Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2261 E. 2022/1744 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2261
KARAR NO: 2022/1744
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/05/2022
NUMARASI: 2020/734 Esas, 2022/404 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince bakiye hak ediş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı … San.Tic.Ltd.Şti. vekilince istinaf talebinde bulunulmuş, Dairemizce mahkeme kararının kaldırılması akabinde mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen yeni karara karşı davalı … San.Tic.Ltd.Şti. vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, davalı adi ortaklığın, dava dışı Ulaştırma Bakanlığı’ndan Kuzey Marmara İhalesi’ni aldığını, davalı … San Tic. Ltd. Şti.’nin ise davalı adi ortaklık ile 18/07/2013 tarihli sözleşme gereğince otoyol inşaatını yapacak yüklenici firma olduğunu, müvekkili ile davalı … San. Tic. Ltd. Şti. arasında 12/08/2013 tarihinde taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2.maddesinde, bu sözleşmenin davalılar arasında imzalanan ana sözleşmenin eki olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin davalı … San. Tic. Ltd. Şti. ile imzaladığı sözleşmeye istinaden iş makinelerini getirerek işçileri ile birlikte verilen işleri yaptığını, yapılan işlere karşılık 30/04/2014 tarihli, 1.241.357,03 TL tutarlı, 30/05/2014 tarihil, 1.679.817,60 TL tutarlı ve 10/06/2014 tarihli 125.000,00 TL tutarlı 3 adet hak ediş düzenlediğini, davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’ nce kesilen hak edişlerin ödenmediği gibi 20/07/2014 tarihli ihtarname ile davalı şirket tarafından sözleşmenin sona erdirildiğinin bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalılar hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 418.635,00 TL hak ediş bedelinin tahsili için icra takibi yapıldığını, ancak davalıların haksız itirazları üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıların icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adi ortaklık adına … Tic. A.Ş. ve … S.p.a vekili, müvekkillerinin takip dayanağı belgelerde ve davacı ile diğer davalı şirket arasında imzalanan sözleşmede taraf olmadığını, davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin adi ortaklıktan bir alacağının da bulunmadığını savunarak müvekkilleri yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi ile davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığını, 25/03/2014 tarihli taşeron sözleşmesi gereğince Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin bir kısmının davacı tarafından yapıldığını, davacının kestiği faturaların karşılığında alacağının ödendiğini, taşeron sözlemesinin 24/07/2014 tarihili ihtarname ile feshedildiğini, davacının ödenmemiş muaccel bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı adi ortaklığın 12/08/2013 tarihli taşeronluk sözleşmesinin tarafı olmadığı, diğer davalı … San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında imzalanan 12/08/2013 tarihli taşeronluk sözleşmesi gereğince işin yapıldığı konusunda davalı şirketin bir itirazının bulunmadığı, bilirkişi kurul raporunda, tarafların incelenen ticari defter ve belgeleri kapsamında davalı … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından itiraz edilmeden kabul edilen hak ediş ve hak ediş faturaları karşılığının 418.635 TL olduğu gerekçesiyle, davalılar… – … Ortaklığı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, yasal koşulları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin reddine, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı … San. Tic. Ltd. Şti. yönünden 418.635 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, İşlemiş faiz yönünden talebin reddine, 418.635,00 TL’ye takip tarihinden itibaren takip koşullarında yasal faiz yürütülmesine, alacak eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili 29/03/2018 tarihli istinaf dilekçesi ile, davacı tarafça dosyaya sunulan ve kümülatif giden 3 hakediş sonrası kendi delil ve belgelerine göre talep edebileceği alacak miktarının 578.937,95 TL, müvekkilinin dosyaya sunulan delil ve belgeler ile sabit olan, davacı tarafından itiraz edilmeyen, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve mahkeme tarafından da kabul edilen ödeme miktarının ise; 577.708,67TL olduğunu , aradaki farkın 1.229,28 TL olmasına karşın mahkemece 418.635 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, davacının hak edişlerde yapılan işlerin karşılığı olarak müvekkiline kestiği faturalar ile, hak edişlerde gösterilen kesinti ve mahsuplara ilişkin olarak müvekkilinin düzenleyip davacıya verdiği ve davacının da itirazsız olarak alıp kabul ettiği, defterlerine işleyip, buna göre beyannameler verdiği faturalara göre, davacının müvekkilinden talep edebileceği bir alacağının bulunmadığını, mahkeme tarafından davacının itirazsız olarak kabul edilen ve kayıtlarına işlenen faturalara değil de, davacının sonradan düzenlediği sahte bir hakediş ve bu sahte hakedişe dayalı olarak düzenleyip, müvekkiline gönderdiği ve müvekkilinin de almayıp itiraz ve iade ettiği davacı faturasına göre karar verildiğini, mahkeme kararının ispat külfeti bakımından da isabetsiz olduğunu, davacının bizzat kendisinin delil olarak dosyaya sunduğu 3 nolu hakedişin davacının dosyaya sunduğu “sahte 2 nolu hakediş”i yalanladığını, müvekkilinin dosyaya delil olarak sunduğu “2 nolu hakediş” içeriğini teyit etmediğini, Davacının dosyaya sunduğu 3 nolu hakedişe göre; 2 nolu hakedişten gelen alacak miktarının; 459.788,84 TL, nihai ve toplam alacak miktarının ise; 578.937,95 TL olarak gösterildiğini, müvekkilinin dosyaya sunduğu 2 nolu hakedişe göre alacak miktarının; 459.788,82 TL, davacının dosyaya sunduğu “sahte 2 nolu hakedişe göre alacak miktarının ise; 1.075.387,10 TL olduğunu, bu rakamların; mahkeme ve bilirkişi tarafından itibar edilerek, buna göre hesaplama yapılan ve karar verilen davacı hakedişinin içeriğinin doğru olmadığını, bu hakedişe göre sonradan düzenlenen fatura içeriğinin de gerçeğe aykırı olduğunu ortaya koyduğunu, mahkeme kararının isabetsizliğini gösterdiğini, davacının dosyaya sunduğu “sahte 2 nolu hakediş”in müvekkili tarafından kabul edilmediğini, bu hakedişin sahteliğine ilişkin şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/156601 sayılı dosyası ile halen devam etmekte olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için isitinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dairemizin 02/11/2020 tarih, 2018/1014 Esas, 2020/1173 Karar sayılı kararı ile; işe başlama tarihinden, sözleşmenin fesh edildiği tarihe kadar işin davacı tarafça yapıldığının davalı tarafın kabulünde olduğu, davacı tarafça yapılan iş miktarına ilişkin olarak, sözleşme gereğince 30/04/2014, 31/05/2014 ve 30/06/2014 tarihli 3 adet hak ediş ve 2 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafça da dosyaya 2 adet fatura sunulduğu, miktar olarak davacının sunduğu faturalar ile aynı olduğu, davacı şirketin, dosyaya delil olarak örneklerini sunduğu 3 adet hakedişe dayalı olarak alacak iddiasında bulunduğu, 1. hak ediş miktarında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, ancak 1.hak edişte yapılan