Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2360 E. 2022/1551 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2360
KARAR NO: 2022/1551
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2022
NUMARASI: 2022/355 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili firma ile davalı şirket arasında, İstanbul Modern Sanat Müzesinin bir kısım mimari işlerinin inşası amacıyla, 13.07.2020 tarihli sözleşme imzalandığını, davacı müvekkilinin sözleşme gereği yaklaşık 4.000 m2’yi bulan yüzeyde işler yaptığını, işe başlandıktan sonra davalı üst işverenin ek talepleri doğrultusunda da imalat ve uygulama işleri yapıldığını, yapılan işlerin, davalı … firmasının saha elamanları ve yetkililerinin gözetiminde onaylanarak yapıladığını, yapılan işlerin karşılığı olarak müvekkil firmanın toplam 5.715.108,50 TL hakediş elde ettiğini, elde edilen bu hakedişin, 3.349.120,92 TL kısmının, ödemeler, kesintiler vs. yöntemlerle karşılanmış olup 2.365.987,58 TL.lik kısmının ise halen davalı tarafından ödenmediğini, davalı firmadan olan alacaklarını tahsil etmek ve işbu dava konusu Teminat Mektubunun iadesi amacıyla, gönderilen İstanbul … Noterliğinin 28 Nisan 2022 tarih, … Yevmiye nolu ihtarnamesinin davalı firmaya tebliğ edilmiş olmasına rağmen borcun ödenmediği gibi teminat mektubunun da iade edilmediğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçtiklerini belirterek sözleşme gereği davalı firmaya verilmiş olan ve davalının elinde bulunmasının hiç bir hukuki nedeni kalmamış olan, 06.08.2020 tarih ve …8 referans numaralı, … bank tarafından tanzim edilmiş 456.034,00 TL miktarlı kesin teminat mektubunun iptaline/iadesine, işbu teminat mektubu nedeniyle davacının davalıya borcunun olmadığının tespitine, dava konusu teminat mektubunun, dava paraya çevrilmesinin önlenmesine yönelik öncelikle teminatsız olarak, aksi düşünülüyor ise teminat mukabilinde tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; menfi tespit davasının ticari bir dava olup arabuluculuk kurumuna başvuru şartı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında zorunlu olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle öncelikle usulden reddine karar verilmesini; sözleşmenin 4.2, 4.4.2, 5.1 ve 5.2.3 maddelerinden de görüleceği üzere, yapılan imalatların kabulünün ancak ortak iş sahibinin ve müvekkil şirketin müşterek kararına bağlı olacağı, işveren tarafından kabul edilip teslim alınmayan hiçbir işin … tarafından kabul edilip teslim alınmayacağını; davacıya yapılan tüm uyarılara rağmen iyileştirme çabası gösterilmemesi üzerine, 11.09.2021 tarihi itibari ile alçıpan, sıva ve boya imalatları ekiplerinin sahadan uzaklaştırılmasının ihtar edildiğini; davacı tarafın Sözleşme kapsamında yüklenmiş olduğu edimleri yerine getirmediği, tam aksine müvekkil şirketin iş sahibine karşı mağduriyetine sebep olduğu, ek maliyet ile davacı tarafın yapmadığı/eksik yaptığı işlerin davacıya rücu edilmek üzere üçüncü kişilere yaptırılmak zorunda kalındığını; davacı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmenin toplam bedelinin 4.560.336,17 TL, 08.04.2021 tarihli e-posta ile mutabık kalınan kapsam daraltması sonucunda yine davacı tarafından yapılan metrajlara göre revize bedelin 3.666.031,58 TL olduğunu; kapsam daraltma sonrası davacıya verilen avanslar sonucunda eksi hakkedişler ile işe devam edildiğini, yapılan geçici hakkedişlerde teslim edilmeyen imalatlar için iyi niyet göstergesi olmak üzere davacıya ödemeler yapıldığını; sözleşmenin 8. maddesi gereğince alınmış olan kesin teminat mektubu yine aynı sözleşmenin 8.4. maddesi gereğince müvekkil şirket tarafından, uğramış olduğu zararların tazmini amacıyla paraya çevrilerek gelir kaydedildiğini; yokluğunda alınan bilirkişi raporunu kabul etmedilerini; müvekkil şirketin davacı şirketten 2.092.148,06-TL alacağı bulunduğunu, alacağa istinaden açacağı davanın bekletici mesele yapılmasını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 16/05/2022 tarihli ara karar ile, yapılan işin miktarı, bedeli, ayıplı ve eksik işlerin tespiti davalı taraftan alacağı yargılamayı gerektirir ise de ve yapılan işin alınan ödemelerin fazla mı eksik mi eksik ise ne miktar ile teminat mektubunun iptali gerekli bulunursa bu aşamada teminat mektubu paraya çevrilebileceği gerekçesi ile dava konusu 06.08.2020 tarihli, Halkbank tarafından tanzim edilmiş 456.034,00 TL miktarlı kesin teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine yönelik tedbir talebinin teminat mektubunun %20’si oranında (91.206,80 TL.) nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiği takdirde teminat karşılığında kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili 24/05/2022 tarihli talep dilekçesi ile davalı firmanın kötü niyetli olarak, mahkemenin verdiği tedbir kararını etkisiz kılmak için acele olarak teminat mektubunu nakde çevirerek kötü niyetini ve hileli davranışlarını açıkça ortaya koyduğunu, açtıkları davada haklılığının, bu aşamada yakın düzeyde ıspat edilmiş durumda olduğunu belirterek, dava devam ederken, davalıya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına, nakde