Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2345 E. 2022/1463 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2345
KARAR NO: 2022/1463
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2021
NUMARASI: 2021/409 Esas (Derdest
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Birleşen İstanbul 16. ATM’nin 2021/410 Esas, 2021/583 Karar Sayılı Dosyası;
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Birleşen İstanbul 4. ATM’nin 2021/459 Esas, 2021/692 Karar sayılı dosyası;
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirketin yatak, yorgan, baza gibi uyku ürünlerini üreten ve satan köklü bir firma olduğunu, davacı şirket iş yerinin çatısında tamirat yaptırmak istediğini, davalı şirket ile çatı tamiratı işi için sözleşme imzalandığını, davacı şirketin ticari faaliyetini sürdürdüğü iş yerinde karşı yan olan yüklenicinin çatı tamiri yaptığı sırada 08/02/2021 tarihinde yangın çıktığını, yangın sebebiyle iş yerinde çok büyük zarar meydana geldiğini, çatı tamirini yapan davalı şirketin tamirat sırasında kullandıkları kaynak makinasından çıkan kıvılcımların etrafa sıçraması sebebiyle yangının çıktığını, iş yerinin kullanılmaz hale geldiğini, İstanbul Anadolu 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/17D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor ile yangının davalı şirketten kaynaklandığını, zararın 14.872.068,00-TL olarak hesaplandığını, yangın itfaiye raporunda işyerinin çatısında yürütülen kaynak işi sırasında çıkan kıvılcımların sıçraması ve sünger malzemesini tutuşması nedeniyle çıktığını, binanın yapım ve bakımında eksiklik ile bir zarar bulunmadığını, binanın çatısında çalıştıkları esnada, yangın önlemini almadıklarını, davalının kusurlu davranışlarından gerekli tedbir ve özeni göstermemeleri nedeniyle yangının meydana geldiğini, yangının çıkışında davalı şirket elemanlarının kusurlu olduklarının tespit edildiğini belirten rapor düzenlediklerini, davalı şirket çalışanları hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2021/40734 numarası ile soruşturma yürütülmekte olduğunu, soruşturma kapsamında alınan 21/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda da söz konusu yangın ve dolayısıyla meydana gelen zararların davalı kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, alacaklarının hiçbir teminat altında bulunmaması ve şartlarının mevcudiyeti nedeniyle ihtiyati haciz talebinde bulunduklarını, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2021/297 D. İş – 2021/297 K. sayılı ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararına istinaden davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip başlattıklarını, davalı tarafından ihtiyati haciz itiraz edildiğini, arabuluculuğa başvurduklarını ancak olumsuz neticelendiğini, davalının itirazı ile icra takibinin durması sebebiyle itirazın iptali davacı açtıklarını, davacının tespit edilen 14.872.068,00-TL’lik zararın 2.000.000,-TL’lik ve 400.000,-TL’lik kısımları için, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2021/196 D.İş 2021/201 Karar ve 2021/198 D.İş 2021/200 Karar sayılı dosyaları ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, davalı, ihtiyati haciz kararlarına itiraz etmiş olsa da itirazlarının reddedildiğini, ihtiyati haciz kararlarının takibi için başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve 2021/8987 Esas sayılı dosyalarına yapılan itirazların iptali için İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/409 Esas ve 2021/410 Esas sayılı itirazın iptali davalarının devam ettiğini belirterek, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını, ticari nitelikli itirazın iptali davaları dava şartı arabuluculuk kapsamında olmadığını, dava şartı arabuluculuk kaspasımında olmadığından arabulucuya başvuru ile sürenin durduğunun kabul edilemeyeceğini, 08.02.2021 tarihinde davacı işyerinde çıkan yangın nedeniyle davacı işyerinin kısmen yandığını, davalının çatı işini yapan davalı şirket olduğunu, ihtiyati haciz kararı ile icra takibine konulan miktar itibariyle davalının zararına sebebiyet verildiğini, davalı şirketin yangının çıkarılmasında kusurlu olması ve çıkmasına sebep olmasının mümkün olmadığını, yangının meydana geldiği gün çatı katında iki ayrı çalışma yapılmakta olduğunu, ilkinin davalının sözleşme gereği yapmakta olduğu çelik çatı taşıyıcı iskeleti ve asma kat inşaatı, ikincisinin ise işyeri sahibi … firmasının yapmakta olduğu su yalıtımı için membranı şaloma alevi ile eritip yapıştırma işlemi olduğunu, itfaiye raporunda çatı zemininde görülen “izolasyonda kullanılan LPG ile çalışan şalomanın bu ikinci işleme ait olduğunun anlaşıldığını, davalı şirketin yaptığı işlemlerin şaloma ile alakası olmadığını, olay günü davalı şirket çalışanları ile birlikte sekiz kişinin açık çatı alanında çalıştıklarını, … başta olmak üzere … A.