Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/225 E. 2022/1879 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/225
KARAR NO: 2022/1879
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2021
NUMARASI: 2019/820 Esas, 2021/725 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı … Ltd. Şti ile … Tic. Ltd. Şti arasında 03.07.2018 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme gereği üzerine düşen tüm görevleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafın sözleşme şartlarını yerine getirmediğini, Bakirköy … İcra Müdürlüğü’nde icra takibine konu edilen 31.364,00 TL ve 33.063,78 TL bedelli iki adet faturanın davacı şirket tarafından taşeronluk sözleşmesine istinaden düzenlenmesine rağmen davalı firmanın ve sözleşme tarafı olan firma sahibinin … olması ve muhatap olarak da … ile sözleşme yapılması nedeniyle … San. ve Tic. Ltd. Şti’ye gönderildiğini, davalı şirket tarafından bu faturalar kabul edilerek ticari defterlerine işlendiğini, açıklanan sebeplerle davalı borçlunun haksız itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından davalı şirket aleyhine hiçbir ilişkisi olmayan faturalardan dolayı toplam 70.474,12 TL tutarlı takip yapıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz ederek takibi durduğunu, çünkü davacı tarafa herhangi bir borcun olmadığını, davacı şirket ile yapılmış hiçbir sözleşme olmadığı gibi ticari bir ilişkinin de bulunmadığını, husumet itirazının yok sayılarak dosya değerlendirilse dahi davacının faturalardaki işin yapıldığının ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda icra takibinin durması sebebiyle itirazın iptali davası açıldığı, 03/07/2018 tarihli taşeronluk sözleşmesini davacı … İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. Ve sözleşmenin diğer tarafının ise dava dışı … olduğu, dava ve takip konusu faturaların 03/07/2018 tarihli taşeronluk sözleşmesi kapsamında düzenlendiğinin tarafların kabulünde olduğu, davalı şirket ile taşeronluk sözleşmesine taraf olan kişilerin birbirinden farklı olması ve davacı tarafından sözleşmeye taraf kişiye hizmetin verildiğinin kabulü ile TTK hükümlerine göre basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davacının sözleşmenin tarafı olmayan 3. kişi adına fatura düzenlenmesinin yanılgıya dayandığı iddiasına itibar edilmediği, davalı tarafından takibe konu faturalardan birinin ticari defterlerine işlemiş olmasının davalıyı borç altına sokmayacağının kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacı ile davalı … Tic Ltd.Şti arasında 03/07/2018 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, sözleşme … Tic Ltd.Şti adına paydaşı ve temsilcisi olarak … tarafından imzalandığını, davacı şirketin taşeronluk sözleşmesi gereği yükümlü olduğu edimleri yerine getirdiğini, ancak … San. Tic Ltd.Şti’nin sözleşme gereği yükümlü olduğu edimleri yerine getirmediğini, davacı şirketçe … Tic Ltd.Şti yetkilisinin göndermiş olduğu fatura bilgilerine istinaden … San. ve Tic. Ltd. Şti. firmasına fatura kesilerek davalı şirkete gönderildiğini, davalı firmanın faturayı teslim aldığını, herhangi bir itirazda bulunmadığını, ancak buna rağmen faturaya istinaden ödeme yapılmadığını, … inşaat ile … arasında organik bağ bulunduğunu, … İnşaat şirketi paylarının sahibi …’ın … İnşaatın sahibi olan …’ın eşi olduğunu, sırf bu unsurun bile Yargıtay kararları doğrultusunda bu iki şirket arasındaki organik bağın varlığına karine oluşturduğunu, Türk Ticaret Kanunu’na göre ticaret ünvanı çekirdek ve ek olmak üzere iki unsurdan oluştuğunu, … İnşaat ile … İnşaat şirketlerinin ticari unvanlarının çekirdek ve ek kısımlarının neredeyse bire bir aynı olduğunu, davalının aynı şirket imajı vermek suretiyle borçlardan kaçınmak için böyle bir yola başvurulduğunu, dava dışı … İnşaat’ın genel olarak İstanbul’da faaliyetlerini iştigal eden bir firma olup 2017 yıllından sonra Çanakkale yakınlarında iş potansiyeli oluştuğu için