motorin- malzeme kesintisi hususunda taraflar arasında çekişme bulunduğu, her iki tarafın dosyaya 2 farklı “2 nolu hakediş” sunduğu, bu hakedişlerin içeriklerinin de birbirinden farklı olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın 1.hak edişte yapılan kesinti tutarı ile 2. hak ediş miktarından kaynaklandığı, o halde, mahkemece 30/04/2014 tarihli 2 nolu hak ediş ile kesintilerinin denetlenmesi yönünden, mahallinde keşif yapılmak suretiyle, davacı tarafça yapıldığı tarafların kabulünde olan işin miktarı ve bedeli belirlenerek, her iki tarafın dosyaya sunduğu 2 nolu hak edişler ile bu hakedişlerde belirtilen kesintilerin miktarının mahallinde yapılan iş ve bulunan bedel ile karşılaştırması yapılarak, kesinti yapılıp yapılmayacağı ve yapılacaksa ne miktar kesinti yapılacağı belirlenip, ödenen bedelin mahsubu ile, bakiye iş bedeli alacağı bulunup bulunmadığının saptanması ve keşiften sonra düzenlenecek bilirkişi raporuna göre gerekirse ceza soruşturması evrakının kesinleşmesinin beklenip beklenmeyeceği de değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemenin 12/05/2022 tarihli kararı ile, mahallinde 09/04/2021 tarihinde yapılan keşif akabinde hazırlanan 13/07/2021 tarihli bilirkişi kurul raporu ve 17/01/2022 ek rapor hükme esas alınmak suretiyle, davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle alacağının 638.178,16 TL olduğu, bu miktardan davalı yanca ödenen 34.448,33 TL’nin mahsubu sonucu davacının alacağının 603.729,82 TL olarak hesaplandığı, davacı yanca 418.635,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptalinin istendiği, davalılar … – … Ortaklığı yönünden sözleşmenin tarafı olmadıkları gözetilerek bu davalılar yönünden davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiği, davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin yasal koşullarının oluşmadığı, davalı …’in icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği, alacağın yargılamayı gerektirip, belirlenebilir olmadığı gerekçesiyle, davalılar … – … Ortaklığı yönünden husumet yokluğundan davanın reddine, davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı … San. Tic. Ltd. Şti. yönünden 418.635,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, işlemiş faiz yönünden talebin reddine, 418.635,00 TL’ye takip tarihinden itibaren takip koşullarında yasal faiz yürütülmesine, alacak eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı … San.Tic.Ltd.Şti. vekili 30/06/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, mahkemece Dairemizin kaldırma kararına uyularak verilen kararın kaldırma gerekçelerini karşılamadığını, davacı şirketin, dosyaya delil olarak örneklerini sunduğu 3 adet hakedişe dayalı olarak alacak iddiasında ve talebinde bulunduğunu, kümülatif olarak giden bu 3 hakediş sonrası kendi delil ve belgelerine göre talep edebileceği toplam alacak miktarının 578.937,95 TL, müvekkilinin dosyaya sunulan delil ve belgeler ile sabit olan, davacı tarafından itiraz edilmeyen ödeme miktarının 577.708,67 TL, aradaki farkın 1.229,28 TL olduğunu, buna rağmen, mahkemenin 418.635,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermesinin isabetsiz olduğunu, davacının hak edişlerde yapılan işlerin karşılığı olarak müvekkiline kestiği faturalar ile hak edişlerde gösterilen kesinti ve mahsuplara ilişkin olarak müvekkilinin düzenleyip davacıya verdiği ve davacının da itirazsız olarak alıp kabul ettiği, defterlerine işleyip, buna göre beyannameler verdiği faturalara göre, davacının müvekkilinden talep edebileceği bir alacağı bulunmadığını, mahkeme tarafından davacının itirazsız olarak