Ş. çalışanları ifadelerinde kendileri tarafından yapılmakta olan şaloma işlemden hiç bahsetmediklerini, yanan işyerinin yapı kullanım izin belgelerinin, çalışma ruhsatları tamamıyla şaibeli ve mevzuata aykırı olduğunu, davacı şirket çalışanları olay anında dilatasyon çalışması yapıyor oldukları halde bu hususu gizlediklerini, çatı katında olay anında yapılmakta olan pürmüz alevi ile membranı eritip dilatasyon üstü çalışma zeminine yapıştırma işleminde kullanılan iki adet pürmüze bağlı LPG tüpü bir adet sade LPG tüpü, 52 metre boyunca dilatasyon üzerine yeni yapıştırılmış membran hattı, üzerinde bir adet mala ve iki adet henüz yapıştırılmamış membran rulosunun da savcılık dosyasında bulunan fotoğraflarda görülmekte olduğunu, davalı şirket personelinin olay günü sözleşmesine uygun olarak Trapez Sac Serme işi yapılmakta olduğunu, bu işlem için ateşli alet kullanılmadığını, olay yeri inceleme görüntülerinden yangında en ağır tahribatın dilatasyon hattında oluştuğunu, davacının hiçbir yangın güvenlik önlemi olmamakla birlikte yangın ve OSB yönetmeliği ile tüm mevzuata aykırı olarak çalışma ruhsatı aldıklarını, itfaiye raporunda yapısal güvenlik önlemleri bulunmadığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından olay günü hiçbir sıcak/ısıl işlem yapılmadığını, davacının gerek ihtiyari ve gerek ise mahkeme kanalıyla almış olduğu raporların yüzeysel, yapay ve ihmalkar raporlar olduğunu, böyle bir işyerinde mutlaka kurulu olması gereken Otomatik Yağmurlama (Sprinkler) Sisteminin bulunmadığını, hatta Yangın Hortumu Dolapları Sisteminin de bulunmadığını, yapısal yangın güvenlik tedbirlerinin bulunmadığını, zorunlu olduğu halde sigorta ettirilmediğini, bina yönetmeliğe ve imara aykırı yapılar barındırdığını, bu haliyle çalışma ruhsatı verilmemesi gerektiği halde raporların hiçbirinde bu hususlara değinilmediğini, meydana gelen olay sebebiyle davalının sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf incelemesine konu dava İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/459 Esas sayılı dosyası ile açılmış, mahkeme tarafından 18.10.2021 tarih 2021/459 esas ve 2021/692 Karar sayılı kararı ile İstanbul 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/409 esas sayılı asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir. İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/459 Esas sayılı dosyasından verilen 15/10/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararı davacı vekilince istinaf edilmiş, Dairemizin 12/01/2022 tarih ve 2021/3533 Esas, 2022/54 Karar sayılı kararı ile; mahkemenin 15/10/2021 tarihli ara kararında dayanak olarak gösterilen İBB İtfaiye Daire Başkanlığının yazısı ve soruşturma dosyasındaki bilirkişi raporunun ihtiyati haciz verilmesine dayanak yapılan delilleri ortadan kaldırıcı nitelik ve netlikte olmadığı, yargılamanın devam ettiği, toplanacak deliller nazara alınarak talep halinde ihtiyati tedbir hususunda her zaman yeniden karar verilebileceği göz önüne alınarak bu aşamada yerel mahkemenin ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik ara kararının hatalı olduğu gerekçesiyle ara kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş; mahkemece 11/04/2022 tarihli ara kararı ile, dosyaya sunulan uzman raporları, savcılık tarafından verilen kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararının kaldırılmasına dair İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2021/7368 değişik iş sayılı kararı ve dosya kapsamı itibariyle, bu aşamada alacağın varlığı hususunda yaklaşık ispat koşulu sağlandığı ve alacak rehinle temin edilmediği gerekçesi ile mahkeme tarafından %15 teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar vermiştir. Davalı tarafın ihtiyati haciz kararına itiraz etmesi üzerine, mahkeme tarafından duruşma yapılarak verilen 26.05.2022 tarihli ara kararı ile, davacı tarafça sunulan deliller ve dosya kapsamı itibariyle alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edildiği kabul edilerek mahkeme tarafından ihtiyati haciz kararı verildiği, davalı tarafın itiraz sebeplerine dayanak hususların verilen kararın kaldırılmasını gerektirmediği, soruşturma dosyasının derdest olduğu, davacı tarafın görüntüleri gizlediğine yönelik iddianın bu aşamada değerlendirilecek bir husus olmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının ihtiyati haciz talep ettiği alacak iddiasının haksız eyleme dayalı olarak fabrikalarında çıkan bir yangına bağlı olduğunu, yangının çıkış sebebiyle