Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/238 E. 2022/272 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/238
KARAR NO: 2022/272
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2021
NUMARASI: 2021/768 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 09/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkili grup şirketlere ait bir geminin teknik bakım ve onarım işlerinin davalı şirket tarafından yerine getirilmesi için taraflar arasında sözleşme imzalandığını, sözleşme bedelinin 1.800.000,00 USD olarak belirlendiğini, buna karşılık müvekkili şirketler tarafından davalı şirkete bu güne kadar toplam 5.770.861,00 USD ve 555.547,97 € ödeme yapıldığını, buna göre sözleşme bedelinin yaklaşık 4 katı ödeme yapıldığını, davalı şirket tarafından hazırlanan 10/07/2021 tarihli final faturasının da 5.055.625,25 USD tutarlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemeler toplamının bu final fatura bedelinin de üzerinde olduğunu, bu davanın “karşı tarafın iyi hizmet vermediği”, “işi teslim etmediği” gibi sebeplerle değil talep edilenin üzerinde ödeme yapıldığı için açıldığını, aldıkları uzman görüşüne göre davalı firma tarafından yapılan için çok daha üzerinde tutarlar talep edildiğinin anlaşıldığını, bu nedenle davalının elinde olan davaya konu 341.000,00 USD ve 400.000,00 USD bedelli iki adet çekin bedelsiz kaldığını belirterek, müvekkili şirketlerin davaya konu iki adet çekle ilgili olarak borçlu bulunmadığının tespiti ile çeklerin müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Bu kapsamda davaya konu çeklerin bankaya ibrazı halinde ödenmemesi ve davalı ya da 3.kişilerce icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi de talep edilmiştir. Mahkemece 26/11/2021 tarihli ara kararla, şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinafında, dava dilekçesindeki anlatımlarını özet olarak tekrar ederek, sundukları sözleşme, final fatura örneği ve havale/EFT ve çek bedellerinin tahsili yoluyla yapılan ödeme kayıtları karşısında çeklerin bedelsiz kaldığının yaklaşık ispat seviyesinin üzerinde ispat edildiğini, bu nedenle iddianın yargılamaya muhtaç olduğu gerekçesiyle tedbir taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu HMK’nın 389.madde koşullarının somut olayda gerçekleştiğini belirterek, mahkemenin 26/11/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına ve dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Kanun’un 390/3 maddesinde, ”Tedbir talep eden taraf,  dilekçesinde  dayandıgı ihtiyati tedbir sebebini  ve türünü açıkca belirtmek ve  davanın esası yönünden  kendisinin haklılıgını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, dosya kapsamına göre bu aşamada H.M.K.’nun 389. maddesi kapsamında yaklaşık ispat kriterleri henüz gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve diğer taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartları her zaman yeniden değerlendirilebilecektir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekiline istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2021 tarih ve 2021/768 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.