Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2301 E. 2022/1943 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2301
KARAR NO: 2022/1943
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2022
NUMARASI: 2020/985 Esas, 2022/371 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulması üzerine mahkeme kararı Dairemizce kaldırılmış, mahkemece yeniden davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan .. konutları projesinin elektrik tesisatı, imalat ve montajına ilişkin taşeron sözleşmesinin davalının temerrüdü nedeniyle feshedildiğini, sözleşmenin feshinden önce hak ediş alacaklarına mahsuben davalı şirkete 2 adet çek teslim edildiğini, teslim edilen 2 adet çekten … Bank Avcılar İstanbul Şubesi’ ne ait … numaralı, 30/01/2017 keşide tarihli, 200.000,00 TL meblağlı çekin müvekkiline iade edildiğini, ancak aynı bankanın … numaralı, 30/04/2017 keşide tarihli, 200.000,00 TL meblağlı çekin iade edilmediğini ileri sürerek müvekkilinin iade edilmeyen … numaralı, 30/01/2017 keşide tarihli, 200.000,00 TL meblağlı çekten dolayı davalı yana borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesi gereğince davacının ödeme temerrüdüne düşmesi üzerine davacıdan ödeme amaçlı 2 adet çek alındığını, davacı şirketin ödemelerini yapamaması ve ticari işin sıkıntıya girmesi nedeniyle, davacının talebi ve müvekkilinin de kabulüyle sözleşmenin sözlü olarak fesih edildiğini, fesih kabul edilse dahi müvekkilinin ticari iş gereğince hakkediş ve malzeme siparişinden kaynaklı alacakları doğduğunu, müvekkilinin 4-5 aylık çalışma karşılığı hak edişlerinin 88.772,13 TL tuttuğunu, müvekkilinin davacı şirkete 26/07/2016 tarih, … numaralı 44.850,32 TL’lik fatura kestiğini, bu faturayı defterine işlediğini, ayrıca bu iş için fesihten önce müvekkili tarafından 149.227,87 TL ödenerek işe özel ürünler sipariş edildiğini, hak ediş için 06/02/2017 tarihinde … numaralı fatura ile davacıya 193.520 TL’lik bir fatura daha kesilip gönderildiğini ve bu faturanın da müvekkili defterlerine işlendiğini, dava açılmadan önce davacı şirketin müvekkiline ödemesi gereken hakediş bedelinin 238.370,32 TL olduğunu, davacının müvekkiline 50.000,00 TL ödediğini, davacı tarafça teslim alınmayan özel mallarin müvekkilinin deposunda muhafaza edildiğini, mahkeme kararı ile çekin ödenmesini engellemeyi başaramayan davacı şirketin ürünleri dava tarihinden sonra 04/05/2017 ve 05/05/2017 tarihli teslim tutanakları ile teslim aldığını, çek bedeli olan 200.000,00 TL’nin tahsiliyle taraflar arasında herhangi bir alacak ve borç kalmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 18/12/2017 tarihli dilekçesi ile, 04/05/2017 ve 05/05/2017 tarihli teslim belgesindeki kimi malların teslim alındığını, ancak teslim alınan malların çek bedeli kadar olmadığını, faturadaki malların değeri ile malların özel üretim-sipariş olup olmadığının tespitinin gerektiğini, davalı tarafça çek bedelinden fazla tahsilat yapıldığını ileri sürerek 50.772,13 TL yönünden davalarına istirdat davası olarak devam ettiklerini bildirmiştir. Mahkemece 26/02/2018 tarihli karar ile, davacı tarafın davalının temerrüde düştüğünü ispatlayamadığı, davalının sunduğu başka firmalardan aldığı faturalar ve incelenen ticari defterlere göre BA -BS formları dikkate alınarak davalı şirketin hakediş ve özel siparişler kapsamında düzenlemiş olduğu faturanın, irsaliyeli fatura olduğu ve fatura üzerinde teslim alan kısmında davacı şirketin kaşe ve imsasının bulunduğu, davacı taraf adına fatura içeriğindeki ürünleri teslim alıp almadığı, davalı tarafından sunulan 04/05/2017 ve 05/05/2017 tarihli ürünlerin teslim edildiğine dair davacı şirketin beyanının tespiti için davacı şirkete isticvap davetiyesi gönderildiği, ancak