Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2450 E. 2022/1580 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2450
KARAR NO: 2022/1580
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/07/2022
NUMARASI: 2022/231 D.İş , 2022/234 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda değişik işler esası üzerinden verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, davacı ile davalı arasında 04.08.2020 tarihinde brim fiyat usulü bir inşaat sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeye göre, davacının kendisine yer teslimi yapıldıktan sonra işe başladığını, inşaatların büyük oranda tamamlandığını, buna karşın, tam bu süreçte, inşaat yapılan parseli de ilgilendiren şekilde Belediyenin imar uygulamasının iptal edilmesi neticesinde idare mahkemesinde açılan bir iptal davasında yürütmenin durdurulmasına karar verildiğini, idare mahkemesi tarafından verilen yürütme durdurma kararı üzerine, Belediye tarafından düzenlenen yapı tatil tutanağı ile inşaatın durdurulduğunu, taraflar arasında imzalanan 04/08/2020 tarihli sözleşmede, yapım işini üstlendiği inşaatı onaylı ruhsatına, projelerine, karşı taraf kooperatifin talimat ve onaylarına uygun olarak ifa ettiğini, yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihe kadarki inşaatın fiili seviyesine uygun olarak tahsiline hak kazandığı hakedişlerin karşı taraf kooperatifçe ödenmediğini, keşide edilen ihtarlara ve başlatılan icra takiplerine, haksız olarak itiraz edildiğini, davacının alacaklarının sürüncemede bırakıldığını, 04/08/2020 tarihli sözleşmeyle birlikte teslim edilen teminat mektuplarının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde davalının tazmin etmeye çalıştıklarını belirterek, teminat mektuplarını tazmin etmeye kalkışması, tedbir talebine konu edilen teminat mektuplarının, karşı taraf S.S. Havaiş Konut Yapı Kooperatifi tarafından bankaya ibrazı ve tazmin edilmemeleri yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … Bankası A.Ş.’nin Yeşilyurt/İstanbul şubesine ait 26.10.2020 tarihli, … referans numaralı, … numaralı, 4.410.000,00 TL’lik, … Bankası A.Ş.’nin Yeşilyurt/İstanbul şubesine ait 12.11.2020 tarihli, … referans numaralı, … numaralı, 976.000,00 TL’lik, … Bankası A.Ş.’nin Yeşilyurt/İstanbul şubesine ait 12.11.2020 tarihli, … referans numaralı, … numaralı, 2.400.000,00 TL’lik kesin teminat mektubunun davacı tarafından, karşı taraf kooperatife teminat olarak teslim edildiğini, davacı tarafından, karşı taraf kooperatife 23.10.2020 tarihinden başlayarak toplamda 23 hakediş raporu düzenlendiğini, karşı taraf kooperatifin davacı müvekkili tarafından kendisine sunulan 1 ila 17. hakedişleri imzalayıp onaylamasına karşın, 14.04.2022 tarihinde yeni gelen yönetim tarafından 18 ve sonrası hakedişlerin sözleşmeye, hukuka aykırı olarak haksız bir şekilde onaylanmadığını, karşı taraf kooperatiften alacağının 325.627.376,76 TL’ye ulaştığını, bu alacağın, 189.016.673,96 TL tutarı karşılığında karşı tarafa fatura düzenlenerek tebliğ edildiğini, daha henüz fatura düzenlenmeyen 136.610.702,80 TL alacaklarının bulunduğunu, düzenlenen faturaların karşılığının da tam olarak davacı müvekkiline ödenmediğini, bu güne kadar 189.016.673,96 TL’nin 128.980.725,85 TL tutarının ödendiğini, davacı müvekkilinin, karşı taraftan 196.646.650,91 TL muaccel olmuş alacağı bulunduğunu, bu sebeplerle kesin teminat mektupları hakkında karşı tarafça ibrazı ve tazmininin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf S.S. Havaiş Konut Yapı Kooperatifi vekili, davacının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinden teminat mektuplarının tedbiren iadesi için 2022/229 değişik iş dosyası ile başvuruda bulunduğunu, talebinin reddedildiğini, bu kez bu dosya ile talepte bulunduğunu, ayrıca aynı dilekçeyi eş zamanlı olarak İstanbul 14. Asliye Ticaret 2022/236 ve İstanbul 13. Asliye Ticaret 2022/237 dosyalarında da açtıklarını, davacı yanın kötü niyetli olarak ihtiyati hacze başvurduğunu, davacının 2. kez ihtiyati hacze başvurusu olduğunu, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/108 D. İş. dosyasından ihtiyati haciz kararı aldırdığını, bu kararın itirazları üzerine kaldırıldığını, davacının muaccel olmuş bir alacağının olmadığını, aksine davalının davacıdan alacaklı olduğunu, taraflar arasında 04/08/2020 tarihinde anahtar teslim bir sözleşme akdedildiğini, sözleşme içerisinde de yapım işleri şartnamesine atıf yapıldığını, davacı ile kooperatif arasındaki sözleşmenin anahtar teslime dayalı bir inşaat taahüt sözleşmesi olduğunu, aynı zamanda bir eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davacının taahütünü tamamlamadığını, inşaatların yaklaşık yüzde 50’sini tamamladıklarını, davacı ile sözleşmenin aynen devam etmekte olduğunu, taahhüt tamamlanmadığından kesin kabul yapılmadığını, dolayısıyla kesin imalat hesabına geçilmediğini, sözleşmenin atıf yaptığı Yapım İşleri Genel