Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2465 E. 2023/159 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2465
KARAR NO: 2023/159
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2019
NUMARASI: 2016/46 Esas, 2019/322 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan, alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, davalı taraf aleyhine, iade edilmeyen tahta palet bedellerinin tahsili için başlattıkları icra takibinde yetkiye ve borca itiraz etmesi nedeni ile dosyanın yetkili İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esasına kaydedildiğini; davaya konu icra takibinin, taraflar arasındaki sözleşmede yazılı yetkili icra dairesinde takip başlatıldığnı, davalı tarafın müvekkiline borcunun olduğunun tarafların ticari kayıtları ile sabit olduğunu, davalı tarafın, almış olduğu tahta paletleri iade etmediği gibi, süresinde bedellerini de ödemediğini belirterek, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkil şirketin ticari merkezinin bulunduğu adresin Üsküdar olup, yetkili icra müdürlüğünün İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olduğunu, takibin yetkisiz İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde açıldığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında “2011 yılı tedarikçi sözleşmesi” imzalandığını, müvekkil şirketin, davacı tarafla olan ticari ilişkiden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, davacının takibe dayanak aldığı faturayı, müvekkil şirketin bilgisi ve kabulü dışında düzenlenip kendi kayıtlarına aldığını; taraflar arasında imzalanan 2011 yılı tedarik sözleşmesinin 13. maddesinde paletlerin hangi ve şartlarda iade alınacağı ve alınmaması halinde sorumluluğun kimde olacağı açık bir şekilde ifade edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın alacak talebinde bulunacağı kabul edilse dahi, davacının, takip konusu alacağı kaç adet paletin bedeli olarak talep ettiğini ve bu paletlerin gerçekten müvekkili şirkete teslim edilip edilmediğini yazılı olarak ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine; takip konusu alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacı tarafça, iade edilmeyen tahta palet bedellerinin tahsili için 14/04/2014 tarihli 18.209,76-TL miktarlı faturaya istinaden icra takibi başlatıldığı; hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davalıya teslim edilen tahta paletlerden 1.286 adedinin iade edilmediği; ancak, taraflar arasında imzalanan tedarik sözleşmesinin 13. maddesinde, “alıcının satıcıdan ürünleri teslim alırken bedel alınmadan palet alınmış ise satıcı paletlerini mal tesliminden sonra 30 gün içerisinde iade olması gerektiği, iade alınmayan paletlerin sorumluluğu alıcıya ait olmadığı” şeklinde düzenlendiği; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davalıya en son 07/02/2013 tarihinde 12 adet palet teslim edildiği, en son teslim edilen paletlerle birlikte önceki paletlerin 30 gün içerisinde davacı tarafından iadesi istenmediği, taraflar arasındaki ticari ilişki sona erdikten sora paletlerin iadesi hususunda taraflar arasında 30/08/2013 tarihinde mail yazışmaları yapıldığı, akabinde de teslim edilen tüm paletlere istinaden 14/04/2014 tarihinde fatura düzenlendiği; bu itibarla taraflar arasındaki sözleşmenin 13. Maddesi uyarınca, davalıya teslim edilen paletlerin 30 gün içerisinde iadesi talep edilmediğinden, iade edilmeyen paletler yönünden davalının sorumluluğu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine; davacının faturaya dayalı başlattığı icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkil şirketin davalı şirkete su teslimini tahta paletler ile yaptığını; müvekkil şirket tarafından kesilen her faturada iade edilmeyen tahta paletlerin iade etmeyen tarafa fatura edileceği ihtarının yer aldığını; müvekkili şirket yetkilileri tarafından telefonla paletlerin iadesini defalarca istediğini, ancak davalı şirketin palet iadelerini yapmaktan kaçınınca müvekkili şirket yetkililerinin tahta paletleri iade almak için davalı şirket yetkilisi ile mailleşmeye başladığını; maillerin dosyada mevcut olduğu gibi gerekçeli kararda ve bilirkişi raporunda belirtildiğini; müvekkili şirket yetkililerinin, davalı şirket yetkilisinin talebi doğrultusunda davalı şirketin hangi mağazasında ne kadar palet varsa rapor olarak gönderdiği, makul süre bekledikten sonra paletlerin bedelinin iadesini içeren dava-takip konusu faturanın düzenlendiğini; faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğini ve davalı şirket tarafından 8 gün içerisinde fatura içeriğine bir itiraz gelmediği gibi faturanın iade de edilmediğini; bu hususun 27.06.2018 tarihli bilirkişi raporunun değerlendirmeler başlıklı kısmında tespit edildiğini; kararın hakkaniyete aykırı olduğunu; müvekkili şirket tarafından kesilen her faturada iade edilmeyen tahta paletlerin iade etmeyen tarafa fatura edileceği ihtarının yer aldığını; dava konusu alacağın davalıya tebliğ edilmiş ve davalı yanca itiraz edilmemiş yani TTK anlamında kesinleşmiş bir fatura alacağı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının, bedelsiz palet teslim etmişse önce hukuken teslim ettiğini ispat etmesi, akabinde de sözleşmenin 13. maddesi gereği malı teslim ettiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde teslim edilen ürünlere ait paletleri iade alması gerektiğini; sözleşme gereği süresi içerisinde paletleri iade almaması halinde müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını bilmesine rağmen aylar sonra takibe konu faturayı kendi kendine düzenlemek suretiyle müvekkil şirketten alacak talebinde bulunmasının hukuken kabul edilemeyeceğini; İİK 67/2 uyarınca şartların oluştuğu halde lehine kötü niyet tazminatına hükmetmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; davacının palet teslimi iddiasını ispata yarar imzalı sevk irsaliyelerini sunmadığını; davacı paletleri teslim ettiğini ispat edememiş olduğundan yerel mahkemenin gerekçeli kararındaki tahta paletlerin davalı müvekkiline teslim edildiği ve iade edilmediğine dair mahkemenin gerekçesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair kısmı bakımından kaldırılması ve talebinin kabulü ile kararın gerekçesindeki “davalıya teslim edilen tahta paletlerden 1.286 adedinin iade edilmediği görülmüştür.” kısmının kaldırılarak davanın külliyen reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı alacaklı tarafça, davalı aleyhine Sapanca İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası ile 14/04/2014 tarihli 18.209,76-TL faturaya dayalı 18.209,76-TL asıl alacak ve 707.27 TL işlemiş faiz toplamı 18.917,03- TL’nin tahsili için başlatılan icra takibine, borçlunun 25/08/2014 tarihli itiraz dilekçesi ile, İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye ve borca itiraz etmesi nedeni ile dosyanın yetkili İstanbul icra müdürlüğüne gönderildiği; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile takibe devam edildiği; dosyada itiraz dilekçesinin bulunmadığı, Dairemizce 12/04/2022 tarih, 2019/1317 esas 2022/717 karar sayılı geri çevirme kararı üzerine Sapanca İcra Müdürlüğü tarafından borçlunun süresinde verdiği 27/01/2015 tarihli itiraz dilekçesinin gönderildiği; Sapanca İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası üzerinden verdiği itiraz dilekçesinde yetkili icra müdürlüğünün adresin bulunduğu, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü olduğu gerekçesi ile süresinde yetkiye ve borca itiraz edilmiş olduğu; davacı tarafça itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan 27/06/2018 tarihli bilirkişi raporu ve 19/02/2019 tarihli ek raporunda; Dava konusu alacağın tahta palet depazito faturasından oluştuğu, davacının incelemeye sunduğu davalı yan adına düzenlenen mal satış faturalarında tahta palet yazdığı, bedel kısmının boş olduğu, davacı tarafın sevk irsaliyelerini incelemeye sunmadığı; davacı ile davalının defter ve kayıtları aynı zamanda cari hesap dökümleri incelendiğinde dava konusu fatura hariç bütün faturaların her iki tarafın defter ve kayıtlarında yer aldığını; davacının dava dosyasına ve inceleme gününe ibraz ettiği iade palet listesinin içeriğinde, hangi faturadan hangi paletin yazılığı olduğu görüldüğü, sayısı çok çok fazla olan bu faturaların içerisinden 5 adet fatura örnekleme yolu listeden bakılarak talep edilip incelendiği, davacının paletleri satın aldığı … Ambalaj -…’a palet bedellerini ödediği, davacının dava dosyasında sunduğu palet stok dökümlerinde 1.507 adet palet teslim ettiği, 221 adet davalı tarafından iade edildiği, 1286 adet palet için davalıya, dava konusu 14.04.2014 tarihli 18.209,75 TL tutarındaki e-faturanın düzenlendiği; davalı yanın düzenlenen faturalara yasal süre içerisinde itirazının olmadığı tespit edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan tarihsiz sözleşmenin 13. maddesinde, “alıcının satıcıdan ürünleri teslim alırken bedel alınmadan palet alınmış ise satıcı paletlerini mal tesliminden sonra 30 gün içerisinde iade alması gerektiği, iade alınmayan paletlerin sorumluluğu alıcıya ait olmadığı” düzenlemesi yapılmıştır. Taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız sözleşmenin 13.maddesi uyarınca iş sahibinin paletleri iade yükümlülüğü olmayıp, davacı yüklenici tarafından teslim alma yükümlülüğünün bulunduğu gibi anılan madde gereği 30 günden sonra davalının sorumluluğu bulunmadığı belirlendiğinden, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.Davacının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için, icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğunun açıkça kanıtlanması gerektiğinden; mahkemece kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2019 tarih ve 2016/46 Esas, 2019/322 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yatırılması gereken 179,90 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 14/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.