davacı şirketin yapılan ihtarata rağmen mahkemede hazır bulunmadığı , verdiği dilekçe ile de malların teslim alındığını, ancak değerinin faturadaki değer olmadığı daha düşük değerde olduğununun iddia edildiği, incelenen defter kayıtlarına göre davacının söz konusu … nolu faturaya itiraz ettiğine dair delil sunamadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 . Maddesi gereğince davacının fatura içeriği malı, sunulan dilekçe ve isticvap davetiyesi sonucuna göre teslim almış olup buna süresinde itiraz etmediğinin anlaşıldığı, incelenen taraf defterleri, sunulan delillere göre davacının davalının temerrüde düşmesinde sulh olduğunu ispat edemediği gibi söz konusu iş sebebiyle davalının hakdediş ve sipariş alacaklarının teslim alınan fatura dikkate alınarak bunun aksini ispat edemediğinden sunulan dellillere göre davacının davalı yandan 11.629,68 TL alacaklı olduğu, dava devam ederken çek bedeli ödendiğinden davanın istirdat davasına dönüştüğü gerekçesiyle, davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile; davacının davaya konu … Bank Avcılar şubesine ait … nolu, 30/04/2017 keşide tarihli çekten dolayı 11.629,68 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davacının bu kısım yönünden istirdat talebinin kabulüne, 11.629,68 TL’nin ödeme tarihi olan 30/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin menfi tespit ve isirdat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 27/04/2018 tarihli istinaf dilekçesiyle, isticvap davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini, HMK’nın 107/1.maddesi gereğince tüzel kişiler adına yetkili temsilcinin isticvap olunacağının kabul edilmesi karşısında yetkili temsilci yerine şirkete çıkarılan isticvap davetiyesinin usulsüz olduğunu, bilirkişice … nolu faturaya müvekkili tarafından 8 gün içinde itiraz edilmediğine yönelik tespitinin hatalı olduğunu, zira bu faturanın müvekkili defterinde yer almadığının tespit edildiğini, dosyadaki deliller ile müvekkiline teslim edilen kimi malların dava tarihinden sonra teslim edildiğinin sabit olduğunu, mahkemece gerekçeye esas alınan faturanın irsaliyeli fatura olduğu tespit edildikten sonra, irsaliyeli faturada faturaya konu malların aynı anda teslim edilmesi gerekirken bizzat davalı tarafça da malların 04-05/05/2017 tarihinde teslim edildiğinin kabul edildiğini, davalı tarafça müvekkiline gönderilen cevabi ihtarnamede dahi bu faturaya dayanılmayarak özel siparişe dayalı mallar ile hak ediş bedeli denilerek 180.000,00 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, mahkemece isticvapa gidilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan faturada herhangi bir imza yer almadığını, 04-05/05/2017 tarihli teslim eden- teslim alan kaşesi ve imzası bulunan mal kalemlerine ilişkin ürün teslim belgesi yer aldığını, belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması için isitinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dairemizin 23/11/2020 tarih, 2018/1271 Esas, 2020/1335 Karar sayılı kararı ile, mahkeme gerekçesinde ve hükme esas alınan 24/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu 06/02/2017 tarihli ve … nolu irsaliyeli fatura üzerinde teslim alan olarak davacı şirketin kaşe ve imzasının yer aldığı belirtilmiş ise de, yapılan incelemede, faturada davacı tarafın kaşe ve imzasının bulunmadığı tespit edildiğinden mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak faturadaki imza nedeniyle fatura içeriği malın davacı tarafça teslim alındığı ve süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek, mahkemece 06/02/2017 tarihli ve … nolu irsaliyeli faturada davacı tarafın kaşe ve imzası bulunmadığından, taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan 04-05/05/2017 