175. maddelerini gerekçe göstermesine rağmen kendisi kararıyla çelişecek şekilde 158. maddesinin uygulanacağını belirttiğini ancak İİK’nın 158. maddesi iflas davasına ilişkin olduğunu, menfi tespit davası ile bir ilgisinin bulunmadığını, istinaf mahkemesi ve mahalli mahkemece verilen karar ile somut olayımızda İİK’nın 175. maddesi uyarınca sadece istirdat davası açabileceği yönündeki gerekçenin hukuki dinlenilme ve hak arama hürriyetinin ihlali anlamına geldiğini, istinaf mahkemesi ile derece mahkemesince istirdat davasının açılması gerektiği dolayısıyla ihtiyati tedbir talebinin reddi şeklindeki kararın hukuka aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından açılan davanın menfi tespit davası olduğunu, iflas davasından önce açılmış olmasından dolayı yasal mevzuat gereği ve şartları da oluşan ihtiyati tedbir kararının verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. Menfi tespit davası, alacağın doğması için gereken şartların bulunmaması veya bu şartlardan birinin ortadan kalkması nedeniyle alacağın bulunmadığının tespiti için açılmaktadır. İflas yolu ile takip İcra ve İflas Kanununun 154-166.maddeleri arasında; kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takip ise İİK’nın 171-176.maddeleri arasında düzenlenmiştir. İİK’nın kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takibe ilişkin 175. Maddesinde “İflas takibine itiraz etmemesi yüzünden borçlu olmadığı bir parayı ödeyen kimse 72 nci madde uyarınca geri almak hakkını haizdir.” denilmek suretiyle kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipte borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalan kimse için istirdat davası açma hakkı düzenlenmiş ise de, İİK’da genel iflas yolu ile takipte menfi tespit ve istirdat davasına yer verilmemiştir. Zira, iflas yolu ile takipte boçlunun takibe itiraz etmesi halinde takip duracağından alacaklının İİK’nın 156/3 maddesi gereğince itirazın kaldırılması ile birlikte borçlunun iflasına karar verilmesi için açacağı davada iddia ve delillerini ileri sürmesi ve bu iddia ve delillerin burada tartışılması mümkün olduğundan borçlunun menfi tespit davası açmakta bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Borçlunun iflas yolu ile takibe itiraz etmemesi halinde ise takip kesinleşeceğinden, alacaklı İİK’nın 156/1. maddesi gereğince ticaret mahkemesinden iflas kararı verilmesini isteyebilir. Bu durumda, mahkemece İİK’nın 158. Maddesi gereğince borçluya depo emri çıkarılması ve borçlunun depo emri gereğince borcu ödemesi gerekmekte olup, borcun ödenmemesi halinde mahkemece iflas kararı verilecektir. Borçlu depo emri üzerine borcu öderse, ancak bu durumda genel hükümlere göre istirdat davası açabilecektir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 14.07.1995 tarih ve 2033/6512 sayılı kararında “Hakkında başlatılan kambiyo senedine dayalı iflâs yolu ile takip itirazsız kesinleşen borçlunun, iflâs davasında verilen depo emri üzerine mahkeme veznesine depo etmek zorunda kaldığı paranın alacaklıya ödenmesini, açtığı menfi tespit davası zımnında istihsal edeceği ihtiyati tedbir kararı ile engellemesi mümkün değildir.” denilmiştir. Dosya kapsamına göre, davalı şirket tarafından davacı şirketten alacakları olduğu iddiası ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas numarası ile 2.937.270,48 TL’nin tahsili için iflas yolu ile adi takip yapıldığı ve İİK’nın 155. maddesi gereğince takip borçlusu olan davacıya ödeme emri tebliğ edildiği, ödeme emri ile verilen 7 gün süre içerisinde takip borçlusu olan davacı tarafından itiraz edilmemesi üzerine icra takibinin 04.01.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf dava konusu menfi tespit davasını takibin kesinleşmesinden sonra 26.01.2022 tarihinde açmış; davalı taraf ise 07.03.2022 tarihinde İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/173 esas sayılı dosyası ile davacı şirketin iflasını talep ederek iflas davasını açmıştır. Davacı borçlu tarafça açılan menfi tespit davasında ayrıca davacı tarafça dava kesinleşinceye kadar iflas davası açılmaması, iflas kararı verilmemesi, herhangi bir icrai işlem uygulanmaması, iflas dosyasındaki paranın davalı tarafa ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece 17.02.2022 tarihli ara karar ile İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesine yatacak bedelin takip alacaklısına ödenmemesi için %15 teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilmiş; istinaf başvurusu üzerine Dairemiz tarafından kararın kaldırılmasına karar verilmiş, mahkemece 27.07.2022 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ve tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, iflas davasının şekli prosedürün hakim olduğu bir süreç olduğu ve İİK’nın 158.maddesi gereğince 7 gün içerisinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifası veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmemesi halinde mahkemenin iflas kararı vermek zorunda olduğu; bu kapsamda davalı şirket tarafından davacı şirketten alacakları olduğu iddiası ile iflas yolu ile adi takip yapıldığı, takip borçlusu olan davacının 7 günlük süre içerisinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin 04.01.2022 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafça eldeki menfi tespit davasının ise adi iflas yolu ile başlatılan takibin kesinleşme tarihinden sonra 26.01.2022 tarihinde açıldığı, davalının da 07.03.2022 tarihinde İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/173 esas sayılı dosyası ile davacı şirketin iflasını talep ederek iflas davası açtığı gözetildiğinde, iflas yolu ile takibinin kesinleşmesinden sonra açılan menfi tespit davasında, yukarıdaki açıklamalar ışığında, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/07/2022 tarih ve 2022/72 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 25/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.