Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2349 E. 2022/1483 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2349
KARAR NO: 2022/1483
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2022
NUMARASI: 2021/568 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında düzenlenen sözleşme konusu iş yapılırken, müvekkili şirket işçisinin iş kazası sonucu vefat ettiğini, müvekkili ve davalı aleyhine açılan tazminat davaları sonucu, davalı tarafın tazminat bedellerini ödeyip tamamını müvekkilinin cari hesabından mahsup ettiğini, davalı tarafın sözleşme gereği işçilere yapması gereken sigortayı yapmadığı gibi 3.kişilerin kusur oranı da dikkate alınmayarak davalı tarafından kusurun müvekkili şirkete yansıtıldığını belirterek davalı şirket uhdesinde müvekkili şirkete ait cari hesaba yansıtılarak talep olunan tazminat ödemelerine konu rücu alacakları bakımından öncelikle borcun tamamından sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle … şirketi sorumlu olduğundan müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine; mahkeme aksi kanaatte ise önceki yargılamalarla belirlenen 3. kişinin ve davalı şirketin sorumlu olduğu kısımlardan davacı şirketiin sorumluluğu bulunmadığından bu kısımlar açısından davacıya yansıtılan tutardan borçlu olunmadığının tespitine; taraflar arasındaki iç ilişki ve sözleşme hükümleri çerçevesinde kusur ve sorumluluk oranlarının yeniden tayin edilerek müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine; cari hesaba yansıtılan bahse konu borçlar sebebiyle henüz müvekkili şirket aleyhine icra takibine girişilmemiş olmasına rağmen mektupların paraya çevrilme riskinin bulunması sebebiyle, öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise belirlenecek teminat ile davalı uhdesinde bulunan sözleşme konusu iş kapsamında verilen 94.000,00 TL ve 125.000,00 TL bedelli teminat mektupları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; yetkili mahkemenin sözleşme gereği İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği yapılan iş esnasında davacı tarafın işçisinin 26/03/2013 tarihinde iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle ölenin mirasçılara tarafından maddi ve manevi tazminat davaları açıldığını, müvekkili tarafından bu tazminatların ödendiğini, taraflar arasındaki iç ilişki uyarınca sözleşme gereği yapılacak iş esnasında meydana gelecek iş kazalarından dolayı ödenecek tazminatların davacı tarafından ödenmesinin sözleşmede kararlaştırıldığını belirterek, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, aksi takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece 03/06/2022 tarihli ara kararı ile, teminat mektupları davanın konusu olmadığından ve dosyaya henüz hesaplamalara ilişkin bir rapor sunulmamış olduğu gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı şirket tarafından 16/03/2020 tarihinde gönderilen hesap mutabakatı talepli mail ile müvekkil şirketin davalı …’a borçlu olduğunun bildirildiğini, borçlu olunmayan meblağlar sebebiyle teminat mektuplarının risk altında olduğundan davanın açıldığını; cari hesabına yansıtılan bahse konu borçlar sebebiyle henüz müvekkili şirket aleyhine icra takibine girişilmemiş olmasına rağmen mektupların yazılı bir talep doğrultusunda paraya çevrilme riskinin bulunmasının müvekkilinin ciddi bir zarara uğrama tehlikesinin bulunduğuna delalet ettiğini; mektuplar dava konusu edilmemişse de, ilgili borcun dava süresince ödenememesi nedeniyle mektuplar yönünden davalının işlem yapabilme serbestisi bulunduğunu, bunun önlenmesi için ise tek yolun ihtiyati tedbir kararı olduğunu belirterek kararın ortadan kaldırılmasına, öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise belirlenecek teminatın sunulmasına müteakip davalı … uhdesinde şirketi adına bulunan teminat mektuplarının paraya çevrilmesini önlemek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenici olup; davacı tarafça cari hesaba dayalı açılan menfi tespit davasında, davalı şirkete sözleşme konusu iş kapsamında verilen 94.000,00 TL ve 125.000,00 TL teminat mektupları üzerine tedbir konulması talep edilmiş; mahkemece tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir;Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece yanlar arasında imzalanan ve ihtilaf konusu olmayan sözleşme kapsamında davacı yanca davalıya verilen teminat senedinin süresi ve iadesi şartlarının ayrıca düzenlendiği, HMK’nın 389. maddesi gereğince, ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, davalıya verilen teminat mektubunun davanın konusu olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2022 tarih ve 2021/568 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.