tarihli, teslim eden- teslim alan kaşesi ve imzası bulunan teslim belgelerindeki malların değerinin tespiti için 24/11/2017 tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan mali müşavir bilirkişiye, elektrik mühendisi bilirkişi eklenmek suretiyle oluşturulacak kuruldan ek rapor aldırılması ve davacı yanın istirdat talebi de gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Dairemizin kaldırma kararı üzerine, yerel mahkemenin 04/04/2022 tarihli kararı ile, davacı yanın davalının temerrüde düştüğünü TTK’nın 18/3. Maddesine uygun şekilde noter aracılığı, e- posta, taahhütlü mektup gibi ispata yarar delillerle ispatlayamadığı, davalının sunduğu başka firmalardan alınan fatura ve incelenen ticari defterlere göre BA -BS formları dikkate alınarak davalı şirketin hakediş ve özel siparişler kapsamında düzenlemiş olduğu faturanın irsaliyeli fatura olduğu ve fatura üzerinde teslim alan kısmında davacı şirketin kaşe ve imsasının bulunduğu ,anılan irsaliyeli fatura aslının mahkemece görüldüğü ve “aslı gibidir” şerhi ile dosya arasına alındığı, bu itibarla davacı tarafın bu hususta ve fatura içeriğindeki ürünleri teslim aldığı konusunda davalı tarafından sunulan 04/05/2017 ve 05/05/2017 tarihli ürünlerin teslim edildiğine dair davacı şirketin beyanının tespiti için davacı şirket temsilcisine isticvap davetiyesinin talimat ile çıkartıldığı, davacı şirket yetkilisinin yapılan ihtarata rağmen talimat mahkemesinde hazır bulunmadığı, daha önce sunulan dilekçe ile de malların teslim alındığını ancak değerinin faturada ki kadar olmadığı, daha düşük değerde olduğunun iddida edildiği ve istinaf ilamında faturanın imzasız olduğu anlaşılmakla rayiç hesabı yapılması gerektiği belirtilmiş ise de; irsaliyeli faturada davalının imzasının olduğu ve faturaya itiraz etmeyerek içeriğini kabul etmiş sayılacağından rayiç hesabı yapılmasına gerek kalmadığı, incelenen defter kayıtlarına göre davacının söz konusu … nolu fatura itiraz ettiğine dair delil sunamadığı, TTK’nın 21/2. Maddesinde yer alan; “Bîr faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı (içeriği) hakkında bir itirazda bulunmamışsa, mıirtderecatmı (içeriğini) kabul etmiş sayılır.’ dendiği, faturaya tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde itiraz edilmemiş olması durumunun, sadece o faturanın miktar ve fiyat yönünden kapsamının kabul anlamını taşıdığının açık olup, davacı fatura içeriği malı sunulan dilekçe ve isticvap davetiyesi sonucuna göre teslim almış olup buna süresinde itiraz etmediği anlaşıldığından incelenen taraf defterleri, sunulan delillere göre davacı davalının temerrüde düşmesinde sulh olduğunu ispat edemediği gibi, söz konusu iş sebebiyle davalının hakdediş ve sipariş alacaklarının teslim alınan fatura dikkate alınarak bunun aksini ispat edemediği, sunulan dellillere göre davacı yanın davalı şirketten sadece 11.629,68 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile; davacının davalıya davaya konu … Bank Avcılar şubesine ait … nolu, 30/04/2017 keşide tarihli çekten dolayı 11.629,68 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davacının bu kısım yönünden istirdat talebinin kabulüne, 11.629,68 TL’nin ödeme tarihi olan 30/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin menfi tespit ve istirdat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 13/06/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, taraflar arasındaki … Konutları Projesinin elektrik tesisatı imalatı ve montajına ilişkin sözleşmenin taşeron firmanın temerrüdü sebebiyle müvekkili tarafından feshedildiğini, sözleşmenin feshinden önce hak ediş alacaklarına mahsuben davalı şirkete teslim edilen … Bank Avcılar İstanbul Şubesi’ne ait … numaralı 30/01/2017 keşide