kabul edilen ve kayıtlarına işlenen faturalara değil de, davacının sonradan düzenlediği sahte bir hakediş ve bu sahte hakedişe dayalı olarak düzenleyip, müvekkiline gönderdiği ve müvekkilinin de almayıp itiraz ve iade ettiği davacı faturasına göre karar verdiğini, başlangıçta, davacı ve müvekkili tarafından düzenlenip, karşı tarafa verilen, her iki tarafın da, itirazsız olarak alıp defterlerine işlediği karşılıklı faturalar ile otaya çıkan hesap (alacak/borç) durumunun aksini iddia eden tarafın bunu ispat etmesi gerektiğini, mahkemenin kararında, davacının isbat külfetini yerine getirmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, müvekkilinin ispat külfetini yerine getiremediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, davacının sonradan düzenlediği, sadece kapak sayfasında imza bulunan “sahte 2 nolu hakediş”e ve bu hakedişe dayalı olarak düzenlenip, müvekkiline gönderilen ve müvekkilinin de kabul etmeyip itiraz ve iade ettiği faturaya dayalı olarak hesaplama yapılarak karar verildiğini, davacının bizzat kendisinin delil olarak dosyaya sunduğu 3 nolu hakedişin de; davacının dosyaya sunduğu “sahte 2 nolu hakediş”i yalanladığını, müvekkilinin dosyaya delil olarak sunduğu “2 nolu hakediş” içeriğini teyit ettiğini, davacının dosyaya sunduğu 3 nolu hakedişe göre; 2 nolu hakedişten gelen alacak miktarının; 459.788,84 TL, nihai ve toplam alacak miktarının ise 578.937,95 TL olarak gösterildiğini, (Müvekkilinin dosyaya sunduğu 2 nolu hakedişe göre alacak miktarının; 459.788,82 TL, davacının dosyaya sunduğu “sahte 2 nolu hakediş’e göre alacak miktarının ise; 1.075.387,10 TL olduğunu) bu rakamların mahkeme ve bilirkişi tarafından itibar edilerek, buna göre hesaplama yapılan ve karar verilen davacı hakedişinin içeriğinin doğru olmadığını, bu hakedişe göre sonradan düzenlenen fatura içeriğinin de gerçeğe aykırı olduğunu ortaya koyduğunu, mahkeme kararının isabetsizliğini gösterdiğini, bilirkişiler tarafından hazırlanan 17/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, 13/07/2021 tarihli kök rapora yönelik itirazlarının karşılanmadığını, ek raporun bu bakımdan, olaya ve dosya kapsamına aykırı olduğu gibi Dairemiz kararını karşılamadığını, ancak buna rağmen, mahkemece bu ek rapora itibar edilerek karar verildiğini, mahkeme kararının bu bakımdan da isabetsiz olduğunu, taraflarca üzerinde mutabık kalınan ve ihtilaf bulunmayan “1 nolu hakediş”te, müvekkili şirketin çift imza ile temsil edildiğini ve hakedişin tüm sayfalarının her iki taraf yetkililerince imzalandığını, davacının sunduğu ve müvekkili tarafından itiraz edilen “2 nolu hakediş”te ise, müvekkili şirket adına tek imza atıldığını, üstelik bu imzanın, sadece hakedişin kapak sayfasında mevcut olup, hakedişin diğer sayfalarında müvekkili şirket adına atılmış hiç bir imza bulunmadığını, müvekkili şirket tarafında dosyaya sunulan “2 nolu hakediş”in, gerçek ve doğru rakamları içeren hakediş olduğunu, tüm hesaplama ve değerlendirmelerin bu hakedişe göre yapılması gerektiğini, davacının müvekkilinin dosyaya sunduğu “2 nolu hakediş”e uygun olarak düzenlediği faturaları alıp, defterlerine işlediğini ve itiraz etmediğini, bu durumda, tüm değerlendirme ve hesaplamaların bu husus gözönünde bulundurularak yapılması gerekirken, bilirkişilerce aksi yönde değerlendirme ve hesaplama yapıldığını,davacının; başlangıçta alıp defterlerine işlediği müvekkilinin “2 nolu hakediş”e ilişkin faturasının içeriğine ilişkin olarak, daha sonra iade fatura düzenleyip müvekkiline gönderdiğini, ancak müvekkilinin bu faturayı kabul etmeyerek, yasal süre içerisinde