Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/246 E. 2022/396 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/246
KARAR NO: 2022/396
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2019
NUMARASI: 2013/237 Esas, 2019/153 Karar
DAVA: Menfi Tespit
Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/475 Esas Sayılı Dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın davalı … yönünden kabulüne, diğer davalılar … ve … yönünden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilin davalılara ve özellikle hamile borçlu olmadığının tespitini, takibe konan çekin iptalini, dava neticesinde müvekkilin mağdur olmaması açısından, icra dosyasına yatırılacak paranın alacaklı davalı tarafından çekilmemesi, dosyanın üçüncü şahıslara temlik edilmemesi açısından uygun görülecek teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini, kötüniyetli davalı – hamilin %20 tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, dilekçede ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin ihtiyatı yedbir kararının kaldırılmasının, haksız davanın reddini, ve haksız davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama marafları ve vekalet ücretlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili; davacı ile dava dışı … Ltd. Şti ile kendi adına tekne üretmesi için anlaştığını, taraflar arasındaki eser sözleşmesine istinaden müvekkili tarafından sözleşme bedeline karşılık gelme üzere davalıya ait … Dudullu İçerenköy Şubesi hesabına toplam 89.600,00 TL ödeme yapıldığını ve 03/07/2013 ödeme günlü, 50.000,00 TL bedelli, 03/08/2013 ödeme günlü 30.000,00 TL bedelli ve 03/09/2013 ödeme günlü 30.000,00 TL bedelli 3 adet çekin müvekkili tarafından tanzim edilerek davalıya teslim edildiğini, ancak sözleşmeye göre eserin sözleşmeye uygun imal edilerek müvekkiline teslim tarihi 15/07/2013 olmasına rağmen yüklenici firmanın eseri bu tarihte teslim etmediği gibi eser sözleşmesine konu bir üründe ürütemediğinden dava konusu çek için 31/07/2013 tarihinde İstanbul Anadolu 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/117 E. Sayılı dosyası ile çeklerin iptali davası açıldığını ve çekler hakkında ödemeden men yasağı kararı alındığını, ancak davalı Hamil …’ın 03/08/2013 tarihili 30.000-TL’lik çeki ele geçirerek icra takibine konu ettiğini, davalının çekin ödemen men kararı bulunmasına rağmen İstanbul 24. ATM’nin 2013/380 D.iş sayılı ihtiyati haciz dosyasına konu ederek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı icra dosyasında müvekkilinin malvarlığı üzerinden ihtiyati haciz tatbik ettiğini, dava konusu çek hakkında borçsuzluklarının tespitine, dava konusu 03/09/2013 tarihli çekin iptaline, yargılama sonuna kadar çek bedelinin davalı hamil ve diğer davalıya ödenmemesine, davalı ve davalı cirantanın %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafın dava ve birleşen dava dosyasına konu çeklerin keşidecisi olup davacının, davalı …’nın ortağı olduğu dava dışı … inşaat şirketi ile tekne inşası konusunda … tekne sözleşmesi akdettiği, dava kapsamında tespit edildiği üzere 89.600,00 TL ödeme yaptığı, eserin teslim tarihi olarak kararlaştırılan 15/07/2013 tarihinde sözleşme bedeli olarak bakiye 60.000,00 TL alacağın kaldığı, bu kapsamda davacının dava ve birleşen davaya konu 30.000’er-TL’lik 2 adet çek düzenlediği, ancak eserin davacıya teslim edilmediği, bu hali ile çeklerin bedelsiz kaldığının anlaşıldığı, çek lehtarı/ dava dışı yüklenici şirket … şirketinin %1 hissesine sahip olan davalı …’nın aradaki ticari ilişki kapsamında şahsi defilerin ileri sürülebilmesinin mümkün olduğu, dava ve birleşen dava konusu çeklerin teslim edilecek mala karşılık avans olarak verildiği ve çek tutarında eser teslimi yapılmadığından çekin bedelsiz kaldığının kanıtlandığı anlaşılmakla; bu davalı yönünden davanın kabulünün gerektiği, ancak kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından anılı tazminat isteminin reddinin gerektiği, diğer davalılar … ve … yönünden yapılan inceleme neticesinde ise; her iki davalının dava ve birleşen dava konusu çekleri ciro yoluyla iktisap ettikleri, davalı …’ın ise her iki çekin son hamili olduğu, TTK’nın 792. maddesi uyarınca çeki eli bulunduran kişinin çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğu takdirde çeki geri vermekle yükümlü olduğu, bu kapsamda davacı ile lehtar arasındaki şahsi defi’lerin ciranta ve hamile karşı ileri sürülebilmesinin çeki kötü niyetle iktisap ettiğinin kanıtlanması koşuluna bağlı olduğu, ayrıca senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacının kötüniyetle iktisap iddiasını yazılı delille kanıtlamasının gerektiği, ancak kötüniyetle iktisap iddiasını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delilin dosyaya