tarih ve 200.000,00 TL meblağlı çekin iade edildiğini, ancak iade edileceği beyan edilmesine rağmen aynı bankanın … numaralı, 30/04/2017 keşide tarih ve 200.000,00 TL meblağlı çekin iade edilmemesi sebebiyle müvekkili tarafından davalıya Trabzon …Noterliği’nin 17/03/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamenin tebliğini müteakip davalı tarafça müvekkiline gönderilen Büyükçekmece …Noterliği’nin 20/03/2017 tarih ve … yevmiye sayılı cevabi ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğinin kabul edildiğini, fakat hukuki dayanaktan yoksun olarak özel siparişe ve bakiye hak edişe dayalı alacakların ödenmediği iddiası ile bu alacakların ödenmesi halinde çekin iade edileceğinin bildirildiğini, davalı şirketin cevabi ihtarnamesi ile … Bank Avcılar İstanbul Şubesi’ne ait … numaralı 30/04/2017 keşide tarihli, 200.000,00 TL meblağlı çekin sözleşmeye dayalı olarak teslim alındığı bir başka anlatımla kambiyoya dayalı olarak sebepten mücerret olmadığının mahkeme dışı ikrar ile sabit bulunduğunu, ihtarnamede ileri sürülen hususlara ilişkin olarak, yapılacak yargılama sonucu müvekkili davacı şirketin gerek hakedişten gerekse de iddia edilen özel siparişe dayalı bir borcunun bulunmadığının ispatlanacağı, bu hususta ispat külfetinin davalı tarafa ait olması sebebiyle … Bank Avcılar İstanbul Şubesi’ne ait … numaralı, 30/04/2017 keşide tarih ve 200.000,00 TL meblağlı çeke dayalı olarak müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini teminen Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/386 Esas sayılı dosyasına kayden menfi tespit davası ikamesi ile birlikte tedbir talep edildiğini, ancak taleplerinin reddedilmesi üzerine müvekkilinin ticari itibarının sarsılmamasını teminen çek bedelinin hesaba yatırıldığını ve davalı şirket tarafından çek bedelinin tamamının tahsil edildiğini, Nitekim, 09/10/2017 tarihli dilekçeleriyle, davanın açılmasından sonra müvekkilinin ticari itibarının sarsılmasını önlemek için çek bedelinin ödendiğinin ve çek bedelinin ödenmesi sebebiyle kimi malların da 04-05/05/2017 tarihinde teslim alındığının ve menfi tespit davası açılmasına sebebiyet veren davalı tarafın teslim edilen malı aşar oranda yapılan tahsilat yönünden davanın istirdat davasına dönüştüğünün taraflarınca açıkça ifade edildiğini, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve alınan rapor ile 06/02/2017 tarihli ve … nolu faturanın taraflar arasında ihtilaflı olduğunun tespit edildiğini, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçelerinde, davalı tarafça dosya kapsamına sunulan 04-05/05/2017 tarihli teslim belgesinde bahsi geçen kimi malların dava tarihinden sonra ve müvekkilin daha da mağdur olmaması adına teslim alındığının beyan edildiğini, bilirkişinin tespit ettiği faturanın davalı tarafın bizzat cevabi ihtarnamesinde dahi belirtmediği bir husus olduğunun ifade edildiğini, kimi malların teslim alınması sebebiyle bu malların değerinin belirlenerek davanın ne miktar üzerinden konusuz kaldığının belirlenmesi, yine konusuz kalan dava yönünden dava açılmasına sebebiyet veren tarafın davalı olduğunun tespiti ile fazladan tahsil edilen meblağ yönünden de menfi tespitten istirdada dönüşen bedelin tespiti ile tahsilinin talep edildiğini, Mahkemece gerekçeli kararda bilirkişinin tespit etmiş olduğu … nolu faturaya davacı müvekkilinin 8 gün içerisinde itiraz ettiğine dair bir delilin dosyada bulunmadığının belirtildiğini, ancak bu faturanın müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer almadığının yine aynı bilirkişi raporunda tespit edildiğini, keza dosyaya mübrez deliller ile müvekkiline teslim edilen kimi malların dava tarihinden sonra teslim edildiğinin de açık olduğunu, öte taraftan, mahkemenin