ilgili uzman kişilerden rapor alarak dosyaya sunduklarını, itfaiyeden alınan rapor ile yangın çıkış sebebinin davalı şirket çalışanlarının bir ilgisinin bulunmadığını, kaçma şüphesi değerlendirilmediğini, mahkeme tarafından muaccel olmayan bir alacak için ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz talep edenin öncelikle alacaklı olması gerektiğini, yerleşik Yargıtay içtihatları bu yönde olduğunu, davacı delilleri gizlediğini, kamera görüntülerinin davacı tarafından saklandığını, görüntülerin kolluk kuvvetlerine teslim edilmediğini, kolluk kuvvetlerine kamera kayıt odasının yandığı belirtilerek polis tarafından tutanak tutulmasının sağlandığını, görüntülerin yanmış olmasının imkansız olmasına rağmen bu konudaki taleplerinin dikkate alınmadığını, kolluk kuvvetleri tarafından soruşturma kapsamında görüntüleri alması gerektiğini ancak davacı tarafından görüntülerin teslim edilmediğini, davacı tarafından takipsizlik ve ihtiyati haciz kaldırılması kararından sonra bir takım görüntülerin soruşturma dosyasına sunulduğunu, görüntülerin örneği mahkeme dosyasından alınarak uzman …’a inceleme yaptırdıklarını, 01.03.2021 tarihinde davacıların görüntüleri elde ettiğinin inceleme ile tespit edildiğini, olması gereken bir kısım kamera görüntülerin dosyaya sunulmadığını, 9 ay boyunca görüntülerin dava dosyasına ve savcılık dosyasına sunulmadığını, ihtiyati haciz kararının kamera görüntüleri ve dosya kapsamı ile değerlendirilmesi gerektiğini, ihtiyati haciz kararının davalı şirketin 40 çalışanına maddi ve manevi zarar verdiğini, davalı şirketin ekonomik mahvına sebebiyet verdiği hususlarının dikkate alınması gerektiğini, davacı taraf delil kararttığı ve gizlediği hususu mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, vadesi gelmiş bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafça yangın olayı sebebiyle İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/196 D. iş sayılı dosyası ile 2.000.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiş ve istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 07.09.2021 tarih 2021/2210 esas ve 2021/1528 karar sayılı ilamı ile istinaf talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafça ihtiyati haciz kararı üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış, takip borçlusunun itirazı üzerine davacı tarafça, mahkemece asıl dava olarak görülmekte olan İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/409 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmıştır.Davacı tarafça aynı olay sebebiyle İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/198 D.iş sayılı dosyası ile 400.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz başvurusunda bulunulmuş, mahkemece talebin kabul edilmesi ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ilamsız takip yapılmış, itiraz üzerine İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/410 esas sayısı ile itirazın iptali davası açılmış, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karşı tarafın istinaf talebi üzerine Dairemizin 07/09/2021 tarih ve 2021/2211 esas, 2021/1479 karar sayılı kararı ile istinaf talebinin reddine karar verilmiş, Mahkemece 14/09/2021 tarih 2021/410 esas ve 2021/583 karar sayılı ilamı ile asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir.Davacı tarafça yine aynı olay sebebiyle İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/297 D.iş sayılı dosyası ile 2.600.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz başvurusunda bulunulmuş, mahkemece talebin kabul edilmesi ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ilamsız takip yapılmış, itiraz üzerine dava konusu mahkeme dosyasında itirazın iptali davası açılmış, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına 14.10.2021 tarihinde karar verilmiş, Mahkemece 18.10.2021 tarih 2021/459 esas ve 2021/692 karar sayılı ilamı ile asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258.m. uyarınca ihtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, iddia, savunma, itfaiye olay raporu, delil tespiti raporu, ceza soruşturma dosyası, taraflarca sunulan uzman raporları, sonradan ibraz edilen kamera kısmi görüntüleri ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep eden tarafın iddiasının yaklaşık olarak ispatı koşulunun gerçekleşmiş olduğu kanaatine varılmış olup, delillerin toplanması ve talep halinde ihtiyati hacize ilişkin talepler her zaman yeniden değerlendirilebileceğinden, bu aşamada yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle karşı taraf vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesİ’nin 18/10/2021 tarih ve 2021/409 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.