o bölgede bir nevi şube gibi çalışacak bir şirket ihtiyacı sonucu davalı … İnşaat Şirketi’nin kurulduğunu, … firmasının İstanbul merkezli … firmasının Çanakkale de aldıkları iş oranınına istinaden burada bir firma kurma gereksinimine binaen kurulmuş bir şirket olduğunu, her iki şirketin arasındaki bağın yadsınamaz olduğunu, davalı şirketin 2017 yılında kurulmuş olduğunu, kesilen fatura tarihinin 2018 yılı olduğunu, adresi İstanbulda bulunan … İnşaat’ın elemanı olan …’ın Gelibolu şirketi olan … İnşaatında ne gibi bir işi var ise tebligatı aldığını, taşeronluk sözleşmesine dayalı başka bir alacağa konu alan davacı ile … İnşaat arasındaki davanın Bakırköy 6. Asliye Ticaret 2019/825 E. dosyası kapsamında sürmekte olduğunu, … İnşaat’ın bu dava da borçlu olmadığını beyan ettiğini, tüm hileli davranışların davalı tarafından yapıldığını, … İnşaat ile … İnşaat kötü niyetli olup alacaklıları zarara uğratma saikiyle hareket ettiklerini, ayrıca Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/825 Esas sayılı dosyasından da anlaşılacağı üzere … İnşaat Şirketi ile … İnşaatın vekillerinin aynı kişi olduğunu, Hukuk Genel Kurulunun 2020/94 Esas, 2020/358 Karar sayılı kararına göre benzer somut olgular gerçekleştiği durumda iki şirketin arasındaki organik bağ sebebiyle her iki şirketin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespiti yönünde karar verildiğini, … İnşaat ile … İnşaat şirketlerinin sahiplerinin karı-koca olmaları, ortak vekillerinin olması, ticari unvanlarının ayırt edilmeyecek derece de aynı olması, faaliyet konularının birebir aynı olması ve diğer hususlarla dürüstlük kuralına aykırı davranışları bir arada değerlendirildiğinde söz konusu iki şirketin farklı tüzel kişiliklere sahip olduğu yolundaki savunmaların hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, mahkemenin pasif husumet yokluğundan davanın reddine dair kararının hukuka aykırı olduğunu, mahkeme tarafından bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını, dava konusu faturaların davalı tarafından teslim alındığını, herhangi bir itirazda bulunulmadığını, 06.09.2018 tarih 371723 sıra nolu 31.364,00 TL bedelli faturanın davalının ticari defterinde kayıtlı olduğunu, 01.11.2018 tarih 371724 sıra nolu 33.063,60 TL bedelli faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmasa da söz konusu faturanın sevk irsaliyesi ile birlikte davalı şirkete teslim edildiği hususunun anlaşıldığını, faturaların ticari defterlerine işlenmiş olması, davalı şirketin kendi iradesiyle gerçekleşmiş olduğundan taraflar arasındaki sözleşmenin ispat edilmiş olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron davalı ise yüklenicidir. Davacı şirket ile dava dışı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi arasında 03.07.2018 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalanmış olup, davalı …ne karşı açılmış olan davada mahkemece davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında davacı tarafından 01.11.2018 tarih … seri nolu 33.063,60 TL fatura ile 06.09.2018 tarih … seri nolu 31.364,00 TL bedelli fatura düzenlendiği, alınan bilirkişi raporuna göre 06.09.2018 tarih … seri nolu 31.364,00 TL bedelli faturanın davalı …nin ticari defterlerine kaydedildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı tarafından teslim alınarak ticari defterine kaydedilmiş olması taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı hukuki ilişkinin benimsendiğini göstermektedir. Ayrıca, faturaları teslim alan … isimli kişi dava dışı … Sanayi Ticaret Limited Şirketinin personeli olması, davalı şirket sahibi …’ın sözleşmeyi imzalayan dava dışı … Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketinin sahibi ve sözleşmeyi imzalayan …’ın eşi olması, faturanın davalı defterlerine işlenmesi ile birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2021 tarih, 2019/820 Esas, 2021/725 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.