gerekçeye esas aldığı faturanın irsaliyeli fatura olduğu tespit edildikten sonra irsaliyeli faturaya konu malların aynı anda teslim edilmesi gerekir iken bizzat davalı tarafça da malların 04-05/05/2017 tarihinde teslim edildiğinin açıkça beyan edildiğini, keza davalı tarafça cevabi ihtarnamede dahi bu faturaya dayanılmadığını, sadece özel siparişe dayalı mallar ile hak ediş bedeli denilerek 188.000,00 TL’sinin ödenmesinin talep edildiğini, kaldı ki, BAM kararında taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan 04-05/05/2017 tarihli, teslim eden- teslim alan kaşesi ve imzası bulunan teslim belgelerindeki malların değerinin tespiti için 24/11/2017 tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan mali müşavir bilirkişiye, elektrik mühendisi bilirkişi eklenmek suretiyle oluşturulacak kuruldan ek rapor aldırılması ve davacı yanın istirdat talebi de gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekçesi ile kaldırma kararı verildiğini ve fakat kaldırma kararı doğrultusunda inceleme yapılmaksızın hüküm tesis edildiğini, öte taraftan, isticvaba ilişkin talimat mahkemesince usulüne uygun tebliğ işlemleri yapılmadığından mahkemenin isticvabın usulüne uygun yapıldığı yönündeki tespitinin de hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur. Taraflar arasında bila tarihli “… Konutları-… Blok- … Daire Projesi”nin elektrik tesisat işlerinin yapımı ve montajı konusunda taşeron sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacı taşeron sıfatıyla, davacının yapımını yüklendiği … konutlarının elektrik tesisatının imali ve montaj işini yapmayı üstlenmiştir. Sözleşmenin 6.maddesinde; iş bedeli KDV dahil 1.770.000,00 TL olarak belirlenmiş, maddenin devamında; iş bedelinin ödeme şekli düzenlenmiştir. Buna göre; iş bedelinin 50.000,00 TL’sinin Eylül 2016 yılında, 200.000,00 TL’sinin Ekim 2016 yılında, 200.000,00 TL’sinin Aralık 2016 yılında, 200.000,00 TL’sinin Ocak 2017 yılında, 200.000,00 TL’sinin Mart 2017 yılında, 200.000,00 TL’sinin Nisan 2017 yılında olmak üzere toplam 1.050.000,00 TL sıralı çek ile, 300.000,00 TL’sinin barter usulü daire verilerek ve bakiye 420.000,00 TL’nin de aylık hak edişler ile nakit ödeneceği kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında sözleşmeye, içeriğine, iş bedeline ve sözleşmenin davacı yüklenici yanca feshedildiğine yönelik bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Yanlar arasındaki ihtilaf; davacı yüklenici yanca davalıya teminat amaçlı verilen 2 adet 200.000,00 TL meblağlı çeklerden … Bank Avcılar şubesine ait, … nolu, 30/04/2017 keşide tarihli çekten dolayı davacı yanın alacağının olup olmadığı, var ise bu alacağın miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır. Mahkemece aldırılan ve SMMM bilirkişi … tarafından hazırlanan 24/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin usulüne uygun tutulan ve sahibi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerine göre, davalı şirketten 205.149,68 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin usulüne uygun tutulan ve sahibi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerine göre, davacı şirketin 11.629,68 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında 193.520,00 TL cari hesap farkı bulunduğu, bu farkın davalı şirketin davacı şirkete düzenlediği 06/02/2017 tarihli ve … nolu faturadan kaynaklandığı, söz konusu faturanın irsaliyeli fatura olup, faturada “Güzelce, Gürpınar ve Beykoz şantiyeleri malzemeli elektrik tesisat işleri bedeli” açıklaması yapıldığı ve fatura üzerinde teslim alan olarak davacı şirketin kaşe ve imzası bulunduğu, tarafların B formlarının incelenmesi neticesinde, davacı şirketin bu faturayı kayıtlarına almadığı ve BA formunda beyan