itiraz ettiğini, buna rağme n, bilirkişiler tarafından, müvekkilinin kabul etmeyip iade ettiği bu faturanın da dahil edilerek değerlendirme ve hesaplama yapıldığını, davacının dosyaya sunduğu (imzasız olmakla birlikte, kendisi tarafından delil olarak dosyaya sunulmakla, kendi aleyhine delil olma vasfı bulunan) “3 nolu hakediş”te, kümülatif olarak gelen meblağın, kendisinin dosyaya sunduğu “2 nolu hakediş” ile örtüşmediğini, müvekkilinin dosyaya sunduğu “2 nolu hakediş” ile birebir örtüştüğünü, taraflar arasında ihtilaf konusu olan hususlarda, hukuka ve yerleşmiş Yargıtay kararlarına aykırı olarak, davacı lehine, hatalı değerlendirme yapıldığını, bilirkişi raporunda; müvekkilinin dosyaya sunduğu ve üçüncü kişi firmalardan kiralanıp, davacıya kullandırılan, kamyon ve makinelere ilişkin (taraflar arasındaki ihtilaf konusu olan makine kiralama bedelinin dayanağı olan) faturalara ilişkin değerlendirmelerin de isabetsiz olduğunu, müvekkilinin üçüncü kişi/firmalardan kiraladığı bu makine ve kamyonların kiralama bedellerine ilişkin belge ve faturaların davacı ile bir ilgi ve irtibatı bulunmadığına ilişkin hatalı bir değerlendirme yapılmasının da, dosya kapsamının bütünü göz önünde bulundurulmadan, yüzeysel ve afaki bir şekilde yapıldığını, hatalı ve subjektf bir değerlendirme olduğunu, üstelik davacının, bu faturayı alıp defterine işlemek ve yasal süre içerisinde itiraz etmemekle, fatura içeriğini kabul etmiş bulunduğunu, davacının kendisinin dosyaya delil olarak sunduğu 3 nolu hakedişin imzasız olsa bile, kendisi aleyhine delil teşkil ettiğini, davacının talep ve davasını dayandırdığı, bilirkişilerin de borç/alacak hesabının dayanağı olan, davacının dosyaya sunduğu “2 nolu hakediş”‘in içeriğinin ve içerdiği rakamların doğru olmadığının davacı tarafından ikrarı mahiyetinde olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı … San. Tic. Ltd. Şti. ise yüklenicidir. Davacı ile davalı … San. Tic. Ltd. Şti arasında T.C. Ulaştırma Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün iş sahibi olduğu davalılardan …-… Adi Ortaklığının yükleniminde olup, diğer davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. nin taşeron olduğu 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Yolu Otoyolu Projesi kapsamında 25/03/2014 tarihli taşeron sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede, davacı taşeronun işe 07/03/2014 tarihinde başlayacağı ve 29/09/2014 tarihinde işi teslim edeceği kararlaştırılmış, sözleşme davalı yanca davacıya gönderilen Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 24/07/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedilmiştir. Taraflar arasında işin başlama tarihinden sözleşmenin fesh edildiği tarihe kadar işin davacı tarafça yapılan kısmına yönelik bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafça yapılan iş miktarına ilişkin olarak sözleşme gereğince 30/04/2014, 31/05/2014 ve 30/06/2014 tarihli 3 adet hak ediş ve 2 adet fatura düzenlenmiştir. Davalı tarafça da dosyaya 2 adet fatura sunulmuştur. Davacı şirket, dosyaya delil olarak örneklerini sunduğu 3 adet hakedişe dayalı olarak alacak iddiasında bulunmuştur. Taraflarca dosyaya 2 farklı “2 nolu Hakediş” sunulmuş olup, bu hakedişlerin içerikleri de birbirinden farklıdır. Taraflar ve her iki tarafın ticari defterleri arsındaki ihtilaf da, bu hakediş doğrultusunda kesilen faturalardan kaynaklanmaktadır. Dairemizin kaldırma kararından sonra ve kaldırma kararı doğrultusunda mahkemece mahallinde 12/04/2021 tarihinde bilirkişiler eşliğinde keşif yapıldığı, keşif akabinde mali müşavir … ve inşaat