Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/228 E. 2022/234 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/228
KARAR NO: 2022/234
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2021
NUMARASI: 2020/190 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; arsa malikleri sıfatıyla davalılar … ve … ile müvekkili arasında Sarıyer ilçesi, … mahallesi, … ada, … parseldeki taşınmaz üzerine ileride yapılacak Gayrimenkul Satış Vadi Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi için 24.10.2016 tarihinde Ön Protokol adı altında bir sözleşme imzalandığını, müvekkilinin çalışmalara başladığını ve arsa maliklerinin bilgi ve istekleri dahilinde davalı mimar … ile söz konusu taşınmazla ilgili olarak mimarlık ve tüm proje hizmetleri ve ilgili mercilerden yasal onaylarla birlikte ruhsat alınması işi konusunda 11.11.2016 tarihli Mimarlık Proje İşi Sözleşmesinin ve aynı tarihli İnşaat Kontrollük ve Uygulama Protokolünün akdedildiğini, müvekkilince arsa maliklerine muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığını, ayrıca davalı …’a da ödeme yapıldığını, ancak resmi şekilde Gayrimenkul Satış Vadi Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin düzenlenmediğini, müvekkilinin bu konudaki ihtarnamelerinin cevapsız bırakıldığını, davalı …’ın da üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, arsa maliki ve mimar olan davalılara akdedilen ön protokoller kapsamında toplamda 428.197,55 TL ödeme yapıldığını, resmi sözleşme yapılmadığından ödenen bedelin iadesini teminen İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında davalıların haksız itirazının iptaliyle takibin devamına alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 27.10.2021 havale tarihli dilekçesi ile de davanın 10.08.2017 tarihinde açıldığını, görevsizlik kararları ve aşamalarıyla birlikte aradan 4 yıldan fazla zaman geçtiğini, dosyanın geldiği aşama ve toplanan deliller dikkate alındığında, haklılığın kuvvetle muhtemel hale geldiğini, davalıların mal kaçırma ihtimallerinin bulunduğunu, ileride lehe verilecek hükmün tahsil ve infaz kabiliyetinin olmama ihtimalinin yüksek olduğunu, bunun mağduriyeti had safhaya taşıyacağını, davacı müvekkilinin alacağının herhangi bir güvenceden yoksun bulunduğunu, alacağın muaccel ve talep edilebilir olduğunu, yaşanan ekonomik dalgalanmalar, faizin paranın değerini karşılamasının mümkün olamayacağını belirterek davalıların mal, hak ve alacakları üzerine mümkünse teminatsız, 335.656,19 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, vekalet ücreti ve masraflarıyla birlikte tahsiline imkan verecek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, 2004 sayılı İİK’nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, aynı yasa’nın 258. maddesi uyarınca alacaklının, alacağın varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemede olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterli olup, buradaki ispatın asıl davadaki gibi tam bir ispat olmayıp yaklaşık ispat olduğu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin yerleşik kararında belirtildiği üzere “2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterli olduğu, mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gerekenin alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi olmadığı, ancak bu noktada alacağın varlığı ve muacceliyeti ile ilgili kanaat verici belgenin varlığının da şart olduğu, talep tarihi itibariyle alacağın varlığı, miktarı, muaccel olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi gerektiği ve henüz bilirkişi raporunun ibraz edilmediği, İİK. 257. maddesindeki koşullar oluşmadığı gerekçesi ile, davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesi ile, mahkemenin red gerekçesinin aksine, dosyada daha önce alınan muhtelif bilirkişi heyet raporlarıyla huzurdaki davada alacağın varlığı, likit ve belirli olduğu, muaccel hale geldiğinin zaten sabit olduğunu, davada en son ek rapora başvurulmasının nedeninin “dava konusu ile ilgili piyasa rayiçleri yönünden de araştırma yapılması ve işlemiş faiz tutarının da hesaplanması” ile ilgili olduğunu, tüm bunlara rağmen, mahkemece gerekçede “…bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği ve henüz bilirkişi raporunun dosyaya ibraz edilmemiş olduğu anlaşılmıştır” ifadeleriyle işbu kök ve ek bilirkişi heyet raporlarının gözardı edildiğini, sanki dosyada hiç rapor yokmuş gibi değerlendirme