etmediği, davalı şirketin ise düzenlediği bu faturayı kayıtlarına aldığı ve BS formunda beyan ettiği, inceleme esnasında fotokopi olarak ibraz edilen fatura üzerindeki teslim alanın kaşe ve imzasının davacı şirkete ait olduğuna karar verilmesi durumunda, davacı şirketin 30/04/2017 keşide tarihli, 200.000,00 TL tutarındaki çek nedeniyle davalı şirkete borçlu olduğu, ancak davalı şirketin davacı şirkete 11.629,68 TL borçtan sorumlu olduğu, fatura üzerindeki teslim alanın kaşe ve imzasının davacı şirkete ait olmadığına karar verilmesi durumunda ise, davacı şirketin 30/04/2017 keşide tarihli 200.000,00 TL tutarındaki çek nedeniyle davalı şirkete borçlu olmadığı ve bununla birlikte davalı şirketten 5.149,68 TL alacaklı olacağı belirtilmiştir.Dosyanın incelenmesinde; Dairemizin kaldırma kararında, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 06/02/2017 tarihli ve … nolu irsaliyeli fotokopi faturada, teslim alan bölümünde davacı yanın kaşe ve imzasının bulunduğu belirtilerek hesaplama yapıldığı, ancak Dairemizce yapılan incelemede dosyada bulunan fotokopi fatura üzerinde teslim alan bölümünde davacı yanın kaşe ve imzasının bulunmadığının tespit edildiğinin belirtildiği, Dairemiz kararından sonra davalı yanca dosyaya ibraz edilen beyan dilekçelerinde Dairemiz kararının hatalı olduğu, fotokopi faturada davacı yanın kaşe ve imzasının bulunduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece yapılan yargılamada Dairemizce yapılan tespit gibi fotokopi faturada teslim alan bölümünde davacı yanın kaşe ve imzanın bulunmadığı belirlendiğinden davalı yana fatura aslının ibrazı için süre verildiği, davalı yanca aslı sunulan fatura üzerinde teslim alan bölümünde davacı yanın kaşe ve imzasının bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece ibraz edilen dava konusu fatura aslında teslim alan bölümünde davacı yanın kaşe ve imzasının bulunduğu tespit edilmesi akabinde faturadaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığının belirlenmesi için davacı şirket yetkilisi olduğu tespit edilen … adına meşruhatlı isticvap davetiyesi çıkartılması konusunda Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimat mahkemesince 2021/137 Talimat sayılı dosyasından davacı şirket yetkilisine çıkartılan ihtaratlı isticvap davetiyesine rağmen davacı şirket yetkilisinin talimat duruşmasına gelmediği tespit edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde öncelikle davacı şirket yetkili adına talimat mahkemesince çıkartılan isticvap davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği yönünde itirazda bulunulduğundan Dairemizce bu yönde inceleme yapılması gerekmiştir. Yapılan incelemede; mahkemece 28/06/2021 tarihli duruşmanın 2 nolu arar kararı gereğince Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat doğrultusunda, talimat mahkemesince 16/07/2021 tarihinde davacı şirket yetkilisi … adına meşruhatlı ve ihtaratlı isticvap davetiyesi çıkartıldığı, tebligata davalı tarafça ibraz edilen 06/02/2017 düzenleme tarihli, … seri nolu irsaliyeli faturanın bir örneğinin eklendiği, davetiye üzerine “Dava konusu ekte gönderilen belgedelerdeki imzanın tarafınıza yahut çalışanınıza ait olup olmadığı hususunda beyanda bulunmanız, imzaya itirazınız halinde huzurda emsal imza örneklerinizin ve diğer belgeler içeriğine karşı beyanınız alınacağından, belirtilen duruşma gün ve saatinde mahkememizde hazır bulunmanız, hazır bulunmadığınız takdirde davaya konu sevk irsaliyelerine konu ürünlerin tarafınızca teslim alındığı, imzanın tarafınıza ait olduğu ve belgeler içeriğinin doğru olduğu hususlarının mahkemece kabul edileceği ihtar ve tebliğ olunur.” şerhi verildiği, tebligatın davacı şirket yetkilisi adına bildirilen … Mahallesi, … Bulvarı, … Ortahisar/Trabzon adresine tebliğe çıkartıldığı, tebligatın yetkilinin çarşıda olduğunu beyan eden daimi çalışan …’a 06/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 06/09/2021 tarihli duruşmaya yetkili … vekili tarafından yetkiliye ait doktor raporu ekli mazeret dilekçesi sunulduğu, mahkemece mazeretin kabul edildiğine ve bir sonraki duruşma günü yetkilinin hazır edilmesi gerektiğine yönelik ara karar tesis edilmesine rağmen yeni duruşma günü ile bir sonraki duruşma günü yetkilinin hazır edilmesi gerektiğine yönelik ara karar tesis edilen duruşma zaptının davacı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Davacı şirket yetkilisinin isticvap beyanının alınmasına yönelik tebligatın usulüne uygun olarak davacı şirket yetkilisi vekiline tebliğ edilmediğinden, istinafa konu kararın verildiği mahkemece isticvap davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davacı şirket yetkilisinin duruşmaya gelmediği ve davetiye üzerine yazılan ihtaratı kabul etmiş sayılacağı kabul edilerek eldeki davanın sonuçlanması yoluna gidildiği tespit edilmiştir.Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz. Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanunun uygulanması için çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece talimat mahkemesinde yapılan yargılama sırasında 06/09/2021 tarihli duruşmada davacı şirket yetkilisi …’un rahatsızlığı nedeniyle mazeretin kabul edildiğine ve bir sonraki duruşma günü yetkilinin hazır edilmesi gerektiğine yönelik ara karar tesis edilmesine rağmen, bu duruşma zaptının ve yeni duruşma gününün davacı şirket yetkilisi vekiline tebliğ edilmediği, bir sonraki 02/02/2022 tarihli duruşmada yeni duruşma günü vekile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş gibi, hatalı değerlendirme ile yetkili ve vekilinin duruşma gününden haberdar olduğu halde duruşmada hazır bulunmadıkları belirtilerek talimat dosyasının işlemsiz gönderildiği görülmektedir. Davacı şirket yetkilisi vekilinin mazeret dilekçesinde duruşma gününü uyap üzerinden öğrenme talebi olmadığı gibi, böyle bir talep olsa dahi mevzuatımızda Uyap’tan öğrenme şeklinde bir tebliğ usulü bulunmadığından mazereti kabul edilen tarafa usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saatini bildirir şekilde tebligat yapılması gerekir. Mahkemenin 06/09/2021 tarihli duruşmasında davacı şirket yetkilisi vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilerek duruşma 02/02/2022 gününe bırakılmış ise de duruşma gününün mazereti kabul edilen davacı vekiline tebliğe çıkarılmadığı halde hukuki dinlenilme hakkını (HMK m. 27) zedeleyecek şekilde 02/02/2022 tarihli duruşmada davacı şirket yetkilisi ve vekilinin duruşma gününden haberdar olmasına rağmen hazır bulunmadıklarının belirtilmesi ve eldeki davada da mahkemesince davacı şirket yetkilisinin usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen isticvap duruşmasına katılmadığı kabul edilerek davanın yazılı şekilde esastan sonuçlandırılması isabetsiz olmuştur. O halde mahkemece yapılacak iş, dava konusu 06/02/2017 tarihli ve … nolu irsaliyeli fatura ile davacı vekilinin 18/12/2017 tarihli dilekçesinde 04/05/2017 ve 05/05/2017 tarihli teslim tutanaklarındaki bir kısım malların teslim alındığına yönelik iddiası yönünden hangi malların teslim alındığının tespiti için davacı şirket yetkilisinin isticvabı için gereken tebligatların usulüne uygun yapılması konusunda yeniden talimat yazılması, davacı şirket yetkilisinin faturadaki imza ve içeriği ile teslim tutanaklarının içeriğine ilişkin beyanlarının tespitinden sonra işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2022 tarih, 2020/985 Esas, 2022/371 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.