mühendisleri … ile … tarafından hazırlanan 13/07/2021 tarihli bilirkişi kurul raporunda; dava konusu işin niteliği sebebiyle yapılan imalatların yerinde ölçülemeyeceği topografya sebebiyle kısmi ölçümler yapılsa dahi gerçek metrajları yansıtamayacağı için yerinde ölçüm yapılarak tespit yapılmasının mümkün olmadığı, bu sebeple taraflar arasında mutabık kalınan hakediş ve faturalar özelinden sonuca varmanın daha uygun olacağı belirtilmiştir. Raporun devamında; davacı yanca dosyaya sunulan 2 nolu hakediş esas alınarak davacı şirketin 07/08/2014 tarihli icra takibindeki alacağının 638.178,15 TL olarak tespit edildiği, davacı şirketin icra takip sonrası davalı şirketin ödeme ve gider yansıtma faturaları sonrası 603.729,82 TL alacağının kaldığı, davacının talebi ile bağlılık ilkesi gereği 418.635,00 TL talep edebileceği belirtilmiş, aynı kurul tarafından tanzim edilen 17/01/2022 tarihli ek raporda; kök raporda detayları yazılı olan dosya içerisinde mevcut davacı vekili tarafından davalı … Ltd. Şti.’ ne gönderilen Kadıköy …. Noterliği’nin 18/07/2014 tarih … yevmiye no ile ihtarnamesinde; “31/05/2014 tarihli faturanın, 1 adet makine kira bedeli olan 499.806,52 TL ve 89.965,17 TL KDV miktarlı kısmını sözleşme ve hakedişlerde kabul edilmiş bir miktar olmaması nedeni ile iade edildiği”nin belirtildiği, taraflar arasındaki ihtilafın makine kira bedelleri olduğu kanaatinin bu ihtarname ile oluştuğu, davacının sunduğu 1 nolu hak edişte davalı proje müdürü …’ın imzasının bulunduğu, 2 numaralı hak edişin “Ara Hak Ediş Sertifikası Kapak Sayfası” başlıklı sayfasında davacı şirketin kaşesi ve imzası ile proje müdürü …’ ın imzalarının bulunduğu, 3 nolu hak edişin imzasız olduğu, davalının sunduğu 1 nolu hak edişte davacı şirketin imzası ile davalı proje müdürü …’ın imzasının bulunduğu, 2 numaralı hak edişte davacı şirket çalışanı ile davalı proje müdürü …’ ın imzalarının bulunduğu, 3 nolu hak edişte imza bulunmaması sebebi ile bu hakedişin değerlendirmeye alınmadığı, her hakedişin kapak sayfasında “2” numaralı yazdığının görüldüğü, bu sebeple hakedişlerde numaraların değil, tarihlerin dikkate alınarak inceleme yapıldığı, tarafların imzalarının bulunduğu dikkate alınan hakedişlerin; 1 nolu hakedişin, 30/04/2014 tarihli, KDV dahil imalat tutarı; 1.213.500,21 TL, malzeme kesintisi; 753.087,07 TL, KDV tevfikatı; 37.022,04 TL, hakediş teminat tesintisi; 51.419,50 TL, taşerona ödenecek net tutar; 371.971,60 TL, 2 nolu hakedişin, 31/05/2014 tarihli, KDV dahil imalat tutarı; 1.649.817,60 TL, malzeme kesintisi; 851.987,73TL, KDV tevfikatı; 50.333,42 TL, hak ediş teminat tesintisi; 69.907,53 TL, taşerona ödenecek net tutar; 677.588,92 TL olmak üzere taşerona ödenecek toplam tutarın; 1.049.560,52 TL olduğunun belirlendiği, dosyaya sunulan dava dışı firmaların faturalarının içeriğinde “ Makina Kira Bedeli (Hitachi 350), “3.Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyol Projesi 6 Nolu Hakediş İle Araç Kira Bedeli”, “ Kamyon Kiralama Bedeli-Mayıs” şeklinde açıklamalar yazdığı, davalı … Şirketinin yaptığı kesintilere dair sunduğu evraklar ve dokümanların davacı … Şirketi ile doğrudan ilişkisini kurduğu bir tutanak veya bu yapılan masrafların direkt davacı şirkete yapıldığına dair herhangi bir fatura, zeyilname vb. evraka rastlanmadığı, kök raporda belirlendiği üzere; davacı tarafın 07/08/2014 tarihinde başlattığı icra takibinde taleple bağlılık ilkesi gereğince 418.635,00 TL talep edebileceği yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. Yine mahkemece Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda ceza hazırlık soruşturmasının akibeti araştırılmış, gelen evraklardan; davalı- müşteki … San.Tic.Ltd.