sunulmadığı gibi davacı yanın açıkça yemin deliline de dayanmadığı, bu hali ile davalıların çekleri kötü niyetle iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı, şahsi definin düzgün ciro zinciri ile çekleri usulüne uygun olarak iktisap eden, ağır kusuru ve kötü niyeti kanıtlanamayan çek hamillerine karşı ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla; anılı davalılar yönünden davanın reddinin gerektiği, davalı hamil …’ın tazminat isteminde bulunduğu ve asıl dosya ile birleşen dava dosyası kapsamında davacı yararına tedbir kararı verilmekle tazminat isteminin yerinde olduğu gerekçesiyle, asıl davanın ve birleşen İstanbul 15 ATM’nin 2014/475 esas sayılı davasının davalı … yönünden kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına dayanak … Bankası Topçular Şubesine aitt 03/08/2013 tarihli … numaralı 30.000 TL bedelli çek yönünden ve … Bankası Topçular şubesine ait 03/09/2013 tarihli 30.000 TL çek yönünden davacının anılı davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, tazminat isteminin reddine, asıl davanın davalılar … ve … yönünden reddine, Davalı … yönünden davacının %20 tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, çeklerin son hamil … tarafından bankaya ibraz edildiğini, karşılığının çıkmaması üzerine davalının bankadan çıktığı kısa süre sonra gelerek arkasını yazdırdığının banka kayıtları ve kamera kayıtları ile sabit olduğunu, davalının 6 yıldır bu delile itiraz etmediği, mahkemenin kötüniyetin ispatı için yazılı delil aramasının doğru olmadığı, gerekçede bu kayıtlara hiç değinilmediğini, davalılar arasında ticari ilişkiye dair ticari defter incelenmesi talebi birleşen dava mahkemesince kabul edildiğini fakat davalıların defterlerini ibraz etmediklerini asıl davada mahkemenin bu hususa değinmediğini gerekçesinde belirtmediğini, bu dava davalıların kötüniyetli olduğunun kanıtı olduğunu, birleşen davada … adına ilanen tebligat yapıldığını, kendisinin TC’si bilinmemekte Türkiye vatandaşı olup olmadığının bile belli olmadığını, davanın bu kişi yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yargıtay kararlarına göre davacının borçlu olmadığının ispatı her türlü delille mümkün olduğunu, davalıların kötü niyetli oldukları sadece yazılı delille değil her türlü delille ispatının mümkün olduğunu, mahkemenin bu yönde verdiği kararın hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili … istinafa cevap dilekçesinde, çekteki ciro silsilesinin dava dışı şirket-davalı …- …- … kamera kayıtları ve banka kayıtları kötüniyetin ispatı için yeterli olmadığını, çek yazılı belge olduğundan buna karşı iddiaların yazılı delille ispatının gerektiğini, çekin sebepten mücerret olduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki ticari ilişkinin incelenmesinin doğru olmadığını, bu konuda bilirkişi incelemesinin yaptırılamayacağını, çekte ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığını, davalının yetkili hamil olduğunu, davalı … tacir olmadığından defter tutmadığını, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı … son hamil, diğer davalılar cirantadır. Davacı vekili, dava dışı şirket ile tekne üretimi konusunda eser sözleşmesi düzenlediklerini, bir miktar ödeme yaptığını, kalan kısım için iki adet 30.000 TL lik çek verdiğini, ancak eserin davacıya teslim edilmediğini, çeklerin avans olarak verildiğini ve bedelsiz kaldığını, davalı hamil … tarafından kötüniyetli olarak çeklerin ele geçirildiğini ve takibe konulduğunu, diğer cirantaların çeklerin bedelsiz kaldığını bilerek çekleri iktisap ettiklerini, davalılara karşı borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, mahkemece davalı … yönünden davanın kabulüne , diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince reddedilen kısım yönünden istinaf edilmiştir. Dava menfi tespit davasıdır. İspat külfeti davacıda olup, davacı sözleşme ilişkisini ve davaya konu çekleri sözleşme nedeniyle keşide edip verdiğini, sözleşmenin feshedildiğini, çeklerin bedelsiz kaldığını ispat etmek durumundadır. Davalı cirantaların davaya konu takip dayanağı çeklerin bedelsiz olduğunu bilerek ve isteyerek aldıkları her türlü şüpheden uzak şekilde ispatlanamamıştır. Kaldı ki davacı vekilinin istinafta belirttiği eksik incelemeye ilişkin savunma ve itirazları karşılansa bile bunların kötüniyetin ispatı için yeterli olmayacağı anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen kararda usul yasa ve dosya kapsamına aykırı bir durum bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2019 tarih ve 2013/237 Esas, 2019/153 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Asıl dava için alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Birleşen dava için alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.