yapıldığını, bu itibarla dosya kapsamına aykırı bir gerekçeyle ihtiyati haciz talebinin reddedildiğini, işbu bilirkişi heyet raporlarındaki lehlerine tespitlerle, ihtiyati haciz talepleri yönünden yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Talep, davacı ile arsa malikleri … ve … arasında akdedilen 24.10.2016 tarihli ön protokol ve davacı ile diğer davalı arasında akdedilen 11.11.2016 tarihli Mİmarlık Proje Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında ödenen bedellerin iadesi için yapılan takibe vaki itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi ile, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. İhtiyatı haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır. Somut olayda, davanın ilk önce İstanbul 1, ATM’nin 2017/723 E. kayden açıldığı, davacının ihtiyati haciz talebinin 17/08/2017 tarihli ara kararı ile reddedildiği, mahkemenin 20/10/2017 tarih, 2017-723 E,821 K. sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, bunun üzerine dosyanın İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilerek 2018/49 E.’ına kaydedildiği, bu mahkemece 05/02/2019 tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati haciz talebinin reddedildiği, bu kararın istinaf edilmesi üzerine, dairemizin 16/04/2019 tarih 2019/714 E., 487 K. sayılı kararı ile davalı …’a yönelik ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik istinaf talebinin reddine, davalı arsa sahipleri … ve …’ya yönelik ihtiyati haciz talebinin reddine dair karara yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak bu davalılara yönelik talebin kabul ettikleri 115.000 TL tutarla sınırlı olmak üzere kabul edilerek bu miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bunun üzerine İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/04/2019 tarih 2018/49 E. sayılı ara kararı ile ihtiyati haciz talebinin … ve … yönünden 10.000 TL teminatla ve 115.000 TL tutarlı borç miktarı ile sınırlı olmak üzere kabulüne karar verildiği. daha sonra bu mahkemenin de karşı görevsizlik kararı vermesi üzerine İstanbul BAM 37. HD’nin 2019/2240 E., 2020/545 K sayılı kararı ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği, bu karar üzerine davaya İstanbul 1. Asliye Ticaret mahkemesinin istinaf konu ara kararının verildiği esas üzerinden devam edildiği, dosya içinde bulunan belgelere göre teminatın yatırılarak görevsiz asliye hukuk mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararının uygulandığı, bunun üzerine aleyhlerine ihtiyati haciz kararı verilen davalılar … ve …’nın davaya konu takip dosyasına ihtiyati haciz konulan miktarı yatırdıkları anlaşılmıştır. Dava dosyası içinde bulunan belge ve bilgilerden davalılardan … hakkında yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz talebinin reddine dair mahkeme kararı doğru olmakla birlikte, davalı arsa sahipleri … ve … davaya verdikleri cevap dilekçesi ile ön protokolün imzalandığını ve davacı tarafça kendilerine 115.000 TL ödeme yapıldığını, kabul ettiklerinden davalıların bu beyanının yaklaşık ispata yeterli olduğu ve görevsiz İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/49 E. sayılı dosyası üzerinden 30/04/2019 tarihinde dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda ihtiyati haciz kararı verildiği ve bu kararın uygulandığı gözetildiğinde, bu davalılar yönünden kabul ettikleri miktarla sınırlı olarak ihtiyati haciz talebinin şartlarının oluşmadığından dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden davacının, davalı … yönünden ihtiyati haciz talebinin şartları oluşmadığından reddine dair mahkeme ara kararı doğru olmakla birlikte, diğer davalılar yönünden verilen red kararı hatalı olduğundan, davacının istinaf talebinin kabulü ile diğer davalılar yönünden mahkeme kararının kaldırılmasına, bu davalıların kabul ettikleri miktar olan 115.000 TL yönünden, görevsiz mahkemede verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının istinaf edilmesi üzerine dairemizce verilen istinaf talebinin bu davalılar yönünden kabulüne dair kararı üzerine aynı mahkemece verilen 30/04/2019 tarihli ara kararı ve karar sonrası işlemler, bilgi ve belgeler de gözetilmek suretiyle, ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesi için HMK’nın 353/1-a6 maddesi ile dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2021 tarih, 2020/190 Esas (derdest) sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.