Şti tarafından davacı … San.ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi … ile davalı müşteki şirket yetkilisi … hakkında, davacı şirket tarafından eldeki davaya delil olarak sunulan ” 2 nolu hakediş” in içerğinin gerçeği yansıtmadığı, taraflar arasındaki gerçek borç/alacak durumunu göstermediği, sahte olarak düzenlenip delil olarak mahkemeye sunulduğundan bahisle özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmaları talebiyle şikayette bulunulduğu, şikayet dilekçesinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’nun 2015/76842 soruşturma dosyasına kaydedildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 16/06/2017 tarih, 2017/44834 Karar sayılı karar ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, bu karara davalı şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine mahkemece itirazın kabulüne karar verilerek soruşturmaya 2017/156601nolu dosyadan devam edildiği, yapılan soruşturma sonunda 12/03/2019 tarih, 2019/ 26276 Karar sayılı karar ile, şikayet dilekçesinde tespiti istenilen hususların hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gereken hususlar olduğu, bu konuda da açılmış dava bulunduğu, yapılan iş, miktarı ve ödeme miktarlarının kıyaslanmasının ve doğrulanmasının hukuk mahkemesince çözümlenecek bir husus olduğu, olayda sahtecilik ve dolandırıcılık suçunun mevcut hali ile unsurlarının bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, davalı yanca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12/03/2019 tarihli kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karara itiraz edilmesi üzerine İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2019/2101 D.İş sayılı dosyasından 11/09/2019 tarihli kararla itirazın kesin olarak reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir ( bkz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2022 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 Karar sayılı kararı) Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda taraflar arasındaki ihtilafın her iki tarafça dosyaya sunulan farklı 2 adet ” 2 nolu hakediş”ten kaynaklandığı, sunulan iki hakedişte de taraf yetkililerinin imzalarının bulunduğu, davalı yanca davacı tarafça hazırlanan 2 nolu hakediş belgesinin sahte olduğu iddiasıyla yapılan şikayet üzerine davacı şirket yetkilisi hakkında yapılan hazırlık soruşturması sonucunda şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kesin olarak karar verildiği ve Dairemizin kaldırma kararından sonra ve kararımız doğrultusunda mahallinde yapılan keşifte bilirkişi kurulunca yapılan işin tespit edilemediği açıktır. O halde anılan Yargıtay kararları kapsamında eldeki davada, mahkemece olayda ispat yükünün davacı yüklenicide olduğu, ancak davacı tarafından yapılan işin ve miktarının ispat edilemediği, ancak davalı tarafça sunulan 2 nolu hakediş belgesindeki borç miktarının davalı yanca kabul edildiği dikkate alınarak hükme dayanak yapılan raporu hazırlayan bilirkişi kurulundan davalı yanca sunulan 2 nolu hakediş belgesindeki rakamların dikkate alınması suretiyle davacının bakiye iş bedeli alacağının hesaplanması için denetime elverişli ek rapor alınması gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu davacı yanca sunulan 2 nolu hakediş belgesine göre hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı … San.Tic.Ltd.Şti vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/05/2022 tarih, 2020/734 Esas, 2022/404 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.