Şartnamesinde de kesin imalat hesabına kadar yapılan tüm ödemelerin, düzenlenen tüm hakediş ve faturaların avans niteliğinde olduğunun belirtildiğini, dolayısı ile davacı lehine herhangi bir alacak vadesinin tamamlanmadığını, iddia edilen borcun muaccel olmadığını, davacı tarafın düzenlediği hakedişlerin ihtilaflı olduğunu, Kooperatifçe kesinlikle kabul edilmediğini, davacı yanın depreme dayanıksız, cana kast eden inşaat imal ettiğini, yapmış olduğu eksik üretimlerin de ayıplı olduğunu, bu hususun üniversite raporu ve mahkeme kanalı ile de tespit edildiğini, Yıldız Teknik Üniversitesinden alınan raporda imalatların 2018 deprem yönetmeliği ile uyuşmadığı, binaların depremde zarar göreceğinin tespit edildiğini, İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/72 D. İş dosyasında Üniversite raporunun teyit edildiğini, Kooperatifin davacı yana yaklaşık 54 milyon TL fazla ödeme yaptığını, eski kooperatif yönetimi ile birlikte hareket etmeleri sebebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/57831 numaralı dosyasında soruşturmanın derdest olduğunu, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/173 D. İş dosyası marifetiyle delil tespitine başvurulduğunu, davacı yanın Kooperatif ile ticari ilişkilerine esas teşkil eden evrakların mahkemeye bilirkişiler vasıtası ile sunulmasının istendiğini, aksi takdirde sunulacak evrakların geçerliliğinin yok hükmünde olacağının bildirilmesine rağmen davacının bu evrakları bilirkişilere sunmadıklarını belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosya içerisindeki belgeler ve mahkeme kararlarına göre aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/229 D.iş sayılı dosyasındaki talebin karara bağlanıp reddedildiği, red kararının henüz kesinleşmediği gibi yeni bir hukuki nedene de dayanılmadığı, bu durumda aynı konuda mükerrer talepte bulunulduğu gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında 04.08.2020 tarihinde birim fiyat usulü bir inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacıya yer teslimi yapıldıktan sonra inşaatların büyük oranda tamamlamış olmasına karşın, tam bu süreçte, inşaat yapılan parseli de ilgilendiren şekilde, Belediyenin imar uygulamasının iptal edilmesi neticesinde idare mahkemesinde açılan bir iptal davası nedeniyle, yürütmenin durdurulmasına karar verildiğini, idare mahkemesi tarafından verilen Yürütmeyi Durdurma kararı üzerine, Belediye tarafından düzenlenen yapı tatil tutanağı ile inşaatın durdurulduğunu, yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihe kadar ki, inşaatın fiili seviyesine uygun olarak tahsiline hak kazandığı hakedişlerin karşı taraf kooperatifçe ödenmediğini, başlatılan icra takiplerine haksız olarak itiraz edilerek ödeme yapmadıklarını, davalının ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının davalı Kooperatif tarafından büyük miktarda hakediş alacağının bulunduğunu ve bu alacakların haksız yere ödenmediğini, teminat altına alınan riskin gerçekleşmediğini, riskin gerçekleşmiş olması gerektiğini, HMK 396 maddesinde ” durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması ya da daha önce reddedilen tedbir talebinin aksi yönden her zaman karar verilebileceği” düzenlemesinin bulunduğunu, ihyati tedbir veya geçici hukuki koruma talepleri ile ilgili mahkemece verilen kararların HMK’da düzenlenen klasik anlamda bir kesin hüküm niteliği taşımadığını, başka mahkemece verilen kararın aksine şartlar oluşması halinde HMK 389/1 gereğince her zaman tedbir kararı verilebileceğini, davacı şirket tarafından aynı konuda İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/229 D.iş dosyasından tedbir talep edilmiş olması nedeni ile mahkemece red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, teminat mektuplarının tazmin şartlarının oluşmadığını, karşı tarafça keşide edilen ihtarnamelerden söz konusu teminat mektuplarının her an tazmin edilebileceğini, tazmin riskinin pek kuvvetli olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. Tedbir talep eden tarafından İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.07.2022 tarihli talebinin 25.07.2022 tarih 2022/229 D.iş esas ve 2022/232 Değişik iş karar numarası ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, bu kararın henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, ihtiyati tedbir talep edenin aynı hukuki ilişki kapsamında birden çok kez ihtiyati tedbir talep ettiği, ilk tedbir talebi konusunda verilen kararın henüz kesinleşmediği, öte yandan eldeki dosya kapsamında yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği dikkate alındığında, yerel mahkeme tarafından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekili istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/07/2022 tarih, 2022/231 D.iş, 2022/234 Esas sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İhtiyati tedbir isteyen tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.