çevrilen teminat mektubu miktarı kadar ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 24/05/2022 tarihli ara karar ile; dava menfi tespit davası olup davacının vermiş olduğu teminat mektubunun paraya çevrilmesine yönelik 16/05/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiği, karar uygulanmadan teminatın çevrilmesi nedeni ile davacının bu sebeple teminat mektubu kadar ihtiyati haciz talep ettiği; ancak dava menfi tespit davası olup davacının alacaklı değil borçlu konumunda olduğu; davalı teminat mektubunu paraya çevirmekle istirdata dönüşmüş ise de davacıyı alacaklı konuma getirmeyeceği, davacı haklı çıkarsa fazla ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine iade hakkını kazanacağı, bu da ancak dava kazanılıp tamamen haklı çıkmasına bağlı olduğu, bunun gerçekleşmediği, yargılamayı gerektirdiği, alacağın kuvvetle muhtemel olması şartı gerçekleşmediği” gerekçesi ile davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkeme kararını bertaraf edebilmek için kötü niyetli olarak teminat mektubunu paraya çevirdiğini; mahkeme tarafından ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartları bulunmasına rağmen yanılgılı değerlendirme bulunularak ihtiyati haciz talebinin reddedildiğini; müvekkili şirketin, sözleşme gereği yerine getirdiği işlerin hak ediş bedelinin tamamını alamadığından somut olay özelinde davalıdan alacaklı olup dava konusu teminat mektubunu sadece yüklendiği işlere teminat teşkil etmesi adına davalıya teslim ettiğini, müvekkilinin hak edişleri nedeniyle zaten alacaklı olduğu düşünüldüğünde teminat mektubunun davalı uhdesinde bulunmasının hukuki herhangi bir gerekliliği bulunmadığını; yerel mahkeme tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine ilişkin tedbir kararı verilerek müvekkil şirketin yargılama süresince korunmaya değer bir hakkının bulunduğuna açıkça kanaat getirildiğini; ancak teminat mektubu paraya çevrildiğinden tedbir kararını uygulama imkanı kalmadığından, ihtiyati tedbir kararına benzer şekilde ihtiyati haciz kararı verilerek müvekkili şirkete etkin hukuki himaye sağlanmaya devam edilmesi, ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini; Yargıtay 19.HD’nin 2018/ 1320 E, 2018/ 2386 K sayılı ve 26.04.2018 tarihli kararının emsal olduğunu, müvekkili şirketin, toplam 5.715.108,50-TL hak ediş bedelinden halihazırda 2.365.987,58-TL tutarındaki hak ediş bedelinin ödenmediği gibi teminat mektubunun haksız şekilde nakde çevrildiğini; müvekkilinin alacağının, ticari defter ve kayıtları yanında İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/100 D. İş sayılı delil tespiti dosyasından ve dosyaya sunulan diğer delilleri ile sabit olduğunu; müvekkilinin hak ediş alacağının yargılamayı gerektirdiği düşünülmesi ihtimalinde dahi İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/100 D. İş sayılı dosyada tanzim edilen bilirkişi raporlarına itirazları baki kalmak üzere söz konusu dosyadan müvekkili şirketin yaptığı işlerin 4.119.691,83-TL olduğuna kanaat getirildiğini; müvekkili şirketin yaptığı işlerin toplam bedeli ve ödenmeyen hak ediş miktarı nazara alındığında 456.034,00-TL bedelli teminat mektubunun paraya çevrilmesini gerektirir somut hiçbir nedenin söz konusu olmadığını; davalının haksız ve mesnetsiz şekilde teminat mektubunu paraya çevirerek haksız menfaat elde ettiği ve sebepsiz zenginleştiğini; teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine ilişkin haklılığına benzer şekilde teminat mektubunun paraya çevrilmesinden kaynaklı alacak hakkının bulunduğunun karine teşkil ettiğinden yaklaşık ispat kuralı gereği müvekkili şirketin mağduriyetinin önlenmesi adına teminat mektubu karşılığı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12.11.2018 tarih, 2017/ 4199 Esas, 2018/ 5698 Karar sayılı ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 28.12.2017 tarih, 2017/ 2365 Esas, 2017/ 4563 Karar sayılı kararının emsal olduğunu belirterek ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda; davacı tarafından dava konusu teminat mektubunun iptali ve teminat mektubu nedeniyle davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesine ilişkin açılan davada teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine yönelik tedbir kararı verilmesi talep edilmiş; mahkemece tedbir kararı verilmiş ise de teminat mektubunun paraya çevrilmiş olması nedeniyle davacı tarafça teminat mektubu miktarınca ihtiyati haciz talep edilmiş; mahkemece ihtiyati haciz talebinin redi kararı üzerine davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebilir. HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraflar arasındaki asıl menfi tespit olup, davacının dava ile talep ettiği netice taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine göre teminat miktarınca alacağı olduğu noktasında yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiş olmadığından kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2022 tarih ve 2022/355 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 29/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.